Öneri Formu
Hadis Id, No:
20958, T001652
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا ابْنُ لَهِيعَةَ عَنْ بُكَيْرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الأَشَجِّ عَنْ عَطَاءِ بْنِ يَسَارٍ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « أَلاَ أُخْبِرُكُمْ بِخَيْرِ النَّاسِ ؟ رَجُلٌ مُمْسِكٌ بِعِنَانِ فَرَسِهِ فِى سَبِيلِ اللَّهِ أَلاَ أُخْبِرُكُمْ بِالَّذِى يَتْلُوهُ ؟ رَجُلٌ مُعْتَزِلٌ فِى غُنَيْمَةٍ لَهُ يُؤَدِّى حَقَّ اللَّهِ فِيهَا . أَلاَ أُخْبِرُكُمْ بِشَرِّ النَّاسِ ؟ رَجُلٌ يُسْأَلُ بِاللَّهِ وَلاَ يُعْطِى بِهِ » . قَالَ أَبُو عِيسَى: هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ مِنْ هَذَا الْوَجْهِ وَيُرْوَى هَذَا الْحَدِيثُ مِنْ غَيْرِ وَجْهٍ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم .
Tercemesi:
Bize Kuteybe (b. Said), ona (Abdullah) b. Lehîa, ona Bükeyr b. Abdullah b. Eşec, ona Atâ b. Yesar, ona da (Abdullah) b. Abbas şöyle demiştir: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Dikkar edin! Size insanların en hayırlısını bildireyim mi? Allah yolunda cihat için atının yularına sarılmış kimsedir. Dikkat edin! Bundan sonra ki en hayırlı kimseyi size bildireyim mi? Bir miktar koyunu ile insanlardan uzaklaşan sonra da o koyunlarla Allah'ın hakkını yerine getiren kimsedir. Dikkat edin! İnsanların en kötüsünü (şerlisini) size bildireyim mi? Kendisinden Allah rızası için bir şeyler istenmesine rağmen hiçbir şey vermeyen kimsedir." Ebu İsa (Tirmizî) dedi ki: Bu hadis bu şekliyle hasen garibtir. Bu hadis değişik şekillerde de İbn Abbas tarafından Rasulullah'dan (sav) rivayet edilmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Fedâilü'l-cihâd 18, 4/182
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Muhammed Ata b. Yesar el-Hilalî (Ata b. Yesar)
3. Ebu Abdullah Bükeyr b. Abdullah el-Kuraşî (Bükeyr b. Abdullah b. Eşec)
4. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Lehîa el-Hadramî (Abdullah b. Lehîa b. Ukbe)
5. Ebu Recâ Kuteybe b. Said es-Sekafi (Kuteybe b. Said b. Cemil b. Tarif)
Konular:
Amel, faziletlileri
Cimrilik, zemmedilişi
İbadet, Zekat
Sadaka, fazileti
Zekat, zekat alma veya verme adabı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
35476, MU000598
