Açıklama: Aşağıdaki tarik munkatıdır. Tirmizî hadisin değerlendirmesinde Habib b. Ebu Sabit'in Hakîm b. Hizam'dan hadis işitmediğini zikretmiştir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
17984, T001257
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو كُرَيْبٍ حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ عَيَّاشٍ عَنْ أَبِى حُصَيْنٍ عَنْ حَبِيبِ بْنِ أَبِى ثَابِتٍ عَنْ حَكِيمِ بْنِ حِزَامٍ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بَعَثَ حَكِيمَ بْنَ حِزَامٍ يَشْتَرِى لَهُ أُضْحِيَّةً بِدِينَارٍ فَاشْتَرَى أُضْحِيَّةً فَأُرْبِحَ فِيهَا دِينَارًا فَاشْتَرَى أُخْرَى مَكَانَهَا. فَجَاءَ بِالأُضْحِيَّةِ وَالدِّينَارِ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ « ضَحِّ بِالشَّاةِ وَتَصَدَّقْ بِالدِّينَارِ » . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ حَكِيمِ بْنِ حِزَامٍ لاَ نَعْرِفُهُ إِلاَّ مِنْ هَذَا الْوَجْهِ . وَحَبِيبُ بْنُ أَبِى ثَابِتٍ لَمْ يَسْمَعْ عِنْدِى مِنْ حَكِيمِ بْنِ حِزَامٍ .
Tercemesi:
Bize Ebu Küreyb (Muhammed b. Âla), ona Ebu Bekir b. Ebu Ayyaş, ona Ebu Husayn (Osman b. Asım), ona Habib b. Ebu Sabit, ona da Hakîm b. Hizam şöyle demiştir: Rasulullah (sav) kendisini bir dinarla kurban satın almaya gönderdi. Bir dinara satın aldığı kurbana (sattupında) bir dinar fazla verilince onu satıp onun yerine tekrar bir dinara başka bir kurban aldı. Sonra bir kurban ve bir dinarla Rasulullah'a (sav) geldi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: “Koyunu kurban olarak kes dinarı da sadaka olarak ver!”
Tirmizî dedi ki: Hakîm b. Hizam’ın hadisini sadece bu şekliyle bilmekteyiz. Bence Habib b. Ebu Sabit, Hakîm b. Hızâm’dan hadis işitmemiştir.
Açıklama:
Aşağıdaki tarik munkatıdır. Tirmizî hadisin değerlendirmesinde Habib b. Ebu Sabit'in Hakîm b. Hizam'dan hadis işitmediğini zikretmiştir.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Buyû' 34, 3/558
Senetler:
1. Hakîm b. Hizam el-Kuraşî (Hakîm b. Hizam b. Huveylid b. Esed b. Abdüluzza b. Kusay b. Kilab)
2. Habib b. Ebu Sabit el-Esedî (Habib b. Kays b. Dinar)
3. Ebu Hasîn Osman b. Asım el-Esedî (Osman b. Asım b. Husayn)
4. Ebu Bekir b. Ayyaş el-Esedî (Ebu Bekir b. Ayyaş b. Salim)
5. Ebu Küreyb Muhammed b. Alâ el-Hemdânî (Muhammed b. Alâ b. Kureyb)
Konular:
İnfak, Tasadduk, infak kültürü
Kurban, kurban ve adak
Ticaret
Öneri Formu
Hadis Id, No:
8149, M006541
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مَسْلَمَةَ بْنِ قَعْنَبٍ حَدَّثَنَا دَاوُدُ - يَعْنِى ابْنَ قَيْسٍ - عَنْ أَبِى سَعِيدٍ مَوْلَى عَامِرِ بْنِ كُرَيْزٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « لاَ تَحَاسَدُوا وَلاَ تَنَاجَشُوا وَلاَ تَبَاغَضُوا وَلاَ تَدَابَرُوا وَلاَ يَبِعْ بَعْضُكُمْ عَلَى بَيْعِ بَعْضٍ وَكُونُوا عِبَادَ اللَّهِ إِخْوَانًا . الْمُسْلِمُ أَخُو الْمُسْلِمِ لاَ يَظْلِمُهُ وَلاَ يَخْذُلُهُ وَلاَ يَحْقِرُهُ . التَّقْوَى هَا هُنَا » . وَيُشِيرُ إِلَى صَدْرِهِ ثَلاَثَ مَرَّاتٍ « بِحَسْبِ امْرِئٍ مِنَ الشَّرِّ أَنْ يَحْقِرَ أَخَاهُ الْمُسْلِمَ كُلُّ الْمُسْلِمِ عَلَى الْمُسْلِمِ حَرَامٌ دَمُهُ وَمَالُهُ وَعِرْضُهُ » .
