عبد الرزاق عن معمر عن عطاء الخراساني قال : قدم عمر بن عبد العزيز مكة في حج أو عمرة فجمع بهم وهو مسافر.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
62281, MA005148
Hadis:
عبد الرزاق عن معمر عن عطاء الخراساني قال : قدم عمر بن عبد العزيز مكة في حج أو عمرة فجمع بهم وهو مسافر.
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Abdürrezzak b. Hemmam, Musannef, Cum'a 5148, 3/161
Senetler:
()
Konular:
Cuma Namazı, Cuma namazı
Cuma namazı, kılma ve kıldırma şartları
Namaz, seferde kılmak, cemaatle yetişmiş olmak vs
Tarihsel şahsiyetler, Ömer b. Abdülaziz
حدثنا معمر بن سليمان الرقي عن حجاج عن الحكم قال كتب عمر بن عبد العزيز ألى أهل القرى يأمرهم أن يصلوا الفطر والاضحى وأن يجمعوا.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
96308, MŞ005929
Hadis:
حدثنا معمر بن سليمان الرقي عن حجاج عن الحكم قال كتب عمر بن عبد العزيز ألى أهل القرى يأمرهم أن يصلوا الفطر والاضحى وأن يجمعوا.
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Ebî Şeybe, Musannef-i İbn Ebû Şeybe, Salât 5929, 4/255
Senetler:
0. Maktu' (Maktu')
1. Ebu Hafs Ömer b. Abdulaziz el-Ümevî (Ömer b. Abdulaziz b. Mervan b. Hakem b. Ebu As)
2. Ebu Abdullah Hakem b. Uteybe el-Kindî (Hakem b. Uteybe)
3. Ebu Ertat Haccac b. Ertat en-Nehai (Haccac b. Ertat b. Sevr b. Hübeyre b. Şerahil)
4. Ebu Abdullah Mamer b. Süleyman en-Nehaî (Mamer b. Süleyman)
Konular:
Bayram, bayram namazı
Cuma Namazı, Cuma namazı
KTB, NAMAZ,
Namaz, seferde kılmak, cemaatle yetişmiş olmak vs
Öneri Formu
Hadis Id, No:
36208, HM003867
Hadis:
حَدَّثَنَا رَوْحٌ حَدَّثَنَا سَعِيدٌ عَنْ عَبْدِ السَّلَامِ عَنْ حَمَّادٍ عَنْ إِبْرَاهِيمَ عَنْ عَلْقَمَةَ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ
أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ كَانَ يَصُومُ فِي السَّفَرِ وَيُفْطِرُ وَيُصَلِّي الرَّكْعَتَيْنِ لَا يَدَعُهُمَا
يَقُولُ لَا يَزِيدُ عَلَيْهِمَا يَعْنِي الْفَرِيضَةَ
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Abdullah b. Mes'ud 3867, 2/83
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesud (Abdullah b. Mesud b. Gafil b. Habib b. Şemh)
2. Ebu Şibl Alkame b. Kays en-Nehaî (Alkame b. Kays b. Abdullah b. Malik b. Alkame)
3. Ebu İmran İbrahim en-Nehaî (İbrahim b. Yezid b. Kays b. Esved b. Amr)
4. Ebu İsmail Hammad b. Ebu Süleyman el-Eş'arî (Hammad b. Müslim)
5. Abdusselam b. Ebû Cenûb el-Medenî (Abdusselâm b. Ebû Cenûb)
6. Ebu Nadr Said b. Ebu Arûbe el-Adevî (Saîd b. Mihrân)
7. Ebu Muhammed Ravh b. Ubade el-Kaysî (Ravh b. Ubade b. Alâ b. Hasan b. Amr b. Mersed)
Konular:
Namaz, seferde kılmak, cemaatle yetişmiş olmak vs
Oruç, seferde
عبد الرزاق عن ابن جريج عن عطاء قال : لكل صلاة إقامة لابد ، وإن صليت لنفسك ، وإن كنت في سفر.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
52483, MA001957
Hadis:
عبد الرزاق عن ابن جريج عن عطاء قال : لكل صلاة إقامة لابد ، وإن صليت لنفسك ، وإن كنت في سفر.
