255 Kayıt Bulundu.
Giriş
Bize Yakūb, ona babası (İbrahim b. Sa'd), ona İbn İshak, ona Hişâm b. Urve, babası (Urve b. Zübeyir), ona da Hz. Âişe şöyle demiştir: "Rasulullah (sav), bir bedevîden, zahire, yani acve hurmasından bir vesk (ölçü) hurma karşılığında bir veya birkaç deve satın aldı. Rasulullah (sav) deveyi alıp evine döndü, anlaşmaya konu olan hurmayı aradı fakat bulamadı. Bunun üzerine dışarı çıktı ve bedevîye 'Ey Abdullah! Biz senden bir veya birkaç deve satın aldık. Karşılık olarak sana zahire hurmasından bir vesk hurma vermeyi vaat ettik, biz aradık fakat onu bulamadık' buyurdu.” Bedevî 'ah ahde vefasızlık ah' dedi. Bunun üzerine halk ona kızdı ve 'Allah seni kahretsin! Rasulullah (sav) hiç hıyanet mi eder!' dediler. Hz. Âişe (r.anhâ) der ki: Rasulullah (sav) 'Onu bırakın! Şüphesiz hak sahibinin söz hakkı vardır' buyurdu ve tekrar bedevîye dönerek 'Ey Abdullah! Biz senden bir veya birkaç deve satın aldık. Karşılık olarak sana zahire hurmasından bir vesk hurma vermeyi vaat ettik, biz aradık fakat onu bulamadık' dedi. Bedevî yine 'ah ahde vefasızlık ah' dedi. Halk yine onu azarladı ve 'Allah seni kahretsin! Rasulullah (sav) hiç hıyanet mi eder!' dediler. Rasulullah (sav) 'Onu bırakın! Şüphesiz hak sahibinin söz hakkı vardır' buyurdu ve bu şekilde iki veya üç kere tekrarladı. Sonra onun bedevînin söz anlamadığını görünce, sahâbilerinden birine 'Huveyla bt. Hakîm b. Umeyye’ye git ve ona 'Rasulullah (sav) sana selam ediyor ve Eğer yanında zahire hurmasından bir vesk hurma varsa, onu bize borç (ödünç) olarak ver, İnşallah biz de sana öderiz' dediğimi söyle' buyurdu. Adam, Huveyla’ya gitti. Sonra geri dönerek Hüveyla'nın 'Evet, yanımda var. Ey Allah’ın Resûlü, gönder de alsınlar' dediğini söyledi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) adama 'Git, onu al, (bedevîye) hakkını tastamam öde' buyurdu. Adam gidip aldı ve bedevîye tam olarak hakkını ödedi. Hz. Âişe der ki: Rasulullah (sav) ashâbıyla beraber otururken bedevî yanlarından geçti ve 'Allah seni hayırla mükâfatlandırsın! Çünkü sen borcunu tastamam ödedin ve gönlümü hoş ettin' dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) 'İşte onlar; borçlarını tastamam ödeyen ve gönülleri hoş eden kimseler, Allah katında, kıyamet günü, Allah’ın en hayırlı kullarıdır' buyurdu."
