Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Ebû Hânî Muâz b. Hânî el-Yeşkürî, ona Cehdam b. Abdullah, ona Yahya b. Ebî Kesîr, ona Zeyd b. Sellâm, ona Ebû Sellâm, ona Abdurrahman b. Âiş el-Hadramî, ona Mâlik b. Yuhâmir es-Seksekî, ona da Muâz b. Cebel (ra) şöyle rivayet etmiştir:
"Bir gün Rasûlullah (sav) sabah namazına gelmekte gecikmişti. Neredeyse güneş doğacaktı. Derken hemen çıktı ve kamet getirildi. Hz. Peygamber (sav) namazı hafif bir şekilde kıldırdı. Namazı bitirince
"- Saflarda olduğunuz gibi kalınız" buyurdu ve bize dönerek şöyle dedi:
"Bu gün neden geç kaldığımı size anlatayım: Geceleyin kalkıp abdest aldım ve kılabildiğim kadar namaz kıldım. Derken uykum geldi, ağırlık bastı. Kendimi en güzel suretiyle Rabbimin huzurunda gördüm. Bana
"- Ey Muhammed!" diye nida etti. Ben de,
"- Buyur ey Rabbim! Emrine amadeyim" dedim. Bana,
"- Büyük melekler kim hakkında tartışıyorlar biliyor musun?" diye sordu.
"- Bilmiyorum" dedim. Aynı soruyu üç defa sordu. Sonra elini iki kürek kemiğimin arasına koydu. Parmak uçlarının serinliğini göğsümde hissettim. Bana her şey göründü ve sorunun cevabını bildim. Tekrar bana,
"- Ey Muhammed!" diye nida etti. Ben de,
"- Buyur ey Rabbim! Emrine amadeyim" dedim. Tekrar,
"- Büyük melekler hangi konuda tartışıyorlar biliyor musun?" diye sordu.
"- Keffaretler hakkında" diye cevap verdim.
"- Nedir onlar?" diye sorunca,
"- İyilik yapmak için adım atmak, namazlardan sonra mescitlerde oturmak, her türlü zorluğa rağmen abdest organlarını iyice yıkamak" dedim.
"- Sonra nelerdir?" diye sordu.
"- Yemek yedirmek, yumuşak konuşmak, insanlar uyurken geceleyin namaz kılmak" dedim. Sonra,
"- Dile benden ne dilersen!" buyurdu. Ben de,
"- Allah'ım! Senden iyilikleri yapmayı, kötülükleri terk etmeyi, fakirleri sevmeyi lütfetmeni istiyorum. Ayrıca beni affetmeni, bana merhamet etmeni, bir topluluğu imtihan edeceksen beni o fitneye sokmadan canımı almanı, seni sevmeyi, seni seveni sevmeyi ve sana yaklaştıracak amelleri sevmeyi diliyorum" diye dua ettim.
Sonra Rasûlullah (sav) şöyle dedi "Bu söylenenler haktır, onları çalışın ve öğrenin."
Ebû İsa şöyle demiştir: Bu hadis hasen-sahihtir. Muhammed b. İsmail'e bu hadisi sordum. Dedi ki: Bu hasen-sahih bir hadistir.
Tirmizî dedi ki: Bu hadis, el-Velid b. Müslim'in, Abdurrahman b. Yezid b. Câbir'den rivayet ettiği hadisten daha sahihtir.
