“Sizi yeryüzünün halifeleri kılan, size verdiği (nimetler) hususunda sizi denemek için kiminizi kiminizden derecelerle üstün kılan O'dur. Şüphesiz Rabbin, cezası çabuk olandır ve gerçekten O; bağışlayan, merhamet edendir.”
Öneri Formu
Hadis Id, No:
54287, KK6/165
Hadis:
وَهُوَ الَّذِي جَعَلَكُمْ خَلاَئِفَ الأَرْضِ وَرَفَعَ بَعْضَكُمْ فَوْقَ بَعْضٍ دَرَجَاتٍ لِّيَبْلُوَكُمْ فِي مَا آتَاكُمْ إِنَّ رَبَّكَ سَرِيعُ الْعِقَابِ وَإِنَّهُ لَغَفُورٌ رَّحِيمٌ
Tercemesi:
“Sizi yeryüzünün halifeleri kılan, size verdiği (nimetler) hususunda sizi denemek için kiminizi kiminizden derecelerle üstün kılan O'dur. Şüphesiz Rabbin, cezası çabuk olandır ve gerçekten O; bağışlayan, merhamet edendir.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Kur'an, Kur'an-ı Kerim, En'âm 6/165, /
Senetler:
()
Konular:
Allah İnancı, varlığı ve birliği
Dua ayetleri
İmtihan, Allah'ın imtihan etmesi
İnsan, dünyaya bakışı ve arzuları
İnsan, Halife oluşu
İnsan, insanın yaratılış gayesi, yapısı ve saygınlığı
KTB, YARATILIŞ
Açıklama: Hadis inkıtadan dolayı zayıftır. Hadis mütabileriyle birlikte hasen li ğayrihidir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
71159, HM021848
Hadis:
حَدَّثَنَا أَسْوَدُ هُوَ ابْنُ عَامِرٍ حَدَّثَنَا إِسْرَائِيلُ عَنْ إِبْرَاهِيمَ بْنِ مُهَاجِرٍ عَنْ مُجَاهِدٍ عَنْ مُوَرِّقٍ عَنْ أَبِي ذَرٍّ قَالَ
قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ إِنِّي أَرَى مَا لَا تَرَوْنَ وَأَسْمَعُ مَا لَا تَسْمَعُونَ أَطَّتْ السَّمَاءُ وَحَقَّ لَهَا أَنْ تَئِطَّ مَا فِيهَا مَوْضِعُ أَرْبَعِ أَصَابِعَ إِلَّا عَلَيْهِ مَلَكٌ سَاجِدٌ لَوْ عَلِمْتُمْ مَا أَعْلَمُ لَضَحِكْتُمْ قَلِيلًا وَلَبَكَيْتُمْ كَثِيرًا وَلَا تَلَذَّذْتُمْ بِالنِّسَاءِ عَلَى الْفُرُشَاتِ وَلَخَرَجْتُمْ عَلَى أَوْ إِلَى الصُّعُدَاتِ تَجْأَرُونَ إِلَى اللَّهِ
قَالَ فَقَالَ أَبُو ذَرٍّ وَاللَّهِ لَوَدِدْتُ أَنِّي شَجَرَةٌ تُعْضَدُ
Tercemesi:
Bize Esved nakletti -ki o İbn ‘Âmir’dir.- > Dedi ki: Bize İsrâil > İbrâhim b. Muhâcir’den > O da: Muverrık’den > o da: Ebû Zerr’den nakletti. Ebû Zer (radıyallahu anh) dedi ki: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Şüphesiz ben sizin görmediklerinizi görür, duymadıklarınızı duyarım. (Bu hakikatler karşısında) gök inler, inlemeyi de hak eder. Çünkü her dört parmaklık yerde secde eden bir melek vardır. Benim bildiklerimi bilseydiniz az güler çok ağlardınız. Yataklardaki kadınlardan zevk alamaz, yükseklere çıkar, Allah’a yalvarırdınız.” Muverrık dedi ki: Ebu Zer; "Yeminle söyleyeyim ki (bu kadar sorumluluk karşısında) keşke kesilen bir ağaç olsaydım... " dedi.