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ يَزِيدَ بْنِ خُصَيْفَةَ أَنَّهُ سَأَلَ سُلَيْمَانَ بْنَ يَسَارٍ عَنْ رَجُلٍ لَهُ مَالٌ وَعَلَيْهِ دَيْنٌ مِثْلُهُ أَعَلَيْهِ زَكَاةٌ فَقَالَ لاَ . قَالَ مَالِكٌ الأَمْرُ الَّذِى لاَ اخْتِلاَفَ فِيهِ عِنْدَنَا فِى الدَّيْنِ أَنَّ صَاحِبَهُ لاَ يُزَكِّيهِ حَتَّى يَقْبِضَهُ وَإِنْ أَقَامَ عِنْدَ الَّذِى هُوَ عَلَيْهِ سِنِينَ ذَوَاتِ عَدَدٍ ثُمَّ قَبَضَهُ صَاحِبُهُ لَمْ تَجِبْ عَلَيْهِ إِلاَّ زَكَاةٌ وَاحِدَةٌ فَإِنْ قَبَضَ مِنْهُ شَيْئًا لاَ تَجِبُ فِيهِ الزَّكَاةُ فَإِنَّهُ إِنْ كَانَ لَهُ مَالٌ سِوَى الَّذِى قُبِضَ تَجِبُ فِيهِ الزَّكَاةُ فَإِنَّهُ يُزَكَّى مَعَ مَا قَبَضَ مِنْ دَيْنِهِ ذَلِكَ . قَالَ وَإِنْ لَمْ يَكُنْ لَهُ نَاضٌّ غَيْرُ الَّذِى اقْتَضَى مِنْ دَيْنِهِ وَكَانَ الَّذِى اقْتَضَى مِنْ دَيْنِهِ لاَ تَجِبُ فِيهِ الزَّكَاةُ فَلاَ زَكَاةَ عَلَيْهِ فِيهِ وَلَكِنْ لِيَحْفَظْ عَدَدَ مَا اقْتَضَى فَإِنِ اقْتَضَى بَعْدَ ذَلِكَ عَدَدَ مَا تَتِمُّ بِهِ الزَّكَاةُ مَعَ مَا قَبَضَ قَبْلَ ذَلِكَ فَعَلَيْهِ فِيهِ الزَّكَاةُ . قَالَ فَإِنْ كَانَ قَدِ اسْتَهْلَكَ مَا اقْتَضَى أَوَّلاً أَوْ لَمْ يَسْتَهْلِكْهُ فَالزَّكَاةُ وَاجِبَةٌ عَلَيْهِ مَعَ مَا اقْتَضَى مِنْ دَيْنِهِ فَإِذَا بَلَغَ مَا اقْتَضَى عِشْرِينَ دِينَارًا عَيْنًا أَوْ مِائَتَىْ دِرْهَمٍ فَعَلَيْهِ فِيهِ الزَّكَاةُ ثُمَّ مَا اقْتَضَى بَعْدَ ذَلِكَ مِنْ قَلِيلٍ أَوْ كَثِيرٍ فَعَلَيْهِ الزَّكَاةُ بِحَسَبِ ذَلِكَ . قَالَ مَالِكٌ وَالدَّلِيلُ عَلَى الدَّيْنِ يَغِيبُ أَعْوَامًا ثُمَّ يُقْتَضَى فَلاَ يَكُونُ فِيهِ إِلاَّ زَكَاةٌ وَاحِدَةٌ أَنَّ الْعُرُوضَ تَكُونُ عِنْدَ الرَّجُلِ لِلتِّجَارَةِ أَعْوَامًا ثُمَّ يَبِيعُهَا فَلَيْسَ عَلَيْهِ فِى أَثْمَانِهَا إِلاَّ زَكَاةٌ وَاحِدَةٌ وَذَلِكَ أَنَّهُ لَيْسَ عَلَى صَاحِبِ الدَّيْنِ أَوِ الْعُرُوضِ أَنْ يُخْرِجَ زَكَاةَ ذَلِكَ الدَّيْنِ أَوِ الْعُرُوضِ مِنْ مَالٍ سِوَاهُ وَإِنَّمَا يُخْرِجُ زَكَاةَ كُلِّ شَىْءٍ مِنْهُ وَلاَ يُخْرِجُ الزَّكَاةَ مِنْ شَىْءٍ عَنْ شَىْءٍ غَيْرِهِ . قَالَ مَالِكٌ الأَمْرُ عِنْدَنَا فِى الرَّجُلِ يَكُونُ عَلَيْهِ دَيْنٌ وَعِنْدَهُ مِنَ الْعُرُوضِ مَا فِيهِ وَفَاءٌ لِمَا عَلَيْهِ مِنَ الدَّيْنِ وَيَكُونُ عِنْدَهُ مِنَ النَّاضِّ سِوَى ذَلِكَ مَا تَجِبُ فِيهِ الزَّكَاةُ فَإِنَّهُ يُزَكِّى مَا بِيَدِهِ مِنْ نَاضٍّ تَجِبُ فِيهِ الزَّكَاةُ وَإِنْ لَمْ يَكُنْ عِنْدَهُ مِنَ الْعُرُوضِ وَالنَّقْدِ إِلاَّ وَفَاءُ دَيْنِهِ فَلاَ زَكَاةَ عَلَيْهِ حَتَّى يَكُونَ عِنْدَهُ مِنَ النَّاضِّ فَضْلٌ عَنْ دَيْنِهِ مَا تَجِبُ فِيهِ الزَّكَاةُ فَعَلَيْهِ أَنْ يُزَكِّيَهُ .
Tercemesi:
Bana Yahya b. Yahya, ona Malik (b. Enes), ona da Yezid b. Husayfe’nin, Süleyman b. Yesar’a, malı olup da borcu bulunan kişiye zekat düşer mi diye sorduğunu ve Süleyman b. Yesar’ın; ‘Hayır’ dediğini rivayet etmiştir.