Yine Tirmizî dedi ki: Bize Halid b. el-Leclâc, ona da Abdurrahman b. Âiş el-Hadramî, "Ben, Rasûlullah'tan işittim" diyerek hadisi rivayet etmiştir. Bu rivayet ise mahfuz değildir. el-Velid de hadisinde Abdurrahman b. Âiş'in "Ben Rasûlullah'tan işittim" dediğini zikretmiştir. Bişr b. Bekir, Abdurrahman b. Yezid b. Cabir'den bu hadisi bu isnatla Abdurrahman b. Âiş vasıtasıyla Hz. Peygamber'den rivayet etmiştir. Yukarıda verilen hadis ise daha sahihtir. Abdurrahman b. Âiş Hz. Peygamber'den işitmemiştir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
19203, T003235
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ حَدَّثَنَا مُعَاذُ بْنُ هَانِئٍ أَبُو هَانِئٍ الْيَشْكُرِىُّ حَدَّثَنَا جَهْضَمُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ عَنْ يَحْيَى بْنِ أَبِى كَثِيرٍ عَنْ زَيْدِ بْنِ سَلاَّمِ عَنْ أَبِى سَلاَّمٍ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ عَائِشٍ الْحَضْرَمِىِّ أَنَّهُ حَدَّثَهُ عَنْ مَالِكِ بْنِ يُخَامِرَ السَّكْسَكِىِّ عَنْ مُعَاذِ بْنِ جَبَلٍ رضى الله عنه قَالَ :احْتُبِسَ عَنَّا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم ذَاتَ غَدَاةٍ عَنْ صَلاَةِ الصُّبْحِ حَتَّى كِدْنَا نَتَرَاءَى عَيْنَ الشَّمْسِ فَخَرَجَ سَرِيعًا فَثُوِّبَ بِالصَّلاَةِ فَصَلَّى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَتَجَوَّزَ فِى صَلاَتِهِ فَلَمَّا سَلَّمَ دَعَا بِصوْتهِ قَالَ لَنَا « عَلَى مَصَافِّكُمْ كَمَا أَنْتُمْ » . ثُمَّ انْفَتَلَ إِلَيْنَا ثُمَّ قَالَ: « أَمَا إِنِّى سَأُحَدِّثُكُمْ مَا حَبَسَنِى عَنْكُمُ الْغَدَاةَ :إِنِّى قُمْتُ مِنَ اللَّيْلِ فَتَوَضَّأْتُ وَصَلَّيْتُ مَا قُدِّرَ لِى فَنَعَسْتُ فِى صَلاَتِى حَتَّى اسْتَثْقَلْتُ فَإِذَا أَنَا بِرَبِّى تَبَارَكَ وَتَعَالَى فِى أَحْسَنِ صُورَةٍ فَقَالَ يَا مُحَمَّدُ . قُلْتُ لَبَّيْكَ رَبِّ . قَالَ فِيمَ يَخْتَصِمُ الْمَلأُ الأَعْلَى؟ قُلْتُ لاَ أَدْرِى . قَالَهَا ثَلاَثًا قَالَ فَرَأَيْتُهُ وَضَعَ كَفَّهُ بَيْنَ كَتِفَىَّ حَتَّى وَجَدْتُ بَرْدَ أَنَامِلِهِ بَيْنَ ثَدْيَىَّ فَتَجَلَّى لِى كُلُّ شَىْءٍ وَعَرَفْتُ فَقَالَ يَا مُحَمَّدُ . قُلْتُ لَبَّيْكَ رَبِّ قَالَ فِيمَ يَخْتَصِمُ الْمَلأُ الأَعْلَى؟ قُلْتُ: فِى الْكَفَّارَاتِ قَالَ مَا هُنَّ؟ قُلْتُ: مَشْىُ الأَقْدَامِ إِلَى الْحسنات وَالْجُلُوسُ فِى الْمَسَاجِدِ بَعْدَ الصَّلَوَاتِ وَإِسْبَاغُ الْوُضُوءِ فِى الْكْريهَاتِ . قَالَ فِيمَ ؟قُلْتُ :إِطْعَامُ الطَّعَامِ وَلِينُ الْكَلاَمِ وَالصَّلاَةُ بِاللَّيْلِ وَالنَّاسُ نِيَامٌ . قَالَ سَلْ . قُلْتُ اللَّهُمَّ إِنِّى أَسْأَلُكَ فِعْلَ الْخَيْرَاتِ وَتَرْكَ الْمُنْكَرَاتِ وَحُبَّ الْمَسَاكِينِ وَأَنْ تَغْفِرَ لِى وَتَرْحَمَنِى وَإِذَا أَرَدْتَ فِتْنَةَ قَوْمٍ فَتَوَفَّنِى غَيْرَ مَفْتُونٍ أَسْأَلُكَ حُبَّكَ وَحُبَّ مَنْ يُحِبُّكَ وَحُبَّ عَمَلٍ يُقَرِّبُ إِلَى حُبِّكَ » . قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم: « إِنَّهَا حَقٌّ فَادْرُسُوهَا ثُمَّ تَعَلَّمُوهَا » . قَالَ أَبُو عِيسَى: هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . سَأَلْتُ مُحَمَّدَ بْنَ إِسْمَاعِيلَ عَنْ هَذَا الْحَدِيثِ فَقَالَ :هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَقَالَ هَذَا أَصَحُّ مِنْ حَدِيثِ الْوَلِيدِ بْنِ مُسْلِمٍ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ يَزِيدَ بْنِ جَابِرٍ . قَالَ :حَدَّثَنَا خَالِدُ بْنُ اللَّجْلاَجِ حَدَّثَنِى عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ عَائِشٍ الْحَضْرَمِىُّ قَالَ: سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَذَكَرَ الْحَدِيثَ وَهَذَا غَيْرُ مَحْفُوظٍ . هَكَذَا ذَكَرَ الْوَلِيدُ فِى حَدِيثِهِ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ عَائِشٍ قَالَ :سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم . وَرَوَى بِشْرُ بْنُ بَكْرٍ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ يَزِيدَ بْنِ جَابِرٍ هَذَا الْحَدِيثَ بِهَذَا الإِسْنَادِ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ عَائِشٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم . وَهَذَا أَصَحُّ . وَعَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ عَائِشٍ لَمْ يَسْمَعْ مِنَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Ebû Hânî Muâz b. Hânî el-Yeşkürî, ona Cehdam b. Abdullah, ona Yahya b. Ebî Kesîr, ona Zeyd b. Sellâm, ona Ebû Sellâm, ona Abdurrahman b. Âiş el-Hadramî, ona Mâlik b. Yuhâmir es-Seksekî, ona da Muâz b. Cebel (ra) şöyle rivayet etmiştir:
"Bir gün Rasûlullah (sav) sabah namazına gelmekte gecikmişti. Neredeyse güneş doğacaktı. Derken hemen çıktı ve kamet getirildi. Hz. Peygamber (sav) namazı hafif bir şekilde kıldırdı. Namazı bitirince
"- Saflarda olduğunuz gibi kalınız" buyurdu ve bize dönerek şöyle dedi:
"Bu gün neden geç kaldığımı size anlatayım: Geceleyin kalkıp abdest aldım ve kılabildiğim kadar namaz kıldım. Derken uykum geldi, ağırlık bastı. Kendimi en güzel suretiyle Rabbimin huzurunda gördüm. Bana
"- Ey Muhammed!" diye nida etti. Ben de,
"- Buyur ey Rabbim! Emrine amadeyim" dedim. Bana,
"- Büyük melekler kim hakkında tartışıyorlar biliyor musun?" diye sordu.
"- Bilmiyorum" dedim. Aynı soruyu üç defa sordu. Sonra elini iki kürek kemiğimin arasına koydu. Parmak uçlarının serinliğini göğsümde hissettim. Bana her şey göründü ve sorunun cevabını bildim. Tekrar bana,
"- Ey Muhammed!" diye nida etti. Ben de,
"- Buyur ey Rabbim! Emrine amadeyim" dedim. Tekrar,
"- Büyük melekler hangi konuda tartışıyorlar biliyor musun?" diye sordu.
"- Keffaretler hakkında" diye cevap verdim.
"- Nedir onlar?" diye sorunca,
"- İyilik yapmak için adım atmak, namazlardan sonra mescitlerde oturmak, her türlü zorluğa rağmen abdest organlarını iyice yıkamak" dedim.
"- Sonra nelerdir?" diye sordu.
"- Yemek yedirmek, yumuşak konuşmak, insanlar uyurken geceleyin namaz kılmak" dedim. Sonra,
"- Dile benden ne dilersen!" buyurdu. Ben de,
"- Allah'ım! Senden iyilikleri yapmayı, kötülükleri terk etmeyi, fakirleri sevmeyi lütfetmeni istiyorum. Ayrıca beni affetmeni, bana merhamet etmeni, bir topluluğu imtihan edeceksen beni o fitneye sokmadan canımı almanı, seni sevmeyi, seni seveni sevmeyi ve sana yaklaştıracak amelleri sevmeyi diliyorum" diye dua ettim.
