242 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Muaviye ve Veki; (T) Bize Yahya b. Yahya -lafız ona ait olmak üzere-, ona Ebu Muaviye, ona A'meş, ona İbrahim, ona Esved, ona da Âişe şöyle demiştir: Rasulullah'ın (sav) hastalığı ağırlaşınca ona namaz vaktini bildirmek üzere geldim, bana "Ebu Bekir'e söyleyin, cemaate namaz kıldırsın" buyurdu. Âişe der ki: Ben “ey Allah'ın Rasulü, hiç şüphesiz Ebu Bekir çok yufka yürekli birisidir. Senin makamında durduğunda (üzüntüden) sesini insanlara işittiremez. Ömer'e emretsen nasıl olur?” dedim. Allah Rasulü "Ebu Bekir'e söyleyin, insanlara namaz kıldırsın" buyurdu. Aişe der ki: Ben bu sefer, Hz. Peygamber'e “Ebu Bekir yumuşak kalpli birisidir, Senin durduğun yere duracak olursa (üzüntüsünden) insanlara sesini işittiremez. (Namaz kıldırmasını) Ömer'e emretsen” demesini Hafsa'ya söyledim. Hafsa da bunları Hz. Peygamber'e (sav) söyledi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) "şüphesiz sizler Yusuf’un (as) etrafındaki kadınlar gibisiniz. Ebu Bekir'e söyleyin, insanlara namaz kıldırsın" buyurdu. Âişe der ki: Ebu Bekir'e cemaate namaz kıldırmasını söylediler. Ebu Bekir namaza başlayınca Rasulullah (sav), kendisinde bir rahatlama hissedip iki adam arasında, (onlardan destek alarak) ayağa kalktı. Ayakları yerde sürünüyordu. Âişe der ki: Hz. Peygamber Mescide girince Ebu Bekir onun girişini fark edip geri çekilmek istediyse de Rasulullah (sav), ona yerinde kalmasını işaret etti ve gelip Ebu Bekir'in sol tarafına oturdu. Âişe der ki: Rasulullah (sav) oturduğu halde insanlara namaz kıldırıyor, Ebu Bekir ayakta Nebi'ye (sav) uyuyor, cemaat de Ebu Bekir'in namazına uyuyordu.
Bize Abde b. Abdullah, ona Zeyd b. Hubab, ona Muhammed b. Salih, ona Sa'd b. Muaz'ın evlatlarından Husayn, ona da Üseyd b. Hudayr şöyle rivayet etmiştir: (Üseyd), mahallelisindekilere imamlık edermiş. Rasulullah (sav), onu ziyaret etmek için Üseyd'in yanına gelmiş. (Oradaki) insanlar, ya Rasulullah, imamımız hastadır demişler. Hz. Peygamber (sav) ise "(imamınız) oturarak namaz kıldığında sizler de oturarak namaz kılın," buyurmuştur. [Ebu Davud şöyle demiştir: Bu hadis muttasıl değildir.]
Bize Ahmed b. Yunus, ona Zâide, ona Musa b. Ebu Aişe, ona da Ubeydullah b. Abdullah b. Utbe şöyle demiştir: Ben Aişe'nin yanına girdim ve “Rasulullah'ın (sav) hastalığı zamanki durumlarını anlatır mısın?” dedim. Aişe “evet, anlatırım, Peygamber (sav) ağırlaştığı zaman "İnsanlar namazı kıldılar mı?" diye sordu. Biz “Hayır, ey Allah'ın Rasulü! onlar seni bekliyorlar” dedik. "Öyleyse benim için leğene su koyunuz" buyurdu. Aişe der ki: Oturup yıkandı. Sonra kalkmaya çalışırken bayıldı. Sonra ayıldı ve yine "İnsanlar namazı kıldılar mı?" diye sordu. Biz “Hayır, ey Allah'ın Rasulü! onlar seni bekliyorlar” dedik. "Benim için leğene su koyun" buyurdu. (Koyduk) oturup yıkandı. Sonra kalkmaya çalışırken yine bayıldı. Sonra ayıldı ve "İnsanlar namazı kıldılar mı?" diye sordu. Biz “Hayır, ey Allah'ın Rasulü! onlar seni bekliyorlar” dedik. "Benim için leğene su koyun" buyurdu. (Koyduk), oturup yıkandı. Sonra kalkmaya çalışırken yine bayıldı, sonra ayıldı. Yine "İnsanlar namazı kıldılar mı?" dedi. Biz “Hayır ey Allah'ın Rasulü, onlar seni bekliyorlar” dedik. O sırada insanlar mescidin içinde toplanmışlar, yatsı namazı için Peygamber'i bekleyip duruyorlardı. Bunun üzerine Peygamber (sav), insanlara namaz kıldırması için Ebu Bekir'e haber gönderdi. Haberci Ebu Bekir'e gitti ve “Rasulullah (sav) sana, insanlara namaz kıldırmanı emrediyor” dedi. Yüreği yufka bir zât olan Ebu Bekir, “ey Ömer, insanlara sen namaz kıldır” dedi. Ömer ona “Buna sen daha hak sahibisin” dedi. Sonra Rasulullah (sav) kendinde bir hafiflik hissetti ve, birisi Abbas olan iki adam arasında öğle namazı için dışarıya çıktı. Ebu Bekir de bu sırada insanlara namaz kıldırıyordu. Ebu Bekir, Peygamber'i (sav) görünce mihraptan geri çekilmek için hareket etti. Peygamber (sav) ona "geriye çekilme" diye işaret etti ve "Beni onun yanı başına oturtunuz" buyurdu. Onlar da kendisini Ebu Bekir'in yanına oturttular. Ravi der ki: Ebu Bekir, namazda Peygamber'e, insanlar da Ebu Bekir'e uyarak ayakta, Peygamber de oturarak namaz kılmaya başladılar. Ubeydullah der ki: Ben Abdullah b. Abbas'ın yanına girdim ve “Peygamber'in hastalığı hakkında Aişe'nin bana söylediklerini sana arz edeyim mi?” dedim. “Söyle” dedi. Ben de Aişe'nin hadisini ona arz ettim. İbn Abbas o hadisten hiçbir şeyi inkâr etmedi. Sadece “Abbas ile beraber olan o ikinci kimsenin ismini Aişe sana söyledi mi?” dedi. “Hayır” dedim. “İşte o, Ali b. Ebu Talib'ti” dedi.
Bize Ebu Tevbe Rabî' b. Nâfi', ona Ebu İshak -el-Fezârî-, ona Humeyd, ona Hasan (el-Basrî), ona da Cabir b. Abdullah (ra), rivayet etmiştir: "Biz Rasulullah (sav) zamanında, nafile namazları kıyamda ve otururken dua ederek; rükû ve secdede iken de tesbih ederek kılardık."