108 Kayıt Bulundu.
Bize İsmail, ona Malik, ona Nâfi ona da Abdullah b. Ömer (r.anhuma), Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Bir kadın açlıktan ölünceye kadar hapsettiği bir kedi sebebiyle cehenneme girdi ve azap edildi. [Ravi der ki: Hz. Peygamber şöyle buyurdu:] Allah bilir, (bu kadına şöyle dendi): Sen bu kediyi hapsettiğin zaman onu yedirmedin, içirmedin ve haşerelerden nasibini yemesi için onu salıvermedin."
Bize Hüşeym, ona Halid, ona Ebu Kılâbe, ona Ebü'l-Eşas, ona da Şeddad b. Evs, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu haber vermiştir: "Allah her şeyin güzellikle yapılmasını (kullarına) emretmiştir. O halde öldürdüğünüz zaman o işi güzel yaparak öldürün. Kestiğiniz zaman güzel kesin. Biriniz (bir hayvanı) keseceği zaman hayvana eziyet etmemek için bıçağını keskinleştirsin."
Bize İbn Fudayl, ona Atâ b. Sâib, ona babası (Sâib b. Malik), ona da Abdullah b. Amr şöyle demiştir: "Rasulullah (sav) zamanında bir gün güneş tutulması oldu. Bunun üzerine Peygamber (sav) ayağa kalktı, biz de onunla birlikte kalktık (ve namaza durduk). Hz. Peygamber (sav) Namazda o kadar uzun süre ayakta durdu ki, biz artık rükûa varmayacak sandık. Sonra rükûa vardı, bu defa da rükûdan neredeyse kalkmayacak kadar uzun durdu. Ardından kalktı, secdeye varmayacak zannettik. Sonra secdeye gitti, bu sefer de secdeden neredeyse başını kaldırmayacak kadar uzun secdede kaldı. Sonra oturdu, yine secdeye varmayacak gibi uzun oturdu. Sonra tekrar secdeye vardı ve uzun uzun secde etti. İkinci rekâtta da birincisinde yaptığı gibi yaptı. İkinci rekâtta secde hâlindeyken, yere doğru nefes nefese üflüyor, ağlıyor ve 'ey Rabbim! Ben onlar arasındayken neden azap ediyorsun? Ey Rabbim! Biz senden af dilemek isterken Sen bizi niçin azaba uğratıyorsun' diyordu. Sonra başını kaldırdı, o sırada güneş açılmış, tutulma sona ermişti. Namazı tamamladıktan sonra, Allah’a hamd etti ve O’nu övdü, sonra da şöyle buyurdu:" "Ey insanlar! Güneş ve Ay, Allah’ın ayetlerinden iki ayettir. Bu ikisi hiçbir kimsenin ölümü veya doğumu sebebiyle tutulmaz. Bu nedenle güneş veya ay tutulduğunda hemen mescitlere koşun. Canımı elinde tutan Allah’a yemin ederim ki, Cennet bana öyle bir şekilde gösterildi ki, istersem onun bazı dallarına dokunabilecektim. Cehennem de bana gösterildi. O kadar dehşetliydi ki, onun alevleri size ulaşmasın diye söndürmeye çalışıyordum. Orada (cehennemde) Himyer kabilesinden zenci, uzun boylu bir kadın gördüm, bir kediden dolayı azap çekiyordu. Kediyi bağlamıştı, Ne ona yemek vermişti, ne su, ne de bırakmıştı ki yerden böcekleri yesin. Ne zaman kedi ona yönelse, kadını tırmalıyordu. Ne zaman kadın uzaklaşsa, kedi onu yine tırmalıyordu. Orada Dâ'd‘a oğulları kabilesinden birini gördüm. Ayrıca elindeki kıvrık bir çubukla (mihcen) hacıların eşyasını çalan bir adam da gördüm. O kişi, ateşin içinde bastonuna yaslanmış duruyordu. Hacıların eşyasını bastonuyla çalardı. Hacıların eşyası onun bastonuna takıldığında ve fark ettiklerinde 'ben sizden çalmadım, eşyalarınız bastonuma takılmış’ derdi."
Bize Muhammed b. Cafer, ona Şube, ona Halid, ona Ebu Kılâbe, ona Ebü'l-Eşas, ona da Şeddad b. Evs şöyle haber vermiştir: Hz. Peygamber'den (sav) iki şeyi ezberledim. "Allah her şeyin güzellikle yapılmasını (kullarına) emretmiştir. O halde öldürdüğünüz zaman o işi güzel yaparak öldürün. Kestiğiniz zaman güzel kesin. Biriniz (bir hayvanı) keseceği zaman hayvana eziyet etmemek için bıçağını keskinleştirsin."
Bize Yahya, ona Malik, ona Atâ, ona da Cabir şöyle demiştir: Rasulullah’ın (sav) döneminde, oğlu İbrahim’in vefat ettiği gün güneş tutulması oldu. İnsanlar “güneş, İbrahim’in ölümü sebebiyle tutuldu” dediler. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz (sav) kalktı ve insanlara altı rüku ve dört secdeden oluşan bir namaz kıldırdı. Tekbir aldı, oldukça uzun okudu, ardından neredeyse kıyamı kadar uzun bir rükû yaptı, Rükudan kalktı, yine uzun bir kıraat yaptı ama bu, ilkinden daha kısaydı, sonra tekrar kıyamı kadar uzun rükûa yaptı, sonra rükudan kalkıp, bir kez daha kıraat yaptı, bu da öncekinden daha kısaydı, Sonra tekrar rükû yaptı, ardından secdeye vardı ve İki secde yaptı. Sonra tekrar kalktı ve yine üç rüku yaptı Bu üç rükuun her biri, kendisinden önceki rükudan daha kısa idi. Ancak rükûları neredeyse kıyamları kadar uzundu. Namaz sırasında, Rasulullah (sav) geri çekildi, cemaat de onunla birlikte geri çekildi. Sonra tekrar öne geçti, saflar da onunla birlikte öne geçti. Namazı tamamladığında güneş yeniden açılmıştı. Sonra şöyle buyurdu: "Ey insanlar! Güneş ve ay, Allah’ın ayetlerinden iki ayettir. Bunlar, hiçbir insanın ölümü veya doğumundan dolayı tutulmaz. Böyle bir şey gördüğünüzde hemen namaza yönelin ve bu hal gidinceye kadar dua edin ve namaz kılın. Bu namazda bana, size vaat edilen her şey gösterildi. Cehennem getirildi, işte o sırada geri çekildiğimi gördünüz, çünkü onun sıcaklığının bana dokunmasından korktum ve ‘Ey Rabbim! Ben onların arasında olduğum halde mi azap edersin?’ dedim. Cehennemde, çengelli çubuk (mihcen) sahibini de gördüm. Bu adam, hacca gelenlerin eşyasını çengelli çubuğu çalardı. Eğer fark edilir ve yakalanırsa 'ben çalmadım, bastonuma takıldı' derdi. Fark edilmezse eşyayı alır götürürdü. Orada, kedisini bağlayan bir kadın gördüm. Ne besledi ne de saldı. O kedi ne yerden bir şey yiyebildi ne de yaşadı, açlıktan öldü. Sonra Cennet getirildi. İşte o sırada beni öne geçtiğimi gördünüz. Cennet meyvelerinden bir dal koparıp size göstermek istedim. Elimi uzattım ama sonra vazgeçtim. Vallahi, size vaat edilen ne varsa, bu namazda bana gösterildi."