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Mesleme b. Ka’neb, ona Davud b. Kays (el-Kuraşî), ona Ebu Said (el-Huzaî), ona Mevlâ Amir b. Küreyz, ona da Ebu Hüreyre Rasulullah’ın (sav) şöyle buyurduğunu nakletti:
“Birbirinize kıskanmayın! Müşteri kızıştırmayın! Birbirinizden nefret etmeyin! Birbirinize sırt çevirmeyin! Biriniz diğerinin satışı üstüne satış yapmasın! Kardeş olun ey Allah'ın kulları! Müslüman Müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez; onu yardımsız bırakmaz, onu aşağılamaz.” Rasul-i Ekrem (sav) kalbine işaret ederek üç defa “Takva şuradadır” dedikten sonra şöyle buyurdu: “Kişiye kötülük namına müslüman kardeşini aşağılaması yeter. Müslümanın her şeyi, kanı, malı, onur ve şerefi müslümana haramdır.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Birr ve's-sıla ve'l-edeb 6541, /1064
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Said el-Huzai (Ebu Said)
3. Ebu Süleyman Davud b. Kays el-Kuraşi (Davud b. Kays)
4. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesleme el-Harisî (Abdullah b. Mesleme b. Ka'neb)
Konular:
Güvenlik, Can, Mal, Irz Güvenliği
Hased, Kıskançlık,
HZ. PEYGAMBER'İN HİTABETİ
Kardeşlik, müslümanlar arası ilişkiler
KTB, ADAB
MÜSLÜMANLARIN BİRBİRLERİNE KARŞI ÖDEVLERİ
NESLİN KORUNMASI
Ticaret
Öneri Formu
Hadis Id, No:
11290, B002050
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُحَمَّدٍ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ عَمْرٍو عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ - رضى الله عنهما - قَالَ كَانَتْ عُكَاظٌ وَمِجَنَّةُ وَذُو الْمَجَازِ أَسْوَاقًا فِى الْجَاهِلِيَّةِ ، فَلَمَّا كَانَ الإِسْلاَمُ فَكَأَنَّهُمْ تَأَثَّمُوا فِيهِ فَنَزَلَتْ ( لَيْسَ عَلَيْكُمْ جُنَاحٌ أَنْ تَبْتَغُوا فَضْلاً مِنْ رَبِّكُمْ ) فِى مَوَاسِمِ الْحَجِّ ، قَرَأَهَا ابْنُ عَبَّاسٍ .
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Muhammed, ona Süfyan, ona Amr’ın rivâyet ettiğine göre o, İbn Abbas’ın (r.anhumâ) şöyle dediğini rivâyet etmiştir: Ukâz, Micenne ve Zülmecâz cahiliye dönemindeki büyük panayırlar idi. İslam geldikten sonra bu hususta (bu panayırlarda ticaret yapmaktan dolayı) günaha gireceklerini düşündüler. “(Hac zamanında) Rabbinizden rızık istemenizde size bir günah yoktur” (Bakara, 2/198) buyruğu nâzil oldu. İbn Abbas (bu âyeti) “hac mevsimlerinde” fazlalığı ile (Kur’ân’dan bir ibare olarak) okumuştur.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Buyû' 1, 1/593
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Amr b. Dinar el-Cümahî (Amr b. Dinar)
3. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
4. Ebu Cafer Abdullah b. Muhammed el-Cu'fî (Abdullah b. Muhammed b. Abdullah)
Konular:
Çarşı, alışveriş yerleri, pazarlar
Hac, hacda Ticaret, Alış-veriş,
Panayır, cahiliye ve İslami dönemde panayır ve fuarlar
Ticaret
