119 Kayıt Bulundu.
Bize Said b. Ufeyr, ona Leys, ona Ukayl, ona İbn Şihâb, ona Hamza b. Abdullah b. Ömer, ona da İbn Ömer'in rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Uyurken (rüyamda) bana bir bardak süt getirildi. Onu içtim. Süte o kadar kandım ki parmaklarımdan çıktığını gördüm. Ardından artanı Ömer b. Hattâb'a verdim." Oradakiler: 'Yâ Rasulullah, nasıl tevil ettin' dediler. O, "ilim (ile)" dedi.
Bize Ali b. Abdullah, ona Yakub b. İbrahim, ona babası (İbrahim b. Sa'd), ona Salih, ona İbn Şihâb, ona Hamza b. Abdullah b. Ömer, ona da Abdullah b. Ömer'in (r.anhuma) rivayetine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Rüyamda bana süt dolu bir kadeh getirildi, ben de ondan kana kana içtim, hatta parmak uçlarımdan çıktığını hissettim. Sonra artanını Ömer b. Hattâb'a verdim" Etrafındakiler “ey Allah'ın Rasulü, bunu nasıl yorumladın?” diye sordular. Rasulullah (sav) "ilim ile" cevabını verdi.
Bize Ali b. Abdullah, ona Yakub b. İbrahim, ona babası (İbrahim b. Sa'd), ona Salih, ona İbn Şihâb, ona Ebu Umâme b. Sehl, ona da Ebu Saîd el-Hudrî'nin (ra) rivayetine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Rüyamda insanlar bana arz edildi. Üstlerinde gömlekler vardı. Kimin gömleği göğüslerine kadar, kiminin ise daha kısaydı. Sonra Ömer b. Hattâb da bana arz edildi. Onun üstünde eteklerini yerlerde sürüdüğü bir gömlek vardı" Sahabîler “Bunu nasıl yorumladın ey Allah'ın Rasulü” diye sordular. Rasulullah (sav) "dîn ile" cevabını verdi.
Bize Saîd b. Ufeyr, ona Leys, ona Ukayl, ona İbn Şihâb, ona Ebu Umâme b. Sehl, ona da Ebu Saîd el-Hudrî'nin (ra) rivayetine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Rüyamda insanlar bana arz edildi. Üstlerinde gömlekler vardı. Kimin gömleği göğüslerine kadar, kiminin ise daha kısaydı. Sonra Ömer b. Hattâb da bana arz edildi. Onun üstünde eteklerini yerlerde sürüdüğü bir gömlek vardı" Sahabîler “Bunu nasıl yorumladın ey Allah'ın Rasulü” diye sordular. Rasulullah (sav) "dîn ile" cevabını verdi.
Bize Abdullah b. Muhammed el-Cu'fi, ona Haremî b. Umâra, ona Kurrâ b. Halid, ona Muhammed b. Sîrîn, ona da Kays b. Ubâd şöyle demiştir: İçinde Sa'd b. Malik ve Abdullah b. Ömer'in de bulunduğu bir halkada iken Abdullah b. Selâm uğradı. oradakiler “bu cennet ehlinden olan bir adamdır” dediler. Ben de ona “buradakiler senin hakkında şunu, şunu söylediler” dedim. Abdullah b. Selâm şöyle dedi: Suhhanallah! Onlara, hakkında bilgileri olmayan bir sözü söylemeleri uygun olmaz. Ben sâdece şöyle bir rüya görmüştüm. Sanki yemyeşil bir bahçenin içine konulmuş bir sırık vardı. Bu sırık orada dikilmişti. Bu sırığın başında da bir kulp vardı. Bu sırığın aşağısında da bir minsaf vardı. -Minsaf, hizmetçi demektir.- Bana “bu sırığa çık” denildi. Ben çıktım ve hatta tepedeki kulpu elime aldım. Nihayet bu rüyamı Rasulullah'a (sav) arz ettim. Rasulullah (sav) "Abdullah, bu en sağlam kulpu tutmuş olarak vefat edecektir" buyurdu.
Bize Saîd b. Ufeyr, ona İbrahim b. Sa'd, ona Leys, ona Ukayl, ona İbn Şihâb, ona Saîd, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Ben kendimi, rüyamda, üzerinde kova olan bir kuyu başında gördüm. O kuyudan Allah'ın dilediği kadar su çektim. Sonra kovayı Ebu Kuhâfe'nin oğlu aldı, o da kova ile bir yahut iki kova su çekti. Onun su çekmesinde bir zayıflık vardı. Allah onun bu zayıflığını bağışlasın. Sonra bu küçük kova büyük bir kovaya dönüştü. Onu Ömer b. Hattâb aldı. Ben insanlar içinde Ömer'in çekişi gibi su çekebilecek kabiliyet ve dehada benzer bir kişi daha göremedim. Nihayet insanlar o kuyu başını develerin sulak ve konak yeri edindiler."
Bana Abdullah b. Saîd, ona Affân b. Müslim, ona Sahr b. Cüveyriye, ona Nâfi, ona İbn Ömer şöyle demiştir: Rasulullah (sav) zamanında, sahabeden bazı adamlar rüya görür, bu rüyalarını Rasulullah'a (sav) anlatırlardı. Rasulullah (sav) da o rüyaları Allah'ın dilediği şekilde tabir ederdi. Ben ise o sırada yaşı küçük bir delikanlı idim. Evlenmeden önce benim evim mescitti. Kendi kendime “eğer sende bir hayır varsa, elbette bu adamların gördüğü gibi rüya görürsün” dedim. Nihayet bir gece yattım ve “Allah'ım, eğer bende bir hayır bilmekte isen, bana bir rüya göster” diye dua ettim. Ben bu şekilde yatıp uyurken birden benim yanıma iki melek geldi. Onlardan her birinin elinde demirden yapılmış ucu çıngıraklı birer sopa vardı. Onlar beni cehenneme yöneltip götürüyorlardı. Ben onların ikisi arasında iken “Allah'ım cehennemden Sana sığınırım” diye dua ediyordum. Sonra rüyamda beni, elinde demirden yapılmış çıngıraklı bir sopası bulunan bir melek karşıladı ve bana “sakın korkma, sen ne güzel adamsın, keşke bir de çokça namaz kılsan” dedi. Ardından beni götürüp cehennemin kıyısında durdurdular. Bir de baktım ki, cehennem kuyu duvarı gibi örülmüştü ve kuyu çıkıntıları gibi birçok çıkıntılı yanları vardı. Her iki çıkıntı arasında elinde demirden yapılmış ucu çıngıraklı bir sopası bulunan bir melek vardı. Ben cehennemin içinde, zincirlerle baş aşağı, asılmış birtakım insanlar gördüm. içlerinde Kureyş'ten, tanıdığım birçok insan vardı. Sonra melekler beni sağ taraftan götürdüler.
Bize Abdân, ona Abdullah, ona Yunus, ona Zührî, ona İbn Müseyyeb, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Ben kendimi, rüyamda, üzerinde kova olan bir kuyu başında gördüm. O kuyudan Allah'ın dilediği kadar su çektim. Sonra kovayı Ebu Kuhâfe'nin oğlu aldı, o da kova ile bir yahut iki kova su çekti. Onun su çekmesinde bir zayıflık vardı. Allah onun bu zayıflığını bağışlasın. Sonra bu küçük kova büyük bir kovaya dönüştü. Onu İbn Hattâb aldı. Ben insanlar içinde Ömer'in çekişi gibi su çekebilecek kabiliyet ve dehada benzer bir kişi daha göremedim. Nihayet insanlar o kuyu başını develerin sulak ve konak yeri edindiler."