Malik (b. Enes) şöyle demiştir:
“Alacaklar konusunda bizde herhangi bir ihtilaf bulunmayan uygulama, tahsil edinceye kadar alacaklının, söz konusu alacağın zekatını ödemeyeceği yönündedir. Eğer alacak, borçlunun yanında senelerce kalır da alacaklı bilahare onu teslim alırsa kendisine sadece bir yılın zekatını ödemesi gerekir. Alacağın nisaba ulaşmayan bir miktarını teslim alması halinde ise alacaklının yanında zekata tabi başka bir malı daha varsa bu malıyla birlikte teslim aldığı miktarın da zekatını verir.
Tahsil ettiği alacağı dışında nakdi olmaması ve tahsil ettiği miktarın da zekat nisabına ulaşmaması halinde o kişinin zekat ödemesi gerekmez. Ancak tahsil ettiği bu miktarı kaydetmelidir. Çünkü tahsil ettiği bu miktarla birlikte zekat nisabına ulaşacak kadar daha tahsil ettiğinde o kişinin zekat ödemesi gerekir.
İlk tahsil ettiği miktarı tüketse de tüketmese de alacağının zekatını ödemelidir. Şöyle ki tahsil ettiği alacakları (toplamı) yirmi dinar veya iki yüz dirheme ulaştığında söz konusu alacağı ile ilgili olarak zekat ödemesi ilgiliye vacip olur ve bilahare az ya da çok tahsil ettiği alacakları konusunda, bu hesaplamaya uygun olarak zekat ödemesi gerekir.
Yıllarca tahsil edilemeyen ve daha sonra tahsil edilen alacakların sadece bir yıllık zekatının verileceğine dair delil şudur: Kişinin yanında yıllarca duran ticaret malları bilahare satıldığında o malların bedelleri ile ilgili olarak sahibine sadece bir yıllık zekat ödemesi gerekmektedir. Çünkü alacaklının veya ticari malı olan kişinin, söz konusu alacağının veya ticari mallarının zekatını, bu malların dışında bir maldan çıkarıp ödemesi gerekmemektedir. Kuşkusuz mükellef, her malın zekatını ancak kendisinden çıkarıp verecek; bir malın zekatını, başka bir maldan çıkarıp ödemeyecektir.
Borcu ve bu borcunu karşılayacak kadar ticari malı olan ayrıca bunların dışında zekat gerekecek kadar da nakdi bulunan kişi ile ilgili olarak bizdeki uygulama; ilgilinin, zekat gereken elindeki nakdin zekatını ödeyeceği şeklindedir. Ancak eğer yanında sadece söz konusu borcu karşılayacak miktarda ticaret malı ve nakdi varsa borcu dışında zekat gerekecek kadar fazla bir nakdi oluncaya kadar o kişinin zekat ödemesi gerekmez. Bu miktarda fazla nakdi oluştuğunda ise zekat vermesi gerekir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Zekât 598, 1/85
Senetler:
1. Yezid b. Husayfe el-Kindi (Yezid b. Husayfe b. Yezid b. Said b. Sümame)
Konular:
İbadet, Zekat
Zekat, borçlunun durumu
Zekat, farziyeti
Öneri Formu
Hadis Id, No:
35485, MU000612
