485 Kayıt Bulundu.
Bize Said b. Mansur, ona Abdullah b. Vehb, ona Ebu Hâni el-Havlânî, ona Ebu Abdurrahman el-Hubullî, ona da Ebu Said el-Hudrî, Hz. Peygamber'in (sav) kendisine şöyle seslendiğini rivayet etmiştir: "'Ey Ebu Said! Her kim Rab olarak Allah'tan, din olarak İslam'dan, peygamber olarak da Hz. Muhammed'den (sav) razı olursa, o kimseye cennete girmesi vacip olur.' Ebu Said buna şaşırıp 'Bunları bana tekrar söyler misin ya Rasulullah!' dedi. Hz. Peygamber de (sav) tekrarladı. Sonra da şöyle buyurdu: 'Başka bir şey daha var ki kul onunla cennette yüz derece birden yükseltilir. Her iki derecenin arası da yerle gök arası kadardır.' Ebu Said 'Nedir o, ey Allah'ın Rasulü?' diye sorunca, Rasulullah (sav) 'Allah yolunda cihaddır, Allah yolunda cihaddır' buyurdu."
Bize Ebu Muhâcir Muhammed b. Osman et-Tenûhî, ona Heysem b. Humeyd, ona Alâ b. Hâris, ona da Kasım b. Abdurrahman, Ebu Ümâme'nin şöyle değini rivayet etmiştir: "Bir adam, Hz. Peygamber'e gelip 'Ya Rasulullah, seyahat etmeme izin verin!' deyince Hz. Peygamber (sav) 'Ümmetimin seyahati, Allah Teâlâ yolunda cihâd etmektir' buyurdu."
Açıklama: Hadiste geçen 'Ümmetimin seyahati, Allah Teâlâ yolunda cihâd etmektir' ifadesini, ümmetimin seyahatine cihad gibi sevap yazılır şeklinde değil, seyahatin meşakkatine ancak cihad etmek gibi ulvi bir gaye için katlanılır. Bunun dışındaki sebepler için ümmetim seyahate çıkmaz manasındadır.
Bize Mahammed b. Musaffâ, ona Ali b. Ayyâş, ona Leys b. Sa'd, ona Hayve, ona İbn Şüfey, ona Şüfey b. Mâti, ona da Abdullah b. Amr, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Gazveden geri dönmek de gazveye katılmak gibidir."
Açıklama: Hadisteki "gazveden geri dönmek", gazveye katılıp oradan kişinin evine, yurduna geri dönmesi manasındadır. Yani geri dönüşte de kişiye savaştaymış gibi sevap yazılır anlamındadır. Yoksa gazveye katılmayıp ondan geri kalmak manasında değildir.
Bize Said b. Mansur, ona İsmail b. Zekeriyya, ona Mutarrif, ona Ebu Abdullah Bişr, ona Beşir b. Müslim, ona da Abdullah b. Amr, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Deniz yolculuğuna sadece hac ve umre yapmak isteyen ile gâzi çıkabilir. Zira denizin altında ateş, ateşin altında da deniz vardır." [Ebu Davud bu hadisin aşırı zayıf olduğunu, senedde yer alan Ebu Abdullah ile Beşir'in meçhul raviler olduklarını söylemiştir.]
Açıklama: Deniz yolculuğuna hac, umre ve gazve için çıkabileceğinden maksat, deniz yolculuğunun aşırı zahmetli olması sebebiyle, sadece böyle önemli işler için bu zahmete katlanmaya değeceği, bunun dışındaki ticaret, seyahat vb. amaçlar için deniz yolculuğunun zorluklarına katlanmaya değmeyeceğini ifade etmek içindir. Hadiste geçen 'Denizin altında ateş, ateşin altında da deniz vardır' ifadesi de bu zorluğu mecazi olarak belirtmektedir. Hadisin isnadındaki problemler için ayrıca bk. Azimâbâdî, Avnu'l-Ma'bûd, VII, 120.
