89 Kayıt Bulundu.
Bize Ahmed b. Salih ve Ahmed b. Amr b. es-Serh, o ikisine Süfyan b. Uyeyne, ona Amr b. Dinar, ona Vehb b. Münebbih, ona kardeşi (Hemmâm b. Münebbih), ona da Muaviye şöyle demiştir: Hayra aracı olunuz da sevaba eriniz. Gerçekten biri işi yapmak istiyorum da sizin aracı olup da sevaba erişmeniz için geciktiriyorum. Çünkü Rasulullah (sav) "hayırlı islere vesile olunuz da sevaba erişiniz" buyurmuştur.
Bize Ahmed b. Salih ve Ahmed b. Amr b. es-Serh, o ikisine Süfyan b. Uyeyne, ona Amr b. Dinar, ona Vehb b. Münebbih, ona kardeşi (Hemmâm b. Münebbih), ona da Muaviye şöyle demiştir: Hayra aracı olunuz da sevaba eriniz. Gerçekten biri işi yapmak istiyorum da sizin aracı olup da sevaba erişmeniz için geciktiriyorum. Çünkü Rasulullah (sav) "hayırlı islere vesile olunuz da sevaba erişiniz" buyurmuştur.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Ali b. Muhammed, onlara Vekî, ona Süfyân, ona da Ebu Bekir b. Ebu’l-Cehm b. Suhayr el-Adevî, Fatıma bt. Kays'ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: Allah'ın Elçisi (sav) bana: 'İddetin bittiği zaman beni haberdar et' buyurmuştu. (İddeti bitince) Fatıma Rasulullah'a (sav) haber verdi. (O esnada) Fatımaya Muâviye, Ebu’l-Cehm b. Suhayr ile Üsâme b. Zeyd (evlenmek üzere) talip olmuştu. Rasulullah (sav): “Muâviye, hiç malı olmayan fakir bir adamdır. Ebu’l-Cehm, kadınları çokça döven bir adamdır. Fakat Üsâme (ile evlenmeni tavsiye ederim)” buyurdu. Fatıma eliyle şöyle yaptı ve 'Üsâme, Üsâme (mi)?' karşılığını verdi. Bunun üzerine Allah Rasulü (sav) ona: “Allah’a ve Rasulü’ne itaat senin için hayırlıdır” buyurdu. Fatıma şöyle demiştir: 'Ben de onunla evlendim ve (bundan dolayı) bana gıpta edilir oldu'.
Açıklama: İddet, Evliliği sona eren kadının yeniden evlenebilmesi için beklemesi gereken süreye denir. (Acar, Halil İbrahim, "İddet", DİA, XXI, 466-471.)
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Osman b. Ebu Şeybe –hadisin metni bu senedle mana ile rivayet edildi- o ikisine Ebu Muaviye (Muhammed b. Hâzim), ona Osman ve Cerir er-Râzî; (T) Bize Vasıl b. Abdula'la, ona Esbat, ona el-A'meş, ona Ebû Salih, ona da Ebu Hureyre (ra) Rasulullah'ın şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Her kim bir müslümanı dünya sıkıntılarının birinden nefes aldırırsa –kurtarırsa- Allah da onu kıyamet gününde bir sıkıntıdan kurtarır. Kim darda kalan bir kimseye kolaylık gösterirse Allah da ona dünya ve ahirette kolaylık ihsan eder. Kim bir müslümanın ayıbını örterse Allah da dünya ve ahirette onun ayıbını örter. Kul din kardeşinin yardımında oldukça Allah da o kulun yardımındadır." [Ebû Davud dedi ki: (Bu hadisin ravilerinden olan) Osman (metinde geçen); "kim de darda kalan bir kimseye kolaylık gösterirse" cümlesini Ebu Muaviye'den olan rivayetinde zikretmedi.]