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ زِيَادِ بْنِ سَعْدٍ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ أَنَّهُ قَالَ لاَ يُؤْخَذُ فِى صَدَقَةِ النَّخْلِ الْجُعْرُورُ وَلاَ مُصْرَانُ الْفَارَةِ وَلاَ عَذْقُ ابْنِ حُبَيْقٍ . قَالَ وَهُوَ يُعَدُّ عَلَى صَاحِبِ الْمَالِ وَلاَ يُؤْخَذُ مِنْهُ فِى الصَّدَقَةِ . قَالَ مَالِكٌ وَإِنَّمَا مِثْلُ ذَلِكَ الْغَنَمُ تُعَدُّ عَلَى صَاحِبِهَا بِسِخَالِهَا وَالسَّخْلُ لاَ يُؤْخَذُ مِنْهُ فِى الصَّدَقَةِ وَقَدْ يَكُونُ فِى الأَمْوَالِ ثِمَارٌ لاَ تُؤْخَذُ الصَّدَقَةُ مِنْهَا مِنْ ذَلِكَ الْبُرْدِىُّ وَمَا أَشْبَهَهُ لاَ يُؤْخَذُ مِنْ أَدْنَاهُ كَمَا لاَ يُؤْخَذُ مِنْ خِيَارِهِ . قَالَ وَإِنَّمَا تُؤْخَذُ الصَّدَقَةُ مِنْ أَوْسَاطِ الْمَالِ . قَالَ مَالِكٌ الأَمْرُ الْمُجْتَمَعُ عَلَيْهِ عِنْدَنَا أَنَّهُ لاَ يُخْرَصُ مِنَ الثِّمَارِ إِلاَّ النَّخِيلُ وَالأَعْنَابُ فَإِنَّ ذَلِكَ يُخْرَصُ حِينَ يَبْدُو صَلاَحُهُ وَيَحِلُّ بَيْعُهُ وَذَلِكَ أَنَّ ثَمَرَ النَّخِيلِ وَالأَعْنَابِ يُؤْكَلُ رُطَبًا وَعِنَبًا فَيُخْرَصُ عَلَى أَهْلِهِ لِلتَّوْسِعَةِ عَلَى النَّاسِ وَلِئَلاَّ يَكُونَ عَلَى أَحَدٍ فِى ذَلِكَ ضِيقٌ فَيُخْرَصُ ذَلِكَ عَلَيْهِمْ ثُمَّ يُخَلَّى بَيْنَهُمْ وَبَيْنَهُ يَأْكُلُونَهُ كَيْفَ شَاءُوا ثُمَّ يُؤَدُّونَ مِنْهُ الزَّكَاةَ عَلَى مَا خُرِصَ عَلَيْهِمْ . قَالَ مَالِكٌ فَأَمَّا مَا لاَ يُؤْكَلُ رَطْبًا وَإِنَّمَا يُؤْكَلُ بَعْدَ حَصَادِهِ مِنَ الْحُبُوبِ كُلِّهَا فَإِنَّهُ لاَ يُخْرَصُ وَإِنَّمَا عَلَى أَهْلِهَا فِيهَا إِذَا حَصَدُوهَا وَدَقُّوهَا وَطَيَّبُوهَا وَخَلُصَتْ حَبًّا فَإِنَّمَا عَلَى أَهْلِهَا فِيهَا الأَمَانَةُ يُؤَدُّونَ زَكَاتَهَا إِذَا بَلَغَ ذَلِكَ مَا تَجِبُ فِيهِ الزَّكَاةُ وَهَذَا الأَمْرُ الَّذِى لاَ اخْتِلاَفَ فِيهِ عِنْدَنَا . قَالَ مَالِكٌ الأَمْرُ الْمُجْتَمَعُ عَلَيْهِ عِنْدَنَا أَنَّ النَّخْلَ يُخْرَصُ عَلَى أَهْلِهَا وَثَمَرُهَا فِى رُءُوسِهَا إِذَا طَابَ وَحَلَّ بَيْعُهُ وَيُؤْخَذُ مِنْهُ صَدَقَتُهُ تَمْرًا عِنْدَ الْجِدَادِ فَإِنْ أَصَابَتِ الثَّمَرَةَ جَائِحَةٌ بَعْدَ أَنْ تُخْرَصَ عَلَى أَهْلِهَا وَقَبْلَ أَنْ تُجَذَّ فَأَحَاطَتِ الْجَائِحَةُ بِالثَّمَرِ كُلِّهِ فَلَيْسَ عَلَيْهِمْ صَدَقَةٌ فَإِنْ بَقِىَ مِنَ الثَّمَرِ شَىْءٌ يَبْلُغُ خَمْسَةَ أَوْسُقٍ فَصَاعِدًا بِصَاعِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم أُخِذَ مِنْهُمْ زَكَاتُهُ وَلَيْسَ عَلَيْهِمْ فِيمَا أَصَابَتِ الْجَائِحَةُ زَكَاةٌ وَكَذَلِكَ الْعَمَلُ فِى الْكَرْمِ أَيْضًا وَإِذَا كَانَ لِرَجُلٍ قِطَعُ أَمْوَالٍ مُتَفَرِّقَةٌ أَوِ اشْتِرَاكٌ فِى أَمْوَالٍ مُتَفَرِّقَةٍ لاَ يَبْلُغُ مَالُ كُلِّ شَرِيكٍ أَوْ قِطَعُهُ مَا تَجِبُ فِيهِ الزَّكَاةُ وَكَانَتْ إِذَا جُمِعَ بَعْضُ ذَلِكَ إِلَى بَعْضٍ يَبْلُغَ مَا تَجِبُ فِيهِ الزَّكَاةُ فَإِنَّهُ يَجْمَعُهَا وَيُؤَدِّى زَكَاتَهَا .
