397 Kayıt Bulundu.
Bize Yahya b. Bükeyr, ona Leys, ona Ukayl, ona İbn Şihâb; (T) Bana Ahmed b. Salih, ona Anbese, ona Yunus, ona İbn Şihâb, ona Urve, ona da Hz. Peygamber'in (sav) eşi Aişe şöyle söylemiştir: Hz. Peygamber (sav) hayattayken güneş tutuldu. Nebi (sav) hemen mescide çıktı. İnsanlar O'nun arkasında saf tuttular. Rasulullah (sav) Allahu Ekber diyerek tekbir getirdi, ardından uzun uzun Kur'an okudu. Sonra Allahu Ekber deyip uzun bir rükû yaptı. Sonra Semiallahu li men hamideh deyip doğruldu. Secdeye gitmedi ve uzun bir kıraat yaptı. Bu kıraati ilk kıraatten daha kısaydı. Sonra Allahu Ekber deyip uzun bir rükû daha yaptı. Bu ikinci rükûu ilkinden daha kısaydı. Sonra Semiallahu li men hamideh, Rabbena ve leke'l-hamd dedi. Sonra secde yaptı. Bu secdeden sonra sonuncu rekatı da ilki gibi kıldı. Böylece Hz. Peygamber (sav) dört secde içinde dört rükûu tamamladı. Namazdan çıkmadan önce de güneş açıldı. Sonra Rasulullah (sav) hutbe vermek üzere ayağa kalktı ve layık olduğu sıfatlarla Allah'ı sena etti (övdü). Bundan sonra da "Güneş ile ay Allah'ın ayetlerinden iki ayettir. Onlar hiç kimsenin ölümü ve hayatından dolayı tutulmazlar. Siz bunların tutulmalarını gördüğünüzde hemen namaza durun" buyurdu. Kesîr b. Abbas dedi ki: Abdullah b. Abbas (ra) 'Güneşin tutulduğu gün' hadisini, Urve'nin Aişe'den rivayet ettiği hadis gibi rivayet ederdi. ez-Zührî dedi ki: Ben Urve'ye: Senin kardeşin Abdullah b. Zübeyr Medine'de güneş tutulduğu gün sabah namazı gibi namaz kıldı; iki rekattan fazla kılmadı, dedim. Urve: Evet, öyle yaptı. Sünnete uygun olmadı, dedi
Bize Abdullah b. Muhammed, ona Hişâm, ona Ma'mer, ona ez-Zührî ve Hişâm, onlara Urve, ona da Aişe (r.anha) şöyle söylemiştir: Hz. Peygamber (sav) zamanında güneş tutulmuştu. O (sav) da ayağa kalkıp insanlara namaz kıldırdı. Namazı da şöyleydi: Kıraati uzun yaptı. Sonra rükûa gitti ve rükûu da uzun yaptı. Sonra rükûdan kalktı ve tekrar kıraati uzattı. Bu ikinci kıraati ilk kıraatinden daha kısaydı. Sonra tekrar rükûa gitti ve bu rükûu ilkinden daha kısaydı. Sonra rükûdan kalktı. Sonra da iki secde yaptı. Ardından ayağa kalktı ve ikinci rekatı da ilk rekatı kıldığı gibi kıldı. Sonra hutbe vermek için kalktı ve şöyle buyurdu: "Güneş ve ay, hiçbir kimsenin ölümü ve hayatı için tutulmaz. Fakat bunlar Allah'ın ayetlerinden iki ayettir. Allah bunları kullarına gösterir. Siz bu tutulmayı gördüğünüzde hemen namaza durun."
