202 Kayıt Bulundu.
Abdurrezzâk, ona Sevrî, ona A‘meş, ona Umeyr b. Sa'd şöyle rivayet etmiştir: İbn Mesûd onlara teşehhüdü öğretir, sonra da şöyle derdi: "Allah’ım! Bildiğim ve bilmediğim bütün hayırların tamamını Senden ister, bildiğim ve bilmediğim bütün şerlerin tamamından da Sana sığınırım. Allah’ım! salih kullarının Senden istedikleri hayırları, ben de Senden ister ve salih kullarının Sana sığındıkları bütün şerlerden Sana sığınırım. Allah’ım! Rabbimiz! Bize dünyada ve ahirette iyilik ver ve bizi cehennem azabından koru. Rabbimiz! Günahlarımızı bağışla, kötülüklerimizi ört, bizi iyilerle birlikte vefat ettir. Rabbimiz! Rasullerinin aracılığıyla bize vaat ettiğini, bize ver ve bizi kıyamet günü utandırma. Şüphesiz ki Sen, vaadinden asla dönmezsin."
Bize Müsedded, ona Bişr b. Mufaddal, ona Seleme b. Alkame, ona Muhammed, ona da Ebu Hureyre; Hammad'ın hadisindeki gibi 'Rasulullah bize namaz kıldırdı' kısmından bana İmran b. Husayn'dan rivayet olunduğuna göre, o 'ardından selam verdi' kısmına kadar rivayette bulunmuştur. (Seleme şöyle) demiştir: Muhammed'e, 'teşehhütte bulundu mu?' dedim. O, teşehhüd hususunda bir şey işitmedim. Teşehhütte bulunması bana daha sevimli gelir dedi. Hz. Peygamber'in (sav) o zâtı, 'Zü'l-yedeyn' diye isimlendirdiğini zikretmedi; gazab ifadelerini kullanmadı." [Hammad'ın Eyyüb'den naklettiği hadis, daha ayrıntılıdır.]