Tercemesi:
Bana Yahya b. Yahya, ona Malik (b. Enes), ona da Ziyad b. Sa’d’ın rivayet ettiğine göre İbn Şihab (ez-Zührî) şöyle demiştir:
“Hurmaların zekatı toplanırken yaş hurmalarla karışık işe yaramaz küçük değersiz hurmalar, çekirdeğinin üzerinde kalın kabuk bulunan değersiz hurmalar, ibn hubeyk cinsi hurmalar (uzun ama küçük olup soluk renkli düşük kalite bir hurma türü) zekat olarak alınmaz. Bu tür hurmalar, sahibi namına hesaba katılır ancak zekat olarak onlardan bir şey alınmaz.”
Malik (b. Enes) şöyle demiştir:
“Kuşkusuz bunun bir benzeri de koyunlardır. Nisab konusunda yavruları, sahibi namına hesaba katılır ancak zekat olarak koyunlar içerisinden kuzular alınmaz. Zekatı toplanan ürünler içerisinde öyle meyveler vardır ki zekat olarak onlardan da bir şey alınmaz. Bürdî denilen yüksek kaliteli hurma ve ona benzer hurmalar, bu tür ürünlerdendir. Zekat olarak malların en iyileri alınmadığı gibi en düşük kalitede olanları da alınmaz.”
Malik (b. Enes) şöyle demiştir:
“Bizde ittifak edilen uygulama şöyledir: Ürünlerden sadece hurmalar ve yaş üzümlerin miktarı tahmini yolla hesaplanır. Bu ürünler, olgunlaşmaya başlayıp satışı helal olunca tahminen hesaplanır. Çünkü hurma ve üzüm, yaşken yenilebilmektedir. Dolayısıyla insanlara kolaylık olması ve bu konuda hiç kimseye sıkıntı olmaması adına sahipleri için bu ürünler tahmini yolla hesaplanır. Bu sebeple mükellefler adına ürünler tahminen hesap edilir ardından da ürünleriyle baş başa bırakılırlar ve istedikleri gibi yerler. (Hasattan) sonra da onlar namına tahmini yolla hesap edilen miktara uygun olarak zekatı öderler.”
Malik (b. Enes) şöyle demiştir:
“Yaşken yenilmeyen ve sadece hasattan sonra yenilebilen tüm ürünlerde ise tahmini hesaplama yoluna gidilmez. Bu tür ürün sahiplerinin; hasat edip dövdükleri, savurup temizledikleri ve böylece tane olarak ayrıldıkları zaman ürünlerinin zekatını vermeleri gerekir. Söz konusu ürün sahipleri, ürünleri konusunda emin sayılırlar ve ürünleri, zekat nisabına ulaşınca zekatını verirler. Bu husus, bizde herhangi bir ihtilaf bulunmayan bir uygulamadır.”
Malik (b. Enes) şöyle demiştir:
“Bizde ittifak edilen uygulama şöyledir: Satışı helal bir hale geldiği vakit hurmalar, henüz dallarındayken sahipleri namına tahmini yolla hesap edilir; bilahare hasat esnasında kuru hurma olarak zekatı alınır. Sahipleri namına tahmini yolla hesap edildikten sonra, hasat edilmeden önce afet gelir de bütün meyveleri kuşatırsa sahiplerine herhangi bir zekat düşmez. Fakat üründen geriye, döneminde Hz. Peygamber’in (sav) esas aldığı sâ’ ile beş vesk veya daha fazla miktarda bir ürün kalırsa kendilerinden zekat alınır. Ancak afetin isabet ettiği kısımda kendilerine herhangi bir zekat düşmemektedir.
