Giriş

Bize Hişam b. Ammar, ona Said b. Abdülaziz, ona Rabi'a b. Yezid, ona Ebu İdris el-Havlanî, ona Ebu Müslim el-Havlanî, ona da el-Habîb el-Emîn -onu bana rivayet eden Habib'dir, yani sevgilidir ve o benim nazarımda emin biridir- Avf b. Malik (ra) rivayet etmiştir: Biz, Rasulullah'ın (sav) huzurunda yedi, sekiz veya dokuz kişi idik. Bize "Allah'ın Rasulüne biat etmez misiniz?" buyurdu. Halbuki biz daha yeni biat etmiştik. Sana biat ettik ya! dedik. Ama Hz. Peygamber bu sözü yine üç kere tekrarladı. Bunun üzerine biz de ellerimizi uzatarak tekrar biat ettik. Aramızdan biri, biz sana biat ettik, ey Allah'ın Rasulü; ama ne için sana biat edeceğiz? diye sordu. Buyurdu ki: "Allah'a hiçbir şeyi ortak koşmadan sadece O'na kulluk yapacağınıza, beş vakit namazı kılacağınıza ve dinleyip itaat edeceğinize söz verin!" Arkasından sesini iyice kısarak, "bir de insanlardan hiçbir şey istemeyeceğinize!" diye ekledi. Ondan sonra bu arkadaşlardan birinin, elindeki kamçısı yere düşüyor, kimseden onu kendisine vermesini istemiyor, kendisi inip alıyordu. [Ebû Davud dedi ki: Hişam'ın hadisini sadece Said rivayet etti.]


    Öneri Formu
10904 D001642 Ebu Davud, Zekat, 27

Bize Ubeydullah b. Muaz, ona babası, ona Şube, ona Asım, ona Ebu'l-Âliye, ona da Rasulullah'ın (sav) azatlısı olan Sevban'ın (ra) rivayet ettiğine göre, Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "İnsanlardan bir şey istemeyeceğine dair bana kim garanti verir; ben de ona cenneti garanti edeyim?" diye sordu. Sevban, ben diye cevap verdi. Ondan sonra Sevban, bir daha insanlardan hiçbir şey istemedi.


    Öneri Formu
10905 D001643 Ebu Davud, Zekat, 27


    Öneri Formu
22571 D003453 Ebu Davud, Büyu' (icare), 50

Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Yahya b. Said, ona Şu'be, ona Amr b. Mürra, ona Ebu Bahterî, ona Ebu Abdurrahman es-Sülemî, ona da Ali b. Ebu Tâlib şöyle rivayet etmiştir: "Size Rasulullah'tan (sav) hadis rivayet ettiğimde onun hakka en uygun, en çok hidayete eriştirici ve takvaya en yaraşır olduğuna inanın!"


    Öneri Formu
7586 İM000020 İbn Mâce, Sunne, 2

Bize Hafs b. Ömer en-Nemirî ve Ebu Velid Hişam b. Abdülmelik et-Tayâlisî -bu isnadın metni manen rivayetle aktarıldı-, onlara Şube (b. Haccâc), ona da Amr b. Mürre, Semüra b. Cündüb (ra), Abdullah b. Ebu Evfâ’nın (ra) şöyle dediğini rivayet etti: "Babam (Rıdvan) ağacı altında (bey'atta) bulunanlardandı. Bir topluluk zekatını Rasulullah'a (sav) getirdiklerinde 'Allah'ım! Falan aileye rahmet ve mağfiret et' diye dua ederdi. Babam da O'na zekâtını getirdi, Rasulullah (sav) da 'Allah'ım Ebu Evfâ ailesine rahmet ve mağfiret eyle' buyurdu." [Develerin Yaşına Göre Adlarının Beyan Babı: Ebu Davud der ki: Bu açıklamayı Riyâşî, Ebu Hatim ve başkalarından işittim, ayrıca Nadr b. Şumeyl'in ve Ebu Ubeyd'in mektubunda okudum. Her biri bir detayı aktardı. ortak olarak şöyle dediler: (Deveye doğumundan sütten kesilene kadar) huvâr adı verilir. Sonra (anasından) ayrıldığında fasîl adım alır. (Dişisine) bir yaşından iki yaşının tamamına kadar bint-i mahâd; üç yaşına girdiğinde bint-i lebûn, üç yaşını tamamladığında dört yaşının tamamına kadar (erkeği) hıkk, (dişisi) hıkka adını alır. Çünkü o binilmeye ve erkek deve tarafından döllenmeye elverişli bir duruma gelmiş, gebe kalacak bir yaşa girmiştir. Ama erkeği ön dişlerini atıp altı yaşına varmadıkça dişi deveyi gebe bırakamaz. Hıkka'ya dört yaşını tamamlayana kadar tarûkatu'l-fahl denilir. Çünkü erkek deve onu döller. Beş yaşına bastığından beş yaşını tamamlayana kadar ceza'dır. Altı yaşına basıp ön dişlerini attığından altısını tamamlayana kadar seniydir. Yedi yaşına bastığında yedi yaşını tamamlayana kadar erkeğine rabâî, dişisine rabâiyye adı verilir. Sekiz yaşına basıp sivri dişlerinin arkasındaki öğütücü dişlerini attığında sekiz yaşını tamamlayana kadar sedîs veya sedis'tir. Dokuz yaşına basıp köpek dişi çıktığında on yaşına girene kadar "Bâzil'dir. On yaşına girdiğinde ise muhlif'tir. Bundan sonra adı yoktur. Fakat şöyle denilir: Bir senelik Bâzil, iki senelik bâzil, bir senelik muhlif iki senelik muhlif, üç senelik Muhlif diye beş seneye kadar öyle gider. Halife (deve), gebe (olan deve)dir.] [Ebu Hatim der ki: Cezûa bir zaman dilimidir. Diş (yaş) değildir. Deve yaşlarının (başlangıç ve bitim) zamanı, Süheyl yıldızının doğuş zamanıdır.] [Ebu Davud der ki: Riyâşî bize (şöyle) bir şiir söyledi: Süheyl yıldızı gecenin başlangıcında doğduğu zaman İbn-i lebûn, Hıkk, Hıkk da Ceza' olur. Deve yaşlarından (değişmeyen) yalnız Hube kalır. Hube, (Süheyl yıldızının doğuş) vaktinin dışında doğan deve yavrusudur.]


