299 Kayıt Bulundu.
Bize Ömer b. İsmâil b. Mücâlid, ona babası (İsmâil b. Mücâlid), ona Beyân, ona da Enes b. Mâlik (ra) şöyle nakletmiştir: Rasulullah (sav) eşlerinden biriyle evlenmişti. Beni gönderdi ve insanları düğün yemeğine davet ettim. Yemeklerini yeyip çıktıları zaman Hz. Peygamber (sav) Hz. Aişe'nin odasına doğru hareket etti, iki kişi hâlâ oturmaktaydı, bunun üzerine O (Rasulullah (sav)), tekrar döndü geldi. O iki kişi kalkıp gittiler. Sonra Allah Ahzab suresi 53. ayetini indirdi. Bu hadis daha uzundur. Ebu İsa (et-Tirmizî) şöyle dedi: Bu hadis Beyân'ın naklettiği haliyle, hasen ve garibdir. Sâbit, Enes'ten bu hadisi en uzun şekliyle rivayet etmiştir.
Açıklama: Ahzâb suresi 53. ayetin meali: "Ey iman edenler! Size izin verilmedikçe Peygamberin evlerine girip de yemeğin hazırlanmasını beklemeyin; fakat yemeye çağırıldığınızda girin; yemeğinizi yiyince de hemen dağılın, söze dalıp oturmayın. Bu davranışınız peygamberi rahatsız ediyor, size söylemeye çekiniyor, oysa Allah hak olanı açıklamaktan çekinmez. Peygamber hanımlarından bir şey istediğinizde, onlar perde arkasında iken isteyin; bu sizin kalplerinizin de onların kalplerinin de temiz kalması için en uygunudur. Resûlullah’ı üzmeye hakkınız yoktur, kendisinden sonra ebedî olarak eşleriyle de evlenemezsiniz, sizin bunu yapmanız Allah katında büyük bir günahtır." Ahzâb, 33/53.
Bize Muhammed b. Sabbâh, ona Süfyân b. Uyeyne, ona Mis'ar, ona Ali b. el-Akmer, ona da Ebu Cühayfe'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Ben iyice (bağdaş kurup) iyice yerleşerek yemek yemem."
Açıklama: Hz. Peygamber (sav) daha mütevazi oturmayı tercih ederek kibir alameti sayılabilecek gösterişli bir oturma şeklini tercih etmemiştir.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Zeyd b. Hubâb, ona Ebu'l-Münîb, ona İbn Büreyde, ona da babasının (Büreyde b. Husayb) rivayet ettiğine göre, Hz. Peygamber (sav), (bedenin bir kısmı gölgede, diğer kısmı güneşte olduğu halde) gölge ile güneş arasında oturmayı yasaklamıştır.
Açıklama: Yani kişinin bedeninin bir kısmının gölgede, diğer kısmının da güneşte kalmasının sağlık açısından oluşturabileceği sıkıntı göz önünde bulundurularak yasaklanmıştır.
Bize Davud b. Rüşeyd, ona Halid b. Hayyân er-Rakkî, ona Süleyman b. Abdullah ez-Zibrikân, ona Ya'la b. Şeddâd b. Evs şöyle nakletmiştir: "Muaviye ile birlikte Beytü'l-Makdis'te bulundum. Bize Cuma namazı kıldırdı. Bir de baktım ki mescittekilerin çoğu Hz. Peygamber'in (sav) ashabındandı. İmam hutbe okurken ihtiba halinde (dizlerini dikip elbiselerini bürünmüş, ellerini dizlerine bağlamış halde) oturuyorlardı." [Ebu Davud şöyle demiştir: İbn Ömer, Enes b. Mâlik, Şürahy, Sa'sa'a b. Sûhân, Saîd b. el-Müseyyeb, İbrahim en-Nehaî, Mekhûl, İsmail b. Muhammed b. Sa'd da imam hutbedeyken bu şekilde otururlardı. Nuaym b. Selâme "Bunda bir sakınca yoktur!" demiştir.] [Ebu Davud şöyle demiştir: Bu tarz oturmayı sadece Ubâde b. Nüsey'in kerih gördüğünü duydum.]
Bize Ali b. Hucr, ona Şerîk, ona Simâk b. Harb, ona da Câbir b. Semure şöyle demiştir: "Biz Hz. Peygamber'in (sav) huzuruna girdiğimizde her birimiz kalabalığın bittiği yerde otururduk." Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: Bu, hasen sahîh garîb bir hadistir. Bu hadisi Züheyr b. Muâviye de Simâk'tan rivayet etmiştir.
Bize Kuteybe, ona Hammâd b. Zeyd, ona Eyyûb, ona Nâfi, ona da İbn Ömer'in rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Biriniz kardeşini kaldırıp da onun yerine oturmasın." Ebu İsâ (et-Tirmizî): Bu, hasen-sahîh bir hadistir.
Bize Ebu Bekir, ona Süfyân b. Uyeyne, ona Zührî, ona Atâ b. Yezîd el-Leysî, ona da Ebu Saîd el-Hudrî'nin rivayet ettiğine göre "Hz. Peygamber (sav) iki tür giyinme şeklini yasaklamıştır: Birincisi kolları ve elleri bile kapatacak şekilde elbiseye sıkı sıkı sarınmak, ikincisi ise bacakları dikerek avret yeri görülecek şekilde tek elbiseye sarınmak."
