Bize Abdullah b. Mesleme, ona Malik, ona Zeyd b. Eslem, ona Ata b. Yesar, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti:
"Şu beş sınıf dışında zengin olanlara sadaka helâl değildir. Bunlar: Allah yolunda savaşanlar, zekât toplamakla görevli olanlar, borçlular, parası ile sadaka malını satın alanlar ve fakir komşusu bulunan zenginlerdir ki, fakire verilen sadakayı bu fakir, komşusu zengine hediye ettiğinde, bu ona helâldir."
Açıklama: Verilen sadaka malını zenginin para ile satın alması câizdir. Bu durumda zengin, sadaka malına, satın alma yoluyla malik olmaktadır. Ancak zenginin verdiği malı satın alması, toplumda hoş karşılanmayacağından, mekruh görülmüştür.
Fakir komşunun, kendisine gelen ve sadaka malı olan yiyecek veya giyeceklerden zaman zaman zengin komşusuna hediye etmesi ve bu hediyeyi zenginin kabul etmesi de câizdir. Çünkü o artık sadaka değil, hediyedir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
10897, D001635
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مَسْلَمَةَ عَنْ مَالِكٍ عَنْ زَيْدِ بْنِ أَسْلَمَ عَنْ عَطَاءِ بْنِ يَسَارٍ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ
"لاَ تَحِلُّ الصَّدَقَةُ لِغَنِىٍّ إِلاَّ لِخَمْسَةٍ لِغَازٍ فِى سَبِيلِ اللَّهِ أَوْ لِعَامِلٍ عَلَيْهَا أَوْ لِغَارِمٍ أَوْ لِرَجُلٍ اشْتَرَاهَا بِمَالِهِ أَوْ لِرَجُلٍ كَانَ لَهُ جَارٌ مِسْكِينٌ فَتُصُدِّقَ عَلَى الْمِسْكِينِ فَأَهْدَاهَا الْمِسْكِينُ لِلْغَنِىِّ."
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Mesleme, ona Malik, ona Zeyd b. Eslem, ona Ata b. Yesar, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti:
"Şu beş sınıf dışında zengin olanlara sadaka helâl değildir. Bunlar: Allah yolunda savaşanlar, zekât toplamakla görevli olanlar, borçlular, parası ile sadaka malını satın alanlar ve fakir komşusu bulunan zenginlerdir ki, fakire verilen sadakayı bu fakir, komşusu zengine hediye ettiğinde, bu ona helâldir."
Açıklama:
Verilen sadaka malını zenginin para ile satın alması câizdir. Bu durumda zengin, sadaka malına, satın alma yoluyla malik olmaktadır. Ancak zenginin verdiği malı satın alması, toplumda hoş karşılanmayacağından, mekruh görülmüştür.
Fakir komşunun, kendisine gelen ve sadaka malı olan yiyecek veya giyeceklerden zaman zaman zengin komşusuna hediye etmesi ve bu hediyeyi zenginin kabul etmesi de câizdir. Çünkü o artık sadaka değil, hediyedir.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Zekât 25, /383
Senetler:
1. Ebu Muhammed Ata b. Yesar el-Hilalî (Ata b. Yesar)
2. Ebu Üsame Zeyd b. Eslem el-Kuraşî (Zeyd b. Eslem)
3. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
4. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesleme el-Harisî (Abdullah b. Mesleme b. Ka'neb)
Konular:
Dünya, Zenginlik
Hediye, hediyeleşmek muhabbeti artırır
Komşuluk, komşuluk ilişkileri
Zekat, kimlere zekat verilebilir?
Zekat, zekat kimlere verilebilir?
حَدَّثَنَا الْحَسَنُ بْنُ عَلِىٍّ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ أَخْبَرَنَا مَعْمَرٌ عَنْ زَيْدِ بْنِ أَسْلَمَ عَنْ عَطَاءِ بْنِ يَسَارٍ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ الْخُدْرِىِّ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بِمَعْنَاهُ
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ وَرَوَاهُ ابْنُ عُيَيْنَةَ عَنْ زَيْدٍ كَمَا قَالَ مَالِكٌ وَرَوَاهُ الثَّوْرِىُّ عَنْ زَيْدٍ قَالَ حَدَّثَنِى الثَّبْتُ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم.]
Bize el-Hasan b. Ali, ona Abdürrezzak, ona Mamer, ona Zeyd b. Eslem, ona Ata b. Yesar ona Ebu Saîd el-Hudrî Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurdu dediği ve önceki hadisi zikrettiği rivayet edilmiştir.
[Ebû Davud dedi ki: Hadisi İbn Uyeyne de Zeyd’den Mâlik'in rivayeti gibi rivayet etmiştir. Sevrî de onu Zeyd’den rivayet etmiş, Zeyd şöyle demiştir: Güvenilir bir kişi bana Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etti.]
Öneri Formu
Hadis Id, No:
10898, D001636
Hadis:
حَدَّثَنَا الْحَسَنُ بْنُ عَلِىٍّ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ أَخْبَرَنَا مَعْمَرٌ عَنْ زَيْدِ بْنِ أَسْلَمَ عَنْ عَطَاءِ بْنِ يَسَارٍ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ الْخُدْرِىِّ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بِمَعْنَاهُ
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ وَرَوَاهُ ابْنُ عُيَيْنَةَ عَنْ زَيْدٍ كَمَا قَالَ مَالِكٌ وَرَوَاهُ الثَّوْرِىُّ عَنْ زَيْدٍ قَالَ حَدَّثَنِى الثَّبْتُ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم.]
Tercemesi:
Bize el-Hasan b. Ali, ona Abdürrezzak, ona Mamer, ona Zeyd b. Eslem, ona Ata b. Yesar ona Ebu Saîd el-Hudrî Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurdu dediği ve önceki hadisi zikrettiği rivayet edilmiştir.
[Ebû Davud dedi ki: Hadisi İbn Uyeyne de Zeyd’den Mâlik'in rivayeti gibi rivayet etmiştir. Sevrî de onu Zeyd’den rivayet etmiş, Zeyd şöyle demiştir: Güvenilir bir kişi bana Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etti.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Zekât 25, /383
Senetler:
1. Ebu Said el-Hudrî (Sa'd b. Malik b. Sinan b. Sa'lebe b. Ebcer)
2. Ebu Muhammed Ata b. Yesar el-Hilalî (Ata b. Yesar)
3. Ebu Üsame Zeyd b. Eslem el-Kuraşî (Zeyd b. Eslem)
4. Ebu Urve Mamer b. Raşid el-Ezdî (Mamer b. Râşid)
5. ُEbu Bekir Abdürrezzak b. Hemmam (Abdürrezzak b. Hemmam b. Nafi)
6. Hasan b. Ali el-Hüzeli (Hasan b. Ali b. Muhammed)
Konular:
Dünya, Zenginlik
Hediye, hediyeleşmek muhabbeti artırır
Komşuluk, komşuluk ilişkileri
Zekat, kimlere zekat verilebilir?
Zekat, zekat kimlere verilebilir?
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَوْفٍ الطَّائِىُّ حَدَّثَنَا الْفِرْيَابِىُّ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ عِمْرَانَ الْبَارِقِىِّ عَنْ عَطِيَّةَ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"لاَ تَحِلُّ الصَّدَقَةُ لِغَنِىٍّ إِلاَّ فِى سَبِيلِ اللَّهِ أَوِ ابْنِ السَّبِيلِ أَوْ جَارٍ فَقِيرٍ يُتَصَدَّقُ عَلَيْهِ فَيُهْدِى لَكَ أَوْ يَدْعُوكَ."
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ وَرَوَاهُ فِرَاسٌ وَابْنُ أَبِى لَيْلَى عَنْ عَطِيَّةَ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم مِثْلَهُ.]
Bize Muhammed b. Avf et-Tâî, ona el-Firyabî, ona Süfyan, ona İmran el-Bârikî, ona Atiyye, ona Ebu Saîd el-Hudrî Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti:
"Zenginin sadaka alması helâl değildir. Ancak (zengin de olsalar) Allah yolundakiler ve yolda kalmış olanlar ile fakir bir komşunun kendisine verilen sadakayı sana hediye etmesi veya sana davet vermesi hâli müstesna."
[Ebû Davud dedi ki: Firâs ile İbn Ebu Leyla Atiyye'den o da Ebu Said'den o da Peygamber'den (sav) benzerini rivayet etmiştir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
10899, D001637
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَوْفٍ الطَّائِىُّ حَدَّثَنَا الْفِرْيَابِىُّ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ عِمْرَانَ الْبَارِقِىِّ عَنْ عَطِيَّةَ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"لاَ تَحِلُّ الصَّدَقَةُ لِغَنِىٍّ إِلاَّ فِى سَبِيلِ اللَّهِ أَوِ ابْنِ السَّبِيلِ أَوْ جَارٍ فَقِيرٍ يُتَصَدَّقُ عَلَيْهِ فَيُهْدِى لَكَ أَوْ يَدْعُوكَ."
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ وَرَوَاهُ فِرَاسٌ وَابْنُ أَبِى لَيْلَى عَنْ عَطِيَّةَ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم مِثْلَهُ.]
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Avf et-Tâî, ona el-Firyabî, ona Süfyan, ona İmran el-Bârikî, ona Atiyye, ona Ebu Saîd el-Hudrî Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti:
"Zenginin sadaka alması helâl değildir. Ancak (zengin de olsalar) Allah yolundakiler ve yolda kalmış olanlar ile fakir bir komşunun kendisine verilen sadakayı sana hediye etmesi veya sana davet vermesi hâli müstesna."