Üzümde de uygulama bu şekildedir. Bir kişinin farklı farklı yerlerde bulunan arazilerinden çıkan parça parça ürünleri ya da farklı farklı yerlerdeki mallarda hisseleri bulunsa ve her bir pay malı veya parça ürünü zekat nisabına ulaşmıyor da birbirine eklendiği vakit nisaba ulaşıyorsa ilgili kişi, onları toplar ve zekatını verir.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Zekât 612, 1/92
Senetler:
1. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
2. Ebu Abdurrahman Ziyad b. Sa'd el-Horasanî (Ziyad b. Sa'd b. Abdurrahman)
Konular:
İbadet, Zekat
Zekat, hangi mallardan, ve ne kadar verileceği
Zekat, meyvelerin zekatı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
35487, MU000606
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ يَحْيَى بْنِ حَبَّانَ أَنَّهُ قَالَ أَخْبَرَنِى رَجُلاَنِ مِنْ أَشْجَعَ أَنَّ مُحَمَّدَ بْنَ مَسْلَمَةَ الأَنْصَارِىَّ كَانَ يَأْتِيهِمْ مُصَدِّقًا فَيَقُولُ لِرَبِّ الْمَالِ أَخْرِجْ إِلَىَّ صَدَقَةَ مَالِكَ . فَلاَ يَقُودُ إِلَيْهِ شَاةً فِيهَا وَفَاءٌ مِنْ حَقِّهِ إِلاَّ قَبِلَهَا . قَالَ مَالِكٌ السُّنَّةُ عِنْدَنَا وَالَّذِى أَدْرَكْتُ عَلَيْهِ أَهْلَ الْعِلْمِ بِبَلَدِنَا أَنَّهُ لاَ يُضَيَّقُ عَلَى الْمُسْلِمِينَ فِى زَكَاتِهِمْ وَأَنْ يُقْبَلَ مِنْهُمْ مَا دَفَعُوا مِنْ أَمْوَالِهِمْ .
Tercemesi:
Bana Yahya b. Yahya, ona Malik (b. Enes), ona Yahyâ b. Saîd (el-Ensârî), ona Muhammed b. Yahya b. Hibbân, ona da Eca' kabilesinden iki adamın rivayet ettiğine göre Muhammed b. Mesleme es-Ensârî, onlara zekat görevlisi olarak gelir ve mal sahibine; "Malının zekatını bana getir." derdi. Mal sahibi, malında ödenmesi gereken zekatı karşılayan bir koyun getirdiğinde mutlaka onu kabul ederdi. Malik (b. Enes) şöyle demiştir: "Bizdeki [Medine ehli] ve [Medine'de] yetiştiğim ilim ehli tarafından benimsenen uygulama, zekatlarını ödemeleri konusunda Müslümanlara zorluk çıkarılmaması ve mallarının zekatı olarak verdikleri şeyin kabul edilmesidir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Zekât 606, 1/91
Senetler:
1. Racülân (Racülân)
2. Ebu Abdullah Muhammed b. Yahya el-Ensarî (Muhammed b. Yahya b. Habban b. Münkiz)
3. Ebu Said Yahyâ b. Saîd el-Ensârî (Yahyâ b. Saîd b. Kays b. Amr)
Konular:
İbadet, Zekat
Zekat, zekat alma veya verme adabı
Zekat, zekat memurunun malı ayağına getirtmesi
حَدَّثَنِى يَحْيَى عَنْ مَالِكٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ دِينَارٍ عَنْ سُلَيْمَانَ بْنِ يَسَارٍ عَنْ عِرَاكِ بْنِ مَالِكٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ لَيْسَ عَلَى الْمُسْلِمِ فِى عَبْدِهِ وَلاَ فِى فَرَسِهِ صَدَقَةٌ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
35493, MU000614
Hadis:
حَدَّثَنِى يَحْيَى عَنْ مَالِكٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ دِينَارٍ عَنْ سُلَيْمَانَ بْنِ يَسَارٍ عَنْ عِرَاكِ بْنِ مَالِكٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ لَيْسَ عَلَى الْمُسْلِمِ فِى عَبْدِهِ وَلاَ فِى فَرَسِهِ صَدَقَةٌ .
Tercemesi:
bana Yahya (b. Yahya), ona Malik (b. Enes), ona Abdullah b. Dinar, ona Süleyman b. Yesar (el-Hilâlî), ona Irak b. Malik (el-Ğıfârî), ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Kölesi ve atı konusunda Müslümana zekat yoktur."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Zekât 614, 1/96
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Irak b. Malik el-Ğıfarî (Irâk b. Malik)
3. Ebu Türâb Süleyman b. Yesar el-Hilâlî (Süleyman b. Yesar el-Hilâlî)
4. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Dinar el-Kuraşî (Abdullah b. Dinar)
Konular:
İbadet, Zekat
Zekat, at ve kölelerin zekatı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
35494, MU000615
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ سُلَيْمَانَ بْنِ يَسَارٍ أَنَّ أَهْلَ الشَّامِ قَالُوا لأَبِى عُبَيْدَةَ بْنِ الْجَرَّاحِ خُذْ مِنْ خَيْلِنَا وَرَقِيقِنَا صَدَقَةً . فَأَبَى ثُمَّ كَتَبَ إِلَى عُمَرَ بْنِ الْخَطَّابِ فَأَبَى عُمَرُ ثُمَّ كَلَّمُوهُ أَيْضًا فَكَتَبَ إِلَى عُمَرَ فَكَتَبَ إِلَيْهِ عُمَرُ إِنْ أَحَبُّوا فَخُذْهَا مِنْهُمْ وَارْدُدْهَا عَلَيْهِمْ وَارْزُقْ رَقِيقَهُمْ . قَالَ مَالِكٌ مَعْنَى قَوْلِهِ رَحِمَهُ اللَّهُ وَارْدُدْهَا عَلَيْهِمْ يَقُولُ عَلَى فُقَرَائِهِمْ .
