429 Kayıt Bulundu.
Bize Musa b. Mervan er-Rakkî, ona Ömer b. Eyyûb (el-Abdî), ona Cafer b. Burkan, ona Meymûn b. Mihrân, ona Miksem, ona da (abdullah) b. Abbas (r.anhümâ) şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber (sav) Hayber'i fethedince Hayberlilere (mevcut topraklarında kalmalarına karşılık) arazilerin, sarı ve beyaz, yani altın ve gümüş ne varsa hepsinin kendisine ait olmasını şart koştu. Hayberliler de “Bizler, araziyi işleme konusunu çok daha iyi biliriz. Çıkan (hurmanın) yarısının bizim, yarısının sizin olması şartıyla araziyi işlemek üzere bize verin” dediler. [Abdullah b. Abbas, Rasulullah'ın (sav) bu şartla araziyi onlara verdiğini söylemiştir.] Meyveleri toplama zamanı gelince Rasulullah (sav), İbn Ravâha'yı onlara gönderdi. İbn Ravâha, hurmaların miktarını Medinelilerin Hars dedikleri bir usulle, tahmini olarak tespit etti. Bilahare İbn Ravâha (ra) “Şu hurmalıklarda şu kadar şu kadar hurma vardır” dedi. Hayberliler ise “Bizim aleyhimize fazla bir rakam çıkardın, ey İbn Ravâha” dediler. İbn Ravâha da “O halde ben hurmayı tahminen hesaplar, söylediğim miktarın yarısını size veririm.” dedi. Bunun üzerine Hayberliler "Hak olan budur. Gök ve yer ancak bununla ayakta durur” dediler. Sonra da “Senin söylediğin miktarı almaya razıyız” dediler.
Halbuki onlara ancak, dini yalnız O'na has kılarak ve hanifler olarak Allah'a kulluk etmeleri, namaz kılmaları ve zekât vermeleri emrolunmuştu. Sağlam din de budur.
Bize Zekeriya b. Adî, ona Ubeydullah b. Amr er-Rakkî, ona Zeyd b. Ebu Üneyse, ona Cebele b. Sühaym, ona Ebu Müsennâ el-Abdî, ona da İbnü'l-Hasâsıyye es-Sedûsî şöyle rivayet etmiştir: "Biat etmek üzere Rasulullah'ın (sav) yanına geldiğimde bana (biat için) şunları şart koştu: Allah'tan başka ilah olmadığına ve Muhammed'in de O'nun kulu ve elçisi olduğuna şehadet etmemi, namaz kılmamı, zekat vermemi, İslam'ın farz kıldığı haccı eda etmemi, ramazan ayında oruç tutmamı ve Allah yolunda cihad etmemi. Ben de 'Ey Allah'ın Rasulü! Bunlardan ikisi var ki vallahi benim onlara gücüm yetmez; onlar da cihad ve sadakadır. Çünkü insanlar, savaştan kaçana Allah'ın gazap ettiğini söylüyorlar. Savaşa katılacak olsam, belki de nefsimi korku kaplar ve ölmeyi arzu etmez. Sadakaya gelince, benim malım küçük bir koyun sürüsü ve on deveden ibarettir. Bunlar da ailemin geçim kaynağı ve bineğidir' dedim. Rasulullah (sav) elimi tuttu, sonra salladı, sonra da şöyle buyurdu: 'Sadaka olmadan, cihad olmadan cennete nasıl gireceksin?' Bunun üzerine 'Ey Allah'ın Rasulü! Sana biat ediyorum' dedim ve koştuğu şartların hepsi için biat ettim."
Bize Kuteybe ve Ahmed b. Abde ed-Dabbî el-Basrî, onlara Abdülaziz b. Muhammed, ona Zeyd b. Eslem, ona Ata b. Yesar, ona da Muaz b. Cebel şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) 'Ramazan orucunu tutan, beş vakit namazı kılan, Beyt’i hac eden –zekâtı zikredip etmediğini bilmiyorum- için yüce Allah’ın ona mağfiret etmesi bir haktır. Allah yolunda ister hicret etmiş olsun, ister doğduğu yerinde kalmaya devam etmiş olsun' buyurmuştur. Muâz der ki: Ben 'bunu insanlara haber vereyim mi?' dedim. Rasulullah (sav) 'bırak insanları da amel etsinler. Çünkü cennette yüz derece vardır ki, her iki derece arasındaki uzaklık sema ile yer arasındaki kadardır. Firdevs ise cennetin en üst ve en orta yeridir. Onun üstünde ise Rahman’ın Arşı vardır. Cennetin ırmakları oradan kaynar. Bu sebeple Allah’tan dileyecek olursanız ondan Firdevs’i isteyiniz' buyurdu." [Ebu İsa der ki: Bu hadis, bu şekilde Hişam b. Sa‘d,, ona Zeyd b. Eslem, ona Ata b. Yesar, ona Ubade b. es-Samit'ten rivayet edilmiştir. Ravi Ata, Muaz b. Cebel’e yetişmemiştir. Muaz, erken zamanda, Ömer’in (r.a) halifeliği döneminde vefat etmiştir.]
Açıklama: Rivayet munkatıdır. Ata b. Yesar ile Muaz b. Cebel arasında inkıta' vardır.
Bize Kuteybe ve Ahmed b. Abde ed-Dabbî el-Basrî, onlara Abdülaziz b. Muhammed, ona Zeyd b. Eslem, ona Ata b. Yesar, ona da Muaz b. Cebel şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) 'Ramazan orucunu tutan, beş vakit namazı kılan, Beyt’i hac eden –zekâtı zikredip etmediğini bilmiyorum- için yüce Allah’ın ona mağfiret etmesi bir haktır. Allah yolunda ister hicret etmiş olsun, ister doğduğu yerinde kalmaya devam etmiş olsun' buyurmuştur. Muâz der ki: Ben 'bunu insanlara haber vereyim mi?' dedim. Rasulullah (sav) 'bırak insanları da amel etsinler. Çünkü cennette yüz derece vardır ki, her iki derece arasındaki uzaklık sema ile yer arasındaki kadardır. Firdevs ise cennetin en üst ve en orta yeridir. Onun üstünde ise Rahman’ın Arşı vardır. Cennetin ırmakları oradan kaynar. Bu sebeple Allah’tan dileyecek olursanız ondan Firdevs’i isteyiniz' buyurdu." [Ebu İsa der ki: Bu hadis, bu şekilde Hişam b. Sa‘d,, ona Zeyd b. Eslem, ona Ata b. Yesar, ona Ubade b. es-Samit'ten rivayet edilmiştir. Ravi Ata, Muaz b. Cebel’e yetişmemiştir. Muaz, erken zamanda, Ömer’in (r.a) halifeliği döneminde vefat etmiştir.]
Açıklama: Rivayet munkatıdır. Ata b. Yesar ile Muaz b. Cebel arasında inkıta' vardır.