Açıklama:
Hadis inkıtadan dolayı zayıftır. Hadis mütabileriyle birlikte hasen li ğayrihidir.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Ebu zer el-Ğıfari 21848, 7/211
Senetler:
1. Ebu Zer el-Ğıfârî (Cündüb b. Abdullah b. Cünade)
2. Ebu Mu'temir Müverrik b. Müşemric el-Icli (Müverrik b. Müşemric b. Abdullah)
3. Ebu Haccac Mücahid b. Cebr el-Kuraşî (Mücahid b. Cebr)
4. İbrahim b. Muhacir el-Becelî (İbrahim b. Muhacir b. Cabir)
5. Ebu Yusuf İsrail b. Yunus es-Sebîî (İsrail b. Yunus b. Ebu İshak)
6. Şâzân Esved b. Âmir eş-Şâmî (Esved b. Âmir)
Konular:
Doğa Tasavvuru, gökyüzü
Doğa Tasavvuru, Tabiat hadiseleri karşısında gösterilen tavır
İnsan, insanın yaratılış gayesi, yapısı ve saygınlığı
KTB, YARATILIŞ
Melek, Cin, Şeytan
Sorumluluk, bireysel sorumluluk,
“İnsan hiçbir söz söylemez ki, yanında gözetleyen yazmaya hazır bir melek bulunmasın.”
Öneri Formu
Hadis Id, No:
58062, KK50/18
Hadis:
مَا يَلْفِظُ مِن قَوْلٍ إِلَّا لَدَيْهِ رَقِيبٌ عَتِيدٌ
Tercemesi:
“İnsan hiçbir söz söylemez ki, yanında gözetleyen yazmaya hazır bir melek bulunmasın.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Kur'an, Kur'an-ı Kerim, Kâf 50/18, /
Senetler:
()
Konular:
Amel, amellerin dünyada yazılması
İman, Melekler, Melek-insan ilişkisi
İnsan, insanın yaratılış gayesi, yapısı ve saygınlığı
KTB, YARATILIŞ
“Ancak Rabbinin merhamet ettikleri müstesnadır. Zaten Rabbin onları bunun için yarattı. Rabbinin, "Andolsun ki cehennemi tümüyle insanlar ve cinlerle dolduracağım" sözü yerini buldu.”
Öneri Formu
Hadis Id, No:
54540, KK11/119
Hadis:
إِلاَّ مَن رَّحِمَ رَبُّكَ وَلِذَلِكَ خَلَقَهُمْ وَتَمَّتْ كَلِمَةُ رَبِّكَ لأَمْلأنَّ جَهَنَّمَ مِنَ الْجِنَّةِ وَالنَّاسِ أَجْمَعِينَ
Tercemesi:
“Ancak Rabbinin merhamet ettikleri müstesnadır. Zaten Rabbin onları bunun için yarattı. Rabbinin, "Andolsun ki cehennemi tümüyle insanlar ve cinlerle dolduracağım" sözü yerini buldu.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Kur'an, Kur'an-ı Kerim, Hûd 11/11, /
Senetler:
()
Konular:
Allah İnancı, kullarına merhametlidir
Cehennem, Cehennemlikler
Cehennem, toplanma yeri
Cin, Cinler
İnsan, insanın yaratılış gayesi, yapısı ve saygınlığı
İnsan, İnsanlık
KTB, YARATILIŞ
“Yahut “Daha önce atalarımız Allah'a ortak koştu, biz de onlardan sonra gelen bir nesildik (onların izinden gittik). Bâtıl işleyenlerin yüzünden bizi helâk edecek misin?” dememeniz için (böyle yaptık).”
