Giriş

Bize Amr en-Nakıd ve Züheyr b. Harb, ona İsmail b. İbrahim; (T) Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Ali b. Müshir ve Abde b. Süleyman; (T) Bize İbnü'l-Müsenna, İbn Beşşar, o ikisine İbn Ebu Adî, ona Said b. Ebu Arûbe, ona Katade, ona Zürâre, ona da Ebu Hureyre rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Şüphesiz yüce Allah, işlemedikleri veya söylemedikleri müddetçe ümmetimin gönlünden geçen günahları affetmiştir."


    Öneri Formu
891 M000332 Müslim, İman, 202

Bize Said b. Mansûr, Kuteybe b. Saîd ve Muhammed b. Ubeyd el-Gubrî -lafız Said'e aittir-, onlara Ebû Avâne, ona Katâde, ona Zürâre b. Evfâ, ona da Ebu Hureyre, Rasulullah'tan (sav) şöyle rivayet etmiştir: "Şüphesiz ki Allah, fiilen yapmadıkları ya da telaffuz etmedikleri sürece, gönlünden geçirdikleri şeyler nedeniyle ümmetimi sorumlu tutmayacaktır."


    Öneri Formu
281005 M000331-2 Müslim, İman, 201

Bize Said b. Mansûr, Kuteybe b. Saîd ve Muhammed b. Ubeyd el-Gubarî -lafız Said'e aittir-, onlara Ebû Avâne, ona Katâde, ona Zürâre b. Evfâ, ona da Ebû Hüreyre, Rasulullah'tan (sav) şöyle rivayet etmiştir: "Şüphesiz ki Allah, fiilen yapmadıkları ya da telaffuz etmedikleri sürece, gönlünden geçirdikleri şeyler nedeniyle ümmetimi sorumlu tutmayacaktır."


    Öneri Formu
281006 M000331-3 Müslim, İman, 201


    Öneri Formu
281007 M000332-2 Müslim, İman, 202

Bize Ebu Yemân, ona Şu'ayb, ona ez-Zührî, ona Saîd b. Müseyyeb'in rivayet ettiğine göre Ebu Hureyre (ra) şöyle demiştir: Biz Hayber Gazvesi'nde hazır bulunduk. Rasulullah (sav), beraberinde bulunan ve müsülüman olduğunu iddia eden bir adam için: "Bu, cehennem ehlindendir" buyurdu. Çarpışma zamanı gelince o kişi çok güzel bir şekilde savaştı ve çok yara aldı. Bazı sahabiler Rasûlullah'ın sözü hakkında şüpheye düş­tüler. O kişi, yaralarının acısı şiddetlenince elini ok kuburuna uzatıp birkaç ok çıkardı ve onlarla kendisini öldürdü. Bunun üzerine müslümanlardan bazıları süratle gittiler ve Hz. Peygamber'e şöyle dediler: Yâ Rasûlallah! Allah Senin sözünü doğruladı: O kişi intihar etti ve öldü, dediler. Bunun üzerine Rasûlullah: "Kalk ya Fulân! Cennete mü'min olandan başkası girmez; muhakkak ki Allah, bu dîni (dilerse) fâcir kişi ile de teyit edip kuv­vetlendirir." buyurdu. ez-Zuhrî'den rivayetinde Ma'mer b. Râşid, Şuayb'e mutâbaat etti.


Açıklama: Buhari'nin B004203 nolu rivayetinde mekanı ve zamanı belirtilmeyen olayın bu rivayette Hayber'de yaşandığı ifade edilmektedir. B004204 nolu rivayete göre müslümanların içinde ifadesiyle muallakta bırakılan şahsın, bu rivayette müslüman olduğunu iddia eden, diğer bir ifadeyle en azından Hz. Peygamber tarafından münafık olduğu bilinen bir şahıs hakkında Hz. Peygamber (sav) bu cehennemliktir, buyurmuştur. Cihada çıkan ve kaçmadan cesaretle savaş meydanında mücadele eden bu şahıs hakkındaki 'cehennemliktir' sözü müslümanlar arasında şaşkınlık yaratmıştır. Daha sonra yaralarının verdiği acının şiddetine dayanamayan adam, kendi okuyla intihar etmiştir. İntihar etmenin cehenneme gitmek anlamına geldiğini bilen müslümanlar Hz. Peygamber'e gelerek "Allah senin sözünü doğruladı. O kişi intihar etti ve öldü" dediler. Ancak rivayetin başındaki "İslam olduğunu iddia eden kişi", şahsın münafık olduğunu ortaya koymaktadır. Sonundaki "Cennete mümin olandan başkası giremez. Allah dilerse bu dini facir ile de teyit edip kuvvetlendirir" ifadesi de adamın inancı ile ilgili özel durumu ortaya koymaktadır. Yaralanan şahsın sabretmeyip canına kıyması da iman ve tevekkül konusundaki özel durumuna işaret etmektedir. Dolayısıyla bu rivayette intihar etmek ile cehennemlik olmak arasındaki ilişkinin ortaya konulması hedeflenilmemektedir.