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Abdürrezzak b. Hemmam, Musannef, Salât 1957, 1/511
Senetler:
()
Konular:
Namaz, kamet getirmek
Namaz, seferde kılmak, cemaatle yetişmiş olmak vs
Öneri Formu
Hadis Id, No:
72017, HM022913
Hadis:
حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ هَارُونَ أَخْبَرَنَا حَمَّادُ بْنُ سَلَمَةَ عَنْ ثَابِتٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ رَبَاحٍ عَنْ أَبِي قَتَادَةَ قَالَ
كُنَّا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فِي سَفَرٍ فَقَالَ إِنَّكُمْ إِنْ لَا تُدْرِكُوا الْمَاءَ غَدًا تَعْطَشُوا وَانْطَلَقَ سَرَعَانُ النَّاسِ يُرِيدُونَ الْمَاءَ وَلَزِمْتُ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَمَالَتْ بِرَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ رَاحِلَتُهُ فَنَعَسَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَدَعَمْتُهُ فَأَدْعَمَ ثُمَّ مَالَ فَدَعَمْتُهُ فَأَدْعَمَ ثُمَّ مَالَ حَتَّى كَادَ أَنْ يَنْجَفِلَ عَنْ رَاحِلَتِهِ فَدَعَمْتُهُ فَانْتَبَهَ فَقَالَ مَنْ الرَّجُلُ قُلْتُ أَبُو قَتَادَةَ قَالَ مُذْ كَمْ كَانَ مَسِيرُكَ قُلْتُ مُنْذُ اللَّيْلَةِ قَالَ حَفِظَكَ اللَّهُ كَمَا حَفِظْتَ رَسُولَهُ ثُمَّ قَالَ لَوْ عَرَّسْنَا فَمَالَ إِلَى شَجَرَةٍ فَنَزَلَ فَقَالَ انْظُرْ هَلْ تَرَى أَحَدًا قُلْتُ هَذَا رَاكِبٌ هَذَانِ رَاكِبَانِ حَتَّى بَلَغَ سَبْعَةً فَقَالَ احْفَظُوا عَلَيْنَا صَلَاتَنَا فَنِمْنَا فَمَا أَيْقَظَنَا إِلَّا حَرُّ الشَّمْسِ فَانْتَبَهْنَا فَرَكِبَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَسَارَ وَسِرْنَا هُنَيْهَةً ثُمَّ نَزَلَ فَقَالَ أَمَعَكُمْ مَاءٌ قَالَ قُلْتُ نَعَمْ مَعِي مِيضَأَةٌ فِيهَا شَيْءٌ مِنْ مَاءٍ قَالَ ائْتِ بِهَا فَأَتَيْتُهُ بِهَا فَقَالَ مَسُّوا مِنْهَا مَسُّوا مِنْهَا فَتَوَضَّأَ الْقَوْمُ وَبَقِيَتْ جَرْعَةٌ فَقَالَ ازْدَهِرْ بِهَا يَا أَبَا قَتَادَةَ فَإِنَّهُ سَيَكُونُ لَهَا نَبَأٌ ثُمَّ أَذَّنَ بِلَالٌ وَصَلَّوْا الرَّكْعَتَيْنِ قَبْلَ الْفَجْرِ ثُمَّ صَلَّوْا الْفَجْرَ ثُمَّ رَكِبَ وَرَكِبْنَا فَقَالَ بَعْضُهُمْ لِبَعْضٍ فَرَّطْنَا فِي صَلَاتِنَا فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ مَا تَقُولُونَ إِنْ كَانَ أَمْرَ دُنْيَاكُمْ فَشَأْنُكُمْ وَإِنْ كَانَ أَمْرَ دِينِكُمْ فَإِلَيَّ قُلْنَا يَا رَسُولَ اللَّهِ فَرَّطْنَا فِي صَلَاتِنَا فَقَالَ لَا تَفْرِيطَ فِي النَّوْمِ إِنَّمَا التَّفْرِيطُ فِي الْيَقَظَةِ فَإِذَا كَانَ ذَلِكَ فَصَلُّوهَا وَمِنْ الْغَدِ وَقْتَهَا ثُمَّ قَالَ ظُنُّوا بِالْقَوْمِ قَالُوا إِنَّكَ قُلْتَ بِالْأَمْسِ إِنْ لَا تُدْرِكُوا الْمَاءَ غَدًا تَعْطَشُوا فَالنَّاسُ بِالْمَاءِ فَقَالَ أَصْبَحَ النَّاسُ وَقَدْ فَقَدُوا نَبِيَّهُمْ فَقَالَ بَعْضُهُمْ لِبَعْضٍ إِنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ بِالْمَاءِ وَفِي الْقَوْمِ أَبُو بَكْرٍ وَعُمَرُ فَقَالَا أَيُّهَا النَّاسُ إِنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ لَمْ يَكُنْ لِيَسْبِقَكُمْ إِلَى الْمَاءِ وَيُخَلِّفَكُمْ وَإِنْ يُطِعْ النَّاسُ أَبَا بَكْرٍ وَعُمَرَ يَرْشُدُوا قَالَهَا ثَلَاثًا فَلَمَّا اشْتَدَّتْ الظَّهِيرَةُ رَفَعَ لَهُمْ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَقَالُوا يَا رَسُولَ اللَّهِ هَلَكْنَا عَطَشًا تَقَطَّعَتْ الْأَعْنَاقُ فَقَالَ لَا هُلْكَ عَلَيْكُمْ ثُمَّ قَالَ يَا أَبَا قَتَادَةَ ائْتِ بِالْمِيضَأَةِ فَأَتَيْتُهُ بِهَا فَقَالَ احْلِلْ لِي غُمَرِي يَعْنِي قَدَحَهُ فَحَلَلْتُهُ فَأَتَيْتُهُ بِهِ فَجَعَلَ يَصُبُّ فِيهِ وَيَسْقِي النَّاسَ فَازْدَحَمَ النَّاسُ عَلَيْهِ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَا أَيُّهَا النَّاسُ أَحْسِنُوا الْمَلَأَ فَكُلُّكُمْ سَيَصْدُرُ عَنْ رِيٍّ فَشَرِبَ الْقَوْمُ حَتَّى لَمْ يَبْقَ غَيْرِي وَغَيْرُ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَصَبَّ لِي فَقَالَ اشْرَبْ يَا أَبَا قَتَادَةَ قَالَ قُلْتُ اشْرَبْ أَنْتَ يَا رَسُولَ اللَّهِ قَالَ إِنَّ سَاقِيَ الْقَوْمِ آخِرُهُمْ فَشَرِبْتُ وَشَرِبَ بَعْدِي وَبَقِيَ فِي الْمِيضَأَةِ نَحْوٌ مِمَّا كَانَ فِيهَا وَهُمْ يَوْمَئِذٍ ثَلَاثُ مِائَةٍ
قَالَ عَبْدُ اللَّهِ فَسَمِعَنِي عِمْرَانُ بْنُ حُصَيْنٍ وَأَنَا أُحَدِّثُ هَذَا الْحَدِيثَ فِي الْمَسْجِدِ الْجَامِعِ فَقَالَ مَنْ الرَّجُلُ قُلْتُ أَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ رَبَاحٍ الْأَنْصَارِيُّ قَالَ الْقَوْمُ أَعْلَمُ بِحَدِيثِهِمْ انْظُرْ كَيْفَ تُحَدِّثُ فَإِنِّي أَحَدُ السَّبْعَةِ تِلْكَ اللَّيْلَةَ فَلَمَّا فَرَغْتُ قَالَ مَا كُنْتُ أَحْسِبُ أَنَّ أَحَدًا يَحْفَظُ هَذَا الْحَدِيثَ غَيْرِي قَالَ حَمَّادٌ وَحَدَّثَنَا حُمَيْدٌ الطَّوِيلُ عَنْ بَكْرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ الْمُزَنِيِّ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ رَبَاحٍ عَنْ أَبِي قَتَادَةَ عَنْ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ بِمِثْلِهِ وَزَادَ قَالَ كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ إِذَا عَرَّسَ وَعَلَيْهِ لَيْلٌ تَوَسَّدَ يَمِينَهُ وَإِذَا عَرَّسَ الصُّبْحَ وَضَعَ رَأْسَهُ عَلَى كَفِّهِ الْيُمْنَى وَأَقَامَ سَاعِدَهُ
Tercemesi:
Ebû Katâde' den (Radıyallahu anh):
Rasûlullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) ile birlikte yolculukta beraberdik ve şöyle dedi:
"Eğer yarın suya ulaşamazsanız susuz kalırsınız."