Öneri Formu
Hadis Id, No:
54803, KK7/173
Hadis:
أَوْ تَقُولُوا إِنَّمَا أَشْرَكَ آبَاؤُنَا مِن قَبْلُ وَكُنَّا ذُرِّيَّةً مِّن بَعْدِهِمْ أَفَتُهْلِكُنَا بِمَا فَعَلَ الْمُبْطِلُونَ
Tercemesi:
“Yahut “Daha önce atalarımız Allah'a ortak koştu, biz de onlardan sonra gelen bir nesildik (onların izinden gittik). Bâtıl işleyenlerin yüzünden bizi helâk edecek misin?” dememeniz için (böyle yaptık).”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Kur'an, Kur'an-ı Kerim, A'râf 7/173, /
Senetler:
()
Konular:
İnsan, insanın yaratılış gayesi, yapısı ve saygınlığı
KTB, YARATILIŞ
Önceki ümmetler, Helak olma sebepleri
Şirk, Şirk- Müşrik
“Sizi yeryüzünde halifeler yapan O'dur. Onun için kim inkâr ederse, inkârı kendi zararınadır. Kâfirlerin küfrü, Rableri katında kendileri için ancak gazabı arttırır. Kâfirlerin küfrü, kendilerine ziyandan başka bir şey getirmez.”
Öneri Formu
Hadis Id, No:
57502, KK35/39
Hadis:
هُوَ الَّذِي جَعَلَكُمْ خَلَائِفَ فِي الْأَرْضِ فَمَن كَفَرَ فَعَلَيْهِ كُفْرُهُ وَلَا يَزِيدُ الْكَافِرِينَ كُفْرُهُمْ عِندَ رَبِّهِمْ إِلَّا مَقْتًا وَلَا يَزِيدُ الْكَافِرِينَ كُفْرُهُمْ إِلَّا خَسَارًا
Tercemesi:
“Sizi yeryüzünde halifeler yapan O'dur. Onun için kim inkâr ederse, inkârı kendi zararınadır. Kâfirlerin küfrü, Rableri katında kendileri için ancak gazabı arttırır. Kâfirlerin küfrü, kendilerine ziyandan başka bir şey getirmez.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Kur'an, Kur'an-ı Kerim, Fâtır 35/39, /
Senetler:
()
Konular:
İnsan, insanın yaratılış gayesi, yapısı ve saygınlığı
KTB, YARATILIŞ
Küfür, Kafir, Allah'ı inkar etmek
حدثنا إسماعيل بن أبى أويس قال حدثني سليمان بن بلال عن معاوية بن أبى مزرد عن سعيد بن يسار عن أبى هريرة أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال :
"خلق الله عز وجل الخلق فلما فرغ منه قامت الرحم فقال: ’مه!‘. قالت: ’هذا مقام العائذ بك من القطيعة‘. قال: ’ألا ترضين أن أصل من وصلك واقطع من قطعك‘. قالت: ’بلى يا رب‘. قال: ’فذلك لك‘". ثم قال أبو هريرة: ’اقرأوا إن شئتم {فهل عسيتم إن توليتم أن تفسدوا في الأرض وتقطعوا أرحامكم}‘.
Açıklama: Bu hadis birinci derecede akrabalık ilişkilerini sürdürmenin ve bu bağdan doğan sorumlulukları yerine getirmenin önemini vurgulamaktadır.
Hadisin yaratma ile ilgisi “akrabalık bağı”dır. Sahip olunan akrabalar tamamen ilâhî takdir sonucu olduğu için akrabalık bağı da yaratılıştan gelir. Hiç kimse annesini-babasını seçme imkânına sahip olmadığı gibi diğer akrabalarını da kendisi seçmemektedir.
Bununla beraber Yüce Allah akrabalık bağından dolayı insanoğluna yüklediği birtakım sorumluluklar vardır. Bu sorumlulukları yerine getirmeye “sılâ-i rahim” denir.
Rahim, esasen kadının çocuk yapma merkezidir. Yakınlık kaynağı olması nedeniyle akrabalığa da "rahim" denmiştir. (Hak Dîni, VI, 4392).
Hadiste rahimin ayağa kalkması ve konuşması temsilîdir. Bu üslupla “akrabalık bağlarını sıcak tutup sürdürmenin önemi ve sevabı” ile “bu bağları kesmenin günahı” dile getirilmektedir.