Bize Ebu Tâhir Fakîh, ona Ebu Bekir Muhammed b. Hüseyin el-Kattân, ona Ebu Ezher Ahmed b. Ezher, ona Hâlid b. Mahlad; (T) Yine bize Ebu Abdullah Hâfız ve Ebu Saîd b. Ebu Amr, onlara Ebu Abbâs Muhammed b. Yakûb, ona Abbâs ed-Dûrî, ona Hâlid b. Mahlad el-Katavânî, ona Yahyâ b. Umeyr, ona Hişâm b. Urve, ona babası(Urve b. Zübeyir), ona da Hz. Âişe şöyle demiştir: "Rasulullah (sav) bir bedevîden bir deve satın aldı, bedeli olarak da bir vesk (ölçek) Acve hurması vermeyi kararlaştırdı. Sonra Rasulullah (sav) ev halkından hurmayı istedi, fakat bulunamadı. Bunun üzerine bedevîye durumu söyledi. Bedevî 'Vâ gâdrâh! (vah bana aldatıldım!)' dedi. Bunun üzerine sahabe 'Hayır, aksine asıl sen aldatıcı sensin ey Allah’ın düşmanı!' dediler. Rasulullah (sav) 'Onu rahat bırakın! Çünkü hak sahibinin söz söyleme hakkı vardır' buyurdu. Sonra Rasulullah (sav), bedeviyi bir elçi ile birlikte Havle bt. Hakîm’e haber gönderdi ve elçiye 'De ki: Ben bu bedevîden, bu deveyi, bir vesk ölçeğinde Acve hurması karşılığında satın aldım. Fakat ailemin yanında (o hurmayı) bulamadım. Şimdi sen bana bu bedevî için bir vesk Acve hurması borç ver' diye emir buyurdu. Bedevî hakkını alınca Rasulullah’ın (sav) yanına geldi. Peygamber (sav) ona 'Hakkını aldın mı?' diye sordu. Bedevî 'Evet, aldım. Hem de eksiksiz ve güzel şekilde ödedin' dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) 'İnsanların en hayırlısı, borcunu eksiksiz ve güzelce ödeyenlerdir' buyurdu." [Ebu Ezher'in rivayeti de şu isnad iledir: Bana Esed oğullarının azatlısı Yahya b. Umeyr, ona Hişâm b. Urve (T) ve yine muhtasar olarak Hammâd b. Seleme, ona ona da Hişam b. Urve rivayet etmiştir.]
Bize Amr b. Zürare, ona İsmail b. Uleyye, ona İbn Ebu Necih, ona Abdullah b. Kesir, ona Ebu Minhal, ona da İbn Abbas (ra) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) Medine'ye geldiğinde insanlar selem (selef) suretiyle bir-iki sene vadeli hurma alışverişi yaparlardı. -ravi İsmail b. Uleyye vadede şüpheye düşerek iki veya üç yıl vadeli demiştir.- Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) "Her kim hurmada selem yaparsa miktarı belirli ölçekte, tartısı belirli bir şekilde yapsın" buyurdu. Bize Muhammed, ona İsmail, ona da İbn Ebu Necih bu hadisi, "miktarı belirli ölçekte, tartısı belirli bir şekilde" lafızlarıyla aktardı.
Açıklama: Selem, peşin bedelle veresiye mal değişimini konu edinen satım türü. "Selem akdi" mânasında selef ve türevleri de hadislerde ve erken fıkıh metinlerinde yaygın şekilde yer almaktadır. https://islamansiklopedisi.org.tr/selem
Bize Adem, ona Şu'be, ona Amr, ona da Ebu Bahterî et-Tâî şöyle rivayet etmiştir: Ben İbn Abbâs'a hurma ağacının meyvesinde yapılacak selem akdini sordum. O da "Hz. Peygamber (sav), meyvesi yenilecek ve tartılacak hale gelinceye kadar hurmanın satışını yasakladı" dedi. Adam (Ebu Bahterî) "tartılacak olan, hangi şeydir, (ağaç üzerindeki hurma nasıl tartılacak)" diye sordu. İbn Abbâs'ın yanında bulunan bir adam "korunacak (tahmin edilecek) hale gelinceye kadar" dedi. Bize Muâz, ona Şu'be, ona Amr, ona Ebu Bahterî, ona da İbn Abbâs (ra) "Hz. peygamber (sav) yasakladı" diyerek yukarıdaki hadisin benzerini rivayet etmiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Muaz b. Muaz arasında inkıta vardır.
Bize Sadaka, ona İbn Uyeyne, ona İbn Ebu Necîh, ona Abdullah b. Kesir, ona Ebu Minhal, ona İbn Abbas (r. anhüma) şöyle rivayet etmiştir: Peygamber (sav) Medine'ye geldiğinde, Medine halkı selem yoluyla iki-üç sene vadeli hurma alışverişi yapıyorlardı. Peygamber, "Kim herhangi bir şeyde selem yoluyla alışveriş yaparsa ölçeği belirli, tartısı belirli, vadesi belirli olarak yapsın." buyurdu. Bize Ali, ona Süfyân, ona İbn Ebu Necîh, "Belirli bir ölçekte, bilinen bir müddete kadar selef yapsın." şeklinde rivayet etmiştir.