İnsanların hızlıları/öncüleri su aramak için ayrıldı, Rasûlullah'ın yanından ayrılmadım. Bineği Rasûlullah'ı hafifçe eğdi, Rasûlullah uyukluyordu. Ben (düşmesin diye) onu doğrulttum ve o doğruldu. Sonra tekrar eğildi, ben doğrulttum, o da doğruldu, sonra tekrar eğildi, hatta neredeyse bineğinden düşecekti, ben tekrar doğrulttum ve uyandı, şöyle dedi:
"Kim bu kişi?" Ben:
'Ebû Katâde' dedim.
"(Benimle olan) yolculuğun ne zamandan beri devam ediyor?"
'Geceden beri.' ,
"O'nun Peygamberi'ni koruduğun gibi Allah da seni korusun!" dedi. Sonra şöyle buyurdu:
"Dinlenmek için konaklasak herhalde (daha iyi olacak),"
Bir ağaç tarafına yöneldi, orada konakladı. Sonra bana dedi ki:
"Bak bakalım, (bizden gelen) birini görüyor musun?" Ben:
'İşte şu bir süvari, şu iki süvari...' diye saydım ve gelenler yedi kişiye
ulaştı. Rasûlullah:
"(Nöbetçi bırakarak) namazımızı koruyun!" dedi.
Biz uykuya (öyle) dalmışız ki ancak güneşin ısısı bizi uyandırdı.
Kalktık, Rasûlullah bineğine bindi ve yürüdü, biz de yürüdük az bir süre.
Sonra bineğinden indi ve:
"Yanınızda su var mı?" deyince ben:
'Evet, içinde biraz su olan bir kap (abdest kırbası) var' dedim.
Rasûlullah şöyle buyurdu:
"Onu bana getir!"
Kabı kendisine getirince (topluluğa) dedi ki:
"o kaptan hafif abdest alın, o kaptan alın!"
Topluluk ondan abdest aldı ve kapta az bir su kaldı, Rasûlullah:
"Ey Ebû Katâde! O kabı sakla/gözetle, ilerde ona ihtiyaç duyulacak"
dedi. Sonra Bilal ezan okudu, sabah namazından önce iki rekat kıldılar, sonra da sabah namazını kıldılar ve Rasûlullah bineğine bindi, biz de bineklerimize bindik. Oradakiler birbirlerine:
'Namazımızda kusurlu/ihmalkar davrandık' deyince Rasûlullah şöyle
buyurdu:
"Ne diyorsunuz? Dünya ile ilgili konu ise sizi ilgilendirir, dininizle ilgili bir konu da beni." Biz:
'Namazımızda kusurlu/ihmalkar davrandık' deyince Rasûlullah:
"Uykudaki durum kusur sayılmaz, ancak uyanıkken olursa kusur
sayılır. Durum böyle olduğunda o namazın (kazasını) kılın, ertesi günü de
namazı vaktinde kllın!"dedi. Sonra ekledi:
"Halkın görüşü nedir, tahmin edin!"
Orada bulunanlar:
'Sen dün, insanlar suyla beraberken eğer siz suya ulaşamazsanız susuz
kalacaksınız' demiştin, (şu anda) insanlar suya muhtaç, (diye hatırlattılar.)
