Giriş

Bize Yahya b. Yahya, ona Mâlik, ona İbn Şihâb, ona Ebu Abdullah el-Ağar ve Ebu Seleme b. Abdurrahman, o ikisine de Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Allah tebâreke ve teâlâ her gece, gecenin son üçte biri kaldığı vakitte dünya semasına iner ve 'Bana dua edenin duasını kabul ederim. Benden bir şey isteyenin istediğini veririm. Benden bağışlanma dileyeni de bağışlarım' buyurur."


    Öneri Formu
6247 M001772 Müslim, Salât'ül Müsâfirîn ve Kasruhâ, 168

Bize Kuteybe b. Said, ona Yakub b. Abdurrahman el-Kârî, ona Süheyl b. Ebu Salih, ona babası, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Allah, her gece, ilk üçte biri geçince dünya semasına iner ve “gerçek hükümdar ve melik benim. Yok mu dua eden, onun duasını kabul edeyim! Yok mu benden isteyen, ona isteğini vereyim! Yok mu benden af dileyen, onu affedeyim” buyurur. Bu durum, fecir doğana dek devam eder."


    Öneri Formu
6248 M001773 Müslim, Salât'ül Müsâfirîn ve Kasruhâ, 169

Bana Malik, ona Ebu Hâzim b. Dinar, ona Sehl b. Sa‘d es-Sâidî şöyle demiştir: "İki vakit vardır ki; bu vakitlerde semanın kapıları açılır ve pek az kimse hariç, her dua edenin duası kabul olur. Biri ezan okunma anı, diğeri ise Allah yolunda saf tutma (cihad) anıdır." Malik’e, Cuma namazı günü ezan, vakit girmeden önce okunsa olur mu diye de soruldu, O da “ezan ancak güneşin zevale ermesinden sonra okunur” dedi. Yine Malik’e ezan ile kametin (lafızlarının) çifter, çifter tekrar edilmesine ve namaz için kamet getirildiği vakit, ne zaman ayağa kalkmak gerektiğine dair de soru soruldu O da şöyle dedi: yetiştiğim (gördüğüm) uygulamalar dışında ezan ile kamet hakkında bana herhangi bir rivayet ulaşmamıştır. (Gördüğüm uygulamaya göre) kamet ise çifter çifter okunmaz. Bizim şehrimizde (Medine'de) ilim ehlinin uygulaya geldikleri hep budur. Namaz için kamet getirildiği vakit, insanların ne zaman kalkacaklarına gelince, ben bu hususta insanların kalkmaları için bir sınır bulunduğu ile ilgili bir şey işitmedim. Ancak benim görüşüme göre bu, insanların güç yetirebilmelerine göre göre değişir. Çünkü kimi insan şişman, kimisi de zayıftır. Hepsi tek bir adam gibi hareket etmeye güç yetiremez. Malik’e farz namazı cemaatle kılmak isteyen, bir arada bulunan bir topluluğun ezan okumadan kamet getirmek istemeleri durumu dair sorulmuş Malik de “Bu onlar için yeterlidir, çünkü ezan, namazın cemaatle kılındığı, cemaatin toplandığı mescitlerde vaciptir” demiştir. İmam Mâlik’e, müezzinin, imama selam vermesi ve onu namaza çağırması ve selam verme adetini ilk kimin başlattığı, o da “Bana ulaşan bir bilgiye göre, ilk dönemlerde böyle bir selamlaşma (namaz için imamı çağırma ve selam verme âdeti) yoktu” demiştir. Yahya der ki: Yine Malik’e “bir topluluğa ezan okuyup, sonra da namaza gelen olur mu acaba diye bekleyen, ama kimse gelmediği için kamet getirerek, tek başına namaz kılan kimse, namazını bitirdikten sonra cemaat gelmesi halinde, onlarla beraber namazını iade eder mi?” diye soruldu. Malik de “Namazını iade etmez, onun namazı bitirmesinden sonra gelen de yalnız başına kendi kendisine namaz kılsın” dedi. Yahya der ki: Yine Malik’e “Bir müezzin bir cemaat için ezan okuduktan sonra, sünneti kılarken cemaat bir başkasının getirdiği kamet ile namaz kılmak isterlerse durum ne olur?” diye soruldu, o da “Bunda bir sakınca yoktur, onun (ezan okuyanın) kamet getirmesi ile başkasının kamet getirmesi arasında bir fark yoktur” dedi. Yahya der ki: Malik dedi ki: Sabah namazı için her daim fecirden önce ezan okunagelmiştir. Onun dışındaki namazlar için, vakti girmeden önce ezan okunduğunu görmedik.


