29 Kayıt Bulundu.
Bu dönüş, sadece bir seslenmeye bakar.
Bize Ömer b. Hafs, ona babası, ona el-A'meş, ona Ebu Salih, ona Ebu Hüreyre'nin (ra.) söylediğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "İki nefha (sura iki üfleme) arasında kırk vardır." Dinleyenler Ebu Hüreye'ye, 'Ya Eba Hüreyre, kırk gün mü?' diye sordular. Ebu Hüreyre, 'Cevap vermedim' dedi. Başka birisi, 'Yoksa kırk sene mi?' diye sordu. Ebu Hüreyre, 'Yine cevap vermedim' dedi. Bir diğeri de, 'Yoksa kırk ay mı?' diye sordu, Ebu Hüreyre, 'Ona da cevap vermedim' dedi. (Çünkü bu konuda bilgi sahibi değildi). Ebu Hüreyre, Rasulullah'ın (sav) şöyle söylediğini de ekledi: "Bir tek kemik hariç insanın her şeyi çürür. Yalnız acbu zeneb denilen kuyruk sokumu kemiği çürümez. İkinci yaratma işte bu kemikten yapılacaktır."
Açıklama: Bir rivâyete göre “Acbu’z-zeneb hardal tanesi büyüklüğünde bir kemik parçasıdır.” Buna göre o, sözü edilen kemikten çok farklı, ama insana ait özelliklerin tamamını taşıyan küçücük bir şey olmalıdır. Bu ifâdeyi, günümüz teknolojisinin ortaya koyduğu DNA hücresi benzeri bir şey diye anlamak da mümkündür. Çünkü bilindiği üzere insanın bütün kimliği bu hücrede saklıdır. Bütün bedeni yakılıp kül haline getirilen ve kuyruk sokumu kemiği de kalmayan insanlar düşünüldüğünde, bunun insanın özünü teşkil eden bir şey olma ihtimali kuvvet azanmaktadır. Kıyâmette insanların bu kemikten yaratılmasında, Allah’tan başka kimsenin bilemeyeceği bir sır vardır. Çünkü insanı yoktan var eden Allah’ın, onu tekrar yaratmak için başka bir şeyin varlığına ihtiyacı yoktur. Bu sırrı izah sadedinde; insan bedeninin bir cüz’ü olan rûhun, herhangi bir bedene değil, bizzat âit olduğu bedene iâde edileceği bilinsin diye sözü edilen kemikten yaratılacağı ihtimali üzerinde durulur. Eğer insanın bütün aksamı çürüse ve geriye hiçbir şey kalmasa, zihinlerde rûhun herhangi bir bedene gidebileceği düşüncesi uyanabilir.
Bize Hasan, ona İsmail b. Halil, ona Abdürrahim, ona Zekeriyya b. Ebu Zâide, ona Amir, ona da Ebu Hüreyre'nin (ra) söylediğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Ben (sura) ikinci üfürülmeden sonra başını kaldıracak olanların ilkiyim. Bir de bakarım ki, Musa (as) arşa yapışmış duruyor. O birinci üflemede böyle miydi veya ikinci üflemeden sonra benden önce mi diriltildi, bilmiyorum."
O Sûr'a üfürüldüğü zaman var ya,
Birinci üflemenin (kâinatı) sarstığı,
Onun arınmamasından sen sorumlu tutulmayacaksın ki!
Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe, ona Ali b. Müshir, ona Muhammed b. Amr, ona Ebu Seleme, ona da Ebu Hureyre şöyle demiştir: Yahudi'nin biri Medine çarşısında “Hz. Musa'yı bütün insanlardan üstün kılan (Allah)'a yemin olsun” dedi. Ensar'dan bir adam da elini kaldırıp Yahudi'ye bir tokat attı ve “Rasulullah (sav) aramızda iken sen böyle diyorsun” dedi Bu durum Rasulullah'a (sav) aktarıldı. Hz. Peygamber (sav) de "O gün sûra üflenir; Allah’ın dilediklerinden başka göklerde ve yerde kim varsa kıyâmetin dehşetinden çarpılıp cansız yere serilir. Sonra sûra bir daha üflenir; bir de bakarsın ki, bütün ölüler dirilip kabirlerinde ayağa kalkmış, merak ve endişe içinde etraflarına bakınıp duruyorlar" (Zümer, 68) ayetini okuyup şöyle buyurdu: "Şüphesiz ilk dirilen ben olurum ve bir de bakarım ki Musa, Arş'ın direklerinden birine tutunmuş duruyor. Artık bilemiyorum, acaba benden önce mi uyandı, yoksa Aziz ve Celil Allah'ın istisna ettiklerinden miydi? Kim, benim, Yunus b. Mettâ'dan daha hayırlı olduğumu söylerse yalan söylemiş olur."
Bize Muhammed, on Ebu Muaviye, ona el-A'meş, ona Ebu Salih, ona da Ebu Hüreyre'nin (ra) söylediğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "İki nefha (sura iki üfleme) arasında kırk vardır." Orada bulunan birisi Ebu Hüreyre'ye: 'Bu, kırk gün mü?' diye sordu. Ebu Hüreyre dedi ki: 'Ben cevap vermekten çekindim.' O kimse: 'Kırk ay mı?' dedi. Ebu Hüreyre dedi ki: 'Ben cevap vermekten çekindim.' O soran: 'Kırk yıl mı?' dedi. Ebu Hüreyre: 'Ben yine cevap vermekten çekindim.' dedi. Devamla Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Sonra Allah gökyüzünden bir su indirir de sizler yeşil bir otun bitmesi gibi dirilirsiniz. İnsan bedenindeki her şey çürür yalnız bir tek kemik parçası çürümez. O da kuyruk sokumu kemiğidir. Kıyamet günündeki yeniden yaratma bu kemikten başlar."
Açıklama: كَيْفَ أَنْعَمُ "bu dünyada nasıl zevk içerisinde yaşayabilirim?" denilebilir.