حدثنا عبد الله بن صالح قال حدثنا معاوية بن صالح عن راشد بن سعد عن يعلى بن مرة أنه قال : خرجنا مع النبي صلى الله عليه وسلم ودعينا إلى طعام فإذا حسين يلعب في الطريق فأسرع النبي صلى الله عليه وسلم أمام القوم ثم بسط يديه فجعل الغلام يفر ها هنا وههنا ويضاحكه النبي صلى الله عليه وسلم حتى أخذه فجعل إحدى يديه في ذقنه والأخرى في رأسه ثم أعتنقه ثم قال النبي صلى الله عليه وسلم حسين منى وأنا من حسين أحب الله من أحب حسينا الحسين سبط من الأسباط
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164369, EM000364
Hadis:
حدثنا عبد الله بن صالح قال حدثنا معاوية بن صالح عن راشد بن سعد عن يعلى بن مرة أنه قال : خرجنا مع النبي صلى الله عليه وسلم ودعينا إلى طعام فإذا حسين يلعب في الطريق فأسرع النبي صلى الله عليه وسلم أمام القوم ثم بسط يديه فجعل الغلام يفر ها هنا وههنا ويضاحكه النبي صلى الله عليه وسلم حتى أخذه فجعل إحدى يديه في ذقنه والأخرى في رأسه ثم أعتنقه ثم قال النبي صلى الله عليه وسلم حسين منى وأنا من حسين أحب الله من أحب حسينا الحسين سبط من الأسباط
Tercemesi:
— Ya'lâ îbni Mürre'den rivayet edildiğine göre, o şöyle anlatmıştır :
— Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Seltem) ile çıktık ve bir vemeğe davet edildik. O esnada (Peygamberin torunu) Hüseyin yol üzerinde oynuyordu. Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) topluluğun önüne koştu, sonra iki elini açtı. Çocuk Öteye beriye koşmaya başladı. Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) ona gülüyordu. Nihayet onu yakalayınca, iki elinden birini çocuğun çenesine ve diğerini de bağına koydu. Sonra onu kucakladı. Sonra Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
— Hüseyin bendendir, ben de Hüseyin'denim. Hüseyin'i seveni Allah sever. Hüseyin, torunlardan bir torundur.»[716]
Bu rivayet, Peygamber Efendimizin hareketine ait olan takrîrî sünnet ile sözüne ait olan kavlî sünneti ihtiva etmektedir.
1— Peygamber Efendimizin, torunu Hüseyin'i küçük yaşında nasıl karşıladığını ve onu nasıl sevdiğini anlatan birinci kısım, Peygamberimizin çocuğa karşı olan sevgi ve hareketini İfade ettiğinden takrîrî sünnet kısmına girmekte ve bize çocuklara merhameti ve onları sevip kucaklamayı öğretmektedir.
2— Hazreti Hüseyin hakkında Peygamber Efendimizin bizzat:
«— Hüseyin bendendir, ben de Hüseyin'denim. Hüseyin'i seveni Allah sever. Hüseyin torunlardan bir torundur.»
Buyurması da kavlî hadîstir ve sünnettir.
Bunun manası : İkimiz bir vücud gibiyiz. Her İkimiz: sevmek ümmete gereklidir. Bu bakımdan H ü s e y i n 'i seveni Allah sever; çünkü beni sevmiş sayılır. Ayrıca neseb bakımından da Peygamber torunlarından bir torundur. Burada hem Peygamber ailesine bir sevgi taşımanın lüzumuna, hem de çocukları sevmenin icabına işaret vardır.
