Öneri Formu
Hadis Id, No:
151810, BS14822
Hadis:
أَخْبَرَنَا أَبُو عَبْدِ اللَّهِ الْحَافِظُ أَخْبَرَنِى أَبُو بَكْرِ بْنُ إِسْحَاقَ الْفَقِيهُ أَخْبَرَنَا بِشْرُ بْنُ مُوسَى حَدَّثَنَا الْحُمَيْدِىُّ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ عَنْ بُشَيْرِ بْنِ يَسَارٍ عَنْ حَصِينِ بْنِ مِحْصَنٍ قَالَ حَدَّثَتْنِى عَمَّتِى قَالَتْ : أَتَيْتُ النَّبِىَّ -صلى الله عليه وسلم- فِى بَعْضِ الْحَاجَةِ فَقَالَ :« أَىْ هَذِهِ أَذَاتُ بَعْلٍ أَنْتِ؟ ». قُلْتُ : نَعَمْ. قَالَ :« كَيْفَ أَنْتِ لَهُ؟ ». قَالَتْ : مَا آلُوهُ إِلاَّ مَا عَجَزْتُ عَنْهُ. قَالَ :« فَأَيْنَ أَنْتِ مِنْه فَإِنَّمَا هُوَ جَنَّتُكِ وَنَارُكِ ».
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Beyhakî, Sünen-i Kebir, Kasem ve Nuşûz 14822, 15/105
Senetler:
1. Esma el-Hatmiye (Esma)
2. Husayn b. Mihsan el-Hazmi (Husayn b. Mihsan)
3. Ebu Keysan Büşeyr b. Yesar el-Harisî (Büşeyr b. Yesar)
4. Ebu Said Yahyâ b. Saîd el-Ensârî (Yahyâ b. Saîd b. Kays b. Amr)
5. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
6. Ebu Bekir el-Humeydî Abdullah b. Zübeyr (Abdullah b. Zübeyr b. İsa b. Ubeydullah)
7. Bişr b. Musa el-Esedî (Bişr b. Musa b. Salih)
8. Ebu Bekir Ahmed b. İshak es-Sibğî (Ahmed b. İshak b. Eyyüb b. Yezîd b. Abdurrahman)
9. Hakim en-Nîsâbûrî (Muhammed b. Abdullah b. Hamdûye b. Nu'aym b. el-Hakem)
Konular:
Aile, ailede erkeğin hak ve sorumlulukları
Aile, Fertleri ve Sorumlulukları
Cehennem, Sevkeden İşler, Sözler, Davranışlar
Cennet, Sevkeden İşler, Sözler, Davranışlar
Kadın, hak ve sorumlulukları
Kadın, kocasına itaat etmesi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
159569, TŞ000229
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو عَمَّارٍ الْحُسَيْنُ بْنُ حُرَيْثٍ ،حَدَّثَنَا وَكِيعٌ حَدَّثَنَا الأَعْمَشُ ، عَنِ الْمَعْرُورِ بْنِ سُوَيْدٍ ، عَنْ أَبِي ذَرٍّ ، قَالَ : قَالَ رَسُولُ اللهِ صلى الله عليه وسلم : إِنِّي لأَعْلَمُ أَوَّلَ رَجُلٍ يَدْخُلُ الْجَنَّةَ ، وَآخَرَ رَجُلٍ يَخْرُجُ مِنَ النَّارِ ، يُؤْتَى بِالرَّجُلِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ ، فَيُقَالُ : اعْرِضُوا عَلَيْهِ صِغَارَ ذُنُوبِهِ وَيُخَبَّأُ عَنْهُ كِبَارُهَا ، فَيُقَالُ لَهُ : عَمِلْتَ يَوْمَ كَذَا وَكَذَا ، كَذَا ، وَهُوَ مُقِرٌّ ، لا يُنْكِرُ ، وَهُوَ مُشْفِقٌ مِنْ كِبَارِهَا ، فَيُقَالُ : أَعْطُوهُ مَكَانَ كُلِّ سَيِّئَةٍ عَمِلَهَا حَسَنَةً ، فَيَقُولُ : إِنَّ لِي ذُنُوبًا مَا أَرَاهَا هَاهُنَا .
قَالَ أَبُو ذَرٍّ : فَلَقَدْ رَأَيْتُ رَسُولَ اللهِ صلى الله عليه وسلم ، ضَحِكَ حَتَّى بَدَتْ نَوَاجِذُهُ
Tercemesi:
Ebû Zer (r.a) anlatıyor:
Peygamber Efendimiz: "Ben, Cennet'e ilk önce girecek olan adam ile, Cehennem'den en son çıkacak olan şahsı yakînen bilirim: Kıyamet gününde, bir adam hesap mahalline getirilip, Allah tarafından meleklere:
"Onun büyük günâhlarını gizleyerek, kendisine, küçük günâhlarını birer birer gösterin!" denir. Melekler de, bu adamın büyük günâhlarını gizleyerek: "Sen, derler. Falan senenin, şu gün, şu saatinde, şöyle bir günâh işlemişsin!"
