778 Kayıt Bulundu.
Bize İmran b. Meysere, ona Abdülvaris, ona Ebu Teyyah, ona Ebu Cemre, ona da İbn Abbas (r.anhuma) şöyle demiştir: "Abdülkays heyeti Rasulullah'ın (sav) huzuruna geldiğinde onlara 'Pişman olmadan ve horlanmadan (kendi rızalarıyla) gelen heyete selam olsun' buyurdu. Heyettekiler 'Ey Allah'ın Rasulü! Biz Rabîa kabilesinin bir koluyuz. Seninle bizim aramızda Mudar (kabilesi) vardır. Bu sebeple bizler sana yalnızca haram aylarda gelebiliyoruz. Bundan dolayı bize öyle bir şey söyle ki, biz onunla cennete girelim, kavmimizden geride kalanları da ona davet edelim. Bunun üzerine Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: Size dört şey emrediyor, dört şeyden de men ediyorum. Namazı kılınız, zekatı veriniz, ramazan orucunu tutunuz ve ganimet olarak aldıklarınızın beşte birini (beytül-âle) veriniz. Dubbâ, hantem, nekîr ve müzeffet denilene kaplardan (şıra-nebiz yapıp) içmeyiniz."
Açıklama: Dabbâ (Kabak, kelekten yapılan kap), Hantem (Yağ sürülmüş testi), Müzeffet (zift ile kaplanmış kap), Nekîr (bardak şeklinde oyulan ve içinde nebiz yapılan ağaç kap) anlamına gelmektedir.
Bize Ebu Tahir el-Fakih, ona Ebu Bekir Muhammed b. Ömer b. Hafs ez-Zahid, ona İbrahim b. Abdullah el-Absî, ona Veki', ona A'meş, ona Ebu Salih, ona da Ebu Hüreyre (r.a.), Rasûlullah (s.a.v.)'in şöyle buyurduğunu rivayet etti. "Nefsim yed-i kudretinde olana yemin ederim ki İman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe (kamil anlamda) iman etmiş olamazsınız. Size, yaptığınızda birbirinizi seveceğiniz bir iş göstereyim mi? Aranızda selamı yayınız." Müslim, Sahih'inde bu hadisi, A'meş'ten farklı bir tarikle rivayet etmiştir.
Açıklama: Müminlerin birbirlerini sevmeleri kamil anlamda iman etmiş olmaları için şarttır. Ancak iman etmedikçe cennete giremezsiniz cümlesindeki iman ise zahir manasına göre anlaşılır. Yani iman etmeyen kişilerin cennete giremeyecekleri belirtilmektedir. Öte yandan benzer lafızların zikredildiği Ebû Musa el-Eş'arî'den nakledilen bir hadiste Hz. Peygamber selam vesilesiyle bireysel sevgi ve saygının yanı sıra toplumsal ülfet ve birlikteliğin sağlanacağına da vurgu yapmıştır.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Ebu Üsame, ona Avf, ona da Zürâre b. Evfâ, Abdullah b. Selam'ın şöyle dediğini rivayet etti "Rasulullah (sav) Medine'ye geldiğinde, insanlar hızla Ona (sav) doğru koşturdular ve 'Rasulullah (sav) geldi, Rasulullah (sav) geldi, Rasulullah (sav) geldi' (diye) üç kez seslenildi. İnsanlar arasında, Onu (sav) görmek için, ben de geldim. Rasulullah'ın (sav) yüzünü gördüğümde bu yüzün yalancı yüzü olmadığını anladım. Ondan (sav) ilk işittiğim konuşması şu sözleri oldu; 'Ey insanlar! Selamı yayınız, yemek yediriniz, sıla-i rahim yapınız ve insanlar uyurken gece namaz kılınız ki selamet içerisinde cennete giresiniz'."
Bize Said b. Amir, ona Avf, ona da Zürare b. Evfa, Abdullah b. Selam'ın şöyle dediğini rivayet etti. "Rasûlullah (sav) Medine'ye geldiğinde -ki insanlar onun gelişini yüksek bir yerden gözetliyorlardı-, "Rasûlullah (sav) geldi" (diye) seslendiler." (Abdullah b. Sellam devamla şöyle) dedi; "(karşılamaya) çıkanlar arasında ben de çıktım. Yüzünü gördüğümde bu yüzün bir yalancı yüzü olmadığını anladım. (Ondan) İşittiğim ilk sözler şunlar oldu: "Ey insanlar! Selamı yayın, yemek yedirin, sıla-i rahim yapın ve insanlar uyurken namaz kılın ki emân içerisinde cennete girin."