[Ebû Davud dedi ki: Firâs ile İbn Ebu Leyla Atiyye'den o da Ebu Said'den o da Peygamber'den (sav) benzerini rivayet etmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Zekât 25, /383
Senetler:
1. Ebu Said el-Hudrî (Sa'd b. Malik b. Sinan b. Sa'lebe b. Ebcer)
2. Ebu Hasan Atiyye b. Sa'd el-Avfî (Atiyye b. Sa'd b. Cünade)
3. İmrân el-Bârikî (İmrân)
4. Süfyan es-Sevrî (Süfyan b. Said b. Mesruk b. Habib b. Rafi')
5. Ebu Abdullah Muhammed b. Yusuf el-Firyabî (Muhammed b. Yusuf b. Vakıd b. Osman)
6. Muhammed b. Avf et-Tâî (Muhammed b. Avf b. Süfyan et-Tâî)
Konular:
Hediye, hediyeleşmek muhabbeti artırır
Komşuluk, komşuluk ilişkileri
Zekat, zekat kimlere verilebilir?
Öneri Formu
Hadis Id, No:
10892, D001630
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مَسْلَمَةَ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ - يَعْنِى ابْنَ عُمَرَ بْنِ غَانِمٍ - عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ زِيَادٍ أَنَّهُ سَمِعَ زِيَادَ بْنَ نُعَيْمٍ الْحَضْرَمِىَّ أَنَّهُ سَمِعَ زِيَادَ بْنَ الْحَارِثِ الصُّدَائِىَّ قَالَ أَتَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَبَايَعْتُهُ فَذَكَرَ حَدِيثًا طَوِيلاً قَالَ فَأَتَاهُ رَجُلٌ فَقَالَ أَعْطِنِى مِنَ الصَّدَقَةِ . فَقَالَ لَهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"إِنَّ اللَّهَ تَعَالَى لَمْ يَرْضَ بِحُكْمِ نَبِىٍّ وَلاَ غَيْرِهِ فِى الصَّدَقَاتِ حَتَّى حَكَمَ فِيهَا هُوَ فَجَزَّأَهَا ثَمَانِيَةَ أَجْزَاءٍ فَإِنْ كُنْتَ مِنْ تِلْكَ الأَجْزَاءِ أَعْطَيْتُكَ حَقَّكَ."
Tercemesi:
Bize (Ebu Abdurrahman) Abdullah b. Mesleme (el-Harisî), ona Abdullah yani İbn Ömer b. Ğânim, ona Abdurrahman b. Ziyad (el-İfrîkî), ona da Ziyad b. Nuaym ed-Hadramî, Ziyad b. Haris es-Sudai'nin (ra) şöyle dediğini rivayet etmiştir:
Rasululla'a (sav) gelip kendisine bey'at ettim. (Bu arada) Ziyad b. Haris es-Sudai uzunca bir hadis rivayet etti ve (rivayetine devam ederek şöyle) dedi: Rasulullah'a (sav) bir adam geldi ve zekât malından bana da ver dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) şöyle buyurdu:
"Şüphesiz Allah Teâlâ zekatların sarf yerleri konusunda ne bir peygamberin ne de başka bir kişinin hükmüne rıza göstermemiş; bu konuda bizzat kendisi hüküm vermiştir. Allah Teâlâ, zekât mallarını sekiz sınıfa ayırmıştır. Eğer bu sınıflardan birine giriyorsan hakkını sana vereyim."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Zekât 24, /382
Senetler:
1. Ziyad b. Haris es-Sudai (Ziyad b. Haris)
2. Ziyad b. Nuaym ed-Hadramî (Ziyad b. Rabî'a b. Nuaym b. Rabî'a b. Amr)
3. Abdurrahman b. Ziyad el-İfriki (Abdurrahman b. Ziyad b. Enam)
4. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Ömer er-Ruayni (Abdullah b. Ömer b. Ğânim)
5. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesleme el-Harisî (Abdullah b. Mesleme b. Ka'neb)
Konular:
Geçim, dilencilikle geçim sağlamak
Zekat, kimlere zekat verilebilir?
Zekat, zekat kimlere verilebilir?
Öneri Formu
Hadis Id, No:
10895, D001633
Hadis:
حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ حَدَّثَنَا عِيسَى بْنُ يُونُسَ حَدَّثَنَا هِشَامُ بْنُ عُرْوَةَ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ عَدِىِّ بْنِ الْخِيَارِ قَالَ أَخْبَرَنِى رَجُلاَنِ أَنَّهُمَا أَتَيَا النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم فِى حَجَّةِ الْوَدَاعِ وَهُوَ يَقْسِمُ الصَّدَقَةَ فَسَأَلاَهُ مِنْهَا فَرَفَعَ فِينَا الْبَصَرَ وَخَفَضَهُ فَرَآنَا جَلْدَيْنِ فَقَالَ
"إِنْ شِئْتُمَا أَعْطَيْتُكُمَا وَلاَ حَظَّ فِيهَا لِغَنِىٍّ وَلاَ لِقَوِىٍّ مُكْتَسِبٍ."