حَدَّثَنَا وَاصِلُ بْنُ عَبْدِ الأَعْلَى الْكُوفِىُّ حَدَّثَنَا ابْنُ فُضَيْلٍ عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ عَنْ نَافِعٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ قَالَ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ « الْبَيِّعَانِ بِالْخِيَارِ مَا لَمْ يَتَفَرَّقَا أَوْ يَخْتَارَا » . قَالَ فَكَانَ ابْنُ عُمَرَ إِذَا ابْتَاعَ بَيْعًا وَهُوَ قَاعِدٌ قَامَ لِيَجِبَ لَهُ الْبَيْعُ . قَالَ أَبُو عِيسَى وَفِى الْبَابِ عَنْ أَبِى بَرْزَةَ وَحَكِيمِ بْنِ حِزَامٍ وَعَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَبَّاسٍ وَعَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو وَسَمُرَةَ وَأَبِى هُرَيْرَةَ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ ابْنِ عُمَرَ حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَالْعَمَلُ عَلَى هَذَا عِنْدَ بَعْضِ أَهْلِ الْعِلْمِ مِنْ أَصْحَابِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَغَيْرِهِمْ. وَهُوَ قَوْلُ الشَّافِعِىِّ وَأَحْمَدَ وَإِسْحَاقَ. وَقَالُوا الْفُرْقَةُ بِالأَبْدَانِ لاَ بِالْكَلاَمِ . وَقَدْ قَالَ بَعْضُ أَهْلِ الْعِلْمِ مَعْنَى قَوْلِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم « مَا لَمْ يَتَفَرَّقَا » . يَعْنِى الْفُرْقَةَ بِالْكَلاَمِ . وَالْقَوْلُ الأَوَّلُ أَصَحُّ لأَنَّ ابْنَ عُمَرَ هُوَ رَوَى عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَهُوَ أَعْلَمُ بِمَعْنَى مَا رَوَى. وَرُوِىَ عَنْهُ أَنَّهُ كَانَ إِذَا أَرَادَ أَنْ يُوجِبَ الْبَيْعَ مَشَى لِيَجِبَ لَهُ. و هكذا و رُوى عن أبي برزة.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
17910, T001245
Hadis:
حَدَّثَنَا وَاصِلُ بْنُ عَبْدِ الأَعْلَى الْكُوفِىُّ حَدَّثَنَا ابْنُ فُضَيْلٍ عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ عَنْ نَافِعٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ قَالَ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ « الْبَيِّعَانِ بِالْخِيَارِ مَا لَمْ يَتَفَرَّقَا أَوْ يَخْتَارَا » . قَالَ فَكَانَ ابْنُ عُمَرَ إِذَا ابْتَاعَ بَيْعًا وَهُوَ قَاعِدٌ قَامَ لِيَجِبَ لَهُ الْبَيْعُ . قَالَ أَبُو عِيسَى وَفِى الْبَابِ عَنْ أَبِى بَرْزَةَ وَحَكِيمِ بْنِ حِزَامٍ وَعَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَبَّاسٍ وَعَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو وَسَمُرَةَ وَأَبِى هُرَيْرَةَ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ ابْنِ عُمَرَ حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَالْعَمَلُ عَلَى هَذَا عِنْدَ بَعْضِ أَهْلِ الْعِلْمِ مِنْ أَصْحَابِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَغَيْرِهِمْ. وَهُوَ قَوْلُ الشَّافِعِىِّ وَأَحْمَدَ وَإِسْحَاقَ. وَقَالُوا الْفُرْقَةُ بِالأَبْدَانِ لاَ بِالْكَلاَمِ . وَقَدْ قَالَ بَعْضُ أَهْلِ الْعِلْمِ مَعْنَى قَوْلِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم « مَا لَمْ يَتَفَرَّقَا » . يَعْنِى الْفُرْقَةَ بِالْكَلاَمِ . وَالْقَوْلُ الأَوَّلُ أَصَحُّ لأَنَّ ابْنَ عُمَرَ هُوَ رَوَى عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَهُوَ أَعْلَمُ بِمَعْنَى مَا رَوَى. وَرُوِىَ عَنْهُ أَنَّهُ كَانَ إِذَا أَرَادَ أَنْ يُوجِبَ الْبَيْعَ مَشَى لِيَجِبَ لَهُ. و هكذا و رُوى عن أبي برزة.
Tercemesi:
Bize Vâsıl b. Abdula'lâ el-Kûfî, ona İbn Fudayl, ona Yahya b. Said, ona Nâfi, ona da İbn Ömer'in naklettiğine göre Rasulullah (sav) "Alıcı ve satıcı pazarlık yapılan mekandan ayrılmadıkça veya [alışveriş akdinin fesh edilemeyeceği yönünde bir kararı] tercih etmedikçe [her ikisi de alışverişten] cayma hakkına sahiptirler." buyurmuştur. [Nâfi dedi ki] İbn Ömer bir şey satın aldığında oturuyorsa akdin gerçekleşmesi için oturduğu yerden kalkıyordu.
