196 Kayıt Bulundu.
Bize Ahmed b. Yunus, ona Züheyr, ona Abdurrahman b. Ziyad b. Enam, ona Abdurrahman b. Rafi' ve Bekir b. Sevâde, onlara da Abdullah b. Amr, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "İmam namazı kılıp oturduğunda, konuşmadan önce abdest bozduğunda namazı tamam olmuştur. Aynı şekilde onun arkasında namaza duranların da (bitirdilerse) namazları tamam olmuştur."
Açıklama: 'Konuşmadan' ifadesi, selam vermeden şeklinde anlaşılmaktadır. Ancak oturma süresi teşehhüd kadar olduğunda abdesti bozulursa, namazı tamam sayılmaktadır.
Bize Muhammed b. Kesîr, ona Süfyân, ona İbn Ebu Halid, ona Kays b. Ebu Hâzim, ona da Ebu Mesud el-Ensârî şöyle rivayet etmiştir: Bir adam, 'Yâ Rasulullah! Falan kimsenin bize uzun kıldırmasından dolayı namazı neredeyse tamamlayamıyorum' dedi. Ben, Hz. Peygamber'in (sav) -va'zü nasihatte bulunurken- o günkü kadar sinirlendiğini hiç görmedim! (Adamın sözü üzerine) O (sav): "Ey insanlar! Sizler (arkanızda saf tutanları) nefret ettiriyorsunuz! İnsanlara namaz kıldıran (namazı) kısa tutsun. Çünkü onların içinde hasta, zayıf ve ihtiyaç sahibi kimseler vardır" buyurdu.
Bize Muhammed b. Ömer b. Ali b. Mukaddemi, ona Yusuf b. Yakub, ona et-Teymî, ona Ebu Milcez, ona da Kays b. Ubad'dan (ra) rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir: "Bir defasında ben Mescidde ilk safta bulunuyordum. Bir adam beni arkamdan sertçe çekti ve benim yerime geçti. Nasıl namaz kıldığımı bilemedim. Namaz bitince bir de ne göreyim, beni çeken Ubey b. Ka'b imiş. Bana 'Ey delikanlı! Allah, seni kötülüklerden korusun. Benim bu yaptığım, Rasulullah'ın (sav) bize bir emridir. Kendi arkasına durmamızı emrederdi' dedi. Sonra kıbleye dönerek üç defa 'Kâbe'nin Rabbine and olsun ki akit sahipleri (ehli Ukad) helak olacaktır' dedi, ardından 'Vallahi o cemaate değil o cemaati saptıran idarecilere yazıklar olsun diye ekledi. Ben 'Ey Ebu Yakub, 'Ehli Ukad' ile neyi kastediyorsun?' diye sordum, 'idareciler' diye cevap verdi."