778 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Ebu Muaviye ve Veki', onlara A'meş, ona Ebû Salih, ona da Ebu Hureyre (ra), Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti. "Nefsim yed-i kudretinde olana yemin ederim ki iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe (kamil anlamda) iman etmiş olamazsınız. Size, yaptığınızda birbirinizi seveceğiniz bir şey göstereyim mi? Aranızda selamı yayın."
Açıklama: Müminlerin birbirlerini sevmeleri kamil anlamda iman etmiş olmaları için şarttır. Ancak iman etmedikçe cennete giremezsiniz cümlesindeki iman ise zahir manasına göre anlaşılır. Yani iman etmeyen kişilerin cennete giremeyecekleri belirtilmektedir. Öte yandan benzer lafızların zikredildiği Ebû Musa el-Eş'arî'den nakledilen bir hadiste Hz. Peygamber selam vesilesiyle bireysel sevgi ve saygının yanı sıra toplumsal ülfet ve birlikteliğin sağlanacağını daha farklı ifadelerle açıklamıştır.
Bize Ahmed b. Ebu Şuayb, ona Züheyr, ona el-A'meş, ona Ebû Salih, ona da Ebu Hureyre (ra), Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Nefsim elinde olana yemin ederim ki iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe (kamil anlamda) iman etmiş olamazsınız. Size, yaptığınızda birbirinizi seveceğiniz bir iş göstereyim mi? Aranızda selamı yayınız."
Açıklama: Müminlerin birbirlerini sevmeleri kamil anlamda iman etmiş olmaları için şarttır. Ancak iman etmedikçe cennete giremezsiniz cümlesindeki iman ise zahir manasına göre anlaşılır. Yani iman etmeyen kişilerin cennete giremeyecekleri belirtilmektedir. Öte yandan benzer lafızların zikredildiği Ebû Musa el-Eş'arî'den nakledilen bir hadiste Hz. Peygamber selam vesilesiyle bireysel sevgi ve saygının yanı sıra toplumsal ülfet ve birlikteliğin sağlanacağını daha farklı ifadelerle açıklamıştır.
Bize Muhammed b. Ebû Ömer el-Mekkî, ona Abdülazîz ed-Derâverdî, ona Yezîd b. el-Hâd, ona Muhammed b. İbrahim, ona İsa b. Talha, ona Ebû Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Kul ne kastettiğini düşünmeden bir söz söyler de o söz sebebiyle Cehennemde Doğu ile Batı arasındaki mesafeden daha uzak bir yere atılır."
Bize Muhammed b. Abdullah er-Rakâşî, ona Yezid b. Zürey, ona Said, ona Salim b. Ebu'l-Ca'd, ona Ma'dân b. Ebu Talha, ona da Hz. Peygamber’in azatlısı Sevbân, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "İnsanın ruhu, bedeninden şu üç şeyden uzak olarak ayrılırsa, o kişi kişi cennete girer: Kibir, hainlik ve borç."
Bize Süfyan b. Veki', ona İsmail b. Muhammed b. Cuhâde, ona Abdülcebbar b. Abbas, ona da Ebu İshak es-Sebiî, ona Ebu Müslim Eğar (b. Abdullah)-şahadet ederim ki- Ebu Hureyre ve Ebu Said el-Hudrî (r.anhüma)-şehadet ederek- Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Kim, Allah’tan başka ilah yoktur ve Allah büyüktür, derse; Allah onu doğrulayarak: - 'Benden başka ilah yoktur, ben büyüğüm' buyurur. Kul: 'Allah’tan başka ilah yoktur, O tektir.', dediğinde, Allah, (o kulunu tasdik ederek) - 'Benden başka ilah yoktur, ben tekim' buyurur. Kul: 'Allah’tan başka ilah yoktur, O tektir; onun ortağı yoktur' derse Allah: 'Benden başka ilah yoktur Ben tekim ve ortağım yoktur' der. Kul: 'Allah’tan başka ilah yoktur. Mülk de O’nun, hamd de O’nundur', dediğinde Allah: 'Benden başka ilah yoktur, hamd de benimdir, mülk de benimdir' buyurur. Kul: 'Allah’tan başka ilah yoktur, güç kudret yalnız Allah’ındır', dediği zaman Allah; 'Benden başka ilah yoktur, kuvvet ve kudret ancak benimdir, benimledir' buyurur. Rasulullah (sav) şöyle buyururdu; "Bu duaları bir kimse hastalığında söyler de sonra ölürse, cehennem ateşi onu yiyemez ( ona dokunmaz)" buyurdu. (Tirmizî): Bu hadis hasen garibtir. Bu hadisi Şube, ona Ebu İshak, ona Eğar, ona Ebu Müslim, ona da Ebu Hureyre ve Ebu Saîd (r.anhüma) isnadıyla mana olarak bir benzerini merfu olmaksızın rivâyet etmektedir. Bize Bündar, ona Muhammed b. Cafer, ona Şube’den gelen isnadla da rivayet bu hadis rivayet edildi.