Akrabalık bağlarını sürdürmek ve bu bağdan doğan sorumlulukları yerine getirmek anlamına gelen sılâ-i rahim; genel mânâda sevgi ve muhabbetle, gerekli hakları adâlet ve insaf ölçülerinde yerine getirmekle; hususî manada da yakın akrabalara infak etmek, hallerini sorup araştırmak, hatalarını görmezlikten gelmek, kusurlarını bağışlamak, ziyaret ederek hallerini sormak, gerekirse yardımlarına koşmak, uzakta iseler mektup ve selâm göndermek suretiyle aradaki manevî bağın kopmamasına özen göstermektir. Bu bağın kopmasına da “kat-i rahim” denir ki, bu da büyük bir günahtır. [bk. Ahmed Davudoğlu, Sahîh-i Müslim Tercüme Ve Şerhi, X, 496.]
Akrabalık bağını kesmek ise iyilik etmemek ve bu bağdan doğan sorumlulukları yerine getirmemektir.
Burada söz konusu edilen tarzda iyilik, istikamet sahibi olan akrabaya yapılır. Ancak bağlar tamamen koparılmaz. Eğer yakınlar hak yolda olmayan kimseler ise, onlar için daha çok nasihat etmek konusunda gayret gösterilir. Hallerini düzeltmeleri için onlara hem dua edilir, hem gayret sarf edilir.
Akrabalar anne-babadan başlar, eş, evlât, kardeş, amca, dayı, hala ve sair akrabalar, yakından uzağa doğru genişler. Akrabalık görevleri de yakından uzağa doğru farklılık ve çeşitlilik arz eder; konuma göre değişir.
Ebu Hureyre (radiyallahu anh)'in, “isterseniz şu âyeti okuyun”, demesi, akrabalık bağlarını gözetmenin önemine âyet-i kerîmeyi şahit göstermek içindir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
163303, EM000050
Hadis:
حدثنا إسماعيل بن أبى أويس قال حدثني سليمان بن بلال عن معاوية بن أبى مزرد عن سعيد بن يسار عن أبى هريرة أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال :
"خلق الله عز وجل الخلق فلما فرغ منه قامت الرحم فقال: ’مه!‘. قالت: ’هذا مقام العائذ بك من القطيعة‘. قال: ’ألا ترضين أن أصل من وصلك واقطع من قطعك‘. قالت: ’بلى يا رب‘. قال: ’فذلك لك‘". ثم قال أبو هريرة: ’اقرأوا إن شئتم {فهل عسيتم إن توليتم أن تفسدوا في الأرض وتقطعوا أرحامكم}‘.
Tercemesi:
Bize İsmail b. Ebî Üveys nakletti. > Dedi ki bana Süleyman b. Bilâl, Muâviye b. Ebî Mezred’den; o da Saîd b. Yesâr’dan; o da Ebû Hureyre'den nakletti. Ebû Hureyre’nin (radıyellahu anh) bu nakline göre Resûlüllah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Azîz ve Yüce Allah halkı(n ruhlarını) yaratıp da yaratma işini bitirdiğinde rahim/akrabalık bağı ayağa kalktı. Yüce Allah ona, "Dur, sakin ol!" buyurdu. Rahim, şöyle dedi: “Bu kalkış, akrabalık bağlarını kesmekten sana sığınanın kalkışıdır. (Akrabalık bağlarını kesmek ağır bir iştir)”. Yüce Allah: “Sana ilgi gösterip varlığını devam ettirene iyilik etmeme ve senden ilgiyi kesip varlığını devam ettirmeyenden iyiliğimi kesmeme razı olmaz mısın?” buyurdu. Rahim: “Razı olurum, ey Rabbim” dedi. Yüce Allah: “Seninle ilgili hüküm budur.” buyurdu. Sonra Ebû Hureyre; ‘İsterseniz şu âyeti okuyunuz!’ dedi: “Demek ki (Ey Münafıklar!) Siz iş başına gelip yönetimi ele alacak olursanız yeryüzünde bozgunculuk çıkaracak ve akrabalık bağlarınızı keseceksiniz öyle mi?”” (Muhammed, 47/22)
Açıklama:
Bu hadis birinci derecede akrabalık ilişkilerini sürdürmenin ve bu bağdan doğan sorumlulukları yerine getirmenin önemini vurgulamaktadır.
