Giriş

Bize İbrahim b. Münzir el-Hizâmî, ona Ömerîlerin azatlısı Sadaka b. Beşir şöyle rivayet etmiştir: Kudame b. İbrahim el-Cumahî, gençken ve üzerinde safranla boyanmış bir elbiseyle Abdullah b. Ömer b. Hattab'ın yanına gidip gelirdi. Kudâme der ki: Abdullah b. Ömer, bir gün bize hadis rivayet ederek Hz. Peygamber'in onlara şöyle dediğini nakletti: "Allah'ın kullarından biri 'Yâ Rabbi leke'l-hamdu kemâ yenbaği li celâli vechike ve li azîmi sultânike (Ey benim Rabbim, Senin zâtının celâlına ve senin hâkimiyetinin azametine layık biçimde sana hamd olsun)' dedi. Bu hamd, kulun amelini yazmakla görevli iki meleği âciz bırakarak, nasıl yazacaklarını bilemediler. Bunun üzerine melekler göğe çıktılar ve 'Ey Rabbıimiz! Senin kulun öyle bir söz söyledi ki nasıl yazacağımızı bilemedik.' dediler. Allah, kulunun söylediği sözü en iyi bilen olduğu halde 'Benim kulum ne söyledi?' diye sordu. Melekler 'Ey Rabbimiz! O kul, 'Yâ Rabbi leke'l-hamdu kemâ yenbaği li celali vechike ve azîmi sultânike' dedi.' dediler. Bunun üzerine Allah, o iki meleğe 'Kulum bana kavuşup ben, onu söylediği söze karşılık mükâfatlandırıncaya kadar siz o sözü kulumun söylediği gibi yazın' buyurdu."


    Öneri Formu
31543 İM003801 İbn Mâce, Edeb, 55