489 Kayıt Bulundu.
Bize Harun b. Ma'rûf, ona İbn Vehb, ona Amr b. Hâris, ona Ebu Ali Sümâme b. Şüfey, ona da Ukbe b. Âmir, Rasulullah'ı (sav) minberi üzerinde şöyle derken işittiğini haber vermiştir: "(Düşmanlarınız için gücünüzün yettiği kadar kuvvet hazırlayın) (Enfâl, 8/60). Dikkat edin! Ayetteki kuvvetten kasıt atıcılıktır. Dikkat edin! Ayette kastedilen kuvvet, atıcılıktır. Dikkat edin! Ayette kastedilen kuvvet, atıcılıktır."
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: أَلاَ إِنَّ الْقُوَّةَ الرَّمْىُ
Bize Ahmed b. Ezher, ona Muhammed b. Yusuf, ona Abdülhamid b. Behrâm, ona Şehr b. Havşeb, ona Abdurrahman b. Ğanm, ona da Muâz b. Cebel, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Allah'tan başka ilah olmadığına, benim Allah'ın Rasulü olduğuma şahitlik etmelerine ve namazı kılıp zekatı vermelerine dek o insanlarla (müşriklerle) savaşmakla emrolundum."
Açıklama: Elbani bu hadisin mütevatir bir hadis olduğunu ifade etmiştir
Bize Harun b. Ma'rûf, ona İbn Vehb, ona Amr b. Hâris, ona Ebu Ali, ona da Ukbe Âmir, Rasulullah'ın şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Size nice memleketlerin fethi nasip olacaktır. Allah size kafidir. O halde hiçbiriniz oklarını savaş için hazır etmekten geri kalmasın."
Bize Ebu Küreyb Muhammed b. Alâ, ona Abdullah b. İsmail, ona Mücâlid, ona Ebu Veddâk, ona da Ebu Said el-Hudrî, Resulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Şu üç şey Allah'ın (cc) hoşuna gider: Namazda (cemaatin) saf tutması, gecenin ortasında namaza duran kişi ve (ordunun arkasında da) cihad eden kimse."
Bize Süleyman b. Davud el-Atekî, ona Hammâd b. Zeyd, ona Yahya b. Said, ona Muhammed b. Yahya b. Habbân, ona da Enes b. Malik, Ümmü Süleym'in kız kardeşi Ümmü Haram bt. Milh'an'ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav) bizim yanımızda öğle uykusuna yatmıştı. Bir süre sonra gülerek uyandı. 'Ya Rasulullah! Neden gülüyorsun?' dediğimde, 'Rüyamda, denizde tahtlarına kurulmuş krallar gibi yolculuk yapan bir topluluk gördüm' dedi. Ümmü Haram 'Ya Rasullulah! Allah'a dua edin de beni onlardan kılsın' diye talep etti, Hz. Peygamber de (sav) 'Şüphesiz sen onlardansın' buyurdu. Ümmü Haram, Hz. Peygamber'in (sav) sonra tekrar uykuya daldığını ve yine gülerek uyandığını haber verdi. Ümmü Haram 'Ya Rasulullah! Neden gülüyorsun?' diye sorduğunda, Rasulullah (sav) öncekine benzer şeyler söyledi. Ümmü Haram 'Ya Rasulullah! Allah'a dua edin de beni onlardan kılsın' diye talepte bulunduğunda, 'Sen birinci topluluktansın' buyurdu. Enes b. Malik şunu da nakletmiştir: Ubade b. Samit, Ümmü Haram ile evlendi. Bir süre sonra deniz savaşına katılıp beraberinde hanımını da götürmüştü. Deniz savaşından dönünce, hanımı Ümmü Haram'a binmesi için bir katır getirildi. Katır, Ümmü Haram'ı üzerinden attı ve bu sebeple boynu kırılarak vefat etti."
Bize Ka'nebî, ona Mâlik, ona da İshak b. Abdullah b. Ebu Talha, Enes b. Malik'i şöyle derken duyduğunu rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sab), Kuba'ya gittiğinde, Ümmü Haram bt. Milhân'a da uğrardı. Ümmü Haram o zaman Ubâde b. Sâmit'in nikahı altında idi. Yine bir gün onu ziyaret etti, o da Hz. Peygamber'e yemek yedirdi, sonra yanına oturdu ve başındaki bitleri ayıkladı. Ravi (Enes), hadisin geri kalan kısmını da aktarmıştır." [Ebû Davud, Ümmü Haram bt. Milhân'ın Kıbrıs'ta vefat ettiğini belirtmiştir.]
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Abdurrahman b. Mehdî, ona Süfyân, ona Ebu Zübeyr, ona da Câbir, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Allah'tan başka ilah olmadığını söyleyinceye dek insanlara (o müşriklere) karşı savaşmakla emrolundum. Onu dediklerinde, cezayı hak edecekleri durumlar hariç, kanlarını ve mallarını benden korurlar. Geride kalan hesapları ise Allah'a kalmıştır. Ardından Hz. Peygamber (sav) (Sen ancak hatırlatıcısın. Onlar üzerinde bir zorba değilsin) (Ğâşiye, 88/21-22) ayetini okudu." [Ebu İsa (et-Tirmizî), bu hadisin hasen-sahih olduğunu söylemiştir.]
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Yahya b. Said, ona Abdülmelik b. Ebu Süleyman, ona Atâ (b. Ebu Rabâh), ona da Zeyd b. Halid el-Cühenî, Nebî'den (sav) yukarıdaki hadisin benzerini şöyle rivayet etmiştir: "Her kim Allah yolunda çarpışan bir mücahidi (gerekli silah binit vb. malzeme ile) donatır veya mücahidin çoluk çocuğunun ihtiyaçlarını karşılarsa, o da aynen savaşa katılmış gibi sevap kazanır."
Bize Hennâd (b. Serî), ona Ebu Muaviye, ona A'meş, ona da Şakîk b. Seleme, Ebu Musa el-Eş'ârî'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Rasulullah'a (sav); kendisine cesur denilmesi için savaşanın, hamiyeti (kabilesi) için savaşanın veya gösteriş için savaşan kimsenin Allah yolunda olup olmadıkları sorulduğunda, 'Kim i'lây-ı kelimetullah (Allah'ın adının ve dininin en yüce olması) için savaşırsa, işte o Allah yolundadır' cevabını verdi." [Ebu İsa (et-Tirmizî) 'Bu konuda Hz. Ömer'den de hadis rivayet edilmiştir. Ebu Musa el-Eş'arî hadisi hasen sahihtir' demiştir.]
Bize Ahmed b. Menî, ona Ravh b. Ubâde, ona İbn Cüreyc, ona Süleyman b. Musa, ona Malik b. Yuhâmir, ona da Muaz b. Cebel, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Müslüman olarak kim Allah yolunda, bir deve sağımı süresi kadar savaşacak olsa, cennet ona vacip olur. Kim de Allah yolunda savaşırken bir yara alır veya başına herhangi bir sıkıntı gelirse, o kimse kıyamet günü, yarasının rengi zâferân renginde, kokusu ise misk kokusu gibi huzura gelir."