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Abdullah b. Nümeyr ve Ebu Üsâme, ona Sa'd b. Saîd, ona Amre, ona da Hz. Aişe'nin rivayet ettiğine göre, "Rasulullah (sav) iki tür giyim tarzını yasaklamıştır: Birincisi bütün vücudu el ve kolları bile örtecek şekilde sımsıkı giyinmek; ikincisi de tek örtüye bürünüp avret yerini gökyüzüne doğru açıp bacakları dikerek tek elbiseye sarınmak."
Bize Ebu Bekir b. Ebî Şeybe, ona Abdullah b. Nümeyr ve Ebu Üsâme, onlara Sa'd b. Saîd, ona Amre, ona da Aişe'nin (ra) rivayet ettiğine göre: "Rasûlullah (sav) iki tür giyinişi yasaklamıştır: Bunlardan birisi, iki eli de içeride bırakacak şekilde bir elbiseye sımsıkı sarınıp bürünmek; diğeri ise tek bir giysi içinde, iç çamaşırı yokken avret yerini gökyüzüne doğru açıp olarak ve bacakları dikerek oturulan giyim şekli."
Bize Kuteybe b. Saâd, ona Cafer b. Süleyman ed-Duba'î, ona Ca'd b. Osman, ona da Enes b. Mâlik (ra) şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) evlenmiş ve zifaf gerçekleşmişti. Annem Ümmü Süleym, Hays yemeği yapmış ve onu bir kaba koyup “Enes bunu Hz. Peygamber’e (sav) götür ve de ki: Annem sana selam söylüyor, bunu o sana gönderdi. Şunu da söyle ‘Bu bizim yaptığımız azdır!' demişti. Ben de yemeği Hz. Peygamber’e (sav) götürdüm ve “Annem selam söylüyor, bu bizden size az da olsa bir hediyedir” dedim. Hz. Peygamber (sav) “Onu koy ve gidip falanca, falanca ve karşılaştığın kişileri çağır!” dedi ve bazı kişilerin isimlerini söyledi. Ben söylenenleri ve karşılaştığım kimseleri davet ettim. Enes’e "Kaç kişiydiniz?" diye sordum. “Üç yüze yakındık” dedi. Bana Hz. Peygamber (sav), “Enes, o kabı getir bakalım!” dedi. Sonra davetliler içeri geldiler, suffe ve hücre dolmuştu. Rasulullah (sav) "Onar kişilik halkalar olun, herkes önünden yesin” buyurdu. Herkes yedi ve doydu. Bir grup giriyor diğeri çıkıyordu. Böylece hepsi yediler. Hz. Peygamber (sav) “Enes, kabı kaldır!" buyurdu. Kabı kaldırdığım sırada mı yoksa koyduğumda mı daha çoktu bilemiyorum. Bazıları Rasulullah'ın (sav) evinde oturup sohbet ettiler. Hz. Peygamber (sav) de oturuyordu. Ailesi ise yüzünü duvardan tarafa çevirmişti. Hz. Peygamber'e (sav) onların bu davranışları ağır gelmişti. O (Rasulullah (sav)), çıkıp eşlerinin yanına gitti sonra geri döndü. Rasulullah'ın (sav) geri geldiğini görünce onu üzdüklerini anlayıp kapıya yöneldiler ve çıktılar. Rasululah (sav) geldi ve perdeyi indirdi ve ailesinin yanına girdi. Ben hücrede oturuyordum. Çok geçmeden yanıma geldi. Şu ayetler (Ahzâb 33/53) nazil olmuştu. Onları insanlara okudu: “Ey iman edenler! Peygamber’in evlerine izin verilmeden girmeyin ve yemek için davet edildiğinizde erkenden gidip yemek hazırlanmasını beklemeyin…" Ca'd, Enes'ten şunu nakletti "Ben bu ayetlerin iniş zamanına en yakın olan kişiyim. Bundan sonra Hz. Peygamber’in (sav) hanımları kapandılar ve yabancılardan uzak durmaya başladılar. Ebu İsa (et-Tirmizî) şöyle demiştir: Bu, hasen-sahih bir hadistir. Ca'd, Osman'ın oğludur. Ona İbn Dînâr da denilir. Künyesi Ebu Osman’dır. Basralıdır. Hadis alimleri tarafından güvenilir bir ravi kabul edilir. Yunus b. Ubeyd, Şu'be ve Hammâd ondan rivayet etmişlerdir.
Açıklama: Ahzâb suresi 53. ayetin meali: "Ey iman edenler! Size izin verilmedikçe Peygamberin evlerine girip de yemeğin hazırlanmasını beklemeyin; fakat yemeye çağırıldığınızda girin; yemeğinizi yiyince de hemen dağılın, söze dalıp oturmayın. Bu davranışınız peygamberi rahatsız ediyor, size söylemeye çekiniyor, oysa Allah hak olanı açıklamaktan çekinmez. Peygamber hanımlarından bir şey istediğinizde, onlar perde arkasında iken isteyin; bu sizin kalplerinizin de onların kalplerinin de temiz kalması için en uygunudur. Resûlullah’ı üzmeye hakkınız yoktur, kendisinden sonra ebedî olarak eşleriyle de evlenemezsiniz, sizin bunu yapmanız Allah katında büyük bir günahtır." Ahzâb, 33/53.