Tirmizî şöyle dedi: Bu konuya ilişkin Ebu Berze, Hakîm b. Hizâm, Abdullah b. Abbas, Abdullah b. Amr, Semura ve Ebu Hureyre'den de hadis nakledilmiştir. İbn Ömer'in bu hadisi hasen sahihtir. Sahâbe ve sonraki kuşaklardan bazı alimler bu hadise göre amel etmektedirler. Şâfiî, Ahmed [b. Hanbel] ve İshak [b. Râhûye'nin] görüşü de budur. Onlar "Ayrılmak söz ile değil, beden ile gerçekleşir." görüşündedirler. Bazı alimler Hz. Peygamberin (sav) "ayrılmadıkça" sözünü "söz ile ayrılmak" olarak anlamışlardır. Ancak birinci görüş daha doğrudur. Çünkü bu hadisi Rasulullah'tan (sav) İbn Ömer nakletmiştir ve naklettiği hadisin anlamını en iyi o bilir. Ayrıca [İbn Ömer'in] alışveriş akdinin gerçekleşmesini istediğinde yürüdüğü [ve pazarlık yaptığı mekandan uzaklaştığı da] nakledilmiştir. Ebu Berze'den de böyle nakledilmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Buyû' 26, 3/547
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Nafi' Mevlâ İbn Ömer (Ebu Abdullah Nafi')
3. Ebu Said Yahyâ b. Saîd el-Ensârî (Yahyâ b. Saîd b. Kays b. Amr)
4. Ebu Abdurrahman Muhammed b. Fudayl ed-Dabbî (Muhammed b. Fudayl b. Ğazvan b. Cerîr)
5. Vasıl b. Abdulala el-Esedi (Vasıl b. Abdulala b. Hilal)
Konular:
Sahabe, anlayış farklılıkları
Sünnet, Abdullah b. Ömer'in uygulamaları
Ticaret
Ticaret, muhayyerlik
Öneri Formu
Hadis Id, No:
17916, T001246
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ عَنْ شُعْبَةَ عَنْ قَتَادَةَ عَنْ صَالِحٍ أَبِى الْخَلِيلِ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الْحَارِثِ عَنْ حَكِيمِ بْنِ حِزَامٍ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « الْبَيِّعَانِ بِالْخِيَارِ مَا لَمْ يَتَفَرَّقَا فَإِنْ صَدَقَا وَبَيَّنَا بُورِكَ لَهُمَا فِى بَيْعِهِمَا وَإِنْ كَتَمَا وَكَذَبَا مُحِقَتْ بَرَكَةُ بَيْعِهِمَا » . هَذَا حَدِيثٌ صَحِيحٌ . وَهَكَذَا رُوِىَ عَنْ أَبِى بَرْزَةَ الأَسْلَمِىِّ أَنَّ رَجُلَيْنِ اخْتَصَمَا إِلَيْهِ فِى فَرَسٍ بَعْدَ مَا تَبَايَعَا . وَكَانُوا فِى سَفِينَةٍ فَقَالَ لاَ أَرَاكُمَا افْتَرَقْتُمَا. وَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « الْبَيِّعَانِ بِالْخِيَارِ مَا لَمْ يَتَفَرَّقَا » . وَقَدْ ذَهَبَ بَعْضُ أَهْلِ الْعِلْمِ مِنْ أَهْلِ الْكُوفَةِ وَغَيْرِهِمْ إِلَى أَنَّ الْفُرْقَةَ بِالْكَلاَمِ وَهُوَ قَوْلُ سُفْيَانَ الثَّوْرِىِّ . وَهَكَذَا رُوِىَ عَنْ مَالِكِ بْنِ أَنَسٍ . وَرُوِىَ عَنِ ابْنِ الْمُبَارَكِ أَنَّهُ قَالَ كَيْفَ أَرُدُّ هَذَا وَالْحَدِيثُ فِيهِ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم صَحِيحٌ . وَقَوَّى هَذَا الْمَذْهَبَ . وَمَعْنَى قَوْلِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم « إِلاَّ بَيْعَ الْخِيَارِ » . مَعْنَاهُ أَنْ يُخَيِّرَ الْبَائِعُ الْمُشْتَرِىَ بَعْدَ إِيجَابِ الْبَيْعِ . فَإِذَا خَيَّرَهُ فَاخْتَارَ الْبَيْعَ فَلَيْسَ لَهُ خِيَارٌ بَعْدَ ذَلِكَ فِى فَسْخِ الْبَيْعِ وَإِنْ لَمْ يَتَفَرَّقَا . هَكَذَا فَسَّرَهُ الشَّافِعِىُّ وَغَيْرُهُ . وَمِمَّا يُقَوِّى قَوْلَ مَنْ يَقُولُ الْفُرْقَةُ بِالأَبْدَانِ لاَ بِالْكَلاَمِ حَدِيثُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Beşşar, ona Yahya b. Said, ona Şu'be, ona Katade, ona Salih Ebu Halil, ona Abdullah b. Haris, ona da Hakim b. Hizâm'ın şöyle demiştir: Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Ayrılmadıkları