Bize Muhammed b. Ubeydullah b. Abdülazîm, ona İbrahim b. Sebelân, ona Abbad b. Abbad el-Mühellebî, ona Muhammed b. Amr, ona Ebu Seleme, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) zamanında güneş tutuldu da kalkıp insanlara namaz kıldırdı. Kıyamı uzun tuttu. Sonra rükûa gitti. Rükûu da uzun tuttu. Daha sonra rükûdan kalktı, ayakta uzun durdu, ama ilk kıyamdan daha kısa idi. Ardından rükûa gitti. Rükûu da uzun tuttu ama ilk rükudan daha kısa idi. Sonra secdeye vardı, ve uzunca secde yaptı, başını secdeden kaldırdı, sonra yine secdeye vardı. Secdeyi uzun tuttu ama, ilk secdeden daha kısa idi. Ardından kalktı ve böylece iki rekat namaz kıldı. Her iki rekatta da bunun benzerini yaptı. En sonunda benzer şekilde iki secde yapıp namazını bitirdi ve şöyle buyurdu: "Güneş ile ay Allah'ın ayetlerinden iki ayettir. Onlar birinin ölümü ve hayatı sebebiyle tutulmaz. Bunu gördüğünüzde Allah'ın (ac) zikrine ve namaza sığının."
Bize Yahya b. Bükeyr, ona Leys, ona Ukayl, ona İbn Şihâb; (T) Bana Ahmed b. Salih, ona Anbese, ona Yunus, ona İbn Şihâb, ona Urve, ona da Hz. Peygamber'in (sav) eşi Aişe şöyle söylemiştir: Hz. Peygamber (sav) hayattayken güneş tutuldu. Nebi (sav) hemen mescide çıktı. İnsanlar O'nun arkasında saf tuttular. Rasulullah (sav) Allahu Ekber diyerek tekbir getirdi, ardından uzun uzun Kur'an okudu. Sonra Allahu Ekber deyip uzun bir rükû yaptı. Sonra Semiallahu li men hamideh deyip doğruldu. Secdeye gitmedi ve uzun bir kıraat yaptı. Bu kıraati ilk kıraatten daha kısaydı. Sonra Allahu Ekber deyip uzun bir rükû daha yaptı. Bu ikinci rükûu ilkinden daha kısaydı. Sonra Semiallahu li men hamideh, Rabbena ve leke'l-hamd dedi. Sonra secde yaptı. Bu secdeden sonra sonuncu rekatı da ilki gibi kıldı. Böylece Hz. Peygamber (sav) dört secde içinde dört rükûu tamamladı. Namazdan çıkmadan önce de güneş açıldı. Sonra Rasulullah (sav) hutbe vermek üzere ayağa kalktı ve layık olduğu sıfatlarla Allah'ı sena etti (övdü). Bundan sonra da "Güneş ile ay Allah'ın ayetlerinden iki ayettir. Onlar hiç kimsenin ölümü ve hayatından dolayı tutulmazlar. Siz bunların tutulmalarını gördüğünüzde hemen namaza durun" buyurdu. Kesîr b. Abbas dedi ki: Abdullah b. Abbas (ra) 'Güneşin tutulduğu gün' hadisini, Urve'nin Aişe'den rivayet ettiği hadis gibi rivayet ederdi. ez-Zührî dedi ki: Ben Urve'ye: Senin kardeşin Abdullah b. Zübeyr Medine'de güneş tutulduğu gün sabah namazı gibi namaz kıldı; iki rekattan fazla kılmadı, dedim. Urve: Evet, öyle yaptı. Sünnete uygun olmadı, dedi
