Giriş

Bize Muhammed b. Müsenna, ona İbn Ebu Adî, ona Osman eş-Şahham ona da Müslim b. Ebu Bekre şöyle rivayet etmiştir: Babamı her namazın ardından "Allah'ım, küfürden, fakirlikten ve kabir azabından sana sığınırım" diye dua ederken işittim, bunun üzerine ben de bu duayı okumaya başladım. Babam bana “Evladım, sen bu duayı nereden öğrendin?” diye sorunca “Babacığım, seni namazdan sonra bunu okurken işittim, ben de senden öğrenmiş oldum” dedim. Bunun üzerine (babam) “Evladım, bunları okumaya devam et. Zira Hz. Peygamber (sav) namazdan sonra bu sözlerle dua ederdi” diye tavsiyede bulundu."


Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: اللَّهُمَّ إِنِّى أَعُوذُ بِكَ مِنَ الْكُفْرِ وَالْفَقْرِ

    Öneri Formu
23476 N005467 Nesai, İstiâze, 16

Bize Müsedded, ona Yahya, ona Süleyman el-A'meş, ona Şakik b. Seleme, ona Abdullah b. Mesud (ra) şöyle rivayet etmiştir: Biz Rasulullah (sav) ile birlikte namaza oturduğumuzda selam, kullarından önce Allah'a olsun, selam falan'a falan'a olsun diyorduk. Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Sizden biriniz namazda oturunca şöyle yapsın: Selam Allah'a olsun demeyiniz. Zaten Allah'ın kendisi Selâm'dır. Namazda oturduğu zaman Tahiyyat (her türlü selam), dua, güzellikler Allah'a olsun. Selam, Allah'ın rahmeti ve bereketleri Sana olsun ey Nebi. Selam bizim ve Allah'ın salih kulları üzerine olsun desin. Eğer bunu söylerseniz gökte ve yerde -yani gök ile yer arasındaki- tüm salih kullar nasibini alır. Yine şehadet ederim ki Allah'tan başka ilah yoktur. Yine şehadet ederim ki Muhammed O'nun kulu ve elçisidir desin ve sonra hoşuna giden bir dua bulup onunla Allah'a dua etsin."


    Öneri Formu
7806 D000968 Ebu Davud, Salat, 177, 178

Bize Vehb b. Bakiyye, ona Ömer b. Yunus el-Yemâmî, ona Muhammed b. Abdullah b. Tâvus, ona babası (Abdullah b. Tâvus), ona Tâvus, ona da İbn Abbas, Hz. Peygamber'in (sav) teşehhütten sonra şöyle dua ettiğini rivayet etmiştir: "Allah'ım! Cehennem azabından sana sığınırım. Kabir azabından sana sığınırım. Deccâl'in fitnesinden sana sığınırım. Hayatın ve ölümün fitnesinden sana sığınırım."


    Öneri Formu
7865 D000984 Ebu Davud, Salat, 178, 179, +

Bize Asım b. Nadr et-Teymî, ona el-Mu'temir, ona Ubeydullah(T) Bize Kuteybe b. Said, ona Leys, ona İbn Aclân, onlara Sumey, ona Ebu Salih, ona Ebu Hüreyre'nin söylediğine göre (Bu rivayet Kuteybe'ye aittir) fakir muhacirler Rasulullah'a (sav) gelerek 'Malları çok olan kimseler yüksek dereceleri ve kalıcı nimetleri kazınıp gittiler' dediler. Allah Rasulü "Bu Nasıl oldu?" buyurdu. Fakir muhacirler 'Onlar bizim gibi namaz kılıyor, bizim gibi oruç tutuyorlar. Diğer taraftan bizler sadaka veremediğimiz halde onlar sadaka verebiliyorlar, köle azat edemediğimiz halde köle azat edebiliyorlar' dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Sizden öncekilerin (derecelerine) erişebileceğiniz hatta sizden sonra gelenleri geçebileceğiniz, sizin yaptığınızı yapanların dışında hiç hiç kimsenin sizin kazandığınız gibi sevap kazanamayacağı bir şeyi size öğreteyim mi?" buyurdu. Onlar 'Elbette, ey Allah'ın Rasulü dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber: "Her bir namazdan sonra otuz üçer defa Subhanallah, Allahu Ekber ve Elhamdülilllah deyiniz" buyurdu. Ebu Salih rivayetinde dedi ki: Sonra fakir muhacirlerin Rasulullah'a (sav) gelerek 'Varlıklı kardeşlerimiz bizim yaptığımızı işittiler, onlar da yaptıklarımızın aynısını yaptılar' dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "İşte bu Allah'ın lütfudur, onu dilediği kimseye verir." Bu hadisi Kuteybe'den başkaları Leys'ten, o İbn Aclân'dan, o da Sümeyy'den şu ziyadeyle nakletmektedir: Ben yakınlarımdan birine bu hadisi zikrettim. O da bana 'Sen yanıldın' dedi. 'O ancak otuz üç defa sübhanallah, otuz üç defa elhamdülillah, otuz üç defa da Allahu ekber. dersin' dedi. Bunun üzerine ben Ebu Salih'e döndüm, ona bunu söyleyince o elimden tutarak: 'Allahu ekber, sübhanallah ve'l-hamdülillah, Allahu ekber subhanallah ve'l-hamdulillah, diye hepsini otuz üçer defa tamamlayıncaya kadar söylersin' dedi. İbn Aclân dedi ki 'Ben bu hadisi Recâ b. Hayve'ye rivayet ettim. O da bana aynısını, kendisine Ebu Salih'in, ona Ebu Hüreyre'nin, Rasulullah'dan (sav) naklettiğini söyledi.