sürece alıcı ve satıcı vazgeçme hakkına sahiptirler. Şayet onlar doğru söyler ve malın her şeyini açıklarlarsa bu alışveriş onlara bereket getirir. Şayet onlar maldaki bir kusuru gizler ve yalan konuşurlarsa bu alışverişlerinde bereket olmaz." Tirmizî dedi ki: "Bu sahih bir hadistir. Aynı şekilde Ebu Berze el-Eslemî'den de (şöyle) nakledilmiştir: "İki adam gemide, bir atın alış verişini bitirdikten sonra kendisine gelip birbirleri hakkında şikayetçi olmuşlardı. Bunun üzerine o; "Görüyorum ki siz henüz birbirinizden ayrılmış değilsiniz. Nitekim Rasulullah (sav); "Ayrılmadıkları sürece alıcı ve satıcı vazgeçme hakkına sahiptirler" buyurmuştur. Ravi dedi ki: "Kufe alimlerinden bir kısmı ve diğer bazı alimler ayrılmanın söz ile gerçekleştiği görüşüne sahiptirler. Süfyan es-Sevrî bu görüştedir. Malik b. Enes'ten de aynı görüş nakledilmiştir. Rivayet edildiğine göre Abdullah b. Mübarek ise "Rasulullah'tan buna dair sahih bir hadis varken ve bu görüşü desteklerken ben bunu nasıl reddedebilirim. Rasulullah'ın (sav) hadisteki ifadesinin manası "Vazgeçme hakkının bulunduğu satış" anlamındadır. Bunun manası satıcının müşteriyi satış arz olunduktan sonra muhayyer bırakmasıdır. Satıcı vazgeçme hakkını müşteriye verir, müşteri de satın almayı seçerse, artık ayrılmamış olsalar bile bu alışverişi feshetme hakkı yoktur" demiştir. İmam Şafii ve başkaları da hadisi böyle anlamışlardır. Ayrılmanın sözle değil de bedenle gerçekleşeceği kanaatine sahip olanların görüşünü destekleyen bir rivayet de Abdullah b. Amr kanalıyla Rasulullah'tan nakledilmiştir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Buyû' 26, 3/548
Senetler:
1. Hakîm b. Hizam el-Kuraşî (Hakîm b. Hizam b. Huveylid b. Esed b. Abdüluzza b. Kusay b. Kilab)
2. Ebu Muhammed Abdullah b. Haris el-Haşimî (Abdullah b. Haris b. Nevfel b. Haris b. Abdülmuttalib)
3. Ebu Halil Salih b. Ebu Meryem ed-Duba'î (Salih b. Ebu Meryem)
4. Ebu Hattab Katade b. Diame es-Sedusî (Katade b. Diame b. Katade)
5. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
6. Ebu Said Yahya b. Said el-Kattan (Yahya b. Said b. Ferruh)
7. Muhammed b. Beşşâr el-Abdî (Muhammed b. Beşşâr b. Osman)
Konular:
Bereket, rızkın, malın ve ömrün bereketlenmesi
Sahabe, anlayış farklılıkları
Ticaret
Ticaret, muhayyerlik
Öneri Formu
Hadis Id, No:
17921, T001247
Hadis:
أَخْبَرَنَا بِذَلِكَ قُتَيْبَةُ بْنُ سَعِيدٍ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ بْنُ سَعْدٍ عَنِ ابْنِ عَجْلاَنَ عَنْ عَمْرِو بْنِ شُعَيْبٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ جَدِّهِ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « الْبَيِّعَانِ بِالْخِيَارِ مَا لَمْ يَتَفَرَّقَا إِلاَّ أَنْ تَكُونَ صَفْقَةَ خِيَارٍ وَلاَ يَحِلُّ لَهُ أَنْ يُفَارِقَ صَاحِبَهُ خَشْيَةَ أَنْ يَسْتَقِيلَهُ » . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ . وَمَعْنَى هَذَا أَنْ يُفَارِقَهُ بَعْدَ الْبَيْعِ خَشْيَةَ أَنْ يَسْتَقِيلَهُ وَلَوْ كَانَتِ الْفُرْقَةُ بِالْكَلاَمِ وَلَمْ يَكُنْ لَهُ خِيَارٌ بَعْدَ الْبَيْعِ لَمْ يَكُنْ لِهَذَا الْحَدِيثِ مَعْنًى. حَيْثُ قَالَ صلى الله عليه وسلم « وَلاَ يَحِلُّ لَهُ أَنْ يُفَارِقَهُ خَشْيَةَ أَنْ يَسْتَقِيلَهُ » .