(Ebû Katâde) anlatmaya devam etti:
İnsanlar Peygamberlerini gözden kaybettikleri bir halde sabaha ulaştılar ve birbirlerine şöyle dediler:
'Rasûlullah suyla beraber (herhalde).'
Orada Ebû Bekir ve Ömer de vardı, onlar:
'Ey İnsanlar! Rasûlullah sizden önce o suyu kullanacak ve sizi geride bırakacak birisi değildir.' .
(Oradakiler: Rasûlullah aranızda,) eğer insanlar Ebû Bekir ile Ömer' e uyarlarsa doğruya ulaşırlar, dedi. Bunu üç kere tekrarladı.
Öğle sıcağı arttığında Rasûlullah onların yanına çıkageldi. Dediler ki:
. 'Ey Allah'ın Rasûlü! Boyunlar kopacak şekilde susuzluktan helak olduk.' Rasûlullah:
"Helak olmayacaksınız" dedi ve ekledi:
"Ey Ebû Katâde! Kabı getir!"
Ben kendisine kabı getirdim. Bana:
"Bana su kabını aç/çöz!" dedi.
Kabı açıp, kendisine getirdim. Rasûlullah suyu dökmeye, insanlara su
ikram etmeye başladı. İnsanlar bir anda hücum ettiler. Rasûlullah:
"Ey İnsanlar! Başkalarını da düşünün! Hepiniz kabımdan bu suya
ulaşacaksınız (korkmayın)" dedi.
Oradaki herkes sudan içti, sonunda ben ve Rasûlullah kaldık.
Rasûlullah benim için suyu döktü ve :
"İç, Ey Ebû Katâde!" dedi. Ben de: .
'Sen iç, Ey Allah'ın Rasûlü!' diye cevap verinçe şöyle buyurdu: "Topluluğa su ikram eden en son (içer)."
Ben o sudan içtim. Benden sonra Rasûlullah içti. Onlar o gün üç yüz
kişi oldukları halde kapta önceki su öylece duruyordu (eksilmemişti).
(Ravi) Abdullah şöyle dedi: Ben hadisi büyük mescidde naklederken beni İmran b. Husayn dinledi ve şöyle dedi:
'Kim bu kişi?' Ben de:
'Abdullah b. Rebah el-Ensarî'yim' dedim. İmran:
'Bu topluluk, hadislerini daha iyi bilir. Nasıl naklettiğine dikkat et! O gece orada bulunan yedi kişiden birisiydim. Ben sözümü bitirince o şöyle dedi:
'Benden başka birinin bu hadisi ezberlediğini zannetmiyordum.'
Ebû Katâde' den başka yolla gelen rivayette de benzeri nakledildi,
ziyade olarak:
Rasûlullah yolculukta gece istirahat edeceğinde sağ kolunu yastık yapardı (ve uyurdu), sabah(a yakın) istirahat ettiğinde ise başını sağ avucuna koyar ve kolunu da dikerdi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Ebu Katade el-Ensarî 22913, 7/502
Senetler:
()
Konular:
Hadis Rivayeti, ihtiyat
Hadis, ezberde korunması
Hadis, öğrenimi/öğretimi
Hz. Peygamber, beşer olarak
Hz. Peygamber, dua/beddua ettiği kişi/kabileler
Hz. Peygamber, insanî ilişkileri
Hz. Peygamber, Kişiliği, Hayatı ve Örnekliği
Hz. Peygamber, mucizeleri
Hz. Peygamber, örnekliği
Hz. Peygamber, sahabe ile ilişkisi
Hz. Peygamber, yatış şekli
İnsan, Uyku, mahiyeti ve uyku halinde sorumluluk/sorumsuzluk
İslam, kolaylık dinidir
Müslüman, peygamber sevgisi
Namaz, kaza etmek
Namaz, mekruh vakitler
Namaz, sabah namazı
Namaz, seferde kılmak, cemaatle yetişmiş olmak vs
Namaz, seferde namazları kısaltmak
Namaz, uyuyarak geçirmek,
Namaz, vakti geçmiş namazı cemaatle kılmak
Namaz, vakti geçtikten sonra kılmak
Namaz,seferde Sünnet namazlar, nafile, vs
Sahabe, mucizevî/harikulade olaylar, sahabenin karşılaştığı
Sahâbe, sahabiler ve hadîs
Sorumlululuk, herkes konumuna göre
عبد الرزاق عن معمر وابن جريج عن ابن طاووس أن طاووسا كان يقول : لا بأس أن يؤخر المغرب المسافر ، وذو العلة قدر ما يصليها الحاج بالمزدلفة.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
91254, MA002099
Hadis:
عبد الرزاق عن معمر وابن جريج عن ابن طاووس أن طاووسا كان يقول : لا بأس أن يؤخر المغرب المسافر ، وذو العلة قدر ما يصليها الحاج بالمزدلفة.