Sonra Rasûlullah (sav) şöyle dedi "Bu söylenenler haktır, onları çalışın ve öğrenin."
Ebû İsa şöyle demiştir: Bu hadis hasen-sahihtir. Muhammed b. İsmail'e bu hadisi sordum. Dedi ki: Bu hasen-sahih bir hadistir.
Tirmizî dedi ki: Bu hadis, el-Velid b. Müslim'in, Abdurrahman b. Yezid b. Câbir'den rivayet ettiği hadisten daha sahihtir.
Yine Tirmizî dedi ki: Bize Halid b. el-Leclâc, ona da Abdurrahman b. Âiş el-Hadramî, "Ben, Rasûlullah'tan işittim" diyerek hadisi rivayet etmiştir. Bu rivayet ise mahfuz değildir. el-Velid de hadisinde Abdurrahman b. Âiş'in "Ben Rasûlullah'tan işittim" dediğini zikretmiştir. Bişr b. Bekir, Abdurrahman b. Yezid b. Cabir'den bu hadisi bu isnatla Abdurrahman b. Âiş vasıtasıyla Hz. Peygamber'den rivayet etmiştir. Yukarıda verilen hadis ise daha sahihtir. Abdurrahman b. Âiş Hz. Peygamber'den işitmemiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'an 38, 5/328
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Muaz b. Cebel el-Ensarî (Muaz b. Cebel b. Amr b. Evs b. Âiz)
2. Malik b. Uhaymir el-Yemani (Malik b. Yuhamir)
3. Abdurrahman b. Aiş el-Hadrami (Abdurrahman b. Aiş)
4. Ebû Sellâm Mamtur el-Esved el-Habeşî (Mamtur)
5. Zeyd b. Sellam el-Habeşî (Zeyd b. Sellam b. Memtur)
6. Ebu Nasr Yahya b. Ebu Kesir et-Tâî (Yahya b. Salih b. Mütevekkil)
7. Cehdam b. Abdullah el-Yemami (Cehdam b. Abdullah b. Ebu Tufeyl)
8. Ebu Hâni Muaz b. Hâni el-Kaysî (Muaz b. Hâni)
9. Muhammed b. Beşşâr el-Abdî (Muhammed b. Beşşâr b. Osman)
Konular:
Abdest, önemi, fazileti / sevabı
Adab, sohbet adabı
Allah İnancı, Allah'ın görülmesi, rü'yetullah, cemalullah
Fitne, Fesat, İfsat, fitnecilik, bozgunculuk
Hz. Peygamber, bilgi kaynakları
Hz. Peygamber, duaları
İbadethane, Mescit, Camii
İkram, ikram etmek, paylaşmak
Konuşma, konuşma adabı
KTB, ADAB
KTB, İYİLİK, BİRR,
Namaz, gece namazı ve kılınışı
Namaz, namaz vakitleri
Teşvik edilenler, Yemek yedirmek, fazileti
Açıklama: Zayıf bir isnaddır. Ebu Şube et-Tahhan A'meş'in komşusudur. Darekutni onun metruk olduğunu söylemiştir. Ebu Rabi' ise mechuldür.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
55105, HM006195
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو أَحْمَدَ الزُّبَيْرِيُّ مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ حَدَّثَنَا أَبُو شُعْبَةَ الطَّحَّانُ جَارُ الْأَعْمَشِ عَنْ أَبِي الرَّبِيعِ قَالَ
كُنْتُ مَعَ ابْنِ عُمَرَ فِي جَنَازَةٍ فَسَمِعَ صَوْتَ إِنْسَانٍ يَصِيحُ فَبَعَثَ إِلَيْهِ فَأَسْكَتَهُ فَقُلْتُ يَا أَبَا عَبْدِ الرَّحْمَنِ لِمَ أَسْكَتَّهُ قَالَ إِنَّهُ يَتَأَذَّى بِهِ الْمَيِّتُ حَتَّى يُدْخَلَ قَبْرَهُ فَقُلْتُ لَهُ إِنِّي أُصَلِّي مَعَكَ الصُّبْحَ ثُمَّ أَلْتَفِتُ فَلَا أَرَى وَجْهَ جَلِيسِي ثُمَّ أَحْيَانًا تُسْفِرُ قَالَ كَذَا رَأَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يُصَلِّي وَأَحْبَبْتُ أَنْ أُصَلِّيَهَا كَمَا رَأَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يُصَلِّيهَا