Tercemesi:
Bize bu hadisi Kuteybe b. Said, ona Leys b. Sa'd, ona İbn Aclân, ona Amr b. Şuayb, ona babası (Şuayb b. Muhammed), ona da dedesi (Abdullah b. Amr'ın) naklettiğine göre Rasulullah (sav) "Alıcı ve satıcı birbirlerinden ayrılmadıkça alışverişi fesh edip etmeme hakkına sahiptirler. Ancak alışverişi fesh etme hakkı tanınırsa [ayrılsalar bile anlaşma çerçevesinde] cayma hakkına sahiptirler. Bir kişinin alışverişten cayar endişesiyle pazarlık yaptığı kişiden ayrılması caiz değildir." buyurmuştur.
Tirmizî şöyle dedi: Bu, hasen bir hadistir. Bunun anlamı alışveriş akdinden cayması korkusuyla ondan ayrılmasıdır. Şayet (hadiste zikredilen ayrılmak ile) söz ile ayrılmak kastedilmiş olsaydı ve akit gerçekleştikten sonra fesh etme hakkı olmasaydı bu hadis bir anlam ifade etmeyecekti. Zira Rasulullah (sav) "Alışverişten cayar endişesiyle pazarlık yaptığı kişiden ayrılması caiz değildir." buyurmuştur.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Buyû' 26, 3/550
Senetler:
1. Ebu Muhammed Abdullah b. Amr es-Sehmî (Abdullah b. Amr b. Âs b. Vail b. Haşim)
2. Şuayb b. Muhammed es-Sehmi (Şuayb b. Muhammed b. Abdullah b. Amr b. As)
3. Ebu İbrahim Amr b. Şuayb el-Kuraşi (Amr b. Şuayb b. Muhammed b. Abdullah b. Amr b. As)
4. Ebu Abdullah Muhammed b. Aclân el-Kuraşî (Muhammed b. Aclân)
5. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
6. Ebu Recâ Kuteybe b. Said es-Sekafi (Kuteybe b. Said b. Cemil b. Tarif)
Konular:
Ticaret
Ticaret, muhayyerlik
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ نُمَيْرٍ حَدَّثَنَا أَبُو مُعَاوِيَةَ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ شَقِيقٍ عَنْ قَيْسِ بْنِ أَبِى غَرَزَةَ قَالَ كُنَّا نُسَمَّى فِى عَهْدِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم السَّمَاسِرَةَ فَمَرَّ بِنَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَسَمَّانَا بِاسْمٍ هُوَ أَحْسَنُ مِنْهُ فَقَالَ « يَا مَعْشَرَ التُّجَّارِ إِنَّ الْبَيْعَ يَحْضُرُهُ الْحَلِفُ وَاللَّغْوُ فَشُوبُوهُ بِالصَّدَقَةِ » .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
22736, İM002145
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ نُمَيْرٍ حَدَّثَنَا أَبُو مُعَاوِيَةَ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ شَقِيقٍ عَنْ قَيْسِ بْنِ أَبِى غَرَزَةَ قَالَ كُنَّا نُسَمَّى فِى عَهْدِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم السَّمَاسِرَةَ فَمَرَّ بِنَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَسَمَّانَا بِاسْمٍ هُوَ أَحْسَنُ مِنْهُ فَقَالَ « يَا مَعْشَرَ التُّجَّارِ إِنَّ الْبَيْعَ يَحْضُرُهُ الْحَلِفُ وَاللَّغْوُ فَشُوبُوهُ بِالصَّدَقَةِ » .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Abdullah b. Nümeyr, ona Ebu Muaviye, ona A'meş, ona Şakik, ona da Kays b. Ebu Gareze şöyle demiştir:
Rasulullah (sav) döneminde bizlere 'simsarlar' denilirdi. (Bir gün) Rasulullah (sav) biz(tacirler)e uğradı ve bize bundan daha güzel bir isim vererek: 'Ey tacirler topluluğu! Şüphesiz (çoğu zaman) alışverişte (yalan) yemin ve yararsız -boş- söz bulunur. Bunun için siz ona (yalan yemine ve boş sözlere keffaret olması için) sadaka karıştırınız.' buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Ticârât 3, /344
Senetler:
1. Kays b. Ebu Gareze el-Gıfarî (Kays b. Ebu Gaeze b. Umeyr)
2. Ebu Vâil Şakik b. Seleme el-Esedî (Şakik b. Seleme)
3. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
4. Ebu Muaviye Muhammed b. Hâzim el-A'mâ ed-Darîr (Muhammed b. Hazim)
5. Ebu Abdurrahman Muhammed b. Numeyr el-Hemdânî el-Hârifî (Muhammed b. Abdullah b. Numeyr el-Hemedânî)