Tercemesi:
Bize Müsedded, ona İsa b. Yunus, ona Hişam b. Urve, ona babası, ona Ubeyydullah b. Adi b. Hiyar'ın şöyle dediğini rivayet etti:
Nebi (sav) Veda haccında zekâtı paylaştırmakta iken iki adam onun yanına giderek ondan kendilerine de bir şeyler vermesini istediler. Rasulullah (sav) başını kaldırıp bize baktı, yukarıdan aşağıya kadar bizi süzdü. Bizi güçlü, kuvvetli iki adam gördü ve:
"Dilerseniz size bir şeyler verebilirim fakat zenginin de kazanabilecek güçlü bir kimsenin de bunda bir hakkı yoktur," buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Zekât 24, /383
Senetler:
1. Racülân (Racülân)
2. Ubeydullah b. Adi el-Kuraşi (Ubeydullah b. Adi b. Hiyar b. Adi)
3. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
4. Ebu Münzir Hişam b. Urve el-Esedî (Hişam b. Urve b. Zübeyr b. Avvam)
5. Ebu Amr İsa b. Yunus es-Sebiî (İsa b. Yunus b. Amr b. Abdullah)
6. Müsedded b. Müserhed el-Esedî (Müsedded b. Müserhed b. Müserbel b. Şerik)
Konular:
Dünya, mal ve ömür sevgisi / hırsı
Zekat, zekat kimlere verilebilir?
Öneri Formu
Hadis Id, No:
106939, MŞ010633
Hadis:
حَدَّثَنَا حَفْصٌ ، عَنِ ابْنِ جُرَيْجٍ ، عَنْ عَطَاءٍ ، عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ ، قَالَ : لاَ بَأْسَ أَنْ تَجْعَلَ زَكَاتَكَ فِي ذَوِي قَرَابَتِكَ ، مَا لَمْ يَكُونُوا فِي عِيَالِك.
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Ebî Şeybe, Musannef-i İbn Ebû Şeybe, Zekât 10633, 6/543
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Muhammed Ata b. Ebu Rabah el-Kuraşî (Ata b. Eslem)
Konular:
Zekat, zekat kimlere verilebilir?
Öneri Formu
Hadis Id, No:
107104, MŞ010750
Hadis:
حَدَّثَنَا أَزْهَرُ ، عَنِ ابْنِ عَوْنٍ ، قَالَ : كَانَ سَالِمُ بْنُ عَبْدِ اللهِ يَقْسِمُ صَدَقَةَ عُمَرَ ، فَيَأْتِيِهِ الرَّجُلُ ذُو هِيئَةٍ قَدْ أَعْطَاهُ ، فَيَقُولُ : أَعْطِنِي ، فَيُعْطِيه وَلاَ يَسْأَلُهُ.
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Ebî Şeybe, Musannef-i İbn Ebû Şeybe, Zekât 10750, 6/575
Senetler:
1. Ebu Ömer Salim b. Abdullah el-Adevî (Salim b. Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Ebu Avn Abdullah b. Avn el-Müzenî (Abdullah b. Avn b. Ertabân)
3. Ebu Bekir Ezher b. Sa'd el-Bâhilî (Ezher b. Sa'd)
Konular:
Zekat, zekat kimlere verilebilir?
Bize Ali b. Hucr, ona İsmail b. İbrahim-, ona Eyyûb, ona İkrime b. Hâlid, ona da Mâlik b. Evs b. Hadesân şöyle demiştir:
Abbas ve Ali, biri diğerinden davacı olarak Ömer’in yanına geldi. Abbas “benimle bunun arasında hüküm ver” dedi. Diğer insanlar da “aralarında ayırt edici hüküm ver” dediler. Ömer “hayır, aralarında ayırt edici hüküm vermem. Çünkü her ikisi de Rasulullah’ın (sav) "bize mirasçı olunmaz, biz geriye ne bırakırsak, o bir sadakadır" buyurduğunu biliyorlar” dedi.
