242 Kayıt Bulundu.
Bize Vekî', ona A'meş, ona da Ebu Süfyân, Câbir'in şöyle dediğini rivayet etti: Hz. Peygamber (sav) atından bir hurma ağacı gövdesinin üzerine düştü ve ayağı çıktı. Bunun üzerine onu ziyaret etmek üzere huzuruna girdik. Namaz kılıyordu. Biz de Ona (sav) uyup ayakta namaz kıldık. Namaz bitince şöyle buyurdu "İmam ancak kendisine uyulmak için öne geçirilir. Ayakta namaz kılarsa siz de ayakta namaz kılın! Oturarak namaz kılarsa siz de oturarak namaz kılın. Farslılar'ın büyüklerine yaptığı gibi imam otururken ayakta durmayın!"
Açıklama: Hz. Peygamber'in (as) yaralı olduğu dönemde cemaate oturarak namaz kıldırdığı ve cemaatten de oturmalarını istediği anlamındaki rivayet Hz. Aişe, Enes b. Malik, Cabir b. Abdullah ve Ebu Hüreyre'den gelmiştir. Fakat "Farisiler gibi büyüklerinize kalkmayın" anlamına gelen bölüm sadece Cabir b. Abdullah'tan aktarılmaktadır (İbn Ebi Şeybe, Musannef, II, 115 vd.). Bu hadis namazda imam otururken cemaatin de oturması gerektiğini göstermektedir. Bununla birlikte Ehl-i hadisten bazı alimler, Resulullah'ın (sav) vefatına sebep olan hastalığı sırasında kendisinin Hz. Ebubekir'e oturarak imam olmasını, Hz. Ebubekir'in de Resulullah'a (sav) ayakta uymasını ve cemaati yönlendirmesini delil getirerek önceki hükmün mensuh olduğunu savunmuşlardır. (İbn Huzeyme, Sahîh, II, 776). Buhârî'nin aktardığına göre bu görüşü Humeydî savunmuştur (Buhârî, Sahîh, I, 139). Bazı alimler imam oturarak namaz kıldırsa bile cemaatin ayakta namaz kılması gerektiğini söylemişlerdir. Süfyân es-Sevrî, Mâlik b. Enes, İbnü'l-Mübârek ve Şâfiî bunlar arasındadır (Tirmizî, Sünen, II, 194). isnadı kavîdir.
Bize Ali b. Abdullah, ona Süfyan, ona Zührî, ona da Enes b. Malik şöyle demiştir: Rasulullah (sav) bir defasında attan düştü -Sufyan 'min feresin' yerine belki de 'an feresin' demişti- sağ tarafında ezikler oluştu. Biz de hasta ziyareti yapmak üzere yanına girdik. Derken namaz vakti geldi. Peygamber (sav) bize oturarak namaz kıldırdı, biz de oturduk. -Sufyan bir defasında: Biz de oturarak namaz kıldık, şeklinde söyledi.- Hz. Peygamber (sav) namazı bitirince şöyle buyurdu: "İmam ancak kendisine uyulmak için imam olmuştur. Buna göre imam tekbir aldığında, siz de tekbir alınız. Rukûya vardığında, siz de rükûya varınız. Rukûdan başını kaldırdığında siz de kaldırınız. Semiallâhu li-men hamide (Allah kendisine hamd edeni işitti) dediği zaman, Rabbenâ ve leke'l-hamd (Rabb'imiz hamd sanadır) deyiniz. Secde ettiğinde siz de secde ediniz." Sufyan: Ma'mer de bu hadisi aynı şekilde mi nakletti? diye sordu. Ben (Ali b. Abdullah): Evet, dedim. Bunun üzerine Sufyan şöyle dedi: Ma'mer, Gerçekten bu hadisi ez-Zührî'den sağlam bir şekilde ezberlemiştir. ez-Zührî de Ma'mer'in söylediği gibi ve leke'l-hamdu (vav atıf harfi ile ve Hamd sanadır) demiştir. Ben de ez-Zührî'den, O'nun, sağ yanı ezildi, dediğini ezberledim. Biz ez-Zührî'nin yanından çıktığımızda İbn Cureyc: -Ben de yanında bulunurken- sağ bacağında ezikler oluştu, dedi.
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Yahya b. Said, ona Saîd, ona da Katade önceki hadisin bir benzerini aynı senetle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav) sekiz rekât namaz kılardı, bu namaz sırasında sadece sekizinci rekâtta otururdu. Oturur, Aziz ve Celil olan Allah'ı zikreder, sonra dua eder ve sonra bize işittirerek selam verirdi. Selam verdikten sonra oturarak iki rekât daha kılar, arkasından bir rekât daha kılardı. Yavrucuğum, işte bunlar on bir rekattır. Rasulullah (sav) yaşlanıp da kilo alınca yedinci rekâtta vitir yapar, selamdan sonra da oturarak iki rekât daha kılardı. Sonra hadisi, kendi ağzından söyledikleri kısma kadar aynı manada rivayet etti."
Bize Ali b. Abdullah, ona Süfyan, ona Zührî, ona da Enes b. Malik şöyle demiştir: Rasulullah (sav) bir defasında attan düştü -Sufyan 'min feresin' yerine belki de 'an feresin' demişti- sağ tarafında ezikler oluştu. Biz de hasta ziyareti yapmak üzere yanına girdik. Derken namaz vakti geldi. Peygamber (sav) bize oturarak namaz kıldırdı, biz de oturduk. -Sufyan bir defasında: Biz de oturarak namaz kıldık, şeklinde söyledi.- Hz. Peygamber (sav) namazı bitirince şöyle buyurdu: "İmam ancak kendisine uyulmak için imam olmuştur. Buna göre imam tekbir aldığında, siz de tekbir alınız. Rukûya vardığında, siz de rükûya varınız. Rukûdan başını kaldırdığında siz de kaldırınız. Semiallâhu li-men hamide (Allah kendisine hamd edeni işitti) dediği zaman, Rabbenâ ve leke'l-hamd (Rabb'imiz hamd sanadır) deyiniz. Secde ettiğinde siz de secde ediniz." Sufyan: Ma'mer de bu hadisi aynı şekilde mi nakletti? diye sordu. Ben (Ali b. Abdullah): Evet, dedim. Bunun üzerine Sufyan şöyle dedi: Ma'mer, Gerçekten bu hadisi ez-Zührî'den sağlam bir şekilde ezberlemiştir. ez-Zührî de Ma'mer'in söylediği gibi ve leke'l-hamdu (vav atıf harfi ile ve Hamd sanadır) demiştir. Ben de ez-Zührî'den, O'nun, sağ yanı ezildi, dediğini ezberledim. Biz ez-Zührî'nin yanından çıktığımızda İbn Cureyc: -Ben de yanında bulunurken- sağ bacağında ezikler oluştu, dedi.