Ya'lâ ibni Mürre kimdir?:
Ashab-ı Kiramın ileri gelenlerinden olup, annesinin ismi Siyabe'dir. Annesine de nispet edilerek yad edilir. Künyesi de Ebu'l-Merazim'-dİr. Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Seliem) ile Hudeybiye, Hayber ve Mekke fethi, Huneyn ve Taif seferlerinde bulunmuştur. Kendisi Peygamber Efendimizden ve Hz. Ali'den hadîs rivayet etmiş, oğullan Abdullah ve Osman da ondan rivayet etmişlerdir. Ayrıca Rasid ibni Sa'd, Abdullah ibni Hafs ve daha başka zevat Ya'lâ 'dan rivayet etmişlerdir. Kendisi Kûfe'lilerden sayılır. Basra'da ev edindiği de söylenir. Allah ondan razı olsun.[717]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 364, /304
Senetler:
()
Konular:
Çocuk, hak ve sorumlulukları
Ehl-i beyt, Hz. Hüseyin
Hz. Peygamber, beşer olarak
Hz. Peygamber, çocuk sevgisi
Hz. Peygamber, çocuklara verdiği önem
Hz. Peygamber, dua/beddua ettiği kişi/kabileler
Hz. Peygamber, duaları
Hz. Peygamber, torunlarına sevgisi ve düşkünlüğü
Saygı, büyüklere karşı saygılı, küçüklere karşı şefkatli olmak
حدثنا إبراهيم بن المنذر قال حدثني بن أبي فديك قال حدثني هشام بن سعد عن نعيم بن المجمر عن أبي هريرة قال ما رأيت حسنا قط إلا فاضت عيناي دموعا وذلك : أن النبي صلى الله عليه وسلم خرج يوما فوجدني في المسجد فأخذ بيدي فانطلقت معه فما كلمني حتى جئنا سوق بني قينقاع فطاف فيه ونظر ثم انصرف وأنا معه حتى جئنا المسجد فجلس فاحتبى ثم قال أين لكاع ادع لي لكاع فجاء حسن يشتد فوقع في حجره ثم أدخل يده في لحيته ثم جعل النبي صلى الله عليه وسلم يفتح فاه فيدخل فاه في فيه ثم قال اللهم إني أحبه فأحببه وأحب من يحبه
Öneri Formu
Hadis Id, No:
166286, EM001183
Hadis:
حدثنا إبراهيم بن المنذر قال حدثني بن أبي فديك قال حدثني هشام بن سعد عن نعيم بن المجمر عن أبي هريرة قال ما رأيت حسنا قط إلا فاضت عيناي دموعا وذلك : أن النبي صلى الله عليه وسلم خرج يوما فوجدني في المسجد فأخذ بيدي فانطلقت معه فما كلمني حتى جئنا سوق بني قينقاع فطاف فيه ونظر ثم انصرف وأنا معه حتى جئنا المسجد فجلس فاحتبى ثم قال أين لكاع ادع لي لكاع فجاء حسن يشتد فوقع في حجره ثم أدخل يده في لحيته ثم جعل النبي صلى الله عليه وسلم يفتح فاه فيدخل فاه في فيه ثم قال اللهم إني أحبه فأحببه وأحب من يحبه
Tercemesi:
— Ebû Hüreyre'den rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir: — Hasan'ı her gördükçe gözlerim yaş akıtmıştır. Bunun sebebi şu : Bir gün Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) (evinden) çıktı. Beni Mes-cid'de buldu. Elimden tuttu. Ben de onunla beraber yürüdüm. Biz Benî Kaynuka çarşısına gidinceye kadar benimle konuşmadı. Bu çarşıda dolaştı ve baktı. Sonra ben beraberinde olduğum halde geri döndü. Nihayet Mescid'e geldik de oturduk, iki dizini birleştirip 'karnına dayadı. Sonra şöyle buyurdu:
«Küçük (Hasan) nerede? Bana küçüğü çağır!,.» Bunun üzerine Hasan koşarak gelip, Peygamber'in kucağına atıldı. Sonra elini Peygamber (Sallûlîohü Aleyhi ve Sellem) 'in sakalına soktu. Sonra Peygamber (Sttlkılî&hM Aleyhi ve Sellem) ağzını açıp. kendi ağzını onun ağzı üzerine koymaya başladı. Sonra şöyle buyurdu:
«Allah'ım, ben bunu seviyorum. Sen ide bunu sev ve famı Seveni 5e sev, (ondan razı ol).»[1098]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 1183, /895
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Abdullah Nuaym b. Abdullah el-Mücmir Mevla Ömer b. Hattab (Nuaym b. Abdullah)
3. Ebu Abbad Hişam b. Sa'd el-Kuraşî (Hişam b. Sa'd)
4. Ebu İsmail Muhammed b. Ebu Füdeyk ed-Dîlî (Muhammed b. İsmail b. Müslim b. Ebu Füdeyk)
5. İbrahim b. Münzir el-Hizamî (İbrahim b. Münzir b. Abdullah)
Konular:
Ehl-i beyt, Hz. Hasan
Hz. Peygamber, beşer olarak
Hz. Peygamber, çocuk sevgisi
Hz. Peygamber, çocuklara verdiği önem
Hz. Peygamber, dua/beddua ettiği kişi/kabileler
Hz. Peygamber, duaları
Hz. Peygamber, torunlarına sevgisi ve düşkünlüğü
Saygı ve muhabbet, el öpmek, çocukları öpmek vs.