(Ravi) der ki: Zührî rivayetinde (Hz. Ömer) şöyle demiştir: O toprakların tasarrufu Rasulullah'a (sav), aitti. Rasulullah oradan hane halkının temel ihtiyaçlarını giderdikten sonra arta kalanının (ganimet) malları gibi taksim etti. Ondan sonra oranın tasarrufu Ebu Bekir'e, ondan sonra da bana geçti. Ben de o topraklarda onun yaptığının aynısını yaptım. Sonra bu ikisi gelip benden, Rasulullah’ın (sav), Ebu Bekir’in ve benim tasarrufumda olan şeyin tasarruf hakkını kendilerine vermemi istediler. Ben de onu kendilerine verdim ve bu şekilde tasarrufta bulunacaklarına dair onlardan söz aldım. Sonra ikisi yanıma gelerek, bu (Abbas) “bana kardeşimin oğlundan düşen payımı ver” diyor, bu diğeri (Ali) ise “eşimden bana düşen payımı ver” diyor. Orayı onlar Rasulullah (sav), Ebu Bekir ve benim yaptığım gibi tasarrufta bulunmak üzere isterlerse, oranın tasarruf hakkını kendilerine veririm. Eğer bunu kabul etmezlerse bu husustaki külfetten kurtulmuş olurlar. Sonra da "Bilin ki ganimet olarak aldığınız herhangi bir şeyin beşte biri, Allah’a, Rasûlüne, yakınlara, yetimlere, yoksullara ve yolculara aittir." (Enfâl, 8/41) İşte bu arazi de burada adı geçenlere ait bir haktır. "Sadakalar (zekât) ancak fakirlere, yoksullara, onu toplamakla görevlendirilenlere, kalpleri alıştırılmak istenenlere, kölelere, borçlulara, Allah yolunda harcamaya… mahsustur." (Tevbe, 60) Bu (zekât) da burada adı geçenlere verilir. "Allah’ın onlardan Rasulüne verdiği fey’e gelince, siz onun için ne at oynattınız, ne de deveye bindiniz." (Haşr, 6) Zührî der ki: Bu fey, Rasulullah’a (sav) tahsis edilmiş haktır. (Buralar) ise Araplara ait kasabalar, Fedek, şurası ve şurasıdır. "Allah’ın fethedilen ülkeler ahalisinden Rasülüne verdiği fey, Allah’a, Rasule, yoksullara ve yolda kalanlara verilir." (Haşr, 7). Ayrıca "(O fey’) yurtlarından ve mallarından çıkartılıp uzaklaştırılmış olan ve Allah’ın lütuf ve rızasını isteyen Allah’a ve Rasûlüne yardım eden… fakir muhacirler içindir." (Haşr, 8) "…onlardan sonra gelenler…" (Haşr, 10) İşte bu ayet de bütün insanları kapsamış olmaktadır. Müslümanlar içinde, bu malda bir hakkı –yahut bir payı- olmayan hiçbir kimse yoktur. Ancak sizin sahibi olduğunuz köleleriniz bunun dışındadır. Şayet Allah’ın izniyle ömrüm vefa ederse, her Müslümana hakkı –ya da “payı” dedi- mutlaka verilecektir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
28136, N004153
Hadis:
