369 Kayıt Bulundu.
Bize Müslim, ona Şu'be, ona Abdülmelik, ona Amr b. Hureys, ona da Zeyd'in rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Kem'e (çöl mantarı) kudret helvası türünden bir rızıktır. Suyu da göz ağrısına şifadır."
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Yunus b. Muhammed, ona Fuleyh b. Süleyman, ona Eyyüb b. Abdurrahman b. Abdullah b. Sa'saa; (T) Bize Muhammed b. Beşşar, ona Ebu Âmir ve Ebu Davud, o ikisine Fuleyh b. Süleyman, ona Eyyüb b. Abdurrahman, ona Yakub b. Ebu Yakub, ona da Ümmü'l-Münzir bt. Kays el-Ensâriyye şöyle demiştir: "Rasulullah (sav), beraberinde Ali b. Ebu Tâlib (ra) olduğu halde bizim yanımıza girdi. Ali hastalıktan yeni iyileşmişti. Hz. Peygamber (sav), evin bir köşesinde asılı olan koruk hurma salkımlarımızdan yiyordu. Ali de yemek üzere eline üzüm aldı, ama Hz. Peygamber (sav) 'Sakın, ey Ali! Sen hastalıktan yeni iyileştin' buyurdu. Ümmü'l-Münzir der ki: Sonra ben Peygamber (sav) için şalgam yaprağı ve arpadan bir yemek yaptım. Peygamber (sav) 'ey Ali! Bu yemekten al. Çünkü bu yemek şüphesiz senin için daha yararlıdır' buyurdu."
Bize Ya'lâ, ona İsmail, ona Kays, ona da Sa'd b. Ebu Vakkâs şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) ile beraber gazveye çıkardık. Yanımızda yemek olarak sadece dikenli bir ağacın meyvesi ve asma yaprağı olurdu. Öyle ki bizden biri büyük tuvaletini, koyunun içi boş olan dışkısı gibi yapardı. Sonra da Esed oğulları beni, sanki ben bitmişim ve amelim de boşa gitmiş diyerek ayıplar oldular."
Bize İshak b. İbrahim, ona Nadr, ona İsrail, ona Ebu İshak, ona Berâ ona da Ebu Bekir; (T) Bize Abdullah b. Recâ, ona İsrail, ona Ebu İshak, ona Berâ, ona da Ebu Bekir (r.anhuma) şöyle rivayet etmiştir: (Hz. Peygamber (sav) ile hicret yolunda iken sığındığımız mağaranın etrafını keşif için) dolandım. Derken koyunlarını sürüp gelmekte olan bir çoban ile karşılaştım. Ona “sen kimin çobanısın?” dedim. O da Kureyş'ten tanıdığım bir adamın ismini söyledi. Ona “senin süt veren koyunun var mı?” dedim. “evet, var” dedi. “benim için süt sağar mısın?” dedim. “evet, sağarım” dedi. Benim talebim üzerine, sürüsünden bir koyun yakaladı. Ona koyunun memesindeki tozları, sonra ellerini silkelemesini söyledim. -Râvî, “bu şekilde” dedi ve silkeleme şeklini, avuçlarını birbirine vurarak gösterdi.- Daha sonra benim için bir miktar süt sağdı. Ben, Allah'n Rasulü (sav) için, deriden bir kap hazırlamıştım, ağzında bir bez vardı. Sütün üzerine, dibi soğusun diye, biraz su döktüm. Nihayet Peygamber Efendimizin yanına geldim ve “iç, Ey Allah'ın Rasulü” dedim. Allah'ın Rasulü (sav), ben razı olana kadar, sütten içti.