335 Kayıt Bulundu.
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Malik, ona Ebu Bekir'in mevlası Sümey, ona Ebu Salih, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Şayet insanlar ezan okumak ile ilk saftaki fazileti bilselerdi bunlara ulaşmak için kura çekmekten başka yol olmasaydı, mutlaka kura çekerlerdi. Namazı ilk vaktinde kılmanın faziletini bilselerdi, bunun için yarışırlardı. Yatsı ve sabah namazlarındaki fazileti bilselerdi, emekleyerek dahi olsa namaza giderlerdi."
Bize Yahya b. Yahya, ona Cafer b. Süleyman, ona Ebu İmran el-Cevnî, ona Abdullah b. Samit, ona da Ebu Zer'in rivayet ettiğine göre, Rasulullah (sav) kendisine şöyle buyurmuştur: "Ey Ebu Zerr! Gerçek şu ki, benden sonra namazı (geciktirerek) öldürecek yöneticiler olacaktır. Sen namazı vaktinde kıl. Eğer vakti içinde namazı onlarla tekrar kılarsan, o namaz senin için nafile olur. Tekrar kılmazsan, namazı yerine getirmiş olursun."
Bize Ubeydullah b. Muaz, ona babası (Muaz b. Muaz el-Anberî), ona Şu'be, ona da Sa'd'ın rivayet ettiğine göre, Muhammed b. Amr b. el-Hasan b. Ali şöyle demiştir: Haccac namazları geciktirirdi. Bizler de (namaz vakitlerini) Cabir b. Abdullah'a sorduk... Ravi, hadisin devamı olarak Gunder'in rivayetinin aynısını nakletmiştir. ["... Rasulullah (sav) öğle namazını sıcağın en şiddetli olduğu vakitte, ikindi namazını güneş hâlâ parlak iken, akşam namazını güneş battığında (hemen) kılardı. Yatsı namazını ise, bazen geciktirir, kimi zaman ise erken kıldırırdı. Cemaatin toplandığını görürse erken kıldırır, henüz toplanmadıklarını görürse geciktirirdi. Sabah namazını, onlar –ya da Nebi (sav) - alacakaranlıkta kılar(lar)dı."]
Bize Yahya b. Habib el-Harisî, ona Halid b. Haris, ona Şu'be, ona Büdeyl, ona Ebu Âliye, ona da Abdullah b. Samit, Ebu Zer'in şöyle dediğini rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) uyluğuma vurarak: "Namazı vaktinden sonraya geciktiren bir topluluk arasında kalacağın zaman halin nice olacak? diye buyurdu. (Ravinin anlattığına göre) Ebu Zer Rasulullah'ın bu sözü üzerine : 'Böyle bir durumda ne yapmamı emir buyurursunuz?' diye sordu. Allah Rasulü; (sav): "Bu durumda sen namazı vaktinde kıl. Sonra işine git. Eğer sen hâlâ mescitteyken namaz için kamet getirilirse onlarla birlikte de namaz kıl." buyurdu.
Bize Züheyr b. Harb, ona İsmail b. İbrahim, ona da Eyyüb, Ebu Âliye el-Berrâ'nın şöyle dediğini rivayet etti: İbn Ziyad namazı geciktirdi. O esnada Abdullah b. Samit yanıma geldi. Ona bir sandalye uzattım, üzerine oturdu. Sonra da ona İbn Ziyad'ın yaptığını anlattım. Dudağını ısırdı ve benim uyluğuma vurarak: Senin bana sorduğun bu soruyu ben de Ebu Zer'e sormuştum. Benim senin uyluğuna vurduğum gibi o da benim uyluğuma vurdu ve: Senin bana sorduğun gibi ben de Rasulullah'a (sav) (bu soruyu) sordum. Senin uyluğuna vurduğum gibi uyluğuma vurdu ve şöyle buyurdu: "Sen namazı vaktinde kıl. Eğer onlarla birlikteyken namaz kılınırsa sen de namaz kıl. ve: 'Ben zaten namaz kılmıştım. Bu sebeple yeniden kılmam' deme." buyurdu.
Bize Asım b. Nadr et-Teymî, ona Halid b. Haris, ona Şu'be, ona Ebu Ne'âme, ona Abdullah b. Samit, ona da Ebu Zer'in şöyle rivayet ettiğine göre, Allah Rasulü (sav) şöyle buyurmuştur: "Namazı vaktinden sonraya geciktiren bir topluluk arasında kalacağınız zaman haliniz –ya da senin halin- nasıl olacak? Bu durumda sen namazını vaktinde kıl. Sonra namaz için kamet getirilirse (ve sen hala oradaysan) onlarla birlikte de namaz kıl. Bu, sana ilave bir hayır olur."
Bize Ebu Ğassân el-Misma'î, ona Muaz – b. Hişam-, ona babası (Hişam b. Sember), ona da Matar (b. Tahmân), Ebu Âliye el-Berrâ'nın şöyle dediğini rivayet etmiştir: Abdullah b. es-Samit'e: 'Cuma günleri bazı emirlerin (yöneticilerin) arkasında namazı kılıyoruz ama onlar namazı geciktiriyorlar.' dedim. Bunun üzerine (Abdullah) acıtacak şekilde uyluğuma vurdu ve: Ben de Ebu Zer'e bu konuyu sormuştum. O da benim uyluğuma vurmuştu ve şöyle demişti: "Ben Rasulullah'a (sav) bu konuyu sordum. 'iz namazı vaktinde kılınız. Onlarla (yöneticilerle) kıldığınız namazı da nafile sayınız' buyurdu." [Hadisin ravisi Abdullah'ın şöyle dediğini söylemiştir: Bana anlatıldığına göre Rasulullah da (sav) Ebu Zer'in uyluğuna vurmuş.]
Bize Musa b. İsmail, ona Abdülvahid, ona A'meş, ona İbrahim et-Teymî, ona babası (Yezid b. Şerik), ona da Ebu Zerr (ra) şöyle söyledi: Ey Allah'ın Rasulü! Yeryüzünde ilk inşa edilen mescit hangisidir? dedim. Rasulullah (sav) "Mescid-i Haram'dır." dedi. Sonra hangisidir? dedim. "Mescid-i Aksa'dır." buyurdu. Bu ikisi arasında ne kadar zaman vardır? diye sordum. Şöyle buyurdu: "Kırk yıl. Sonra, sen nerede iken namaz vakti girerse namazını orada hemen kıl. Çünkü faziletli olan budur."
Bize Kuteybe, ona Mervan b. Muaviye el-Fezârî, ona Ebû Yağfûr, ona da Velîd b. Ayzâr, Ebû Amr eş-Şeybânî'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Bir adam İbn Mesûd'a: 'Hangi amel daha faziletlidir?' diye sordu. İbn Mesûd şöyle cevap verdi: 'Bu soruyu ben de Rasulullah'a (sav) sormuştum. 'Vaktinde kılınan namazdır.' cevabını verdi. 'Sonra hangisidir, ey Allah'ın Rasulü?' dedim. 'Anaya babaya iyilik yapmaktır.' buyurdu. 'Sonra hangisidir, ey Allah'ın Rasulü?' diye tekrar sordum. 'Allah yolunda cihat etmektir' karşılığını verdi." [Ebû İsâ (Tirmizî) şöyle demiştir: Bu, hasen-sahîh bir hadistir. Mesûdî, Şube, Süleyman -Ebû İshak eş-Şeybânî- ve başkaları bu hadisi Velîd b. Ayzâr'dan rivayet etmişlerdir.]
Açıklama: Hadisin tamamı için bk. M000985.