أَخْبَرَنَا عَلِىُّ بْنُ حُجْرٍ قَالَ حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ - يَعْنِى ابْنَ إِبْرَاهِيمَ - عَنْ أَيُّوبَ عَنْ عِكْرِمَةَ بْنِ خَالِدٍ عَنْ مَالِكِ بْنِ أَوْسِ بْنِ الْحَدَثَانِ قَالَ جَاءَ الْعَبَّاسُ وَعَلِىٌّ إِلَى عُمَرَ يَخْتَصِمَانِ فَقَالَ الْعَبَّاسُ اقْضِ بَيْنِى وَبَيْنَ هَذَا . فَقَالَ النَّاسُ افْصِلْ بَيْنَهُمَا . فَقَالَ عُمَرُ لاَ أَفْصِلُ بَيْنَهُمَا قَدْ عَلِمَا أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « لاَ نُورَثُ مَا تَرَكْنَا صَدَقَةٌ » . قَالَ فَقَالَ الزُّهْرِىُّ وَلِيَهَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَأَخَذَ مِنْهَا قُوتَ أَهْلِهِ وَجَعَلَ سَائِرَهُ سَبِيلَهُ سَبِيلَ الْمَالِ ثُمَّ وَلِيَهَا أَبُو بَكْرٍ بَعْدَهُ ثُمَّ وُلِّيتُهَا بَعْدَ أَبِى بَكْرٍ فَصَنَعْتُ فِيهَا الَّذِى كَانَ يَصْنَعُ ثُمَّ أَتَيَانِى فَسَأَلاَنِى أَنْ أَدْفَعَهَا إِلَيْهِمَا عَلَى أَنْ يَلِيَاهَا بِالَّذِى وَلِيَهَا بِهِ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَالَّذِى وَلِيَهَا بِهِ أَبُو بَكْرٍ وَالَّذِى وُلِّيتُهَا بِهِ فَدَفَعْتُهَا إِلَيْهِمَا وَأَخَذْتُ عَلَى ذَلِكَ عُهُودَهُمَا ثُمَّ أَتَيَانِى يَقُولُ هَذَا اقْسِمْ لِى بِنَصِيبِى مِنِ ابْنِ أَخِى . وُيَقُولُ هَذَا اقْسِمْ لِى بِنَصِيبِى مِنِ امْرَأَتِى . وَإِنْ شَاءَا أَنْ أَدْفَعَهَا إِلَيْهِمَا عَلَى أَنْ يَلِيَاهَا بِالَّذِى وَلِيَهَا بِهِ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَالَّذِى وَلِيَهَا بِهِ أَبُو بَكْرٍ وَالَّذِى وُلِّيتُهَا بِهِ دَفَعْتُهَا إِلَيْهِمَا وَإِنْ أَبَيَا كُفِيَا ذَلِكَ ثُمَّ قَالَ ( وَاعْلَمُوا أَنَّمَا غَنِمْتُمْ مِنْ شَىْءٍ فَأَنَّ لِلَّهِ خُمُسَهُ وَلِلرَّسُولِ وَلِذِى الْقُرْبَى وَالْيَتَامَى وَالْمَسَاكِينِ وَابْنِ السَّبِيلِ ) هَذَا لِهَؤُلاَءِ ( إِنَّمَا الصَّدَقَاتُ لِلْفُقَرَاءِ وَالْمَسَاكِينِ وَالْعَامِلِينَ عَلَيْهَا وَالْمُؤَلَّفَةِ قُلُوبُهُمْ وَفِى الرِّقَابِ وَالْغَارِمِينَ وَفِى سَبِيلِ اللَّهِ ) هَذِهِ لِهَؤُلاَءِ ( وَمَا أَفَاءَ اللَّهُ عَلَى رَسُولِهِ مِنْهُمْ فَمَا أَوْجَفْتُمْ عَلَيْهِ مِنْ خَيْلٍ وَلاَ رِكَابٍ ) قَالَ الزُّهْرِىُّ هَذِهِ لِرَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم خَاصَّةً قُرًى عَرَبِيَّةً فَدَكُ كَذَا وَكَذَا ( مَا أَفَاءَ اللَّهُ عَلَى رَسُولِهِ مِنْ أَهْلِ الْقُرَى فَلِلَّهِ وَلِلرَّسُولِ وَلِذِى الْقُرْبَى وَالْيَتَامَى وَالْمَسَاكِينِ وَابْنِ السَّبِيلِ ) وَ ( لِلْفُقَرَاءِ الْمُهَاجِرِينَ الَّذِينَ أُخْرِجُوا مِنْ دِيَارِهِمْ وَأَمْوَالِهِمْ ) ( وَالَّذِينَ تَبَوَّءُوا الدَّارَ وَالإِيمَانَ مِنْ قَبْلِهِمْ ) ( وَالَّذِينَ جَاءُوا مِنْ بَعْدِهِمْ ) فَاسْتَوْعَبَتْ هَذِهِ الآيَةُ النَّاسَ فَلَمْ يَبْقَ أَحَدٌ مِنَ الْمُسْلِمِينَ إِلاَّ لَهُ فِى هَذَا الْمَالِ حَقٌّ - أَوْ قَالَ حَظٌّ - إِلاَّ بَعْضَ مَنْ تَمْلِكُونَ مِنْ أَرِقَّائِكُمْ وَلَئِنْ عِشْتُ إِنْ شَاءَ اللَّهُ لَيَأْتِيَنَّ عَلَى كُلِّ مُسْلِمٍ حَقُّهُ أَوْ قَالَ حَظُّهُ .
Tercemesi:
Bize Ali b. Hucr, ona İsmail b. İbrahim-, ona Eyyûb, ona İkrime b. Hâlid, ona da Mâlik b. Evs b. Hadesân şöyle demiştir:
Abbas ve Ali, biri diğerinden davacı olarak Ömer’in yanına geldi. Abbas “benimle bunun arasında hüküm ver” dedi. Diğer insanlar da “aralarında ayırt edici hüküm ver” dediler. Ömer “hayır, aralarında ayırt edici hüküm vermem. Çünkü her ikisi de Rasulullah’ın (sav) "bize mirasçı olunmaz, biz geriye ne bırakırsak, o bir sadakadır" buyurduğunu biliyorlar” dedi.