Tercemesi:
Ebu'r-Rabî anlattı:
Bir cenazede İbn Ömer'le (Radıyallahu anhumâ) beraberdim, bağıran/çığlık
atan bir kişinin sesini duyunca ona haber gönderdi ve susturdu. Kendisine;
'Ey Ebu Abdirrahman! Onu niye susturdun?' diye sorunca şöyle dedi:
'Kabre defnoluncaya kadar ölü onun çığlığından eziyet duyar.' Sonra
ona;
'Ben seninle sabah namazı kılıyorum ve bitirince arkadaşımın yüzünü (alaca karanlıktan dolayı) seçemiyorum, bazen (kıldığımızda da) hava aydınlanıyor' deyince şöyle cevap verdi:
'Rasûlullah'ı (Sallallahu aleyhi ve sellem) böyle (farklı zamanlarda) gördüm ve istedim ki Rasulullah 'ı namaz kılarken gördüğüm gibi namaz kılayım.'
Açıklama:
Zayıf bir isnaddır. Ebu Şube et-Tahhan A'meş'in komşusudur. Darekutni onun metruk olduğunu söylemiştir. Ebu Rabi' ise mechuldür.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Abdullah b. Ömer b. el-Hattab 6195, 2/535
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Ebu Rabi' el-Hanzalî (Ebu Rabi')
3. Ebu Şube el-Hanefi (Ebu Şube)
4. Ebu Ahmed Muhammed b. Abdullah ez-Zübeyrî (Muhammed b. Abdullah b. Zübeyr b. Ömer b. Dirhem)
Konular:
Cenaze, arkasından ağlamak, feryat etmek
Cenaze, Ölüye ağlamanın azab sebebi olması
KTB, ADAB
Namaz, namaz vakitleri
Namaz, sabah namazı
Namaz, vakti
Sünnet, Abdullah b. Ömer'in uygulamaları
وَحَدَّثَنِى يَحْيَى عَنْ مَالِكٍ عَنْ زَيْدِ بْنِ أَسْلَمَ عَنْ عَطَاءِ بْنِ يَسَارٍ أَنَّهُ قَالَ جَاءَ رَجُلٌ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَسَأَلَهُ عَنْ وَقْتِ صَلاَةِ الصُّبْحِ قَالَ فَسَكَتَ عَنْهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم حَتَّى إِذَا كَانَ مِنَ الْغَدِ صَلَّى الصُّبْحَ حِينَ طَلَعَ الْفَجْرُ ثُمَّ صَلَّى الصُّبْحَ مِنَ الْغَدِ بَعْدَ أَنْ أَسْفَرَ ثُمَّ قَالَ أَيْنَ السَّائِلُ عَنْ وَقْتِ الصَّلاَةِ . قَالَ هَا أَنَا ذَا يَا رَسُولَ اللَّهِ . فَقَالَ مَا بَيْنَ هَذَيْنِ وَقْتٌ
Öneri Formu
Hadis Id, No:
32941, MU000003
Hadis:
وَحَدَّثَنِى يَحْيَى عَنْ مَالِكٍ عَنْ زَيْدِ بْنِ أَسْلَمَ عَنْ عَطَاءِ بْنِ يَسَارٍ أَنَّهُ قَالَ جَاءَ رَجُلٌ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَسَأَلَهُ عَنْ وَقْتِ صَلاَةِ الصُّبْحِ قَالَ فَسَكَتَ عَنْهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم حَتَّى إِذَا كَانَ مِنَ الْغَدِ صَلَّى الصُّبْحَ حِينَ طَلَعَ الْفَجْرُ ثُمَّ صَلَّى الصُّبْحَ مِنَ الْغَدِ بَعْدَ أَنْ أَسْفَرَ ثُمَّ قَالَ أَيْنَ السَّائِلُ عَنْ وَقْتِ الصَّلاَةِ . قَالَ هَا أَنَا ذَا يَا رَسُولَ اللَّهِ . فَقَالَ مَا بَيْنَ هَذَيْنِ وَقْتٌ