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Abdürrezzak b. Hemmam, Musannef, Salât 2099, 1/554
Senetler:
()
Konular:
Namaz, akşam namazı
Namaz, seferde kılmak, cemaatle yetişmiş olmak vs
عبد الرزاق عن ابن جريج قال : أخبرني ابن شهاب عن عروة بن الزبير أن عائشة زوج النبي صلى الله عليه وسلم أخبرته أن الصلاة أول ما
فرضت ، فرضت ركعتين ، ثم أتم الله الصلاة في الحضر ، وأقرت الركعتان على هيئتهما في السفر ، قال : فقلت لعروة : فما كان يحمل عائشة على أن تصلي أربع ركعات في السفر ، وقد علمت أنها فرضها الله ركعتين ، قال عروة : تأولت من ذلك ما تأول عثمان من إتمام الصلاة بمنى.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
93998, MA004267
Hadis:
عبد الرزاق عن ابن جريج قال : أخبرني ابن شهاب عن عروة بن الزبير أن عائشة زوج النبي صلى الله عليه وسلم أخبرته أن الصلاة أول ما
فرضت ، فرضت ركعتين ، ثم أتم الله الصلاة في الحضر ، وأقرت الركعتان على هيئتهما في السفر ، قال : فقلت لعروة : فما كان يحمل عائشة على أن تصلي أربع ركعات في السفر ، وقد علمت أنها فرضها الله ركعتين ، قال عروة : تأولت من ذلك ما تأول عثمان من إتمام الصلاة بمنى.
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Abdürrezzak b. Hemmam, Musannef, Salât 4267, 2/515
Senetler:
0. Mevkuf (Mevkuf)
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
Konular:
Namaz, Farziyeti
Namaz, seferde kılmak, cemaatle yetişmiş olmak vs
عبد الرزاق عن معمر عن قتادة أن رسول الله صلى الله عليه وسلم وأبا بكر ، وعمر ، وعثمان صدرا من خلافته كانوا [ يصلون ] بمكة ، وبمنى ركعتين ، ثم إن عثمان صلاها أربعا ، فبلغ ذلك ابن مسعود فاسترجع ، ثم قام فصلى أربعا ، فقيل له : استرجعت ، ثم صليت أربعا ؟ قال : الخلاف شر.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
94000, MA004269
Hadis:
عبد الرزاق عن معمر عن قتادة أن رسول الله صلى الله عليه وسلم وأبا بكر ، وعمر ، وعثمان صدرا من خلافته كانوا [ يصلون ] بمكة ، وبمنى ركعتين ، ثم إن عثمان صلاها أربعا ، فبلغ ذلك ابن مسعود فاسترجع ، ثم قام فصلى أربعا ، فقيل له : استرجعت ، ثم صليت أربعا ؟ قال : الخلاف شر.
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Abdürrezzak b. Hemmam, Musannef, Salât 4269, 2/516
Senetler:
()
Konular:
Namaz, seferde kılmak, cemaatle yetişmiş olmak vs
Namaz, seferde namazları kısaltmak