(Ravi) der ki: Zührî rivayetinde (Hz. Ömer) şöyle demiştir: O toprakların tasarrufu Rasulullah'a (sav), aitti. Rasulullah oradan hane halkının temel ihtiyaçlarını giderdikten sonra arta kalanının (ganimet) malları gibi taksim etti. Ondan sonra oranın tasarrufu Ebu Bekir'e, ondan sonra da bana geçti. Ben de o topraklarda onun yaptığının aynısını yaptım. Sonra bu ikisi gelip benden, Rasulullah’ın (sav), Ebu Bekir’in ve benim tasarrufumda olan şeyin tasarruf hakkını kendilerine vermemi istediler. Ben de onu kendilerine verdim ve bu şekilde tasarrufta bulunacaklarına dair onlardan söz aldım. Sonra ikisi yanıma gelerek, bu (Abbas) “bana kardeşimin oğlundan düşen payımı ver” diyor, bu diğeri (Ali) ise “eşimden bana düşen payımı ver” diyor. Orayı onlar Rasulullah (sav), Ebu Bekir ve benim yaptığım gibi tasarrufta bulunmak üzere isterlerse, oranın tasarruf hakkını kendilerine veririm. Eğer bunu kabul etmezlerse bu husustaki külfetten kurtulmuş olurlar. Sonra da "Bilin ki ganimet olarak aldığınız herhangi bir şeyin beşte biri, Allah’a, Rasûlüne, yakınlara, yetimlere, yoksullara ve yolculara aittir." (Enfâl, 8/41) İşte bu arazi de burada adı geçenlere ait bir haktır. "Sadakalar (zekât) ancak fakirlere, yoksullara, onu toplamakla görevlendirilenlere, kalpleri alıştırılmak istenenlere, kölelere, borçlulara, Allah yolunda harcamaya… mahsustur." (Tevbe, 60) Bu (zekât) da burada adı geçenlere verilir. "Allah’ın onlardan Rasulüne verdiği fey’e gelince, siz onun için ne at oynattınız, ne de deveye bindiniz." (Haşr, 6) Zührî der ki: Bu fey, Rasulullah’a (sav) tahsis edilmiş haktır. (Buralar) ise Araplara ait kasabalar, Fedek, şurası ve şurasıdır. "Allah’ın fethedilen ülkeler ahalisinden Rasülüne verdiği fey, Allah’a, Rasule, yoksullara ve yolda kalanlara verilir." (Haşr, 7). Ayrıca "(O fey’) yurtlarından ve mallarından çıkartılıp uzaklaştırılmış olan ve Allah’ın lütuf ve rızasını isteyen Allah’a ve Rasûlüne yardım eden… fakir muhacirler içindir." (Haşr, 8) "…onlardan sonra gelenler…" (Haşr, 10) İşte bu ayet de bütün insanları kapsamış olmaktadır. Müslümanlar içinde, bu malda bir hakkı –yahut bir payı- olmayan hiçbir kimse yoktur. Ancak sizin sahibi olduğunuz köleleriniz bunun dışındadır. Şayet Allah’ın izniyle ömrüm vefa ederse, her Müslümana hakkı –ya da “payı” dedi- mutlaka verilecektir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Kasemü'l-fey' 38, /2359
Senetler:
1. Ebu Hafs Ömer b. Hattab el-Adevî (Ömer b. Hattab b. Nüfeyl b. Abdüluzza)
2. Ebu Said Malik b. Evs en-Nasrî (Malik b. Evs b. Hadesân b. Nasr b. Muaviye)
3. İkrime b. Halid el-Mahzumî (İkrime b. Halid b. As b. Hişam b. Muğîra)
4. Eyyüb es-Sahtiyânî (Eyyüb b. Keysân)
5. Ebu Bişr İsmail b. Uleyye el-Esedî (İsmail b. İbrahim b. Miksem)
6. Ebu Hasan Ali b. Hucr es-Sa'dî (Ali b. Hucr b. İyas b. Mukatil)
Konular:
Ganimet, beşte bir hisse
Ganimet, hak sahiplerine taksimi
Hz. Peygamber, mirası
Sahabe, anlayış farklılıkları
Zekat, zekat kimlere verilebilir?
Öneri Formu
Hadis Id, No:
10896, D001634
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبَّادُ بْنُ مُوسَى الأَنْبَارِىُّ الْخُتَّلِىُّ حَدَّثَنَا إِبْرَاهِيمُ - يَعْنِى ابْنَ سَعْدٍ - قَالَ أَخْبَرَنِى أَبِى عَنْ رَيْحَانَ بْنِ يَزِيدَ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ
"لاَ تَحِلُّ الصَّدَقَةُ لِغَنِىٍّ وَلاَ لِذِى مِرَّةٍ سَوِىٍّ."
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ رَوَاهُ سُفْيَانُ عَنْ سَعْدِ بْنِ إِبْرَاهِيمَ كَمَا قَالَ إِبْرَاهِيمُ وَرَوَاهُ شُعْبَةُ عَنْ سَعْدٍ قَالَ لِذِى مِرَّةٍ قَوِىٍّ. وَالأَحَادِيثُ الأُخَرُ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم بَعْضُهَا لِذِى مِرَّةٍ قَوِىٍّ. وَبَعْضُهَا لِذِى مِرَّةٍ سَوِىٍّ. وَقَالَ عَطَاءُ بْنُ زُهَيْرٍ إِنَّهُ لَقِىَ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عَمْرٍو فَقَالَ "إِنَّ الصَّدَقَةَ لاَ تَحِلُّ لِقَوِىٍّ وَلاَ لِذِى مِرَّةٍ سَوِىٍّ."]