Siyer, Ben-i Kaynuka
حدثنا محمد بن عبدوس البغدادي: ،قال: ثنا علي بن الجعدـ قال أحبرنا شعبة، عن حبين بن الشهيد ، عن ابي مليكة، أن عبدالله بن الزبير ، قال لابن عباس وعبدالله بن جعفر : تذكرا يوم لقينا رسول الله صلى الله عليه وسلم؟ قالا :نعم، فحملنا فتركك
Öneri Formu
Hadis Id, No:
188211, MK13852
Hadis:
حدثنا محمد بن عبدوس البغدادي: ،قال: ثنا علي بن الجعدـ قال أحبرنا شعبة، عن حبين بن الشهيد ، عن ابي مليكة، أن عبدالله بن الزبير ، قال لابن عباس وعبدالله بن جعفر : تذكرا يوم لقينا رسول الله صلى الله عليه وسلم؟ قالا :نعم، فحملنا فتركك
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
, ,
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, çocuklara verdiği önem
Öneri Formu
Hadis Id, No:
141990, BS005224
Hadis:
أَخْبَرَنَا أَبُو عَبْدِ اللَّهِ الْحَافِظُ أَخْبَرَنَا أَبُو الْفَضْلِ بْنُ إِبْرَاهِيمَ حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ سَلَمَةَ حَدَّثَنَا إِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ أَخْبَرَنَا الْوَلِيدُ بْنُ مُسْلِمٍ عَنِ الأَوْزَاعِىِّ قَالَ حَدَّثَنِى الزُّهْرِىُّ عَنْ مَحْمُودِ بْنِ الرَّبِيعِ قَالَ : إِنِّى لأَعْقِلُ مَجَّةً مَجَّهَا رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- مِنْ دَلْوٍ فِى دَارِنَا. قَالَ مَحْمُودُ فَحَدَّثَنِى عِتْبَانُ بْنُ مَالِكٍ قَالَ قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ : إِنَّ بَصَرِى قَدْ سَاءَ ، يَعْنِى وَإِنَّ الأَمْطَارَ إِذَا اشْتَدَّتْ وَسَالَ الْوَادِى حَالَ بَيْنِى وَبَيْنَ الصَّلاَةِ فِى مَسْجِدِ قَوْمِى. فَلَوْ صَلَّيْتُ فِى مَنْزِلِى مَكَانًا أَتَّخِذُهُ مُصَلًّى. فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- :« نَعَمْ ». قَالَ : فَغَدَا عَلَىَّ رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- وَمَعَهُ أَبُو بَكْرٍ فَاسْتَأْذَنَا فَأَذِنَ لَهُمَا. فَما جَلَسَ حَتَّى قَالَ :« أَيْنَ تُحِبُّ أَنْ أُصَلِّىَ فِى مَنْزِلِكَ ». فَأَشَرْتُ لَهُ إِلَى نَاحِيَةٍ. فَتَقَدَّمَ رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- فَصَفَفْنَا خَلْفَهُ فَصَلَّى بِنَا رَكْعَتَيْنِ وَحَبَسْنَا رَسُولَ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- عَلَى جَشِيشَةٍ صَنَعْنَاهَا لَهُ. رَوَاهُ مُسْلِمٌ فِى الصَّحِيحِ عَنْ إِسْحَاقَ بْنِ إِبْرَاهِيمَ.