Tercemesi:
Bana Yahya, ona Malik, ona Zeyd b. Eslem, ona Ata b. Yesâr’ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: Bir adam Rasulullah’a (sav) gelerek sabah namazının vaktine dair ona soru sordu. (Ravi) dedi ki: Rasulullah (sav) sustu, ertesi gün de Allah Rasulü tan yeri ağardığı zaman, sabah namazını kıldırdı. Bir sonraki gün ise sabah namazını ortalık aydınlanınca kıldırdı. Sonra: “Namaz vaktini soran kişi nerede?” buyurdu. Adam: O kişi benim, buradayım, ey Allah’ın Rasulü, dedi. Rasulullah (sav): “İşte bu ikisinin arası (namaz için) vakittir” buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Vukûtu's-salât 3, 1/3
Senetler:
1. Ebu Muhammed Ata b. Yesar el-Hilalî (Ata b. Yesar)
2. Ebu Üsame Zeyd b. Eslem el-Kuraşî (Zeyd b. Eslem)
Konular:
KTB, NAMAZ,
Namaz, namaz vakitleri
Namaz, sabah namazı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
32944, MU000005
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ زَيْدِ بْنِ أَسْلَمَ عَنْ عَطَاءِ بْنِ يَسَارٍ وَعَنْ بُسْرِ بْنِ سَعِيدٍ وَعَنِ الأَعْرَجِ كُلُّهُمْ يُحَدِّثُونَهُ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ مَنْ أَدْرَكَ رَكْعَةً مِنَ الصُّبْحِ قَبْلَ أَنْ تَطْلُعَ الشَّمْسُ فَقَدْ أَدْرَكَ الصُّبْحَ وَمَنْ أَدْرَكَ رَكْعَةً مِنَ الْعَصْرِ قَبْلَ أَنْ تَغْرُبَ الشَّمْسُ فَقَدْ أَدْرَكَ الْعَصْرَ
Tercemesi:
O bana, ona Malik, ona Zeyd b. Eslem, ona Ata b. Yesâr, Busr b. Said ve el-A‘rec, hepsine de Ebu Hureyre’nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: “Güneş doğmadan önce sabah namazından tek bir rekât yetiştiren bir kimse sabah namazına yetişmiş olur. Güneş batmadan önce ikindi namazından bir rekât yetiştiren bir kimse ikindi namazına yetişmiş olur.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Vukûtu's-salât 5, 1/3
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Muhammed Ata b. Yesar el-Hilalî (Ata b. Yesar)
3. Ebu Üsame Zeyd b. Eslem el-Kuraşî (Zeyd b. Eslem)
Konular:
KTB, NAMAZ,
Namaz, namaz vakitleri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
32948, MU000007
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ عَمِّهِ أَبِى سُهَيْلٍ عَنْ أَبِيهِ أَنَّ عُمَرَ بْنَ الْخَطَّابِ كَتَبَ إِلَى أَبِى مُوسَى أَنْ صَلِّ الظُّهْرَ إِذَا زَاغَتِ الشَّمْسُ وَالْعَصْرَ وَالشَّمْسُ بَيْضَاءُ نَقِيَّةٌ قَبْلَ أَنْ يَدْخُلَهَا صُفْرَةٌ وَالْمَغْرِبَ إِذَا غَرَبَتِ الشَّمْسُ وَأَخِّرِ الْعِشَاءَ مَا لَمْ تَنَمْ وَصَلِّ الصُّبْحَ وَالنُّجُومُ بَادِيَةٌ مُشْتَبِكَةٌ وَاقْرَأْ فِيهَا بِسُورَتَيْنِ طَوِيلَتَيْنِ مِنَ الْمُفَصَّلِ .