    Öneri Formu
10835 D001590 Ebu Davud, Zekat, 7; D8.bab başlığı(Tefsiru esnani'l-ibil): Ebu Davud, Zekat, 8

Bize Hafs b. Ömer en-Nemirî ve Ebu Velid Hişam b. Abdülmelik et-Tayâlisî -bu isnadın metni manen rivayetle aktarıldı-, onlara Şube (b. Haccâc), ona da Amr b. Mürre, Semüra b. Cündüb (ra), Abdullah b. Ebu Evfâ’nın (ra) şöyle dediğini rivayet etti: "Babam (Rıdvan) ağacı altında (bey'atta) bulunanlardandı. Bir topluluk zekatını Rasulullah'a (sav) getirdiklerinde 'Allah'ım! Falan aileye rahmet ve mağfiret et' diye dua ederdi. Babam da O'na zekâtını getirdi, Rasulullah (sav) da 'Allah'ım Ebu Evfâ ailesine rahmet ve mağfiret eyle' buyurdu." [Develerin Yaşına Göre Adlarının Beyan Babı: Ebu Davud der ki: Bu açıklamayı Riyâşî, Ebu Hatim ve başkalarından işittim, ayrıca Nadr b. Şumeyl'in ve Ebu Ubeyd'in mektubunda okudum. Her biri bir detayı aktardı. ortak olarak şöyle dediler: (Deveye doğumundan sütten kesilene kadar) huvâr adı verilir. Sonra (anasından) ayrıldığında fasîl adım alır. (Dişisine) bir yaşından iki yaşının tamamına kadar bint-i mahâd; üç yaşına girdiğinde bint-i lebûn, üç yaşını tamamladığında dört yaşının tamamına kadar (erkeği) hıkk, (dişisi) hıkka adını alır. Çünkü o binilmeye ve erkek deve tarafından döllenmeye elverişli bir duruma gelmiş, gebe kalacak bir yaşa girmiştir. Ama erkeği ön dişlerini atıp altı yaşına varmadıkça dişi deveyi gebe bırakamaz. Hıkka'ya dört yaşını tamamlayana kadar tarûkatu'l-fahl denilir. Çünkü erkek deve onu döller. Beş yaşına bastığından beş yaşını tamamlayana kadar ceza'dır. Altı yaşına basıp ön dişlerini attığından altısını tamamlayana kadar seniydir. Yedi yaşına bastığında yedi yaşını tamamlayana kadar erkeğine rabâî, dişisine rabâiyye adı verilir. Sekiz yaşına basıp sivri dişlerinin arkasındaki öğütücü dişlerini attığında sekiz yaşını tamamlayana kadar sedîs veya sedis'tir. Dokuz yaşına basıp köpek dişi çıktığında on yaşına girene kadar "Bâzil'dir. On yaşına girdiğinde ise muhlif'tir. Bundan sonra adı yoktur. Fakat şöyle denilir: Bir senelik Bâzil, iki senelik bâzil, bir senelik muhlif iki senelik muhlif, üç senelik Muhlif diye beş seneye kadar öyle gider. Halife (deve), gebe (olan deve)dir.] [Ebu Hatim der ki: Cezûa bir zaman dilimidir. Diş (yaş) değildir. Deve yaşlarının (başlangıç ve bitim) zamanı, Süheyl yıldızının doğuş zamanıdır.] [Ebu Davud der ki: Riyâşî bize (şöyle) bir şiir söyledi: Süheyl yıldızı gecenin başlangıcında doğduğu zaman İbn-i lebûn, Hıkk, Hıkk da Ceza' olur. Deve yaşlarından (değişmeyen) yalnız Hube kalır. Hube, (Süheyl yıldızının doğuş) vaktinin dışında doğan deve yavrusudur.]


    Öneri Formu
275171 D001590-2 Ebu Davud, Zekat, 7; D8.bab başlığı(Tefsiru esnani'l-ibil): Ebu Davud, Zekat, 8


Açıklama: Selem akdi, nitelikleri belirlenen vadeli malın peşin bedelle satımı.

    Öneri Formu
22593 D003464 Ebu Davud, Büyu' (icare), 55


Açıklama: Selem akdi, nitelikleri belirlenen vadeli malın peşin bedelle satımı.

    Öneri Formu
275040 D003464-2 Ebu Davud, Büyu' (icare), 55


    Öneri Formu
22553 N000695 Nesai, Mesacid, 7


    Öneri Formu
86708 MA019189 Musannef-i Abdurrezzak, X, 303