Tercemesi:
Bize (Ebu Muhammed) Abbad b. Musa el-Hutelî, ona (Ebu İshak) İbrahim yani İbn Sa'd (ez-Zührî), ona babası (Ebu İshak Sa'd b. İbrahim el-Kuraşî), ona Reyhan b. Yezid (el-Âmirî), ona da (Ebu Muhammed) Abdullah b. Amr es-Sehmî'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur:
"Zengine ve gücü kuvveti yerinde olan kişiye sadaka helal olmaz."
[Ebû Davut dedi ki: Bu hadisi Süfyan, İbrahim'in dediği şekliyle Sa'd b. İbrahim'den nakletmiştir. Aynı hadisi Şu'be, (gücü kuvveti yerinde olan şeklinde çevirdiğimiz (لِذِى مِرَّةٍ سَوِىٍّ) ifadesini) Sa'd'dan (yaklaşık olarak aynı anlama gelen) (لِذِى مِرَّةٍ قَوِىٍّ) lafzıyla rivayet etmektedir. Hz. Peygamber'den (sav) rivayet edilen bu hadislerin kimi (لِذِى مِرَّةٍ قَوِىٍّ), kimi de (لِذِى مِرَّةٍ سَوِىٍّ) lafızlarıyla gelmektedir. Ata b. Züheyr, Abdullah b. Amr ile karşılaştığını ve kendisinin bu hadisi (لِذِى مِرَّةٍ سَوِىٍّ) lafzıyla şöyle rivayet ettiğini söylemiştir: "Zengine ve gücü kuvveti yerinde olan kişiye sadaka helal olmaz."]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Zekât 24, /383
Senetler:
1. Ebu Muhammed Abdullah b. Amr es-Sehmî (Abdullah b. Amr b. Âs b. Vail b. Haşim)
2. Rayhan b. Yezid el-Amirî (Rayhan b. Yezid)
3. Ebu İshak Sa'd b. İbrahim el-Kuraşi (Sa'd b. İbrahim b. Abdurrahman b. Avf)
4. Ebu İshak İbrahim b. Sa'd ez-Zührî (İbrahim b. Sa'd b. İbrahim b. Abdurrahman b. Avf)
5. Ebu Muhammed Abbad b. Musa el-Hutelî (Abbad b. Musa)
Konular:
Dünya, Zenginlik
Zekat, gücü ve kuvveti yerinde olana zekat verilir mi?
Zekat, kimlere zekat verilebilir?
Zekat, zekat kimlere verilebilir?
Öneri Formu
Hadis Id, No:
10900, D001638
Hadis:
حَدَّثَنَا الْحَسَنُ بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ الصَّبَّاحِ حَدَّثَنَا أَبُو نُعَيْمٍ حَدَّثَنِى سَعِيدُ بْنُ عُبَيْدٍ الطَّائِىُّ عَنْ بُشَيْرِ بْنِ يَسَارٍ زَعَمَ أَنَّ رَجُلاً مِنَ الأَنْصَارِ يُقَالُ لَهُ سَهْلُ بْنُ أَبِى حَثْمَةَ أَخْبَرَهُ
"أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم وَدَاهُ بِمِائَةٍ مِنْ إِبِلِ الصَّدَقَةِ - يَعْنِى دِيَةَ الأَنْصَارِىِّ الَّذِى قُتِلَ بِخَيْبَرَ."
Tercemesi:
Bize (Ebu Ali) Hasan b. Muhammed b. Sabbah (ez-Za'ferânî), ona Ebu Nuaym (Fadl b. Dükeyn el-Mülâi), ona (Ebu Hüzeyl) Said b. Ubeyd et-Taî, ona da Ebu Keysan Büşeyr b. Yesar'ın (el-Hârisî), ensardan (Ebu Abdurrahman) Sehl b. Ebu Hasme (el-Ensarî) denilen bir adamın kendisine şöyle dediğini öne sürmüştür:
"Hz. Peygamber (sav), ensardan Hayber'de öldürülen kişinin diyeti olarak zekât develerinden yüz deve vermiştir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Zekât 26, /384
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Sehl b. Ebu Hasme el-Ensarî (Sehl b. Abdullah b. Sâ'ide b. Adiy)
2. Ebu Keysan Büşeyr b. Yesar el-Harisî (Büşeyr b. Yesar)
3. Ebu Hüzeyl Said b. Ubeyd et-Tai (Said b. Ubeyd)
4. Ebu Nuaym Fadl b. Dükeyn el-Mülâi (Fadl b. Amr b. Hammâd b. Züheyr b. Dirhem)
5. Ebu Ali Hasan b. Muhammed ez-Za'ferânî (Hasan b. Muhammed b. Sabbah)
Konular:
Yargı, diyet
Zekat, kimlere zekat verilebilir?
Zekat, zekat kimlere verilebilir?