    Öneri Formu
34768 MU000153 Muvatta, Salât, 1

Bize Ahmed b. İbrahim ed-Devrakî, ona İsmail b. İbrahim, ona Haccâc b. Ebu Osman, ona Ebu Zübeyr (Muhammed b. Müslim), ona da Avn b. Abdullah, İbn Ömer'in (r.anhüma) şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Rasulullah'la (sav) birlikte namaz kılarken, cemaatten biri aniden 'Allahu ekberu kebîrâ, ve'l-hamdülillâhi kesîrâ, ve sübhânallâhi bükraten ve esîlâ (Allah en büyüktür. Sayısız hamd, Allah'a mahsustur. Allah'ı sabah akşam noksan sıfatlardan tenzih ederim)' dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) 'Şöyle şöyle diyen kişi kimdi?' diye sordu. Cemaatten bir adam 'Benim, ya Rasulallah!' deyince, Rasulullah (sav) 'Bu sözler çok hoşuma gitti. Bunlar için, semanın kapıları açıldı' buyurdu. İbn Ömer 'Rasulullah'tan (sav) bunu duyduğumdan beri, o sözleri söylemeyi hiç bırakmadım' demiştir." [Ebu İsa (Tirmizi) şöyle demiştir: Hadis bu senedle hasen-sahih-garîbdir. Haccâc b. Ebu Osman, Haccâc b. Meysera es-Savvâf'tır ve künyesi Ebu Salt'tır. Kendisi, hadis ehli nazarında sika bir ravidir.]


    Öneri Formu
21294 T003592 Tirmizi, Daavât, 126

Bize Ebu Hişâm Muhammed b. Yezid el-Kûfî er-Rifâî, ona Yahya b. Yemân, ona Süfyan (es-Sevrî), ona Zeyd el-Ammî, ona Ebu İyâs Muaviye b. Kurre, ona da Enes b. Malik, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Ezan ile kamet arasında edilen dua geri çevrilmez. Bunun üzerine sahabe 'Ey Allah'ın Rasulü! Öyleyse nasıl dua edelim?' dediklerinde, Hz. Peygamber (sav) 'Dünyada ve ahirette afiyet dileyiniz' buyurdular." [Ebu İsa (Tirmîzî) şöyle demiştir: Bu hasen bir hadistir. Bu hadisteki 'Öyleyse nasıl dua edelim?' Hz. Peygamber de (sav) 'Dünyada ve ahirette afiyet dileyiniz"' kısmını Yahya b. Yemân eklemiştir.]


    Öneri Formu
21300 T003594 Tirmizi, Daavât, 128

Bize Yahya b. Yahya, ona Mâlik, ona İbn Şihâb, ona Ebu Abdullah el-Ağar ve Ebu Seleme b. Abdurrahman, o ikisine de Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Rabbimiz (tebâreke ve teâlâ) her gece, gecenin son üçte biri kaldığı vakitte en yakın olan dünya semasına (rahmetiyle) iner ve 'Bana dua edenin duasını kabul ederim. Benden bir şey isteyenin istediğini veririm. Benden bağışlanma dileyeni de bağışlarım' buyurur."


    Öneri Formu
288774 M001772-2 Müslim, Salât'ül Müsâfirîn ve Kasruhâ, 168