Konular:
Aldatmak, alış-verişte aldatmak
KTB, SADAKA
Ticaret
Ticaret, günahdan arındırmak
Ticaret, ticaret
Ticaret, tüccarın dürüst ve güvenilir olanı
Ticaret, yasak olan şekilleri
Yemin, alış-verişte
Yemin, Alış-verişte yalan yere
Öneri Formu
Hadis Id, No:
282410, M004127-2
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ يُونُسَ حَدَّثَنَا زُهَيْرٌ حَدَّثَنَا أَبُو الزُّبَيْرِ عَنْ جَابِرٍ ح وَحَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ يَحْيَى أَخْبَرَنَا أَبُو خَيْثَمَةَ عَنْ أَبِى الزُّبَيْرِ عَنْ جَابِرٍ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « مَنْ كَانَ لَهُ شَرِيكٌ فِى رَبْعَةٍ أَوْ نَخْلٍ فَلَيْسَ لَهُ أَنْ يَبِيعَ حَتَّى يُؤْذِنَ شَرِيكَهُ فَإِنْ رَضِىَ أَخَذَ وَإِنْ كَرِهَ تَرَكَ » .
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Yunus, ona Züheyr, ona Ebu Zübeyr, ona Cabir; (T) Bize Yahya b. Yahya, ona Ebu Hayseme, ona Ebu Zübeyr, ona Cabir şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav), 'Bir kimsenin bir arsada veya hurma bahçesinde ortağı varsa o kimse ortağının (satın almasına dair teklif) bildirmedikçe başkasına satış yapamaz. Ortağı (bu tekliften sonra) isterse alır; istemezse almaz.' buyurdular.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Müsâkât ve'l-Müzâra 4127, /668
Senetler:
1. Cabir b. Abdullah el-Ensârî (Cabir b. Abdullah b. Amr b. Haram b. Salebe)
2. Ebu Zübeyr Muhammed b. Müslim el-Kuraşi (Muhammed b. Müslim b. Tedrus)
3. Züheyr b. Muaviye el-Cu'fî (Züheyr b. Muaviye b. Hadîc b. Rahîl b. Züheyr b. Hayseme)
4. Ebu Abdullah Ahmed b. Yunus et-Temimî (Ahmed b. Abdullah b. Yunus b. Abdullah b. Kays)
Konular:
Komşuluk, Ticaret, şuf'a hakkı
Ticaret
Ticaret, ticari ilişkiler
Öneri Formu
Hadis Id, No:
30759, İM003719
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرٍ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ عَنْ زَمْعَةَ بْنِ صَالِحٍ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ وَهْبِ بْنِ عَبْدِ بْنِ زَمْعَةَ عَنْ أُمِّ سَلَمَةَ ح وَحَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ مُحَمَّدٍ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ حَدَّثَنَا زَمْعَةُ بْنُ صَالِحٍ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ وَهْبِ بْنِ زَمْعَةَ عَنْ أُمِّ سَلَمَةَ قَالَتْ خَرَجَ أَبُو بَكْرٍ فِى تِجَارَةٍ إِلَى بُصْرَى قَبْلَ مَوْتِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم بِعَامٍ وَمَعَهُ نُعَيْمَانُ وَسُوَيْبِطُ بْنُ حَرْمَلَةَ وَكَانَا شَهِدَا بَدْرًا وَكَانَ نُعَيْمَانُ عَلَى الزَّادِ وَكَانَ سُوَيْبِطٌ رَجُلاً مَزَّاحًا فَقَالَ لِنُعَيْمَانَ أَطْعِمْنِى . قَالَ حَتَّى يَجِىءَ أَبُو بَكْرٍ . قَالَ فَلأُغِيظَنَّكَ . قَالَ فَمَرُّوا بِقَوْمٍ فَقَالَ لَهُمْ سُوَيْبِطٌ تَشْتَرُونَ مِنِّى عَبْدًا لِى قَالُوا نَعَمْ . قَالَ إِنَّهُ عَبْدٌ لَهُ كَلاَمٌ وَهُوَ قَائِلٌ لَكُمْ إِنِّى حُرٌّ . فَإِنْ كُنْتُمْ إِذَا قَالَ لَكُمْ هَذِهِ الْمَقَالَةَ تَرَكْتُمُوهُ فَلاَ تُفْسِدُوا عَلَىَّ عَبْدِى . قَالُوا لاَ بَلْ نَشْتَرِيهِ مِنْكَ . فَاشْتَرَوْهُ مِنْهُ بِعَشْرِ قَلاَئِصَ ثُمَّ أَتَوْهُ فَوَضَعُوا فِى عُنُقِهِ عِمَامَةً أَوْ حَبْلاً . فَقَالَ نُعَيْمَانُ إِنَّ هَذَا يَسْتَهْزِئُ بِكُمْ وَإِنِّى حُرٌّ لَسْتُ بِعَبْدٍ . فَقَالُوا قَدْ أَخْبَرَنَا خَبَرَكَ . فَانْطَلَقُوا بِهِ فَجَاءَ أَبُو بَكْرٍ فَأَخْبَرُوهُ بِذَلِكَ . قَالَ فَاتَّبَعَ الْقَوْمَ وَرَدَّ عَلَيْهِمُ الْقَلاَئِصَ وَأَخَذَ نُعَيْمَانَ . قَالَ فَلَمَّا قَدِمُوا عَلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَأَخْبَرُوهُ . قَالَ فَضَحِكَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم وَأَصْحَابُهُ مِنْهُ حَوْلاً .