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Beyhakî, Sünen-i Kebir, Salât 5224, 6/8
Senetler:
1. İtban b. Malik el-Ensârî (İtban b. Malik b. Amr b. Aclân)
2. Mahmud b. Rabi' el-Hazreci (Mahmud b. Rabi' b. Süraka b. Amr b. Zeyd b. Abde b. Amira)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Amr Abdurrahman b. Amr el-Evzaî (Abdurrahman b. Amr b. Yahmed)
5. Ebu Abbas Velid b. Müslim el-Kuraşî (Velid b. Müslim)
6. İshak b. Râhûye el-Mervezî (İshak b. İbrahim b. Mahled)
7. Ahmed b. Seleme el-Bezzâz (Ahmed b. Seleme b. Abdullah)
8. Muhammed b. İbrahim el-Müzekkî (Muhammed b. İbrahim b. Fadl)
9. Hakim en-Nîsâbûrî (Muhammed b. Abdullah b. Hamdûye b. Nu'aym b. el-Hakem)
Konular:
Hz. Peygamber, çocuklara verdiği önem
Hz. Peygamber, insanî ilişkileri
Nafile Namaz, Evde ,
Namaz, Hz. Peygamber'in namaz kıldğı yeri namazgah edinmek
Namaz, imama uyanın yapması gerekenler
Namaz, yağmurlu zamanlarda
Namaz, zaruret halinde evde kılmak
حدثنا محمد بن سلام قال حدثنا محمد بن خازم حدثنا هشام بن عروة عن أبيه عن عائشة قالت : كنت ألعب بالبنات عند النبي صلى الله عليه وسلم وكان لي صواحب يلعبن معي فكان رسول الله صلى الله عليه وسلم إذا دخل ينقمعن منه فيسر بهن إلى فيلعبن معي
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164373, EM000368
Hadis:
حدثنا محمد بن سلام قال حدثنا محمد بن خازم حدثنا هشام بن عروة عن أبيه عن عائشة قالت : كنت ألعب بالبنات عند النبي صلى الله عليه وسلم وكان لي صواحب يلعبن معي فكان رسول الله صلى الله عليه وسلم إذا دخل ينقمعن منه فيسر بهن إلى فيلعبن معي
Tercemesi:
— Hazreti Aişe'fceA rivayet edildiğine göre şöyle demiştir:
«— Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'in yanında oyuncak bebeklerle oynardım. Benimle oynıyan kız arkadaşlarım da vardı. Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) içeri girdiği zaman, arkadaşlarım ondan utanarak köşelere kaçar, saklanırlardı. Peygamber onları okşıyarak bana gönderirdi ve onlar benimle oynarlardı.»[724]
Bu hadîs-İ şerifin delâleti ile kız çocukların oyuncak bebeklerle oynamaları caiz oluyor. Küçük yaştaki çocukları eğlendirmek ve gönüllerini hoş tutmak İçin bebek oyuncaklarla oynamaları hoş görülen hallerdendir. Bu çocuklara mahsus istisnaî bir haldır. Genel manada olan yasaklara aykırı düşmez.[725]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 368, /306
Senetler:
()
Konular:
Aile, aile içinde çocuklarla ilişkiler
Aile, eşler, arasında ilişkiler
Aile, Eşler, Birbirlerine Karşı Yükümlülükleri
Çocuk, küçüklere şefkat göstermek
Hz. Peygamber, çocuk sevgisi
Hz. Peygamber, çocuklara verdiği önem
Hz. Peygamber, hanımları, Hz. Aişe
حدثنا محمد بن العلاء قال حدثنا أبو أسامة عن بريد بن عبد الله بن أبي بردة عن أبي بردة عن أبي موسى قال : ولد لي غلام فأتيت به النبي صلى الله عليه وسلم فسماه إبراهيم فحنكه بتمرة ودعا له بالبركة ودفعه الي وكان أكبر ولد أبي موسى
Öneri Formu
Hadis Id, No:
165533, EM000840
Hadis:
حدثنا محمد بن العلاء قال حدثنا أبو أسامة عن بريد بن عبد الله بن أبي بردة عن أبي بردة عن أبي موسى قال : ولد لي غلام فأتيت به النبي صلى الله عليه وسلم فسماه إبراهيم فحنكه بتمرة ودعا له بالبركة ودفعه الي وكان أكبر ولد أبي موسى
Tercemesi:
— Ebû Musa'dan rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir: Benim bir erkek çocuğum doğdu da, ben onu Peygamber (Sallaüahö Aleyhi ve Selîemye götürdüm.
