489 Kayıt Bulundu.
Giriş
Allah, yalnız sizinle din uğrunda savaşanları, sizi yurtlarınızdan çıkaranları ve çıkarılmanız için onlara yardım edenleri dost edinmenizi yasaklar. Kim onlarla dost olursa işte zalimler onlardır.
Gökleri ve yeri yarattığı günde Allah'ın yazısına göre Allah katında ayların sayısı on iki olup, bunlardan dördü haram aylarıdır. İşte bu doğru hesaptır. O aylar içinde (Allah'ın koyduğu yasağı çiğneyerek) kendinize zulmetmeyin ve müşrikler nasıl sizinle topyekün savaşıyorlarsa siz de onlara karşı topyekün savaşın ve bilin ki Allah (kötülükten) sakınanlarla beraberdir.
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: أَنَّ اللّهَ مَعَ الْمُتَّقِينَ
Bize Muhammed b. Rumh, ona el-Leys b. Sa'd, ona Ebû'z-Zübeyr, ona Süfyan b. Abdullah, ona -zannederim- Asım b. Süfyan es-Sekafî şöyle rivâyet etti: "Ashâb, Selasil gazvesine gitmişlerdi, ancak savaş vuku bulmamıştı. Bir süre orada beklediler. Sonra halife Muâviye'nin yanına döndüler. O sırada Muâviye'nin yanında Ebû Eyyub ile Ukbe b. Amir de bulunuyordu. Asım şöyle dedi: "- Ey Ebû Eyyub! Bu yıl savaşa katılamadık. Bize bildirildiğine göre dört mescidde namaz kılanın günahı bağışlanırmış." Ebû Eyyub şu cevabı verdi: "- Ey kardeşimin oğlu! Seni bundan çok daha kolay bir hayra yönlendireyim: Ben Rasûlullah'ı (sav) 'Kim emredildiği şekilde abdestini alır ve yine emredildiği şekilde namazını kılarsa daha önce işlemiş olduğu günahları bağışlanır' buyurduğunu işitmiştim." Sonra Ebû Eyyub; "- Öyle değil mi ey Ukbe!" deyince Ukbe de; "- Evet gerçekten öyle" diye karşılık verdi.
Açıklama: Hadist geçen "فرابطوا" kelimesi "Savaşa katılamadıklarından dolayı kaçırdıkları sevabı elde etmek amacıyla ibadet ve taatte bulundular." şeklinde de çevrilebilir. Ancak hadisin devamındaki ifadeler, kaçırılan sevabı telafi etme çabasının Muaviye'nin yanına geldikten sonra ortaya çıktığını ihsas ettirmektedir. Bu sebeple söz konusu kelime "Düşman ordusunun geçiş güzergahında bir süre gizlendiler" anlamındadır. el-Vellevî'nin izahı da bu mana takdirini desteklemektedir. Bk. el-Vellevî, Zahîretu'l-ukbâ, III, 365.
Allah onları muratlarına erdirecek, gönüllerini şâdedecek .
Bize Muhammed b. Rumh b. Muhacir ile Yahya b. Yahya, onlara Leys, ona Yahya b. Saîd, ona İbn Habban, ona Enes b. Malik, ona da teyzesi Ümmü Haram Bt. Milhan şöyle demiştir: Rasulullah (sav) bir gün bana yakın bir yerde uyudu. Sonra gülümseyerek uyandı. Ben 'Ey Allah'ın Rasulü (sav) seni güldüren nedir?' dedim. (Rasulullah şöyle cevapladı:) "Ümmetimden bazı insanlar şu yeşil denizin sırtına binerlerken (Allah yolunda deniz seferine çıkarlarken) bana (rüyamda) gösterildiler (bu nedenle mutlu oldum)." Bundan sonra râvî, Hammâd b. Zeyd'in hadisinin benzerini zikretmiştir.
Bana Yahya b. Eyyub ile Kuteybe ve İbni Hucr, onlara İsmail -O İbn Cafer'dir-, ona Abdullah b. Abdurrahman, ona Enes b. Malik şöyle demiştir: Rasulullah, (sav) Enes'in teyzesi Binti Milhan'a gelerek onun yanında iken başını yaslayıp uzandı. Sonra hadisi, İshak b. Ebu Talha ile Muhammed b. Yahya b. Habbân'ın rivayeti gibi nakletti.
Bana Yahya b. Eyyub ile Kuteybe ve İbn Hucr, onlara İsmail -Bu zat Cafer'in oğludur- o Abdullah b. Abdurrahman'dan, o da Enes b. Malik'in şöyle dediğini duymuştur: Rasulullah (sav) Enes'in teyzesi Binti Milhan'ın yanına geldi, orada başını yaslayıp uzandı. Râvi devamında İshak b. Ebî Talha ile Muhanmmed b. Yahya b. Habban'in naklettikleri hadîsin benzerini nakletmiştir.