Bize Ebu Hüseyin b. el-Fadl el-Kattân, ona Abdullah b. Cafer b. Dürustüveyh, ona Yakub b. Süfyân, ona Muaz b. Avzillah el-Basrî, ona Avf el-A'râbî, ona da Zürâre b. Evfâ, Abdullah b. Selâm'ın şöyle dediğini rivayet etti. "Rasulullah (sav) Medine'ye geldiğinde, insanlar (Onu karşılamak için) hızla Ona doğru koştular ve 'Rasulullah (sav) geldi!' (diye) seslendiler." (Abdullah b. Selâm devamla şöyle) dedi; Onu görmek için (gelen) insanlar arasında ben de vardım. Rasulullah'ın (sav) yüzünü gördüğümde, yüzünün bir yalancının yüzü olmadığını anladım. Ondan işittiğim ilk şey şu sözleri oldu; "Ey insanlar! Yemek yediriniz, selamı yayınız, sıla-i rahim yapınız ve insanlar uyurken gece namaz kılınız ki esenlikle cennete giresiniz."
Bize Süfyan b. Veki', ona İsmail b. Muhammed b. Cuhâde, ona Abdülcebbar b. Abbas, ona Ebu İshak es-Sebiî, ona Ebu Müslim el-Eğar (b. Abdullah)-şahadet ederim ki- Ebu Hureyre ve Ebu Said el-Hudrî (r.anhüma)-şehadet ederek- Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Kim, Allah’tan başka ilah yoktur ve Allah en büyüktür, derse; Allah onu doğrulayarak: - 'Benden başka ilah yoktur, ben en büyüğüm' buyurur. Kul: 'Allah’tan başka ilah yoktur, O tektir.', dediğinde, Allah, (o kulunu tasdik ederek) - 'Benden başka ilah yoktur, ben tekim' buyurur. Kul: 'Allah’tan başka ilah yoktur, O tektir; onun ortağı yoktur' derse Allah: 'Benden başka ilah yoktur Ben tekim ve ortağım yoktur' der. Kul: 'Allah’tan başka ilah yoktur. Mülk de O’nun, hamd de O’nundur', dediğinde Allah: 'Benden başka ilah yoktur, hamd de benimdir, mülk de benimdir' buyurur. Kul: 'Allah’tan başka ilah yoktur, (isyandan) geri durma, (itaate) güç yetirme yalnız Allah’ın yardımıyladır', dediği zaman Allah; 'Benden başka ilah yoktur, (isyandan) geri durma, (itaate) güç yetirme ancak benim yardımımladır' buyurur. Rasulullah (sav) şöyle buyururdu; "Bu duaları bir kimse hastalığında söyler de sonra ölürse, cehennem ateşi onu yiyemez ( ona dokunmaz)" buyurdu. (Tirmizî): Bu hadis hasen garibtir. Bu hadisi Şube, ona Ebu İshak, ona el-Eğar, ona Ebu Müslim, ona da Ebu Hureyre ve Ebu Saîd (r.anhüma) isnadıyla mana olarak bir benzerini merfu olmaksızın rivâyet etmektedir. Bize Bündar, ona Muhammed b. Cafer, ona Şube’den gelen isnadla da rivayet bu hadis rivayet edildi.
Bize Muhammed b. Beşşar, ona Yahya b. Said, İbn Ebu Adî, Abdulvehhab ve Muhammed b. Cafer, onlara Avf b. Ebu Cemile ona da Zürâre b. Evfâ, Abdullah b. Selâm'ın şöyle dediğini rivayet etti. "Rasulullah (sav) Medine'ye geldiğinde, insanlar hızla ona doğru koşturdular ve "Rasulullah (sav) geldi" (diye) seslenildi. İnsanların arasında onu görmek için ben de geldim. Rasulullah'ın (sav) yüzünü gördüğümde yüzünün bir yalancı yüzü olmadığını anladım. Konuştuğu ilk şey şu sözleri oldu; "Ey insanlar! Selamı yayınız, yemek yediriniz ve insanlar uyurken geceleyin namaz kılınız ki emân içerisinde cennete giresiniz."
Bize Ebû’l-Hasan Ali b. Muhammed el-Mukriî, ona el-Hasan b. Muhammed b. İshak, ona Yusuf b. Yakub, ona Müsedded, ona Yezîd b. Zuray’, ona Avf, ona Hasnâ bint Muâviye, ona da amcası şşöyle demiş: Rasûlullah’a (sav), “- Kimler cennettedir?” diye sordum. “- Peygamber cennettedir, şehid cennettedir, çocukken ölen cennettedir, canlı canlı toprağa gömülen cennettedir” buyurdu.