    Öneri Formu
32152 B004204 Buhari, Megâzî, 38

Bize Ebu Yemân, ona Şu'ayb, ona ez-Zührî, ona Saîd b. Müseyyeb'in rivayet ettiğine göre Ebu Hureyre (ra) şöyle demiştir: Biz Hayber Gazvesi'nde hazır bulunduk. Rasulullah (sav), beraberinde bulunan ve müsülüman olduğunu iddia eden bir adam için: "Bu, cehennem ehlindendir" buyurdu. Çarpışma zamanı gelince o kişi çok güzel bir şekilde savaştı ve çok yara aldı. Bazı sahabiler Rasûlullah'ın sözü hakkında şüpheye düş­tüler. O kişi, yaralarının acısı şiddetlenince elini ok kuburuna uzatıp birkaç ok çıkardı ve onlarla kendisini öldürdü. Bunun üzerine müslümanlardan bazıları süratle gittiler ve Hz. Peygamber'e şöyle dediler: Yâ Rasûlallah! Allah Senin sözünü doğruladı: O kişi intihar etti ve öldü, dediler. Bunun üzerine Rasûlullah: "Kalk ya Fulân! Cennete mü'min olandan başkası girmez; muhakkak ki Allah, bu dîni (dilerse) fâcir kişi ile de teyit edip kuv­vetlendirir." buyurdu. ez-Zuhrî'den rivayetinde Ma'mer b. Râşid, Şuayb'e mutâbaat etti.


Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhârî ile Ma'mer b. Raşid arasında inkıta vardır. Buhârî'nin B004203 nolu rivayetinde mekanı ve zamanı belirtilmeyen olayın bu rivayette Hayber'de yaşandığı ifade edilmektedir. B004204 nolu rivayete göre müslümanların içinde ifadesiyle muallakta bırakılan şahsın, bu rivayette müslüman olduğunu iddia eden, diğer bir ifadeyle en azından Hz. Peygamber tarafından münafık olduğu bilinen bir şahıs hakkında Hz. Peygamber (sav) "Bu cehennemliktir" buyurmuştur. Cihada çıkan ve kaçmadan cesaretle savaş meydanında mücadele eden bu şahıs hakkındaki "cehennemliktir" sözü müslümanlar arasında şaşkınlık yaratmıştır. Daha sonra yaralarının verdiği acının şiddetine dayanamayan adam, kendi okuyla intihar etmiştir. İntihar etmenin cehenneme gitmek anlamına geldiğini bilen müslümanlar Hz. Peygamber'e gelerek "Allah senin sözünü doğruladı. O kişi intihar etti ve öldü" dediler. Ancak rivayetin başındaki "İslam olduğunu iddia eden kişi" ifadesi, şahsın münafık olduğunu ortaya koymaktadır. Sonundaki "Cennete mümin olandan başkası giremez. Allah bu dini [dilerse] facir kişi ile de teyit edip kuvvetlendirir" ifadesi de adamın inancı ile ilgili özel durumu ortaya koymaktadır. Yaralanan şahsın sabretmeyip canına kıyması da iman ve tevekkül konusundaki özel durumuna işaret etmektedir. Dolayısıyla bu rivayette intihar etmek ile cehennemlik olmak arasındaki ilişkinin ortaya konulması hedeflenilmemektedir.

    Öneri Formu
282096 B004204-2 Buhari, Megâzî, 38

Bize Said b. Mansur, Kuteybe b. Said ve Muhammed b. Ubeyd el-Guberî -lafız Said'e aittir-, onlara Ebu Avane, ona Katade, ona Zürâre b. Evfâ, ona Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Şüphesiz ki Allah, fiilen yapmadıkları ya da telaffuz etmedikleri sürece gönlünden geçirdikleri şeyler nedeniyle ümmetimi sorumlu tutmayacaktır."


    Öneri Formu
890 M000331 Müslim, İman, 201

Bize Abdullah b. Mesleme, ona Malik, ona Zeyd b. Eslem, ona Ebu Salih es-Semmâm, ona da Ebu Hüreyre'nin söylediğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "At, üç (sınıf insan) içindir. Kimisi için sevaptır, kimisi için örtüdür, kimisi için de günahtır. Atın kendisi için sevap olduğu kimse öyle bir adamdır ki; atını Allah yolunda kullanmıştır. Atın yularını da uzun tutup bir çayıra veya bahçeye bırakmıştır. At uzun yularına bağlı halde bu çayırda veya bahçede otlarken (onun yediği her ot için) sahibine sevap yazılır. Şayet at yularını koparsa şahlanarak bir veya iki yüksek yerde koşsa, (bu dolaşmasındaki) ayak izleri hatta onun tezeği bile sahibi için sevap vesilesidir. Şayet o at, bir nehre gelse ve oradan su içse, sahibi onu sulamak istememiş olsa bile, içtiği su, sahibi için sevap vesilesidir. İşte bu at onun için sevap vesilesi olur. Atını insanlardan bir şey istememek ve iffetini korumak için kullanan, sonra da Allah'ın hayvanı üzerindeki hakkını ve hayvanına eziyet etmemesi gerektiğini unutmayan kimse için bu at (fakirliğe karşı) bir örtüdür. Şayet bir adam, atını övünmek, gösteriş yapmak ve Müslümanlara düşmanlık niyetiyle kullanırsa bu kimse için de bu at günah sebebi olur." Rasulullah'a (sav) eşekler soruldu. Hz. Peygamber (sav) "Bu konuda bana her hükmü bir araya getiren şu ayet indirildi dedi ve 'Artık kim zerre ağırlığınca bir hayır işlerse, onun mükafatını görecektir. Kim de zerre ağırlığınca bir kötülük işlerse, onun cezasını görecektir (Zilzal, 7-8)' ayetini okudu."