Tercemesi:
O bana, ona Malik, ona amcası Ebu Suheyl, ona babasının rivayet ettiğine göre Ömer b. el-Hattab, Ebu Musa’ya şöyle bir mektup yazdı: “Güneş batıya doğru kaydığı zaman öğle namazını, güneş henüz parlakken ve sararmaya başlamadan önce ikindi namazını, güneş batınca akşam namazını kıl. Yatsı namazını da uyuyacağın vakte kadar geciktirebilirsin. Sabah namazını ise yıldızlar henüz çok miktarda görünüyorken kıl ve sabah namazında Mufassal bölümünden uzun iki sure oku!”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Vukûtu's-salât 7, 1/3
Senetler:
1. Ebu Hafs Ömer b. Hattab el-Adevî (Ömer b. Hattab b. Nüfeyl b. Abdüluzza)
2. Malik b. Ebu Amir el-Asbahî (Malik b. Amir b. Haris b. Gaymân)
3. Ebu Süheyl Nafi' b. Malik et-Teymî (Nafi' b. Malik b. Amr b. Haris)
Konular:
KTB, NAMAZ,
Namaz, kıraat
Namaz, namaz vakitleri
Namaz, vakti
Öneri Formu
Hadis Id, No:
32946, MU000006
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ نَافِعٍ مَوْلَى عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ أَنَّ عُمَرَ بْنَ الْخَطَّابِ كَتَبَ إِلَى عُمَّالِهِ إِنَّ أَهَمَّ أَمْرِكُمْ عِنْدِى الصَّلاَةُ فَمَنْ حَفِظَهَا وَحَافَظَ عَلَيْهَا حَفِظَ دِينَهُ وَمَنْ ضَيَّعَهَا فَهُوَ لِمَا سِوَاهَا أَضْيَعُ . ثُمَّ كَتَبَ أَنْ صَلُّوا الظُّهْرَ إِذَا كَانَ الْفَىْءُ ذِرَاعًا إِلَى أَنْ يَكُونَ ظِلُّ أَحَدِكُمْ مِثْلَهُ وَالْعَصْرَ وَالشَّمْسُ مُرْتَفِعَةٌ بَيْضَاءُ نَقِيَّةٌ قَدْرَ مَا يَسِيرُ الرَّاكِبُ فَرْسَخَيْنِ أَوْ ثَلاَثَةً قَبْلَ غُرُوبِ الشَّمْسِ وَالْمَغْرِبَ إِذَا غَرَبَتِ الشَّمْسُ وَالْعِشَاءَ إِذَا غَابَ الشَّفَقُ إِلَى ثُلُثِ اللَّيْلِ فَمَنْ نَامَ فَلاَ نَامَتْ عَيْنُهُ فَمَنْ نَامَ فَلاَ نَامَتْ عَيْنُهُ فَمَنْ نَامَ فَلاَ نَامَتْ عَيْنُهُ وَالصَّبْحَ وَالنُّجُومُ بَادِيَةٌ مُشْتَبِكَةٌ .
Tercemesi:
O bana, ona Malik, ona Abdullah b. Ömer’in azatlısı Nâfi‘in rivayet ettiğine göre Ömer b. el-Hattâb valilerine şunu yazdı: “Bana göre sizin en önemli işiniz namazdır. Ona gerektiği gibi dikkat eden, vakitlerinde kılmaya özen gösteren bir kimse dinini de korumuş olur. Onu kaybeden bir kimsenin onun dışındakileri kaybetmesi öncelikle söz konusu olur. Sonra da şunları yazdı: Öğle namazını gölgenin bir zirâı bulması vaktinden itibaren her birinizin gölgesi kendi misli olacağı vakit arasında, ikindiyi güneş yüksek, ışıkları beyaz ve parlak iken, binekli birisinin güneş batmadan önce iki yahut üç fersah kılacak kadar bir süre varken, akşam namazını güneş batınca, yatsıyı da şafağın battığı vakitten itibaren gecenin ilk üçte birinin sonuna kadar olan vakitte kılınız. Kim (namaz kılmadan) uyursa, gözü uyumasın. Kim uyursa gözüne uyku girmesin, kim uyursa gözüne uyku girmesin. Sabah namazını da yıldızlar batmadan ve parlakken kılın.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Vukûtu's-salât 6, 1/3
Senetler:
1. Ebu Hafs Ömer b. Hattab el-Adevî (Ömer b. Hattab b. Nüfeyl b. Abdüluzza)
2. Nafi' Mevlâ İbn Ömer (Ebu Abdullah Nafi')
Konular:
İbadet, Namaz
KTB, NAMAZ,
Namaz, namaz vakitleri
Namaz, vakti
Öneri Formu
Hadis Id, No:
32949, MU000008
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ هِشَامِ بْنِ عُرْوَةَ عَنْ أَبِيهِ أَنَّ عُمَرَ بْنَ الْخَطَّابِ كَتَبَ إِلَى أَبِى مُوسَى الأَشْعَرِىِّ أَنْ صَلِّ الْعَصْرَ وَالشَّمْسُ بَيْضَاءُ نَقِيَّةٌ قَدْرَ مَا يَسِيرُ الرَّاكِبُ ثَلاَثَةَ فَرَاسِخَ وَأَنْ صَلِّ الْعِشَاءَ مَا بَيْنَكَ وَبَيْنَ ثُلُثِ اللَّيْلِ فَإِنْ أَخَّرْتَ فَإِلَى شَطْرِ اللَّيْلِ وَلاَ تَكُنْ مِنَ الْغَافِلِينَ .