Bize Kuteybe b. Said, ona Ebu Avâne; (T) Bize Zühery b. Harb, ona Cerîr; (T) Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Ebu Muaviye, onların hepsine de Süheyl, hadisi bu isnadla babasından o da Ebu Hureyre'den benzer şekilde şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber'e (sav) 'Allah (ac) yolunda cihad etmeye denk olan ibadet hangisidir?' diye sorulduğunda, 'Sizin onu yapmaya gücünüz yetmez' buyurdu. Soruyu kendisine iki veya üç kez tekrarlasalar da her defasında 'Sizin ona gücünüz yetmez' buyurdu. Üçüncü kez sorduklarında 'Allah yolunda cihada çıkan kimse, çıktığı yoldan dönünceye dek, hiç ara vermeksizin ve gevşeklik göstermeksizin oruç tutup namaz kılan ve Allah'ın ayetlerine (hükümlerine) boyun eğen kimse gibidir' buyurdu.
Bize Abdullah b. Abdurrahman ed-Dârimî, ona Muhammed b. Yusuf, ona Evzâî, ona da İbn Şihâb hadisi bu isnadla, Atâ b. Yezid el-Leysî'den, o da Ebu Said el-Hudrî'den şöyle rivayet etmiştir: "Adamın biri 'Ey Allah'ın Rasulü (sav)! İnsanların en faziletlisi kimdir?' diye sorduğunda, Hz. Peygamber (sav) 'Allah yolunda canı ve malıyla cihad eden mümindir" diye cevapladı. Adam 'Ondan sonra kimdir?' dediğinde, 'Sonra insanlardan uzakta bir vadiye çekilip, Rabbine ibadet eden ve insanları kendi şerrinden uzak tutan kimsedir' buyurdu." [Bu rivayette ifade 'Sonra şu adam gelir...' değil, sadece 'Şu adamdır...' şeklinde geçmektedir.]
Bize Hasan b. Ali el-Hulvânî, ona Ebu Tevbe, ona Muaviye b. Sellâm, ona Zeyd b. Sellâm, ona da Ebu Sellâm, Numan b. Beşir'in şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Rasulullah'ın (sav) minberinin yanındaydım. Bu esnada birisi 'Müslüman olduktan sonra, hacılara su dağıtmak dışında hiçbir amelim olmasa da önemli değil (bu bana yeter)' dedi. Bir diğeri 'Benim de İslam'a girdikten sonra, Mescid-i Haram'ın bakım ve onarımını yapmak dışında hiçbir amelim olmasa önemli değil (bu bana yeter)' dedi. Bir başkası da 'Allah yolunda cihad etmek sizin söylediğiniz amellerden daha faziletlidir' diye itiraz etti. Derken Hz. Ömer 'Rasulullah'ın (sav) minberinin yanında sesinizi yükseltmeyin. Bugün, cumadır. Ben cuma namazını kıldıktan sonra Hz. Peygamber'in huzuruna girer, şu anda tartıştığınız konuyu ona sorarım' diyerek tartışmayı bitirmelerini istedi. Bunun üzerine Allah (cc) (Hacılara su verme ve Mescid-i Haram'ın imar ve bakım işini üstlenen kimsenin yaptığı, Allah'a ve ahiret gününe inanıp... ) (Tevbe 9/19) ayetinin tamamını indirdi."