Tercemesi:
Bana Yahya b. Yahya, ona Malik (b. Enes), ona İbn Şihab (ez-Zührî), ona da Süleyman b. Yesar'ın (el-Hilâlî) rivayet ettiğine göre Şam halkı Ubeyde b. Cerrah'a (ra); "Atlarımızdan ve kölelerimizde de zekat al." dediler. Ubeyde b. Cerrah (ra), bu talebi ret etti. Sonra da Ömer b. Hattab'a (ra) bu talebi bildiren bir yazı yazdı. Ömer de bu talebi ret etti. Ardından Şam halkı, Ubeyde b. Cerrah'la (ra) bir kez daha konuştular. Ubeyde b. Cerrah da (ra) Ömer'e (ra) tekrara bir yazı yazdı. Bunun üzerine Ömer (ra), 'Eğer istiyorlarsa kendilerinden o zekatı al. Sonra da onu, onlara iade et ve kölelerine ihtiyaç akçesi olarak ver.' diye yazı yazdı.
Malik (b. Enes) şöyle dedi:
"Ömer'in (rahimehullah), 'Onlara iade et.' sözünün anlamı, onların fakirlerine ver demektir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Zekât 615, 1/96
Senetler:
1. Ebu Türâb Süleyman b. Yesar el-Hilâlî (Süleyman b. Yesar el-Hilâlî)
2. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
Konular:
İbadet, Zekat
Zekat, at ve kölelerin zekatı
Zekat, zekat alma veya verme adabı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
35496, MU000617
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ دِينَارٍ أَنَّهُ قَالَ سَأَلْتُ سَعِيدَ بْنَ الْمُسَيَّبِ عَنْ صَدَقَةِ الْبَرَاذِينِ فَقَالَ وَهَلْ فِى الْخَيْلِ مِنْ صَدَقَةٍ
Tercemesi:
Bana Yahya b. Yahya, ona Malik (b. Enes), ona da Abdullah b. Dinar rivayet etmiş ve şöyle demiştir:
Said b. Müseyyeb'e, beygirlerin zekatı soruldu. Bunun üzerine o, şöyle dedi: "Atlarda herhangi bir zekat mükellefiyeti var mı ki?"
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Zekât 617, 1/96
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Dinar el-Kuraşî (Abdullah b. Dinar)
Konular:
İbadet, Zekat
Öneri Formu
Hadis Id, No:
39564, MU001858
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ زَيْدِ بْنِ أَسْلَمَ عَنْ أَبِيهِ أَنَّهُ قَالَ قَالَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ الأَرْقَمِ ادْلُلْنِى عَلَى بَعِيرٍ مِنَ الْمَطَايَا أَسْتَحْمِلُ عَلَيْهِ أَمِيرَ الْمُؤْمِنِينَ فَقُلْتُ نَعَمْ جَمَلاً مِنَ الصَّدَقَةِ . فَقَالَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ الأَرْقَمِ أَتُحِبُّ أَنَّ رَجُلاً بَادِنًا فِى يَوْمٍ حَارٍّ غَسَلَ لَكَ مَا تَحْتَ إِزَارِهِ وَرُفْغَيْهِ ثُمَّ أَعْطَاكَهُ فَشَرِبْتَهُ قَالَ فَغَضِبْتُ وَقُلْتُ يَغْفِرُ اللَّهُ لَكَ أَتَقُولُ لِى مِثْلَ هَذَا فَقَالَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ الأَرْقَمِ إِنَّمَا الصَّدَقَةُ أَوْسَاخُ النَّاسِ يَغْسِلُونَهَا عَنْهُمْ .