Hadisin yaratma ile ilgisi “akrabalık bağı”dır. Sahip olunan akrabalar tamamen ilâhî takdir sonucu olduğu için akrabalık bağı da yaratılıştan gelir. Hiç kimse annesini-babasını seçme imkânına sahip olmadığı gibi diğer akrabalarını da kendisi seçmemektedir.
Bununla beraber Yüce Allah akrabalık bağından dolayı insanoğluna yüklediği birtakım sorumluluklar vardır. Bu sorumlulukları yerine getirmeye “sılâ-i rahim” denir.
Rahim, esasen kadının çocuk yapma merkezidir. Yakınlık kaynağı olması nedeniyle akrabalığa da "rahim" denmiştir. (Hak Dîni, VI, 4392).
Hadiste rahimin ayağa kalkması ve konuşması temsilîdir. Bu üslupla “akrabalık bağlarını sıcak tutup sürdürmenin önemi ve sevabı” ile “bu bağları kesmenin günahı” dile getirilmektedir.
Akrabalık bağlarını sürdürmek ve bu bağdan doğan sorumlulukları yerine getirmek anlamına gelen sılâ-i rahim; genel mânâda sevgi ve muhabbetle, gerekli hakları adâlet ve insaf ölçülerinde yerine getirmekle; hususî manada da yakın akrabalara infak etmek, hallerini sorup araştırmak, hatalarını görmezlikten gelmek, kusurlarını bağışlamak, ziyaret ederek hallerini sormak, gerekirse yardımlarına koşmak, uzakta iseler mektup ve selâm göndermek suretiyle aradaki manevî bağın kopmamasına özen göstermektir. Bu bağın kopmasına da “kat-i rahim” denir ki, bu da büyük bir günahtır. [bk. Ahmed Davudoğlu, Sahîh-i Müslim Tercüme Ve Şerhi, X, 496.]
Akrabalık bağını kesmek ise iyilik etmemek ve bu bağdan doğan sorumlulukları yerine getirmemektir.
Burada söz konusu edilen tarzda iyilik, istikamet sahibi olan akrabaya yapılır. Ancak bağlar tamamen koparılmaz. Eğer yakınlar hak yolda olmayan kimseler ise, onlar için daha çok nasihat etmek konusunda gayret gösterilir. Hallerini düzeltmeleri için onlara hem dua edilir, hem gayret sarf edilir.
Akrabalar anne-babadan başlar, eş, evlât, kardeş, amca, dayı, hala ve sair akrabalar, yakından uzağa doğru genişler. Akrabalık görevleri de yakından uzağa doğru farklılık ve çeşitlilik arz eder; konuma göre değişir.