Bize Adem, ona Şu'be, ona Amr, ona da Ebu Bahterî et-Tâî şöyle rivayet etmiştir: Ben İbn Abbâs'a hurma ağacının meyvesinde yapılacak selem akdini sordum. O da "Hz. Peygamber (sav), meyvesi yenilecek ve tartılacak hale gelinceye kadar hurmanın satışını yasakladı" dedi. Adam (Ebu Bahterî) "tartılacak olan, hangi şeydir, (ağaç üzerindeki hurma nasıl tartılacak)" diye sordu. İbn Abbâs'ın yanında bulunan bir adam "korunacak (tahmin edilecek) hale gelinceye kadar" dedi. Bize Muâz, ona Şu'be, ona Amr, ona Ebu Bahterî, ona da İbn Abbâs (ra) "Hz. peygamber (sav) yasakladı" diyerek yukarıdaki hadisin benzerini rivayet etmiştir.
Bize Ebu Velîd, ona Şu'be, ona Amr, ona da Ebu Bahterî şöyle rivayet etmiştir: Ben İbn Ömer'e (r.anhuma) hurma ağacının meyvesinde yapılacak selem akdini sordum. O da "yemeye elverişli hale gelinceye kadar hurmanın satışı ve basılmış gümüş paranın veresiye olarak peşin altınla satışı yasaklandı" dedi. İbn Abbâs'a da hurma ağacının meyvesinde yapılacak selem akdini sordum. O da "Hz. Peygamber (sav), meyvesi yenilecek veya sahibi yiyecek ve tartılacak hale gelinceye kadar hurmanın satışını yasakladı" dedi.
Bize Ebu Velîd, ona Şu'be, ona Amr, ona da Ebu Bahterî şöyle rivayet etmiştir: Ben İbn Ömer'e (r.anhuma) hurma ağacının meyvesinde yapılacak selem akdini sordum. O da "yemeye elverişli hale gelinceye kadar hurmanın satışı ve basılmış gümüş paranın veresiye olarak peşin altınla satışı yasaklandı" dedi. İbn Abbâs'a da hurma ağacının meyvesinde yapılacak selem akdini sordum. O da "Hz. Peygamber (sav), meyvesi yenilecek veya sahibi yiyecek ve tartılacak hale gelinceye kadar hurmanın satışını yasakladı" dedi.
Bize Amr b. Zürare, ona İsmail b. Uleyye, ona İbn Ebu Necih, ona Abdullah b. Kesir, ona Ebu Minhal, ona da İbn Abbas (ra) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) Medine'ye geldiğinde insanlar selem (selef) suretiyle bir-iki sene vadeli hurma alışverişi yaparlardı. -ravi İsmail b. Uleyye vadede şüpheye düşerek iki veya üç yıl vadeli demiştir.- Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) "Her kim hurmada selem yaparsa miktarı belirli ölçekte, tartısı belirli bir şekilde yapsın" buyurdu. Bize Muhammed, ona İsmail, ona da İbn Ebu Necih bu hadisi, "miktarı belirli ölçekte, tartısı belirli bir şekilde" lafızlarıyla aktardı.
Bize Sadaka, ona İbn Uyeyne, ona İbn Ebu Necîh, ona Abdullah b. Kesir, ona Ebu Minhal, ona İbn Abbas (r. anhüma) şöyle rivayet etmiştir: Peygamber (sav) Medine'ye geldiğinde, Medine halkı selem yoluyla iki-üç sene vadeli hurma alışverişi yapıyorlardı. Peygamber, "Kim herhangi bir şeyde selem yoluyla alışveriş yaparsa ölçeği belirli, tartısı belirli, vadesi belirli olarak yapsın." buyurdu. Bize Ali, ona Süfyân, ona İbn Ebu Necîh, "Belirli bir ölçekte, bilinen bir müddete kadar selef yapsın." şeklinde rivayet etmiştir.