Adamcağız, bu suçlarını dili ile ikrar eder; inkâr etmez. Fakat tam, büyük günâhlarının da hesabının sorulacağı korku ve tedirginliği içinde iken denir ki :"Bu kuluma, işlediği bütün günâhlarının (seyyie) yerine, sevap (hasene) verin!."
Adamcağız, hiç de beklemediği bir şekilde, ceza yerine mükâfatla karşılaşınca, tamahkârlığı tutarak:
"Benim, der. Daha bir çok büyük günâhlarım vardı; hani, amel defterimde onları göremiyorum!."
Ebû Zer der ki: Bu adamın tavrı karşısında, Peygamber Efendimiz, nevâciz dişleri gözükecek derecede güldüler.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Şemail-i Muhammediyye, 229, /364
Senetler:
()
Konular:
Cennet, Sevkeden İşler, Sözler, Davranışlar
Gülmek, Hz. Peygamber'in gülmesi
Hz. Peygamber, şemaili
Hz. Peygamber, vasıfları, şemaili, hasaisi
Kıyamet, ahvali
Öneri Formu
Hadis Id, No:
159572, TŞ000232
Hadis:
حَدَّثَنَا هَنَّادُ بْنُ السَّرِيِّ ،حَدَّثَنَا أَبُو مُعَاوِيَةَ ، عَنِ الأَعْمَشِ ، عَنِ إِبْرَاهِيمَ ، عَنْ عَبِيدَةَ السَّلْمَانِيِّ ، عَنْ عَبْدِ اللهِ بْنِ مَسْعُودٍ ، قَالَ : قَالَ رَسُولُ اللهِ صلى الله عليه وسلم : إِنِّي لأَعْرفُ آخِرَ أَهْلِ النَّارِ خُرُوجًا ، رَجُلٌ يَخْرُجُ مِنْهَا زَحْفًا ، فَيُقَالُ لَهُ : انْطَلِقْ فَادْخُلِ الْجَنَّةَ ، قَالَ : فَيَذْهَبُ لِيَدْخُلَ الْجَنَّةَ ، فَيَجِدُ النَّاسَ قَدْ أَخَذُوا الْمَنَازِلَ ، فَيَرْجِعُ فَيَقُولُ : يَا رَبِّ ، قَدْ أَخَذَ النَّاسُ الْمَنَازِلَ ، فَيُقَالُ لَهُ : أَتَذْكُرُ الزَّمَانَ الَّذِي كُنْتَ فِيهِ ، فَيَقُولُ : نَعَمْ ، قَالَ : فَيُقَالُ لَهُ : تَمَنَّ ، قَالَ : فَيَتَمَنَّى ، فَيُقَالُ لَهُ : فَإِنَّ لَكَ الَّذِي تَمَنَّيْتَ وَعَشَرَةَ أَضْعَافِ الدُّنْيَا ، قَالَ : فَيَقُولُ : تَسْخَرُ بِي وَأَنْتَ الْمَلِكُ قَالَ : فَلَقَدْ رَأَيْتُ رَسُولَ اللهِ صلى الله عليه وسلم ، ضَحِكَ ، حَتَّى بَدَتْ نَوَاجِذُهُ
Tercemesi:
Abdullah b. Mes'ûd (r.a) anlatıyor:
Hazreti Peygamber: "Ben, cehennemden en son çıkacak olan insanın durumunu bilirim: O, cehennemden, ayağını sürüyerek çıkar. Oradan çıkınca, kendisine: "Haydi git; cennet'e gir!" denir. Bu fermanı alınca, doğru cennet'in yolunu tutar; varıp kapısından içeri bakınca; cennet ehlinin tamamen yerlerini aldıklarını ve her tarafın dopdolu olduğunu görerek geri döner:
• "Yârabbi, der. Herkes yerini almış, her taraf tıklım tıklım dolu; girecek yer kalmamış!.". Kendisine denir ki:
- "Burasını, yaşadığın dünyâ hayâtı ile mi kıyaslıyorsun?"
- "Evet Yârabbi!.". O zaman kendisine:
- "Öyle ise, gönlünden ne geçiriyorsan dile!" denir. O da, gözünde büyüttüğü ve hayâlinde yaşattığı ne varsa hepsini ister. Netîcede:
- "Sana, bu isteklerinin hepsi verilsin ve ayrıca, o bildiğin dünyâ'nın on katı kadar daha verilsin!" diye İlâhî ferman çıkınca; adam sevincinden şaşkına dönerek:
- "Yârabbi, der. Benimle alay mı ediyorsun! Sen ki, sânı yüce bir hükümdarsın; bunca mülkün sahibisin!."
Abdullah b. Mes'ûd ilâve eder: Resûlullah Efendimiz, bu hâdiseyi anlatırlarken, nevâciz dişleri gözükecek şekilde güldüler.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Şemail-i Muhammediyye, 232, /368
Senetler:
()
Konular:
Cennet, Sevkeden İşler, Sözler, Davranışlar
Gülmek, Hz. Peygamber'in gülmesi
Hz. Peygamber, şemaili
Hz. Peygamber, vasıfları, şemaili, hasaisi
Kıyamet, ahvali