Ebu Hureyre (radiyallahu anh)'in, “isterseniz şu âyeti okuyun”, demesi, akrabalık bağlarını gözetmenin önemine âyet-i kerîmeyi şahit göstermek içindir.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 50, /96
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Hubab Said b. Yesar (Said b. Yesar)
3. Muaviye b. Ebu Müzerrid el-Medeni (Muaviye b. Abdurrahman b. Yesar)
4. Ebu Muhammed Süleyman b. Bilal el-Kuraşi (Süleyman b. Bilal)
5. Ebu Abdullah İsmail b. Ebu Üveys el-Esbahî (İsmail b. Abdullah b. Abdullah b. Üveys b. Malik)
Konular:
Akraba, akrabalık ilişkileri, sıla-i rahim
Allah İnancı, Allah'ın kulu ile ilişkisi
İnsan, insanın yaratılış gayesi, yapısı ve saygınlığı
KTB, YARATILIŞ
Yaratılış, Âlemin Yaratılışı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
48829, HM008030
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو النضرأَبُو كَامِلٍ وَأَبُو النَّضْرِ قَالَا حَدَّثَنَا زُهَيْرٌ حَدَّثَنَا سَعْدٌ الطَّائِيُّ قَالَ أَبُو النَّضْرِ سَعْدٌ أَبُو مُجَاهِدٍ حَدَّثَنَا أَبُو الْمُدِلَّةِ مَوْلَى أُمِّ الْمُؤْمِنِينَ سَمِعَ أَبَا هُرَيْرَةَ يَقُولُ
قُلْنَا يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّا إِذَا رَأَيْنَاكَ رَقَّتْ قُلُوبُنَا وَكُنَّا مِنْ أَهْلِ الْآخِرَةِ وَإِذَا فَارَقْنَاكَ أَعْجَبَتْنَا الدُّنْيَا وَشَمَمْنَا النِّسَاءَ وَالْأَوْلَادَ قَالَ لَوْ تَكُونُونَ أَوْ قَالَ لَوْ أَنَّكُمْ تَكُونُونَ عَلَى كُلِّ حَالٍ عَلَى الْحَالِ الَّتِي أَنْتُمْ عَلَيْهَا عِنْدِي لَصَافَحَتْكُمْ الْمَلَائِكَةُ بِأَكُفِّهِمْ وَلَزَارَتْكُمْ فِي بُيُوتِكُمْ وَلَوْ لَمْ تُذْنِبُوا لَجَاءَ اللَّهُ بِقَوْمٍ يُذْنِبُونَ كَيْ يَغْفِرَ لَهُمْ قَالَ قُلْنَا يَا رَسُولَ اللَّهِ حَدِّثْنَا عَنْ الْجَنَّةِ مَا بِنَاؤُهَا قَالَ لَبِنَةُ ذَهَبٍ وَلَبِنَةُ فِضَّةٍ وَمِلَاطُهَا الْمِسْكُ الْأَذْفَرُ وَحَصْبَاؤُهَا اللُّؤْلُؤُ وَالْيَاقُوتُ وَتُرَابُهَا الزَّعْفَرَانُ مَنْ يَدْخُلُهَا يَنْعَمُ وَلَا يَبْأَسُ وَيَخْلُدُ وَلَا يَمُوتُ لَا تَبْلَى ثِيَابُهُ وَلَا يَفْنَى شَبَابُهُ ثَلَاثَةٌ لَا تُرَدُّ دَعْوَتُهُمْ الْإِمَامُ الْعَادِلُ وَالصَّائِمُ حَتَّى يُفْطِرَ وَدَعْوَةُ الْمَظْلُومِ تُحْمَلُ عَلَى الْغَمَامِ وَتُفْتَحُ لَهَا أَبْوَابُ السَّمَاءِ وَيَقُولُ الرَّبُّ عَزَّ وَجَلَّ وَعِزَّتِي لَأَنْصُرَنَّكَ وَلَوْ بَعْدَ حِينٍ
Tercemesi:
Bize Ebû Kâmil ve Ebu’n-Nadr nakletti. > Dediler ki: Bize Züheyr nakletti. > Dedi ki: Bize Sa’d et-Tâî nakletti. Ebu’n-Nadr, ‘Sa’d, Ebû Mücahid’dir.’ Dedi. > Dedi ki: Bize müminlerin annesinin azatlı kölesi Ebu’l-Mudille nakletti. > O, Ebû Hureyre’yi şöyle söylerken işitmiş: Ebû Hureyre (radıyallahu anh) dedi ki: Biz, ‘Ey Allah’ın Rasûlü seni gördüğümüzde gönlümüz duygulanıyor ve âhiret ehlinden oluyoruz. Senden ayrıldığımızda dünyanın cazibesine kapılıyor, kadınlar ve çocuklar burnumuzda tütmeye başlıyor’, dedik. Allah Rasûlü: “Şayet olsaydınız…” Veya şöyle buyurdu: “Şayet siz benim