Bize Kuteybe b. Said, ona Leys, ona Said b. Ebu Said, ona Abdullah b. Ebu Katâde, ona da Ebu Katâde, Rasulullah'tan (sav) şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav) aralarında ayağa kalkıp insanlara, Allah yolunda cihatla Allah'a imanın amellerin en faziletlisi olduğunu buyurmuştu. Bunun üzerine bir adam ayağa kalkıp 'Ey Allah'ın Rasulü! Allah yolunda öldürülecek olsam, (bütün) günahlarım bağışlanır mı?' diye sordu. Rasulullah da (sav) 'Evet; sabreder, sevabını yalnız Allah'tan bekler, savaşta geri kaçmadan ileri atılıp Allah yolunda öldürülecek olursan bağışlanır' buyurdu. Sonra Rasulullah (sav) adama 'Nasıl demiştin?' diye sordu. Adam tekrar 'Allah yolunda öldürülecek olsam, (bütün) günahlarım bağışlanır mı?' dedi. Rasulullah da (sav) 'Evet; sabreder, sevabını yalnız Allah'tan bekler, geri kaçmadan hep ileri gider ve Allah yolunda öldürülürsen, kul hakkına giren borçların hariç bütün günahların bağışlanır. Bunu bana (az önce) Cebrail söyledi' buyurdu."
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Muhammed b. Müsennâ, o ikisine Yezid b. Harun, ona Yahya b. Said, ona Said b. Ebu Said el-Makburî, ona da Abdullah b. Ebu Katâde, babasının şöyle dediğini rivayet etmiştir: Bir adam Rasulullah'a (sav) gelerek 'Allah yolunda öldürülecek olsam ne dersin? ...' rivayetini, Leys'in hadisiyle aynı manaya gelecek şekilde şöyle nakletmiştir: "Hz. Peygamber (sav) aralarında ayağa kalkıp insanlara, Allah yolunda cihatla Allah'a imanın amellerin en faziletlisi olduğundan bahsetmişti. Bunun üzerine bir adam ayağa kalkıp 'Ey Allah'ın Rasulü! Allah yolunda öldürülecek olsam, (bütün) günahlarım bağışlanır mı?' diye sordu. Rasulullah da (sav) 'Evet; sabreder, sevabını yalnız Allah'tan bekler, savaşta geri kaçmadan ileri atılıp Allah yolunda öldürülecek olursan bağışlanır' buyurdu. Sonra Rasulullah (sav) adama 'Nasıl demiştin?' diye sordu. Adam tekrar 'Allah yolunda öldürülecek olsam, (bütün) günahlarım bağışlanır mı?' dedi. Rasulullah da (sav) 'Evet; sabreder, sevabını yalnız Allah'tan bekler, geri kaçmadan hep ileri gider ve Allah yolunda öldürülürsen, kul hakkına giren borçların hariç bütün günahların bağışlanır. Bunu bana (az önce) Cebrail söyledi' buyurdu."
Bize Said b. Mansur, ona Süfyan, ona Amr b. Dinar, ona Muhammed b. Kays; (T) Bize Muhammed b. Aclân, ona Muhammed b. Kays, ona Abdullah b. Ebu Katâde, ona da babası, Hz. Peygamber (sav) minberdeyken bir adam gelerek 'Sabrederek kılıcımla savaşsam...' şeklinde sorduğu rivayeti, Makburî'nin hadisiyle aynı manada olacak şekilde (ancak ziyade lafızlarla) şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav) aralarında ayağa kalkıp insanlara, Allah yolunda cihatla Allah'a imanın amellerin en faziletlisi olduğundan bahsetmişti. Bunun üzerine bir adam ayağa kalkıp 'Ey Allah'ın Rasulü! Allah yolunda öldürülecek olsam, (bütün) günahlarım bağışlanır mı?' diye sordu. Rasulullah da (sav) 'Evet; sabreder, sevabını yalnız Allah'tan bekler, savaşta geri kaçmadan ileri atılıp Allah yolunda öldürülecek olursan bağışlanır' buyurdu. Sonra Rasulullah (sav) adama 'Nasıl demiştin?' diye sordu. Adam tekrar 'Allah yolunda öldürülecek olsam, (bütün) günahlarım bağışlanır mı?' dedi. Rasulullah da (sav) 'Evet; sabreder, sevabını yalnız Allah'tan bekler, geri kaçmadan hep ileri gider ve Allah yolunda öldürülürsen, kul hakkına giren borçların hariç bütün günahların bağışlanır. Bunu bana (az önce) Cebrail söyledi' buyurdu."