    Öneri Formu
282200 M001347-3 Müslim, Mesâcid ve Mevziu's Salat, 142

Bize Temim b. Muntasır, ona İshak b. Yusuf, ona Şerik, ona Ebu İshak, ona Ebu Ahves ona da Abdullah (b. Mesud) şöyle rivayet etmiştir: Bizler, namazda oturduğumuzda ne diyeceğimi bilmiyorduk. Rasulullah (sav) de (bu durumu) biliyordu. (Ravi, önceki hadisin) benzerini (nahve) zikredip ona Şerik, ona Cami b. Şeddad, ona Ebu Vail ona da Abdullah'ın şöyle dediğini nakletti: Hz. Peygamber (sav), bizlere teşehhüdü öğrettiği gibi öğretmediği (bir takım) dualar öğretirdi. (Mesela), "Allah'ım! Kalplerimizi birbirimize ısındır. Aramızı düzelt. Bizleri kurtuluş yollarına sevk et. Bizleri karanlıklardan kurtarıp aydınlığa (ulaştır). Açık ve gizli olmak üzere kötülükleri bizden uzaklaştır. Kulaklarımızı, gözlerimizi, kalplerimizi, eşlerimizi, soyumuzu bizim için mübarek kıl. Bizleri bağışla. Şüphesiz sen, tövbeleri çokça bağışlayıp rahmet edensin. Bizleri nimetlerine şükredip onlara hamd edenlerden, onlardan razı olanlardan kıl. Bize nimetlerini tamamla" (duası, bu dualardandır).


    Öneri Formu
7808 D000969 Ebu Davud, Salat, 177, 178

Bize Evu Davud, ona Süleyman b. Harb, ona Hammad b. Seleme, ona Said el-Cüreyrî, ona Ebu Ala, ona da Şeddad b. Evs'ten (ra) rivayet edildiğine göre, Rasulullah (sav) namazlarında şöyle dua ederdi: "Allah'ım! Senden her türlü hayırlı işlerimde devamlı olmayı (sebât), doğru yolda kararlı davranmayı (azimet), nimetlerine şükretmeyi ve Sana güzel kulluk etmeyi dilerim. Senden arınmış ve tertemiz bir kalp, doğruları söyleyen bir dil isterim. Senin bilginde hayır olan ne varsa onu ister, şer olan ne varsa ondan Sana sığınır, bildiğin bütün hatalarımdan dolayı Senden af dilerim."


    Öneri Formu
25953 N001305 Nesai, Sehiv, 61

Bize Ahmed b. Menî, ona İsmail b. Uleyye, ona Atâ b. Sâib, ona babası (Sâib), ona da Abdullah b. Amr (r.anhuma), Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "İki haslet vardır ki bir müslüman bunları yapmaya devam ederse cennete girer. Dikkat ediniz, o ikisi çok kolaydır, ama onlarla amel eden çok azdır. (Onlar) her namazın arkasında on defa sübhanallah, on defa elhamdülillah, on defa Allahüekber demektir. Bunu söylerken, Rasulullah'ın (sav) eliyle on sayısını gösterdiğini gördüm. Bunlar beş vakit namazda söylendiği zaman sayıyla yüz elli eder, mizanda ise bin beş yüze karşılık gelir. Yatağına yattığın zaman da yüzer defa sübhanallah, elhamdülillah ve Allahüekber de. Bu dilde yüz tanedir, ama terazide bine denk gelir. Hanginiz bir günde iki bin beş yüz kötülük yapar ki? Oradakiler, (İsteyen bu zikirleri yapabilir manasında)'Bu işi bir kimse nasıl yapamaz ki?' diye sorduklarında, Hz. Peygamber (sav) 'Şöyle ki, biriniz namazdayken şeytan ona gelir ve şunu hatırla, bunu da hatırla diyerek onu oyalar, o kişi de namazını bitirir ama o zikri yapamaz. Yattığında şeytan yine gelir ve onu uyuyuncaya değin yine oyalar' buyurdu." [Tirmizî şöyle demiştir: Bu hasen-sahih bir hadistir. Şu'be ve Sevrî, bu hadisi Atâ b. es-Sâib'den rivayet etmişlerdir. A'meş de bu hadisi Atâ b. Sâib'den muhtasar bir şekilde rivayet etmiştir. Bu konuda Zeyd b. Sâbit, Enes ve İbn Abbas'tan da (r.anhum) hadis rivayet edilmiştir.]