Tercemesi:
Bize Ebû Bekir rivayet etti (ve şöyle dedi): Bize Vekî, Zam’a b. Sâlih’ten, o Zührî’den, o VEhb b. Abd b. Zam’a’dan, o da Ümmü Seleme’den rivayet etti. (T) Bize Ali b. Muhammed rivayet etti (ve şöyle dedi): Bize Vekî rivayet etti (ve şöyle dedi): Bize Zem’a b. Sâlih, Zührî’den, o Abdullah b. Vehb b. Zem’a’dan, O Ümmü Seleme’den rivayet ettiğine göre şöyle dedi: Hz. Ebû Bekir, Hz. Peygamber’in vefatından bir yıl önce ticaret amacıyla Busra’ya gitmişti. Yanında Nuaymân ve Suveybıt b. Harmele de vardı. Her ikisi de Bedir’e katılmış kimselerdi. Suveybıt, azıklardan sorumluydu. Nuaymân mizahı seven şakacı bir kişiydi, Suveybıt’ın yanına gelip yemek istemiş. O da Ebû Bekir gelmeden vermeyeceğini söylemişti. “Seni kızdırayım da gör” dedi ve orada bulunan bir topluluğun yanına uğradılar. Süveybıt onlara “Benim kölemi satın alır mısınız?” diye sordu. Onlar “Alırız” dediler. “İleri geri konuşan bir köledir. Size ben hürüm diyebilir. Eğer böyle dediği vakit onu bırakacaksanız, kölemi bana karşı kışkırtmayınız” dedi. “Böyle yapmayız. Onu senden satın almak istiyoruz” dediler. Onu on tane genç deveye satın aldılar. Sonra onun yanına gelip boynuna bir sarık veya ip taktılar. Nuaymân “bu sizinle alay ediyor. Ben hürüm, köle değilim” dediyse de ona inanmadılar “bize senin nasıl biri olduğunu anlattı” dediler. Onu da yanlarında götürdüler. Hz. Ebû Bekir gelince ona olanları anlattılar. O da hemen o insanların ardından gitti ve develeri geri verip Nuaymân’ı aldı. Hz. Peygamber’in (sav) yanına geldiklerinde ona olanları anlattılar. Hz. Peygamber ve ashabı onların bu anlattıklarına bir yıl boyunca güldüler.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Edeb 24, /598
Senetler:
1. Ümmü Seleme Zevcü'n Nebi (Hind bt. Huzeyfe b. Muğire)
2. Abdullah el-Asğar Abdullah b. Vehb el-Kuraşi (Abdullah b. Vehb b. Zem'a b. Esved b. Muttalib b. Esed b. Abduluzza)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Vehb Zem'a b. Salih el-Yemanî (Zem'a b. Salih)
5. Ebu Süfyan Veki' b. Cerrah er-Ruâsî (Veki' b. Cerrah b. Melih b. Adî)
6. Ebu Bekir İbn Ebu Şeybe el-Absî (Abdullah b. Muhammed b. İbrahim b. Osman)
Konular:
Hz. Peygamber, sahabeyle iletişimi
Hz. Peygamber, şakalaşması
KTB, ADAB
Sahabe, birbirlerine karşı kullandıkları üslup
Şaka, şakalaşma
Ticaret