77 Kayıt Bulundu.
Bize Ahmed b. Ebu Şuayb, ona Züheyr, ona el-A'meş, ona Ebû Salih, ona da Ebu Hureyre (ra), Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Nefsim elinde olana yemin ederim ki iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe (kamil anlamda) iman etmiş olamazsınız. Size, yaptığınızda birbirinizi seveceğiniz bir iş göstereyim mi? Aranızda selamı yayınız."
Açıklama: Müminlerin birbirlerini sevmeleri kamil anlamda iman etmiş olmaları için şarttır. Ancak iman etmedikçe cennete giremezsiniz cümlesindeki iman ise zahir manasına göre anlaşılır. Yani iman etmeyen kişilerin cennete giremeyecekleri belirtilmektedir. Öte yandan benzer lafızların zikredildiği Ebû Musa el-Eş'arî'den nakledilen bir hadiste Hz. Peygamber selam vesilesiyle bireysel sevgi ve saygının yanı sıra toplumsal ülfet ve birlikteliğin sağlanacağını daha farklı ifadelerle açıklamıştır.
Bize İbn Nümeyr, ona Haccâc b. Dînâr, ona Muhammed b. Zekvân, ona Şehr b. Havşeb, ona da Amr b. Abese şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber'e (sav) geldim ve "Ey Allah’ın Rasulü, bu işte sana uyan (Müslüman olan) kimlerdir" dedim. "Bir hür ve bir köle" dedi. "İslam nedir?" diye sordum. "Güzel ve temiz söz söylemek, bir yemek ikram yedirmek" buyurdu. "İman nedir?" dedim. "Sabır ve müsamaha göstermek" dedi. "Hangi İslam daha faziletlidir" diye sordum. "Kişinin dilinden ve elinden Müslümanların zarar görmemesidir" buyurdu. "Hangi iman daha faziletlidir?" diye sordum. " Güzel ahlak" buyurdu. "Hangi namaz daha daha faziletlidir?" dedim. "Kunûtu daha uzun olan" buyurdu. "Hangi hicret daha değerlidir?" dedim. "Rabbin (ac) hoşlanmadığı şeyleri terk etmek" buyurdu. "Hangi Cihad daha değerlidir?" dedim. "Kişinin atının vurulduğu, kanının akıtıldığı" buyurdu. "Hangi saat(te ibadet) daha değerlidir?" diye sordum. "Gecenin son vaktinde" buyurdu. sonra şöyle devam etti: "O vakitten fecir doğuncaya kadar kılınan namaza tanık olunur ve yazılır. Fecir vakti olduğunda sabah namazını kılıncaya kadar sabah namazının iki rekat sünneti dışında (nafile) namaz kılınmaz. Sabah namazını kıldıktan sonra güneş doğuncaya kadar bekle. Güneş doğduğunda şeytanın iki boynuzu arasından doğar. O vakitte kafirler ibadet eder. Sen güneş iyice yükselinceye kadar bekle. Güneş iyice yükseldiğinde itibaren gölgenin mızrak boyu olduğu zamana kadar kılınan namaza tanık olunur ve yazılır. Gölge mızrak boyu kadar olduğundan itibaren güneşin batıya doğru meyletmeye başladığı zamana kadar namaz kılmayı bırak. Güneş batıya doğru meyletmeye başladıktan itibaren güneş batıncaya kadar kılınan namaza tanık olunur ve yazılır. Güneş batarken namaz kılmayı bırak. Çünkü güneş şeytanın iki boynuzu arasından batar ve o vakitte kafirler ibadet eder."
Açıklama: Hadiste geçen hür kişi Hz. Ebubekir, köle kişi de Hz. Bilal'dir. Zayıflık ve inkıta barındırmaktadır.
Bize Abdürrezzak, ona Ma'mer, ona Süheyl b. Ebu Salih, ona babası, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etmiştir: "İman, altmış ya da yetmiş küsür kısımdır. En üstünü 'lâ ilahe illallah' diyerek şahadet getirmek, en küçük olanı ise geçenlere rahatsızlık veren şeyleri yoldan kaldırmaktır. Haya da imandan bir şubedir."
Bize Affan, ona Hammad b. Seleme, ona Süheyl b. Ebu Salih, ona Abdullah b. Dinar, ona Ebu Salih, ona da Ebu Hureyre, Rasulullah'tan (sav) rivayet etmiştir: "İman yetmiş küsur bölümdür; en üstün olanı 'Allah'tan başka ilah yoktur' sözünü söylemek, en aşağıda olanı ise geçenlere sıkıntı veren bir şeyi yoldan kaldırmaktır. Haya da imanın bir parçasıdır."
Bize Amr b. Ali, ona Hüseyin b. Hafs, ona Süfyan es-Sevrî, Süheyl b. Ebu Salih, ona Abdullah b. Dinar, ona Ebu Salih, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etmiştir: "İman altmış veya yetmiş küsür şubedir. Bunların en üstünü 'lâ ilahe illallah' sözünü söylemektir. En aşağıda olanı ise, geçenleri rahatsız eden şeyleri yoldan kaldırmaktır. Haya da imanın bir şubesidir."
Bize Ali b. Muhammed et-Tanâfisî, ona Vekî’, ona Süfyân, ona Sehl b. Ebî Salih, ona Abdullah b. Dînâr, ona Ebû Salih, ona da Ebû Hureyre (ra.) Rasûlullah’ın (sav.) şöyle buyurduğunu rivâyet etti: "İman altmış veya yetmiş küsür şubedir. Bu derecelerin en aşağısı, yoldan insanlara eziyet veren şeyi kaldırıp atmak, en yüksek mertebesi ‘Lâ ilâhe illallah’ sözünü tasdik ve ikrar etmektir. Hayâ da imandan bir şubedir." [Bize Ebû Bekir b. Ebu Şeybe, ona Ebû Halid el-Ahmer, ona da İbn Aclân rivâyet etti. (T) Yine bize Amr b. Râfi’, ona Cerîr, ona Süheyl, bunların hepsine de Abdullah b. Dînâr, ona Ebû Salih, ona da Ebû Hureyre,Hz. Peygamberden (sav) bu hadisin benzerini rivâyet etti.]