    Öneri Formu
20298 T003410 Tirmizi, Daavât, 25

Bize İshak b. Mansur, ona Ali b. Ma'bed el-Mısrî, ona Ubeydullah b. Amr er-Rakkî, ona Zeyd b. Ebu Üneyse, ona Şehr b. Havşeb, ona Abdurrahman b. Ğanm, ona da Ebu Zer, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Kim sabah namazından sonra diz çökmüş durumda hiçbir şey konuşmadan on kere 'Allah’tan başka hiçbir ilah yoktur. O tekdir. Onu'n ortağı yoktur. Saltanat ona aittir. Övgüler de ona mahsustur. Hayat veren de öldüren de O’dur. O'nun her şeye gücü yeter' derse, kendisine on sevap yazılır, on günahı silinir, on derece de yükseltilir. Gün boyunca her türlü kötülükten ve şeytandan korunur. Allah’a şirk koşması dışında, işleyeceği hiçbir günah da ona zarar vermez." [Tirmizî, bu hadisin hasen-garîb-sahih olduğunu belirtmiştir.]


    Öneri Formu
20461 T003474 Tirmizi, Daavât, 62

Bize Ahmed b. İbrahim ed-Devrakî, ona İsmail b. İbrahim, ona Haccâc b. Ebu Osman, ona Ebu Zübeyr (Muhammed b. Müslim), ona da Avn b. Abdullah, İbn Ömer'in (r.anhüma) şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Rasulullah'la (sav) birlikte namaz kılarken, cemaatten biri aniden 'Allahu ekberu kebîrâ, ve'l-hamdülillâhi kesîrâ, ve sübhânallâhi bükraten ve esîlâ (Allah en büyüktür. Sayısız hamd, Allah'a mahsustur. Allah'ı sabah akşam noksan sıfatlardan tenzih ederim)' dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) 'Şöyle şöyle diyen kişi kimdi?' diye sordu. Cemaatten bir adam 'Benim, ya Rasulallah!' deyince, Rasulullah (sav) 'Bu sözler çok hoşuma gitti. Bunlar için, semanın kapıları açıldı' buyurdu. İbn Ömer 'Rasulullah'tan (sav) bunu duyduğumdan beri, o sözleri söylemeyi hiç bırakmadım' demiştir." [Ebu İsa (Tirmizi) şöyle demiştir: Hadis bu senedle hasen-sahih-garîbdir. Haccâc b. Ebu Osman, Haccâc b. Meysera es-Savvâf'tır ve künyesi Ebu Salt'tır. Kendisi, hadis ehli nazarında sika bir ravidir.]


    Öneri Formu
21294 T003592 Tirmizi, Daavât, 126

Bize Temim b. Muntasır, ona İshak b. Yusuf, ona Şerik, ona Ebu İshak, ona Ebu Ahves ona da Abdullah (b. Mesud) şöyle rivayet etmiştir: Bizler, namazda oturduğumuzda ne diyeceğimi bilmiyorduk. Rasulullah (sav) de (bu durumu) biliyordu. (Ravi, önceki hadisin) benzerini (nahve) zikredip ona Şerik, ona Cami b. Şeddad, ona Ebu Vail ona da Abdullah'ın şöyle dediğini nakletti: Hz. Peygamber (sav), bizlere teşehhüdü öğrettiği gibi öğretmediği (bir takım) dualar öğretirdi. (Mesela), "Allah'ım! Kalplerimizi birbirimize ısındır. Aramızı düzelt. Bizleri kurtuluş yollarına sevk et. Bizleri karanlıklardan kurtarıp aydınlığa (ulaştır). Açık ve gizli olmak üzere kötülükleri bizden uzaklaştır. Kulaklarımızı, gözlerimizi, kalplerimizi, eşlerimizi, soyumuzu bizim için mübarek kıl. Bizleri bağışla. Şüphesiz sen, tövbeleri çokça bağışlayıp rahmet edensin. Bizleri nimetlerine şükredip onlara hamd edenlerden, onlardan razı olanlardan kıl. Bize nimetlerini tamamla" (duası, bu dualardandır).


    Öneri Formu
271927 D000969-2 Ebu Davud, Salat, 177, 178