69 Kayıt Bulundu.
(Resûlüm!) Sana vahyedilen Kitab'ı oku ve namazı kıl. Muhakkak ki, namaz, hayâsızlıktan ve kötülükten alıkoyar. Allah'ı anmak elbette (ibadetlerin) en büyüğüdür. Allah yaptıklarınızı bilir.
Bize Ali b. Hücr, ona Muhammed b. Hamîr el-Himsî, ona İbrahim b. Ebu Able, ona Velid b. Abdurrahman el-Cureşî, ona Cübeyr b. Nüfeyr, ona d Avf b. Malik'ten şöyle demiştir: "Bir gün Rasulullah (sav) ile birlikte otururken, gökyüzüne baktı, sonra 'Bu ilmin kaldırılma vaktidir' buyurdu. Ensar'dan Ziyad b. Lebîd isimli biri 'Ey Allah'ın Rasulü! Kur'an yanımızdayken, onu çocuklarımıza ve kadınlarımıza öğretip dururken, ilim nasıl kaldırılır?' dedi. Peygamber (sav) 'Ben seni Medine halkının en fakihlerinden (derin anlayışlılarından) zannederdim' buyurdu sonra da Ehl-i kitab'ın, yanlarında, Allah'ın Kitaplarından ikisi olduğu halde sapıttıklarından bahsetti. Cübeyr b. Nüfeyr, namazgahda Şeddad b. Evs ile karşılaştı ve bu hadisi Avf'dan aldığını nakletti. Şeddad b. Evs de 'Avf doğru söylemiş. İlmin kaldırılması nedir, sen bilir misin?' dedi. Cübeyr 'Hayır, bilmiyorum' dedi. Şeddâd 'ilmin kaldırılması ilim sahiplerinin kaybolmasıdır. Peki hangi ilim önce kaldırılacak, bilir misin?' diye sordu. 'Hayır, bilmiyorum' deyince 'Önce Hușû (kalpteki derin saygı ve Allah’a yöneliş) kaldırılacak. Öyle ki neredeyse hușû sahibi kimseyi görmez olursun' dedi."
Açıklama: Hadisin isnadı kavidir.
Bize Amr b. Merzuk, ona Şube, ona Katade, ona Abbas el-Cüşemî, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Kur'an-ı Kerîm'de otuz ayetlik öyle bir sure vardır ki, onu devamlı okuyana, bağışlanıncaya kadar şefaat eder. O, Mülk suresidir."
Bize Yahya b. Musa el-Belhî ile Harun b. Abdullah, onlara Abdullah b. Yezid, ona Said b. Ebu Eyyüb, ona Ayyaş b. Abbas el-Kıtbanî, ona İsa b. Hilal es-Sadefi, ona da Abdullah b. Amr (ra) rivayet etmiştir: Bir adam Rasulullah'a (sav) gelerek ey Allah'ın Rasulü, bana Kur'an'dan okuyacağım bir şey söyle dedi. Hz. Peygamber de "başında elif lâm râ' olan surelerden üçünü oku," buyurdu. Adam, yaşım ilerledi, hafızam durgunlaştı, dilim de ağırlaştı deyince, Hz. Peygamber; "öyleyse Hâ-mîm'lerden üçünü oku," buyurdu. Adam aynı mazeretleri ileri sürdü. Peygamber, "o halde Müsebbihât'tan (başında sebbeha bulunan süreler) üçünü oku" buyurdu. Adam yine daha önce söylediklerini söyledi ve ey Allah'ın Rasulü, bana öyle bir tek sure söyle, ama kapsamlı olsun dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) Zilzâl suresini sonuna kadar okuttu. Sonra adam seni hak ile gönderen Allah'a yemin ederim ki, ebediyyen buna bir şey ilave etmeyeceğim dedi. Sonra da arkasını dönüp gitti. Hz. Peygamber (sav) de iki defa, "adamcağız kurtuldu," buyurdu.
Bize Ahmed b. Amr b. es-Serh, ona İbn Vehb, ona Yahya b. Eyyüb, ona Zebbân b. Kaid, ona Sehl b. Muaz el-Cüheni, ona da babasının rivayet ettiğine gören Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Kur'ân-ı Kerîm'i okuyan ve hükümleriyle amel eden insanın anne ve babasına kıyamet günü bir taç giydirilir. Bu tacın parlaklığı, dünya evlerindeki güneşin, –güneş evinizin içinde olması halindeki- parlaklığından daha güzeldir. Ya Kur'an'ın içindekileriyle amel edeni ne zannedersiniz?"
Bize Amr b. Hammad, ona Kaza‘a b. Süveyd, ona Humeyd, ona da A‘rec şöyle demiştir: "Kur’ân’ı okuduktan sonra dua eden bir kimsenin duasına dört bin melek 'Âmin' der."