Giriş

Bize Muhammed b. Râfi, ona Abdürrezzak, ona Mamer, ona da Hemmâm b. Münebbih 'Bunlar bize Ebu Hureyre'’nin Rasul-i Ekrem'’den (sav) rivayet ettikleridir' diyerek birtakım hadisler zikretti. Bu rivayetlerden birine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Her doğan çocuk fıtrat üzere dünyaya gelir. Sonra anne-babası onu Yahudi ya da Hıristiyan yapar. Tıpkı yetiştirdiğiniz develer gibi. Onların kulaklarını sizler kesmedikçe içlerinden kulakları kesik olana rastlıyor musunuz?" Ashab 'Ey Allah’ın Rasûlü, ya küçük yaşta ölen çocuklar?' diye sordu. Rasulullah (sav) 'Allah, onların ne yaptıklarını en iyi bilendir' buyurdu."


    Öneri Formu
12495 M006760 Müslim, Kader, 24

Bize Abdürrezzâk, ona Ma'mer, ona Câfer b. Burkân, ona da Abdullah b. Mesûd şöyle demiştir: "Her gelecek şey yakındır. Şunu iyi bilin ki, uzak olan şey (gelmeyecek olan) gelmez. Allah, kimsenin acele etmesiyle acele etmez. İnsanların işi için de hafif davranmaz. Allah bir şey murad eder, insanlar başka şeyler diler, ama insanların hoşuna gitmese de Allah’ın dilediği olur. Allah’ın uzak kıldığını kimse yakınlaştıramaz, Allah’ın yakın kıldığını da kimse uzaklaştıramaz. Allah’ın izni olmadan hiçbir şey gerçekleşmez. Sözlerin en doğrusu Allah’ın Kitabı, en güzel yol, Muhammed Rasulullah’ın yoludur. İşlerin en kötüsü, sonradan ortaya çıkarılanlardır. Her sonradan çıkarılan şey bidattir. Her bidat sapıklıktır." Ma‘mer der ki: Câfer dışındaki bir râvî, İbn Mesûd’dan şunu da rivayet etti: "Kalbe yerleşen şeylerin en hayırlısı yakîn (kesin iman), Zenginliğin en hayırlısı ise gönül zenginliği, İlmin en hayırlısı fayda veren, Hidayetin en hayırlısı ise kendisine uyulandır. Az ama kâfi olan, çok olup da oyalayandan hayırlıdır. Sizden her biri nihayetinde dört arşınlık bir yere konacaktır. İnsanları usandırmayın ve bıktırmayın. Zira her nefsin bir dinçlik ve atılganlık vakti, bir de usanma ve yüz çevirme vakti vardır. Dikkat edin! En kötü rivayet, yalan rivayettir. Dikkat edin! Yalan, günaha götürür, günah da ateşe götürür. Doğruluğa sarılın! Çünkü doğruluk, iyiliğe; iyilik de cennete götürür. Dikkat edin, Bu iki özellik zamanla alışkanlığa dönüşür ve kişi doğru söyledikçe Allah katında sıddîk olarak, yalan söyledikçe de kâzib olarak yazılır. Şunu iyi bilin ki yalan, ister ciddi ister şaka olsun, hiçbir şekilde helâl değildir. Hatta biriniz çocuğuna bir şey vaat edip de onu yerine getirmezse bu bile yalandır." "Ehli kitaptan hiçbir şey sormayın! Çünkü onlar üzerine zaman geçti, kalpleri katılaştı ve dinlerinde bidatlar ortaya çıkardılar. Ama ille de onlara soru soracaksanız, söyledikleri şey Kitabınıza uygunsa alın, muhalifse ondan uzak durun ve o konuda sükut edin. Evlerin en küçüğü, içinde Allah’ın Kitabı’ndan hiçbir şey bulunmayan evdir. Bu tür bir ev, içinde oturanı olmayan harabe gibidir. Şunu iyi bilin ki, şeytan, içinde Bakara Suresi okunan evden çıkar."


    Öneri Formu
88479 MA020198 Musannef-i Abdurrezzak, XI, 159


Açıklama: M006768 numaralı hadis kast edilmektedir.

    Öneri Formu
12537 M006769 Müslim, Kader, 31


Açıklama: Bir önceki M006770 numaralı rivayette yer alan ve köşeli parantez içerisinde verilen hadiste geçen 'ya da' lafzı yerine farklı bir isnad üzerinden 've' şeklindeki ifade farklılığına vurgu yapılmaktadır.

    Öneri Formu
12546 M006771 Müslim, Kader, 32


Açıklama: Bahsi geçen rivayet için bkz. M006772 numaralı hadis.