yanımdaki hâlinizi her hâl ü kârda koruyabilseydiniz, melekler elleriyle sizinle musafaha eder, sizi evlerinizde ziyaret ederlerdi. Ayrıca şayet siz günah işlemeyecek olsaydınız Allah mağfiret etmek için günah işleyen başka bir kavim yaratırdı.” (Ebû Hureyre): Biz, ‘Ey Allah’ın Rasûlü! Bize cennetten bahset, ne ile bina edilmiştir? diye sorduk, dedi. Allah Rasûlü: “Cennetin binası altın ve gümüş tuğlalarla yapılmıştır. Sıvası misk kokusundan, taşları mücevher ve yakuttan, toprağı zaferân kokusundandır. Kim Cennete girerse onun nimetlerinden yararlanır; orada sıkıntı yaşamaz; orada ebedî kalır, ölmez; elbisesi eskimez, gençliği yok olmaz. Cennette üç grup insan vardır, duaları geri çevrilmez: Adil yöneticinin, iftar edinceye kadar oruçlu ve zulme uğrayan kimsenin duası. Mazlumun duası göğe yükselir, gök kapıları açılır, bunun üzerine Aziz ve Yüce olan Rabbimiz: ‘Belli bir süre sonra olsa da izzetim hakkı için sana mutlaka yardım edeceğim’ buyurur.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Ebu Hureyre 8030, 3/198
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Müdille Abdullah b. Abdullah el-Medenî (Abdullah b. Abdullah)
3. Ebu Mücahid Sa'd et-Taî (Sa'd)
4. Züheyr b. Muaviye el-Cu'fî (Züheyr b. Muaviye b. Hadîc b. Rahîl b. Züheyr b. Hayseme)
5. Ebu Nadr Haşim b. Kasım el-Leysi (Haşim b. Kasım b. Müslim)
6. Ebu Kamil Muzaffer b. Müdrik el-Horasanî (Muzaffer b. Müdrik)
Konular:
Cennet,
Cennet, Cehennem, cennet ve cehennem ebedidir
Cennet, Nimetleri
Dua, duası makbul kimseler
EĞLENCE KÜLTÜRÜ
İman
İnsan, insanın yaratılış gayesi, yapısı ve saygınlığı
İnsan, insanların karakter farklılığı yaratılıştandır
KTB, İMAN
KTB, YARATILIŞ
Öneri Formu
Hadis Id, No:
48832, HM008031
Hadis:
حَدَّثَنَا حَسَنُ بْنُ مُوسَى حَدَّثَنَا زُهَيْرٌ حَدَّثَنَا سَعْدُ بْنُ عُبَيْدٍ الطَّائِيُّ قُلْتُ لِزُهَيْرٍ أَهُوَ أَبُو الْمُجَاهِدِ قَالَ نَعَمْ قَدْ حَدَّثَنِي أَبُو الْمُدِلَّةِ مَوْلَى أُمِّ الْمُؤْمِنِينَ أَنَّهُ سَمِعَ أَبَا هُرَيْرَةَ قُلْنَا يَا رَسُولَ اللَّهِ فَذَكَرَ الْحَدِيثَ
Tercemesi:
Bize Hasan b. Mûsâ nakletti. > Dedi ki: Bize Züheyr nakletti. > Dedi ki: Bize Sa’d b. Ubeyd et-Tâî nakletti. > Dedi ki: Ben Züheyr’e, ‘O Mücahidin babası mıdır?’ diye sordum. ‘Evet’ dedi. Dedi ki: Bana müminlerin annesinin azatlı kölesi Ebu’l-Mudille nakletti. > O, Ebu Hureyre’nin şöyle söylediğini işitmiş. > Ebu Hureyre dedi ki: Biz Ey Allah’ın Rasûlü, dedik ve hadisi zikretti. (….Müminlerin annesinin azatlı kölesi Ebu’l-Mudille nakletti. > O, Ebû Hureyre’yi şöyle söylerken işitmiş: Ebû Hureyre (r.a.) dedi ki: Biz, Ey Allah’ın Rasûlü seni gördüğümüzde kalbimiz duygulanıyor ve âhiret ehlinden oluyoruz. Senden ayrıldığımızda dünyanın cazibesine kapılıyor, kadınlar ve çocuklar burnumuzda tütmeye başlıyor, dedik. Allah Rasûlü: “Şayet olsaydınız…” Veya