Giriş


    Öneri Formu
288036 MŞ008269-3 Musannef-i İbn Ebi Şeybe, Salavât, 737

Bize Süleyman b. Harb ve Müslim b. İbrahim, -mana aynıdır- onlara Vüheyb, ona Musab b. Muhammed, ona Ebû Salih, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "İmam, ancak kendisine uyulsun diye tayin edilmiştir. O tekbir getirdiğinde siz de tekbir getirin. O tekbir getirmedikçe sizler tekbir getirmeyin. O rükûa gittiğinde siz de rükûa gidin. O rükûa gitmedikçe sizler rükûa gitmeyin. O semi'allâhu li-men hamide dediğinde sizler, Allahümme! Rabbenâ leke'l-hamd deyin. -(Hadisin ravilerinden) Müslim ise "ve leke'l-hamd" şeklinde rivayette bulunmuştur- O secde yaptığında siz de secde yapın. O secde yapmadıkça siz secde yapmayın. O namazı ayakta kıldığında siz de ayakta namaz kılın. O namazı oturarak kıldığında sizler de topluca oturarak namaz kılın." [Ebû Davud şöyle demiştir: "Allahümme! Rabbenâ leke'l-hamd" lafzını, bana, ashabımızdan bir kısım insanlar Süleyman'dan naklen bildirmiştir.]


    Öneri Formu
5737 D000603 Ebu Davud, Salat, 68

Bize Said b. Âmir, ona Said b. Ebu Arûbe, ona Katâde, ona Yunus b. Cübeyr, ona Hittân b. Abdullah er-Rekâşî şöyle demiştir: Ebu Musa bize iki akşam namazından (akşam ve yatsı namazından) birini kıldırdı. (Namaz esnasında) cemaat arasından bir adam “Namaz, iyilik (birr) ve zekât ile birlikte mi emrolundu” diye konuştu. Ebu Musa namazı bitirince “bu kelimeleri hanginiz söyledi” dedi. Cemaat susunca, Ebu Musa “Bu sözü muhtemelen sen söyledin, ey Hittân” deyince, Hittân “Onu ben söylemedim ama bundan dolayı da beni azarlayacağından korkmuştum” dedi. Cemaat arasından bir adam “Onu ben söyledim ve bu sözümle hayırdan başka bir şey söyleme kastım yoktu” dedi. Bunun üzerine Ebu Musa şöyle dedi: Sizler namazınızda neler söyleyeceğinizi bilmiyor musunuz? Şüphesiz Rasulullah (sav) bize hutbe verdi, bize namazımızı öğretti, bize sünnetimizi de beyan etti ve şunları da söylediğini zannediyorum: "Namaz için kamet getirildiğinde içinizden biri imam olsun. İmam tekbir alınca sizde tekbir alın, imam 'Ğayri’l mağdubi aleyhim veleddâllîn' dediği zaman siz 'Âmin' deyiniz. Allah duanızı kabul buyurur. İmam tekbir alıp rükûa varınca, siz de tekbir alarak rükûa varınız. İmam sizden önce rükûa varır ve sizden önce rükûdan kalkar." [Allah’ın Nebisi (sav) şöyle buyurdu:] "İşte bu (imamın önce rükua gitmesi ve önce rükudan kalkması) ötekine (sizin sonra rükû gitmeniz ve sonra rükudan kalkmanıza) denktir. (Yani aynı sevabı alırsınız.) İmam 'Semiallahu limen hamideh' dediğinde, siz de 'Allahumme Rabbenâ leke’l hamd –ya da 'Rabbenâ ve leke’l hamd'- deyiniz. Şüphesiz Allah, Nebisinin dili üzere 'Allah kendisine hamd eden kulunu işitir' buyurmuştur. İmam tekbir alıp secdeye vardığı zaman siz de tekbir alıp secdeye varınız. İmam sizden önce secdeye varır ve sizden önce secdeden kalkar" [Allah’ın Nebisi (sav) şöyle buyurdu:] "İşte bu (imamın önce secdeye gitmesi ve önce secdeden kalkması) ötekine (sizin sonra secdeye gitmeniz ve sonra secdeden kalkmanıza) denktir. (Yani aynı sevabı alırsınız.) Tahiyyata (Oturuşa) gelince, sizden birinizin söyleyeceği ilk söz 'Et-tehiyyâtu, et-tayyibâtu, es-salavâtu lillahi, esselamu –ya da: selâmun- aleyke eyyuhe’n-nebiyyu ve rahmetullahi ve berekâtuh, es-selamu –ya da: selamun- aleynâ ve alâ ibadillahi’s-salihin, eşhedü en lâ İlâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhu ve rasulüh' olsun."