Tercemesi:
O bana, ona Malik, ona Hişam b. Urve, ona babasının rivayet ettiğine göre Ömer b. el-Hattâb, Ebu Musa el-Eşarî’ye: “Güneş henüz beyaz ve parlak iken ve binekli birisinin (güneş batımına kadar) üç fersahlık yol alacağı kadar bir vakit varken kıl. Yatsı namazını gecenin üçte birine kadar, şayet geç bırakacak olursan gecenin yarısına kadarki süre içerisinde kıl. Ancak sakın gafillerden olma!” diye yazdı.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Vukûtu's-salât 8, 1/3
Senetler:
1. Ebu Hafs Ömer b. Hattab el-Adevî (Ömer b. Hattab b. Nüfeyl b. Abdüluzza)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Münzir Hişam b. Urve el-Esedî (Hişam b. Urve b. Zübeyr b. Avvam)
Konular:
KTB, NAMAZ,
Namaz, namaz vakitleri
Namaz, vakti
Öneri Formu
Hadis Id, No:
32952, MU000010
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ إِسْحَاقَ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِى طَلْحَةَ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ أَنَّهُ قَالَ كُنَّا نُصَلِّى الْعَصْرَ ثُمَّ يَخْرُجُ الإِنْسَانُ إِلَى بَنِى عَمْرِو بْنِ عَوْفٍ فَيَجِدُهُمْ يُصَلُّونَ الْعَصْرَ .
Tercemesi:
O bana, ona Malik, ona İshak b. Abdullah b. Ebu Talha, ona Enes b. Malik, ona da Enes b. Malik’in şöyle dediğini rivayet etmiştir: Biz ikindi namazını kıldıktan sonra bir kimse yola çıkıp Amr b. Avf oğulları yurduna kadar gider, onların henüz ikindi namazını kılmakta olduklarını görürdü.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Vukûtu's-salât 10, 1/4
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Yahya İshak b. Abdullah el-Ensârî (İshak b. Abdullah b. Zeyd b. Sehl)
Konular:
KTB, NAMAZ,
Namaz, namaz vakitleri
Namaz, vakti
Öneri Formu
Hadis Id, No:
32953, MU000011
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ أَنَّهُ قَالَ كُنَّا نُصَلِّى الْعَصْرَ ثُمَّ يَذْهَبُ الذَّاهِبُ إِلَى قُبَاءٍ فَيَأْتِيهِمْ وَالشَّمْسُ مُرْتَفِعَةٌ .
Tercemesi:
O bana, ona Malik, ona İbn Şihâb’ın rivayet ettiğine göre Enes b. Malik dedi ki: Biz ikindi namazını kıldıktan sonra herhangi bir kişi Kubâ’ya kadar gider, yanlarına vardığında güneş henüz yüksekte bulunurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Vukûtu's-salât 11, 1/4
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
Konular:
KTB, NAMAZ,
Namaz, namaz vakitleri
Namaz, vakti