Peygamber de ona İbrahim ismini verdi. Sonra bir hurmayı çiğnem halinde damağına koydu ve ona bereketle dua etti. Sonra çocuğu bana verdi. BU çocuk, Ebû Musa'nın.en büyük çocuğu idi.[401]
İbrahim ismi de bir Peygamber ismi olmakla bununla isimlenmiye bu hadîs-i şerif de delâlet etmektedir.[402]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 840, /660
Senetler:
1. Ebu Musa Abdullah b. Kays el-Eş'arî (Abdullah b. Kays b. Süleym)
2. Ebu Bürde b. Ebu Musa el-Eş'arî (Amir b. Abdullah b. Kays b. Süleym)
3. Büreyd b. Abdullah el-Eşari (Büreyd b. Abdullah b. Ebu Bürde)
4. Ebu Üsame Hammâd b. Üsame el-Kuraşî (Hammâd b. Üsame b. Zeyd)
5. Ebu Küreyb Muhammed b. Alâ el-Hemdânî (Muhammed b. Alâ b. Kureyb)
Konular:
Hz. Peygamber, çocuk sevgisi
Hz. Peygamber, çocuklara verdiği önem
Hz. Peygamber, dua/beddua ettiği kişi/kabileler
Kültürel hayat, İsim verme kültürü
حدثنا أبو نعيم عن إسرائيل عن أبي إسحاق عن هانئ بن هانئ عن علي رضي الله عنه قال : لما ولد الحسن رضي الله عنه سميته حربا فجاء النبي فقال أروني ابني ما سميتموه قلنا حربا قال بل هو حسن فلما ولد الحسين رضي الله عنه سميته حربا فجاء النبي صلى الله عليه وسلم فقال أروني ابني ما سميتموه قلنا حربا قال بل هو حسين فلما ولد الثالث سميته حربا فجاء النبي صلى الله عليه وسلم فقال أروني ابني ما سميتموه قلنا حربا قال بل هو محسن ثم قال اني سميتهم بأسماء ولد هارون شبر وشبير ومشبر
Öneri Formu
Hadis Id, No:
165516, EM000823
Hadis:
حدثنا أبو نعيم عن إسرائيل عن أبي إسحاق عن هانئ بن هانئ عن علي رضي الله عنه قال : لما ولد الحسن رضي الله عنه سميته حربا فجاء النبي فقال أروني ابني ما سميتموه قلنا حربا قال بل هو حسن فلما ولد الحسين رضي الله عنه سميته حربا فجاء النبي صلى الله عليه وسلم فقال أروني ابني ما سميتموه قلنا حربا قال بل هو حسين فلما ولد الثالث سميته حربا فجاء النبي صلى الله عليه وسلم فقال أروني ابني ما سميتموه قلنا حربا قال بل هو محسن ثم قال اني سميتهم بأسماء ولد هارون شبر وشبير ومشبر
Tercemesi:
— Ali (Radiydlahu anh) Hazretlerinden rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir:
(Oğlum) Hasan —Allah ondan razı olsun— doğunca ona Harb ismini verdim. Sonra Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve SeÜem) gelip şöyle buyurdu:
«— Oğlumu bana gösteriniz, ona hangi ismi verdiniz?» Biz dedik ki: — Harb (ismini verdik). Peygamber:
«— Hayır, o Hasan'dir.» dedi.
— Sonra Hüseyin —Allah ondan razı olsun— doğunca ona Harb ismini verdim. Yine Peygamber (SalUülahü Aleyhi ve Sellem) gelip :
— Oğlumu bana gösteriniz, ona hangi ismi verdiniz?» dedi. Biz dedik ki:
— Harb (ismini verdik)! Peygamber: «Hayır, o Hüseyin'idir.» buyurdu.
Üçüncü çocuk doğunca, ona da Harb ismini verdim. Bu defa da Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Selİem) gelip :
<— Oğlumu bana gösterin, ona hangi ismi verdiniz?» buyurdu. Biz:
— Harb! dedik. Peygamber;
«— Hayır, o Muhassin'dir!» dedi. Sonra şöyle buyurdu:
«— Ben onlara, Harun'un çocukları olan Şeber, Şubeyir ve Müseb-bir'üı isimleri ile ad verdim.»[367]
Harb, vurucu ve dövüşgen manalarına geldiğinden bundan daha güzel olan ve güzellik kökünden gelen Hasan, Hüseyin ve Muhassin adları bizzat Hz. Peygamber tarafından torunlarına İsim olarak verilmiştir. Bununla beraber Harb ismini kullanmanın caiz olmadığına hadîs-i şerif delil olamaz. Burada daha güzeli tercih vardır. Şayet yasaklık olmuş olaydı, Hz. Ali üç defa Harb ismi üzerinde ısrar etmezdi. Nİtekİm as-habdan, tabiînden ve hadîs âlimlerinden Harb ismini taşıyanlar vardır.