    Öneri Formu
40086 DM001398 Darimi, Salat, 92

Bize Esved, ona Hammâd b. Zeyd, ona Hişâm, ona da babası, Aişe'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) hastalanınca, ashabı kendisini ziyaret etmek için huzuruna girdiler ve (namazda olduğunu görünce) ona ayakta dikilerek uydular. Hz. Peygamber (sav) onlara oturun diye işaret etti. Namazını bitirince de 'İmam kendisine uyulan kişi demektir. O tekbir aldığında siz de alınız, rükua eğildiğinde sizde eğiliniz. Namazını oturarak kıldığında sizler de oturarak kılınız. Ayakta namaz kıldığı zaman siz de ayakta kılınız' buyurdu."


    Öneri Formu
75379 HM024900 İbn Hanbel, VI, 68

Bize Said b. Âmir, ona Said b. Ebu Arûbe, ona Katâde, ona Yunus b. Cübeyr, ona Hittân b. Abdullah er-Rekâşî, o da Ebu Musa’nın şöyle dediğini rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) bize hutbe vererek namazımızı bize öğretti ve bizim için sünnetlerimizi açıkladı, zannederim o şunları da söyledi: "Namaz için kamet getirildiği vakit, sizden biriniz imam olsun. İmam 'Allahu Ekber' diyerek tekbir aldığında siz de tekbir alınız. İmam 'Ğayri’l-mağdubi aleyhim veleddâllîn' dediğinde siz de 'âmin' deyin. Allah duanızı kabul buyuracaktır. İmam tekbir alıp sonra rükûa vardığı zaman siz de tekbir alarak rükûa varınız. Şüphesiz imam sizden önce rükûa varır ve sizden önce (rükûdan) kalkar." [Allah’ın Nebi’si (sav) şöyle buyurdu:] "İşte bu (imamın önce rükua gitmesi ve önce rükudan kalkması) ötekine (sizin sonra rükû gitmeniz ve sonra rükudan kalkmanıza) denktir. (Yani aynı sevabı alırsınız.) İmam 'Semiallahu limen hamideh' dediği zaman siz de 'Allahumme Rabbenâ lekel-hamd' deyiniz. Çünkü Allah, Peygamberinin diliyle 'Semiallâhu limen hamideh' demiştir." [Ravi der ki: Yahut Hz. Peygamber (sav) 'Rabbenâ leke’l-hamd' dedi]


    Öneri Formu
40039 DM001351 Darimi, Salat, 71


Açıklama: Bildirildiğine göre hadis sahih olsa da bu rivayet, isnaddaki Musab b. Muhammed sebebiyle ''kavî''dir. Senetteki diğer râviler ise sika kimselerdir (Ebu Davud, Sünen, thk. Şuayb Arnaut ve Muhammed Karabelli, Dârü'r-Risâleti'l-'Âlemiyye, I, 452, dpt. 1).

    Öneri Formu
270878 D000603-2 Ebu Davud, Salat, 68


    Öneri Formu
140718 BS003941 Beyhaki, Sünenü'l Kübra, II, 467