369 Kayıt Bulundu.
Bize Ya'lâ, ona İsmail, ona Kays, ona da Sa'd b. Ebu Vakkâs şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) ile beraber gazveye çıkardık. Yanımızda yemek olarak sadece dikenli bir ağacın meyvesi ve asma yaprağı olurdu. Öyle ki bizden biri büyük tuvaletini, koyunun içi boş olan dışkısı gibi yapardı. Sonra da Esed oğulları beni, sanki ben bitmişim ve amelim de boşa gitmiş diyerek ayıplar oldular."
Bize Affân, ona Hammad, ona Sabit, ona da Enes şöyle rivayet etmişti: "Hz. Muhammed'in (sav) ashabı Hendek günü, bir yandan hendek kazıyor bir yandan da 'biz ki sağ kaldığımız müddetçe İslam üzerine Muhammed'e biat edenleriz' diye şiir söylüyorlardı. Hz. Peygamber de (sav) 'Allah'ım! Gerçek hayır, ahiret hayrıdır. O halde sen Ensar ve Muhacir'e mağfiret eyle' buyurdu. Hz. Peygamber'e (sav) üzerine, bozulmaya yüz tutmuş, bayat yağ sürülmüş arpa ekmeği getirildi, ondan yediler. Hz. Peygamber (sav) 'hayır ancak ahiret hayrıdır' buyurdu."
Bize Affân, ona Hammad, ona Sabit, ona da Enes şöyle rivayet etmişti: "Hz. Muhammed'in (sav) ashabı Hendek günü, bir yandan hendek kazıyor bir yandan da 'biz ki sağ kaldığımız müddetçe İslam üzerine Muhammed'e biat edenleriz' diye şiir söylüyorlardı. Hz. Peygamber de (sav) 'Allah'ım! Gerçek hayır, ahiret hayrıdır. O halde sen Ensar ve Muhacir'e mağfiret eyle' buyurdu. Hz. Peygamber'e (sav) üzerine, bozulmaya yüz tutmuş, bayat yağ sürülmüş arpa ekmeği getirildi, ondan yediler. Hz. Peygamber (sav) 'hayır ancak ahiret hayrıdır' buyurdu."
Bize İshak b. İbrahim, ona Nadr, ona İsrail, ona Ebu İshak, ona Berâ ona da Ebu Bekir; (T) Bize Abdullah b. Recâ, ona İsrail, ona Ebu İshak, ona Berâ, ona da Ebu Bekir (r.anhuma) şöyle rivayet etmiştir: (Hz. Peygamber (sav) ile hicret yolunda iken sığındığımız mağaranın etrafını keşif için) dolandım. Derken koyunlarını sürüp gelmekte olan bir çoban ile karşılaştım. Ona “sen kimin çobanısın?” dedim. O da Kureyş'ten tanıdığım bir adamın ismini söyledi. Ona “senin süt veren koyunun var mı?” dedim. “evet, var” dedi. “benim için süt sağar mısın?” dedim. “evet, sağarım” dedi. Benim talebim üzerine, sürüsünden bir koyun yakaladı. Ona koyunun memesindeki tozları, sonra ellerini silkelemesini söyledim. -Râvî, “bu şekilde” dedi ve silkeleme şeklini, avuçlarını birbirine vurarak gösterdi.- Daha sonra benim için bir miktar süt sağdı. Ben, Allah'n Rasulü (sav) için, deriden bir kap hazırlamıştım, ağzında bir bez vardı. Sütün üzerine, dibi soğusun diye, biraz su döktüm. Nihayet Peygamber Efendimizin yanına geldim ve “iç, Ey Allah'ın Rasulü” dedim. Allah'ın Rasulü (sav), ben razı olana kadar, sütten içti.