    Öneri Formu
29036 B002860 Buhari, Cihad, 48

Bize İsmail, ona Malik, ona Zeyd b. Eslem, ona Ebu Salih es-Semmâm, ona da Ebu Hüreyre'nin söylediğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "At, üç (sınıf insan) içindir. Kimisi için sevaptır, kimisi için örtüdür, kimisi için de günahtır. Atın kendisi için sevap olduğu kimse öyle bir adamdır ki; atını Allah yolunda kullanmıştır. Atın yularını da uzun tutup bir çayıra veya bahçeye bırakmıştır. At uzun yularına bağlı halde bu çayırda veya bahçede otlarken (onun yediği her ot için) sahibine sevap yazılır. Şayet at yularını koparsa şahlanarak bir veya iki yüksek yerde koşsa, (bu dolaşmasındaki) ayak izleri hatta onun tezeği bile sahibi için sevap vesilesidir. Şayet o at, bir nehre gelse ve oradan su içse, sahibi onu sulamak istememiş olsa bile, içtiği su, sahibi için sevap vesilesidir. İşte bu at onun için sevap vesilesi olur. Atını insanlardan bir şey istememek ve iffetini korumak için kullanan, sonra da Allah'ın hayvanı üzerindeki hakkını ve hayvanına eziyet etmemesi gerektiğini unutmayan kimse için bu at (fakirliğe karşı) bir örtüdür. Şayet bir adam, atını övünmek, gösteriş yapmak ve Müslümanlara düşmanlık niyetiyle kullanırsa bu kimse için de bu at günah sebebi olur." Rasulullah'a (sav) eşekler soruldu. Hz. Peygamber (sav) "Bu konuda bana her hükmü bir araya getiren şu ayet indirildi dedi ve 'Artık kim zerre ağırlığınca bir hayır işlerse, onun mükafatını görecektir. Kim de zerre ağırlığınca bir kötülük işlerse, onun cezasını görecektir (Zilzal, 7-8)' ayetini okudu."


    Öneri Formu
29524 B007356 Buhari, İ'tisâm, 24

Bize Abdullah b. Mesleme, ona Malik, ona Zeyd b. Eslem, ona Ebu Salih es-Semmâm, ona da Ebu Hüreyre'nin söylediğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "At, üç (sınıf insan) içindir. Kimisi için sevaptır, kimisi için örtüdür, kimisi için de günahtır. Atın kendisi için sevap olduğu kimse öyle bir adamdır ki; atını Allah yolunda kullanmıştır. Atın yularını da uzun tutup bir çayıra veya bahçeye bırakmıştır. At uzun yularına bağlı halde bu çayırda veya bahçede otlarken (onun yediği her ot için) sahibine sevap yazılır. Şayet at yularını koparsa şahlanarak bir veya iki yüksek yerde koşsa, (bu dolaşmasındaki) ayak izleri hatta onun tezeği bile sahibi için sevap vesilesidir. Şayet o at, bir nehre gelse ve oradan su içse, sahibi onu sulamak istememiş olsa bile, içtiği su, sahibi için sevap vesilesidir. İşte bu at onun için sevap vesilesi olur. Atını insanlardan bir şey istememek ve iffetini korumak için kullanan, sonra da Allah'ın hayvanı üzerindeki hakkını ve hayvanına eziyet etmemesi gerektiğini unutmayan kimse için bu at (fakirliğe karşı) bir örtüdür. Şayet bir adam, atını övünmek, gösteriş yapmak ve Müslümanlara düşmanlık niyetiyle kullanırsa bu kimse için de bu at günah sebebi olur." Rasulullah'a (sav) eşekler soruldu. Hz. Peygamber (sav) "Bu konuda bana her hükmü bir araya getiren şu ayet indirildi dedi ve 'Artık kim zerre ağırlığınca bir hayır işlerse, onun mükafatını görecektir. Kim de zerre ağırlığınca bir kötülük işlerse, onun cezasını görecektir (Zilzal, 7-8)' ayetini okudu."


    Öneri Formu
34534 B003646 Buhari, Menakıb, 28