    Öneri Formu
12553 M006773 Müslim, Kader, 33


Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: "احْرِصْ عَلَى مَا يَنْفَعُكَ وَاسْتَعِنْ بِاللَّهِ وَلاَ تَعْجِزْ"

    Öneri Formu
12555 M006774 Müslim, Kader, 34


    Öneri Formu
12536 M006768 Müslim, Kader, 31


    Öneri Formu
12544 M006770 Müslim, Kader, 32

Bize Abdullah, ona Muhammed b. Ya’kub ez-Zübâlî, ona Mu’temir b. Süleymân, ona babası (Süleyman b. Abdurrahman), ona Rabî b. Enes, ona Rufey Ebu Âliye şöyle rivayet etmiştir: "Ubey b. Ka’b, Aziz ve Celil olan Allah’ın 'Kıyamet gününde, biz bundan habersizdik demeyesiniz diye Rabbin Âdemoğullarından, onların bellerinden zürriyetlerini çıkardı, onları kendilerine şahit tuttu ve 'Ben sizin Rabbiniz değil miyim?' buyurdu. Onlar da 'Evet biz buna şâhit olduk' dediler' [A’raf: 7/172] ayeti hakkında şöyle dedi: Allah önce onları bir araya topladı, sonra ayrı ayrı ruhlar kıldı, ardından kendilerini şekillendirdi ve en sonunda konuşmalarını istedi, onlar da konuştular. Sonra Allah onlardan ahit (söz) ve misak (bağlılık) alıp 'Ben sizin rabbiniz değil miyim?' diyerek onları kendi sözlerine şahit tuttu ve 'kıyamet günü biz bunu bilmiyorduk, dememeniz için yedi kat göğü ve yeri size şahit tutuyorum. Ayrıca atanız Âdem’i de bu olaya şahit tutuyorum. Bilin ki benden başka ilah ve rab yoktur. O halde bana hiçbir şeyi ortak koşmayın. Size peygamberlerimi göndereceğim ve onlar da aldığım söz ve misakımı size hatırlatacaklar. Bir de size kitaplarımı indireceğim' buyurdu. Bunun üzerine ruhlar 'Biz şehadet ederiz ki Sen bizim Rabbimiz ve İlâhımızsın, Senden başka Rabbimiz yoktur' diye ikrar ve itirafta bulundular. Sonra Allah Teâlâ, Âdem’i (as) onları görebileceği şekilde yükseltti ve Adem gördü ki onlardan kimi zengin, kimi fakir, kimi güzel, kimi de çirkin... Bunun üzerine 'Rabbim! Keşke kullarını eşit yaratsaydın' dedi. Allah Teâlâ 'Ben şükredilmekten hoşlanırım' buyurdu. Bundan sonra Hz. Âdem, onların içinde, kendilerinden risâlet ve nübüvvet konusunda özel bir söz ve misak alınmış peygamberleri halka ışık saçan kandiller gibi gördü. Yüce Allah'ın 'Hani Biz, peygamberlerden; Senden, Nuh'tan, İbrahim'den, Musa'dan ve Meryem Oğlu İsa'dan söz almıştık. (Evet) biz onlardan pek sağlam bir söz aldık.' [Ahzâb, 33/7] ayeti buna işaret etmektedir. İsa (as), o ruhların içindeydi, Allah onu Meryem'e gönderdi." [Ubey'den nakledildiğine göre, ruh Meryem'in ağzından (bedenine) girmiştir.]


    Öneri Formu
70433 HM021552 İbn Hanbel, V, 135

Bize Sadaka b. Fadl, ona Yahya, ona Süfyân, ona babası (Said b. Mesrûk), ona Münzir, ona Rabî b. Huseym, ona da Abdullah b. Mesud (ra) şöyle demiştir: "Peygamber (sav) kum üzerine bir kare çizdi. Sonra karenin ortasından başlayarak, kare dışına uzanan bir çizgi çizdi. Sonra bu çizginin ortasından itibaren bu ortadaki çizgiye dik açıyla daya­nan birtakım küçük çizgiler çizdi. Sonra (karenin ortasındaki uzun çizgiyi göstererek) 'Şu insandır. Şu (kare de) her taraftan onu kuşatan eceldir. Şu kare dışında uzanan çizgi de, insanın emelidir. Şu ufak çizgiler de insanın başına gelen mu­sibetlerdir. Şimdi şu musibet oku hedefini şaşsa, diğeri isabet eder, o da hata ederse, öbürü isabet eder. (Sonunda onu eceli yakalar.)"


    Öneri Formu
23437 B006417 Buhari, Rikâk, 4