Bize Yahya b. Bükeyr, ona Leys, ona Ukayl, ona İbn Şihâb; (T) Bana Ahmed b. Salih, ona Anbese, ona Yunus, ona İbn Şihâb, ona Urve, ona da Hz. Peygamber'in (sav) eşi Aişe şöyle söylemiştir: Hz. Peygamber (sav) hayattayken güneş tutuldu. Nebi (sav) hemen mescide çıktı. İnsanlar O'nun arkasında saf tuttular. Rasulullah (sav) Allahu Ekber diyerek tekbir getirdi, ardından uzun uzun Kur'an okudu. Sonra Allahu Ekber deyip uzun bir rükû yaptı. Sonra Semiallahu li men hamideh deyip doğruldu. Secdeye gitmedi ve uzun bir kıraat yaptı. Bu kıraati ilk kıraatten daha kısaydı. Sonra Allahu Ekber deyip uzun bir rükû daha yaptı. Bu ikinci rükûu ilkinden daha kısaydı. Sonra Semiallahu li men hamideh, Rabbena ve leke'l-hamd dedi. Sonra secde yaptı. Bu secdeden sonra sonuncu rekatı da ilki gibi kıldı. Böylece Hz. Peygamber (sav) dört secde içinde dört rükûu tamamladı. Namazdan çıkmadan önce de güneş açıldı. Sonra Rasulullah (sav) hutbe vermek üzere ayağa kalktı ve layık olduğu sıfatlarla Allah'ı sena etti (övdü). Bundan sonra da "Güneş ile ay Allah'ın ayetlerinden iki ayettir. Onlar hiç kimsenin ölümü ve hayatından dolayı tutulmazlar. Siz bunların tutulmalarını gördüğünüzde hemen namaza durun" buyurdu. Kesîr b. Abbas dedi ki: Abdullah b. Abbas (ra) 'Güneşin tutulduğu gün' hadisini, Urve'nin Aişe'den rivayet ettiği hadis gibi rivayet ederdi. ez-Zührî dedi ki: Ben Urve'ye: Senin kardeşin Abdullah b. Zübeyr Medine'de güneş tutulduğu gün sabah namazı gibi namaz kıldı; iki rekattan fazla kılmadı, dedim. Urve: Evet, öyle yaptı. Sünnete uygun olmadı, dedi
Bize Yahya b. Bükeyr, ona Leys, ona Ukayl, ona İbn Şihâb; (T) Bana Ahmed b. Salih, ona Anbese, ona Yunus, ona İbn Şihâb, ona Urve, ona da Hz. Peygamber'in (sav) eşi Aişe şöyle söylemiştir: Hz. Peygamber (sav) hayattayken güneş tutuldu. Nebi (sav) hemen mescide çıktı. İnsanlar O'nun arkasında saf tuttular. Rasulullah (sav) Allahu Ekber diyerek tekbir getirdi, ardından uzun uzun Kur'an okudu. Sonra Allahu Ekber deyip uzun bir rükû yaptı. Sonra Semiallahu li men hamideh deyip doğruldu. Secdeye gitmedi ve uzun bir kıraat yaptı. Bu kıraati ilk kıraatten daha kısaydı. Sonra Allahu Ekber deyip uzun bir rükû daha yaptı. Bu ikinci rükûu ilkinden daha kısaydı. Sonra Semiallahu li men hamideh, Rabbena ve leke'l-hamd dedi. Sonra secde yaptı. Bu secdeden sonra sonuncu rekatı da ilki gibi kıldı. Böylece Hz. Peygamber (sav) dört secde içinde dört rükûu tamamladı. Namazdan çıkmadan önce de güneş açıldı. Sonra Rasulullah (sav) hutbe vermek üzere ayağa kalktı ve layık olduğu sıfatlarla Allah'ı sena etti (övdü). Bundan sonra da "Güneş ile ay Allah'ın ayetlerinden iki ayettir. Onlar hiç kimsenin ölümü ve hayatından dolayı tutulmazlar. Siz bunların tutulmalarını gördüğünüzde hemen namaza durun" buyurdu. Kesîr b. Abbas dedi ki: Abdullah b. Abbas (ra) 'Güneşin tutulduğu gün' hadisini, Urve'nin Aişe'den rivayet ettiği hadis gibi rivayet ederdi. ez-Zührî dedi ki: Ben Urve'ye: Senin kardeşin Abdullah b. Zübeyr Medine'de güneş tutulduğu gün sabah namazı gibi namaz kıldı; iki rekattan fazla kılmadı, dedim. Urve: Evet, öyle yaptı. Sünnete uygun olmadı, dedi