489 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed b. Abbâd ve İbn Ebu Ömer, o ikisine Süfyan, ona Hişam b. Huceyr, ona Tâvus, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Allah'ın peygamberi olan Hz. Davud'un oğlu Süleyman (as) 'Ben bu gece yetmiş kadını dolaşacağım ve bunların her biri Allah yolunda savaşacak bir çocuk doğuracaktır' dedi. Arkadaşı yahut melek onu 'İnşallah de' diye uyardı. Fakat Hz. Süleyman demedi ve unuttu. Neticede biri hariç kadınlardan hiç biri doğurmadı, o da yarım (özürlü) bir çocuk dünyaya getirdi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) 'İnşallah deseydi, yemini boşa çıkmaz ve ihtiyacı da görülürdü' buyurdu.
Bize Abd b. Humeyd, ona Abdürrezzak b. Hemmâm, ona Ma'mer, ona İbn Tâvus, ona da babası, Ebu Hureyre'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Hz. Davud'un oğlu Süleyman (as) 'Bu gece mutlaka yetmiş kadını dolaşacağım ve her biri Allah yolunda harb edecek birer oğlan doğuracak' diye yemin etti. Kendisine 'İnşallah de' diye ihtarda bulunulmasına rağmen, o demedi ve kadınları dolaştı. Ancak yarım bir insan doğuran bir kadın hariç, o kadınlardan hiç biri doğum yapmadı. Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in şöyle buyurduğunu söylemiştir: 'İnşallah deseydi, yemininden dönmüş olmaz ve hacetine de nail olurdu'."
Bize İbn Ebu Ömer, ona Süfyan, ona Ebu Zinad, ona A'rec, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'den (sav) bu hadisin aynısını veya benzerini şöyle rivayet etmiştir: "Allah'ın peygamberi olan Hz. Davud'un oğlu Süleyman (as) 'Ben bu gece yetmiş kadını dolaşacağım ve bunların her biri Allah yolunda savaşacak bir çocuk dünyaya getirecektir' diye yemin etti. Arkadaşı yahut melek onu 'İnşallah de' diye uyarmasına rağmen, Hz. Süleyman demedi ve unuttu. Neticede yarım (özürlü) bir çocuk dünyaya getiren biri hariç, kadınlarından hiç biri doğurmadı. Bunun üzerine Rasulullah (sav) 'İnşallah deseydi, yemini boşa çıkmaz ve ihtiyacı da görülürdü' buyurdu.
Bize Yahya b. Yahya, ona Muğîre b. Abdurrahman el-Hizamî, ona Ebu Zinâd, ona A'rec, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Allah (cc), evinden sadece Allah'ın (cc) yolunda cihad etmek ve sözlerini tasdik etmek suretiyle kendi yolunda cihada çıkan kimseyi; cennete koymak veya elde ettiği sevap ve ganimetle çıktığı evine geri döndürmeyi garanti altına almıştır."
Bize Süveyd b. Said, ona Hafs b. Meysere, ona Musa b. Ukbe, ona da Ebu Zinad hadisi bu isnadla A'rec'den o da Ebu Hureyre'den benzer şekilde şöyle nakletmiştir: "Hz. Davud'un oğlu Süleyman (as) 'Ben bu gece doksan tane kadını dolaşacağım ve bunların her biri ileride Allah yolunda savaşacak bir süvari dünyaya getirecektir' diye yemin etti. Arkadaşı onu 'İnşallah de' diye uyardı. Fakat Hz. Süleyman inşallah demedi ve o gece her bir kadınla beraber oldu. Neticede ileride özürlü bir çocuk doğuracak bir kadın hariç, onlardan hiçbiri hamile kalmadı. Muhammed'in canı kudret elinde olan Allah'a yemin olsun ki, inşallah deseydi, doğacak o çocuklardan her biri süvari olarak Allah yolunda cihad ederdi." [Hadisi nakleden Süveyd b. Said, rivayetin diğer senedinden farklı olarak hadisi '... o kadınların her biri, ileride Allah yolunda cihad edecek bir oğlana gebe kalacaktır' şeklinde nakletmiştir.]
Bize Mansur b. Ebu Müzahim, ona İbrahim b. Sa'd, ona babası (S'ad b. İbrahim), ona Abdullah b. Şeddad, ona da Hz. Ali şöyle demiştir: "Rasulullah (sav) Uhud gününde Sa'd b. Malik için 'at! Babam ve annem sana feda olsun' demiş, ondan başka hiçbir kimse için annesiyle babasının isimlerini bir araya getirmemiştir."
Bize Ebu Tahir ve Harmele b. Yahya, o ikisine İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihâb, ona Said b. el-Müseyyeb, ona da Ebu Hureyre, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "İşini iyi yapan köleye iki ecir vardır". Ebu Hureyre'nin nefsi elinde olan Allah'a yemin olsun ki Allah yolunda cihada katılmak, haccetmek ve anneme iyilik etmek olmasaydı, köle olarak ölmeyi dilerdim. Said b. el-Müseyyeb 'Bize ulaştığına göre, Ebu Hureyre annesiyle birlikte kaldığından dolayı, o vefat edene kadar hac yapmamıştır. [Ebu Tahir bu hadisi "İşini iyi yapan kul" şeklinde nakletmiş, köle ifadesini zikretmemiştir.]
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona İbn Nümeyr ve Abde, o ikisine Hişam, ona babası (Urve b. Zübeyir) şöyle demiştir: "Aişe, bana 'senin baban ve annen “kendilerine yara isabet etmişken, Allah ve Rasulüne icabet eyleyen” kimselerdendir' dedi."
Bize Muhammed b. Râfi, ona Abdürezzak, ona Ma'mer, ona Hemmâm b. Münebbih, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Müslümanın Allah yolunda aldığı her yara, kıyamet günü yaralandığı şekliyle onun üzerinde olacaktır. O yara (mızrak, ok veya kılıçla) delinerek alınmışsa, kan ondan fışkıracaktır. Rengi kan rengi, kokusu ise misk kokusu olacaktır. Muhammed'in canını kudret elinde bulunduran Allah'a yemin olsun ki, müminlere zorluk çıkaracak olmasam, Allah yolunda gazaya çıkan hiçbir seriyyeden geri kalmazdım. Ama ne benim onların hepsine bir binek bulacak imkanım, ne de onların benim peşimden gelebilecek imkanları vardır. Seriyyeye katılmayıp arkamda kalmaya da onların gönülleri razı olmaz."
Bana Ebu Tahir ve Harmele b. Yahya, onlara İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihâb, ona da Said b. Müseyyeb, Ebu Hureyre'nin şöyle dediğini rivayet emiştir: "Rasulullah (sav) 'İşini samimi bir şekilde ciddiyetle yapan köleye iki ecir vardır' buyurdu. Ebu Hureyre'nin canı elinde olan Allah'a yemin olsun ki Allah yolunda cihat etmek, haccetmek ve annemle ilgilenmek olmasaydı, köle olarak ölmeyi dilerdim." [Said b. el-Müseyyeb 'Bize ulaştığına göre Ebu Hureyre annesiyle birlikte kaldığı için, vefat edene kadar haccetmemiştir' demiştir. Ebu Tahir hadisinde 'İşini ciddiyetle samimi bir şekilde yapan kul' demiş, köle ifadesini kullanmamıştır.]