(Bu hadîs-i şerif Kütüb-i Sitte'de mevcut değildir.)[368]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 823, /651
Senetler:
1. Ebu Hasan Ali b. Ebu Talib el-Hâşimî (Ali b. Ebu Talib b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Hani b. Hani Hemdani (Hâni' b. Hâni')
3. Ebu İshak es-Sebiî (Amr b. Abdullah b. Ubeyd)
4. Ebu Yusuf İsrail b. Yunus es-Sebîî (İsrail b. Yunus b. Ebu İshak)
5. Ebu Nuaym Fadl b. Dükeyn el-Mülâi (Fadl b. Amr b. Hammâd b. Züheyr b. Dirhem)
Konular:
Ehl-i beyt, Hz. Hasan
Ehl-i beyt, Hz. Hüseyin
Hz. Peygamber, çocuklara verdiği önem
Kültürel hayat, İsim verme kültürü
حدثنا أبو نعيم قال حدثنا يحيى بن أبي الهيثم القطان قال حدثني يوسف بن عبد الله بن سلام قال : سماني النبي صلى الله عليه وسلم يوسف وأقعدني على حجره ومسح على رأسي
Öneri Formu
Hadis Id, No:
165531, EM000838
Hadis:
حدثنا أبو نعيم قال حدثنا يحيى بن أبي الهيثم القطان قال حدثني يوسف بن عبد الله بن سلام قال : سماني النبي صلى الله عليه وسلم يوسف وأقعدني على حجره ومسح على رأسي
Tercemesi:
— Abdullah ibni Selâm'ın oğlu Yûsuf anlatmış ve demiştir ki, Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) bana Yûsuf ismini verdi ve beni kucağına oturttu ve başımı okşadı.[397]
Abdullah ibni Selâm, aslen Yahudi âlimlerinden olup Islâ-m i yeti seçerek ashab-ı kiram arasına giren bir şahabıdır Asıl adı H u s a y n iken, müstüman olduktan sonra Peygamberimiz tarafından ona Abdul-I a h ismi verilmiştir. Siyer kitaplarında müslüman olusu şöyle anlatılır:
Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) Medine'ye hicret edip Hazretİ H a Iİ d "in evine şeref verdiği gön, i b n i , S e 1 â m Hz. Peygamberin huzuruna geldi, Peygamberin mübarek yüzüne baktıktan sonra: «Bu yüz, yalancı yüzü değildir» dedi; ye hemen iman etti. Sonra Hz. Peygambere şöyle ricada bulundu :
— Ey Allah'ın Resulü! Yahudi milleti, çok fazla iftira eden bir millettir Benîm müslüman olduğumu işitirlerse, çeşitli iftiralarda bulunurlar. Onun için, beni bir yerde gizleyip, onların ileri gelenlerine benim hal ve vaziyetimi sorunuz.
İbni Selâm'ın bu ricası üzerine Yahudi ileri gelenleri çağrıldı. İbni Selâm hakkındaki görüşleri soruldu. Yahudi ileri gelenleri hep bir ağızdan :
«Hepimizin en âlimi ve en fazilettisidir. Babası dahi, babalarımızın en âlimi ve en faziletlisi idi.»
Yahudilerin bu sözleri üzerine. Peygamber Efendimz onlara :
— Ya çimdi müslüman olursa ne dersiniz? buyurdu. Onlar:
— Haşa o müslüman olmaz, dediler. O sırada l.bni Selâm, Hz. Peygamberin işareti ile meydana çıkıp kelİme-i şehadet getirdi ve Yahudilere şöyle dedi :
— Ey Yahudî'ler topluluğu! Neden iman etmiyorsunuz? Biliyorsunuz ki, bu zat hak Peygamberdir. Yahudî'ler bu sözü İşitince :
— Yalan söylüyorsun, içimizde cahil oğlu cahil sensin, en kötümüz sensin, diye I b n i Selâma mukabele ettiler. Bunun üzerine Yahudî'ler huzurdan çıkarıldılar. I b n i Selâm da :
— Ya Resûlallah! İşte iftira edici olduklarını size söylediğim Yahudî milleti bunlardır, dedi.
İşte bu hadîs-i şerifi rivayet eden Yûsuf, Ibni Selâm'in (Abdullah'ın) oğludur. Daha bilgi edinmek için 367 sayılı hadîsin açıklamasına müracaat edilsin. Bir peygamber adı olan Yûsuf isminin Hz. Peygamber tarafından bir çocuğa ad olarak verilmesi, Peygamberlerin isimleriyle adlanmaya teşvik mahiyetindedir.[398]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 838, /659
Senetler:
1. Ebu Yakub Yusuf b. Abdullah el-İsrailî (Yusuf b. Abdullah b. Selam b. Haris)
2. Yahya b. Ebu Heysem el-Attar (Yahya b. Ebu Heysem)
3. Ebu Nuaym Fadl b. Dükeyn el-Mülâi (Fadl b. Amr b. Hammâd b. Züheyr b. Dirhem)
Konular:
Hz. Peygamber, çocuk sevgisi
Hz. Peygamber, çocuklara verdiği önem
Kültürel hayat, İsim verme kültürü