şöyle buyurdu: “Şayet siz benim yanımdaki hâlinizi her hâl ü kârda koruyabilseydiniz, melekler elleriyle sizinle müsafaha eder, sizi evlerinizde ziyaret ederlerdi. Ayrıca şayet siz günah işlemeyecek olsaydınız Allah mağfiret etmek için günah işleyecek başka bir kavim yaratırdı.” (Ebû Hureyre): Biz, Ey Allah’ın Rasûlü! Bize cennetten bahset, ne ile bina edilmiştir? diye sorduk, dedi. Allah Rasûlü: “Cennetin binası altın ve gümüş tuğlalarla yapılmıştır. Sıvası misk kokusundan, taşları mücevher ve yakuttan, toprağı zaferân kokusundandır. Kim Cennete girerse onun nimetlerinden yararlanır; orada sıkıntı yaşamaz; orada ebedî kalır, ölmez; elbisesi eskimez, gençliği yok olmaz. Cennette üç grup insan vardır, duaları geri çevrilmez: Adil yöneticinin, iftar edinceye kadar oruçlunun ve zulme uğrayan kimsenin duası. Mazlumun duası göğe yükselir, gök kapıları açılır, buna karşılık Aziz ve Yüce olan Rabbimiz: ‘Belli bir süre sonra olsa da izzetim hakkı için sana mutlaka yardım edeceğim!’ buyurur.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Ebu Hureyre 8031, 3/199
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Müdille Abdullah b. Abdullah el-Medenî (Abdullah b. Abdullah)
3. Ebu Mücahid Sa'd et-Taî (Sa'd)
4. Züheyr b. Muaviye el-Cu'fî (Züheyr b. Muaviye b. Hadîc b. Rahîl b. Züheyr b. Hayseme)
5. Ebu Ali Hasan b. Musa el-Eşyeb (Hasan b. Musa)
Konular:
Cennet,
Cennet, Cehennem, cennet ve cehennem ebedidir
Cennet, Nimetleri
Dua, duası makbul kimseler
İman
İnsan, insanın yaratılış gayesi, yapısı ve saygınlığı
İnsan, insanların karakter farklılığı yaratılıştandır
KTB, İMAN
KTB, YARATILIŞ
Öneri Formu
Hadis Id, No:
55307, HM006237
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ مَهْدِيٍّ حَدَّثَنَا زُهَيْرٌ عَنْ زَيْدِ بْنِ أَسْلَمَ عَنِ ابْنِ عُمَرَ قَالَ
قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ إِنَّمَا النَّاسُ كَإِبِلٍ مِائَةٍ لَا تَكَادُ تَجِدُ فِيهَا رَاحِلَةً
Tercemesi:
Bize Abdurrahman b. Mehdî nakletti. > Dedi ki: Bize Züheyr > Zeyd b. Eslem’den > O da: İbn Ömer’den nakletti. İbn Ömer dedi ki: Rasûlüllah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "İnsanlar ancak aralarında nerede ise soylu ve binmeye elverişli bir tek deve bulmakta güçlük çekeceğin yüz deve(lik sürü)ye benzer."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Abdullah b. Ömer b. el-Hattab 6237, 2/543
Senetler:
1. Ebu Hafs Ömer b. Hattab el-Adevî (Ömer b. Hattab b. Nüfeyl b. Abdüluzza)
2. Ebu Üsame Zeyd b. Eslem el-Kuraşî (Zeyd b. Eslem)
3. Ebu Münzir Züheyr b. Muhammed et-Temimî (Züheyr b. Muhammed)
4. Ebu Said Abdurrahman b. Mehdî el-Anberî (Abdurrahman b. Mehdi b. Hassân b. Abdurrahman)
Konular:
Hz. Peygamber, sembolik, temsili anlatımı
İnsan, insanın yaratılış gayesi, yapısı ve saygınlığı
İnsan, İnsanlık
KTB, YARATILIŞ