Bana Züheyr b. Harb, ona Cerir, ona A'meş bu isnatla (bir önceki isnadla) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Nefsim kudretinde olan Allah'a yemin olsun ki iman etmeden cennete giremezsiniz." Sonra Ebu Muaviye ve Veki' hadisinin benzerini rivayet etmiştir: [(İman etmeden cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmeden -kamil manada- iman etmiş olmazsınız. Size yaptığınız zaman birbirinizi seveceğiniz bir şey tavsiye edeyim mi? Aranızda selamı yayın.)]
Açıklama: İsnadın tamamı için bk. M000194.
Bize Hennâd, ona Ebu Muâviye, ona Ameş, ona Ebu Sâlih, ona Ebû Hureyre Hz. Peygamber'in şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Nefsim elinde olan Allah'a yemin olsun ki iman etmeden cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmeden (kamil manada) iman etmiş olmazsınız. Size yaptığınızda birbirinizi seveceğiniz bir işi söyleyeyim mi! Aranızda selamı yayınız." [Bu konuda Abdullah b. Selâm ve Şurayh b. Hânî'nin babasından nakli, Abdullah b. Amr, Berâ, Enes ve İbn Ömer'den de hadis rivayet edilmiştir. Ebû İsa (et-Tirmizî) şöyle demiştir: Bu hasen-sahih bir hadistir.]
Açıklama: Müminlerin birbirlerini sevmeleri kamil anlamda iman etmiş olmaları için şarttır. Ancak iman etmedikçe cennete giremezsiniz cümlesindeki iman ise zahir manasına göre anlaşılır. Yani iman etmeyen kişilerin cennete giremeyecekleri belirtilmektedir. Öte yandan benzer lafızların zikredildiği Ebû Musa el-Eş'arî'den nakledilen bir hadiste Hz. Peygamber selam vesilesiyle bireysel sevgi ve saygının yanı sıra toplumsal ülfet ve birlikteliğin sağlanacağını daha farklı ifadelerle açıklamıştır.
Bize Muhammed b. Rumh, ona Leys b. Sa'd, ona İbn Hâd, ona Muhammed b. İbrahim et-Teymi, ona Ebu Seleme, ona da Talha b. Ubeydullah (ra) şöyle demiştir: "Beli kabilesinden iki adam Rasulullah'ın (sav) yanına geldiler. İkisinin Müslümanlığı kabul etmeleri beraber olmuştu. Bunlardan birisinin (İslâmiyet uğrundaki) çalışma ve gayreti diğerininkinden fazla ve daha kuvvetli İdi. Bunlardan çok çalışkan olanı savaşa gidip şehit oldu. Diğeri ondan sonra bir yıl daha yaşadı. Sonra o da vefat etti. Talha der ki: Ben uyurken rüyada cennetin kapısı yanında olduğum sırada bu iki adamla karşılaştım. Sonra cennetten bir zat çıktı ve bu iki adamdan, sonradan vefat edene (cennete girmesi için) izin verdi. Bir süre sonra aynı kişi çıktı ve şehit olan adama (cennete girmesi için) izin verdi. Daha sonra (görevli) zât bana döndü ve 'Sen geri dön. Çünkü senin cennete girmen zamanı henüz gelmedi' dedi. Talha sabahleyin bu rüyasını halka anlattı. Herkes şehit olan adamın diğerinden sonra cennete girmesine şaştı. Nihayet bu haber Rasulullah'a (sav) ulaştı ve halk O'na bu rüya olayını arz ettiler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) 'Bu olayın neyine şaşıyorsunuz?' buyurdu. Sahabeler 'Ey Allah'ın Rasulü! Bu (yâni önce ölüp sonradan cennete giren adam) arkadaşından daha gayretli, daha çalışkandı. Sonra şehit oldu. Halbuki şu diğeri (yâni arkadaşı) ondan önce cennete girdi' dediler. Rasulullah (sav) 'Cennete önce giren adam, şehit olan adamdan sonra bir yıl daha yaşamadı mı?' diye sordu. Sahabeler 'Evet yaşadı' dediler. Hz. Peygamber (sav) 'Ve o adam, Ramazan ayına erişip oruç tuttu, bir yılda şu kadar namaz, şu kadar secde etti, değil mi?' buyurdu. Sahabeler 'Evet doğrudur' dediler. Rasulullah (sav) 'Şu halde ikisinin arasında bulunan mesafe gök ile yer arasındaki mesafeden daha uzaktır' buyurdu."
Açıklama: Ebu Seleme ile Talha b. Ubeydullah arasında inkıta' vardır.
Bize Kuteybe, ona İbn Lehîa, ona Ebu Esved, ona Urve b. Zübeyr ve Süleyman b. Yesâr, onlara da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Allah, yolunda bir gün oruç tutanı, cehennemden 70 sene uzak tutar." Râvilerden biri 70 sene derken diğeri 40 sene demiştir. Ebu İsa der ki: Bu hadis, bu tarikten garîb bir hadistir. (Senetteki) Ebu Esved'in adı Muhammed b. Abdurrahman b. Nevfel el-Esedî el-Medenî'dir. Ebu İsa der ki: Bu konuda Ebu Said, Enes, Ukbe b. Âmir ve Ebu Ümâme'den de hadis rivayet edilmiştir.