Tercemesi:
Bana Yahya b. Yahya, ona Malik (b. Enes), ona Zeyd b. Eslem (el-Kuraşî), ona da babası (Ebu Zeyd Eslem el-Adevi) rivayet etmiş ve şöyle demiştir:
"Abdullah b. Erkam (ra), 'Bana binit develerinden birini göster de Mü'minlerin Emiri'ni bindireyim.' dedi. Ben de hemen; 'Tamam, zekat develerinden birini getiriyorum.' dedim. Bunun üzerine Abdullah b. Erkam (ra) şöyle cevap verdi: 'Sıcak bir günde şişman bir adamın senin için etek altı bölgesini ve apış aralarını yıkayıp da ardından dökülen suyu sana vermesi ve senin de o suyu içmen hoşuna gider mi?' Buna kızdım ve 'Allah seni affetsin. Bana bunu mu söylüyorsun?!' dedim. O da; 'Zekat ancak insanların yıkanıp dökündükleri bir kirdir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Sadaka 1858, 1/389
Senetler:
1. Abdullah b. Erkam el-Kuraşi (Abdullah b. Erkam b. Abdüyeğûs b. Vehb)
2. Ebu Zeyd Eslem el-Adevi (Eslem)
3. Ebu Üsame Zeyd b. Eslem el-Kuraşî (Zeyd b. Eslem)
4. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
Konular:
İbadet, Zekat
KTB, SADAKA
Öneri Formu
Hadis Id, No:
35491, MU000610
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ أَنَّهُ بَلَغَهُ أَنَّ عَامِلاً لِعُمَرَ بْنِ عَبْدِ الْعَزِيزِ كَتَبَ إِلَيْهِ يَذْكُرُ أَنَّ رَجُلاً مَنَعَ زَكَاةَ مَالِهِ فَكَتَبَ إِلَيْهِ عُمَرُ أَنْ دَعْهُ وَلاَ تَأْخُذْ مِنْهُ زَكَاةً مَعَ الْمُسْلِمِينَ قَالَ فَبَلَغَ ذَلِكَ الرَّجُلَ فَاشْتَدَّ عَلَيْهِ وَأَدَّى بَعْدَ ذَلِكَ زَكَاةَ مَالِهِ فَكَتَبَ عَامِلُ عُمَرَ إِلَيْهِ يَذْكُرُ لَهُ ذَلِكَ فَكَتَبَ إِلَيْهِ عُمَرُ أَنْ خُذْهَا مِنْهُ .
Tercemesi:
Bana Yahya b. Yahya'nın rivayet ettiğine göre Malik'e (b. Enes) şöyle bir rivayet ulaşmıştır:
Ömer b. Abdülaziz'in bir valisi, malının zekatını vermeye yanaşmayan bir adamdan bahisle kendisine bir mektup yazdı. Ömer b. Abdülaziz de onu bırakması ve Müslümanlarla birlikte zekat namına ondan bir şey almaması yönünde (cevap mahiyetinde) bir yazı yazdı. Ardından bu bilgi adama ulaştı. Bu durum adamın çok ağrına gitti ve sonrasında malının zekatını ödedi. Bunun üzerine Ömer b. Abdülaziz'in valisi, kendisine bu durumu anlattığı bir yazı daha yazdı. Ömer b. Abdülaziz de o adamdan zekatı alması yönünde (cevap mahiyetinde) bir başka yazı yazdı.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Zekât 610, 1/92
Senetler:
()
Konular:
İbadet, Zekat
Tarihsel şahsiyetler, Ömer b. Abdülaziz
Öneri Formu
Hadis Id, No:
35495, MU000616
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِى بَكْرِ بْنِ عَمْرِو بْنِ حَزْمٍ أَنَّهُ قَالَ جَاءَ كِتَابٌ مِنْ عُمَرَ بْنِ عَبْدِ الْعَزِيزِ إِلَى أَبِى وَهُوَ بِمِنًى أَنْ لاَ يَأْخُذَ مِنَ الْعَسَلِ وَلاَ مِنَ الْخَيْلِ صَدَقَةً .
Tercemesi:
Bana Yahya b. Yahya, ona Malik (b. Enes), ona da Abdullah b. Ebu Bekir b. Amr b. Hazm rivayet etmiş ve şöyle demiştir:
Babam Mina'dayken kendisine, bal ve atlardan zekat alınmaması yönünde Ömer b. Abdülaziz'in bir yazısı ulaştı.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Zekât 616, 1/96
Senetler:
1. Abdullah b. Ebu Bekir el-Ensari (Abdullah b. Ebu Bekir b. Muhammed b. Amr b. Hazm)
Konular:
İbadet, Zekat
Tarihsel şahsiyetler, Ömer b. Abdülaziz
Zekat, at ve kölelerin zekatı
Zekat, baldan zekat verilir mi?