Açıklama: Sahih hadistir. Bu isnadı ise Müslim'in şartlarına göre sağlamdır.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
67092, HM020094
Hadis:
حَدَّثَنَا الْخَفَّافُ أَخْبَرَنَا سَعِيدٌ عَنْ أَبِي رَجَاءٍ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ عَنْ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ بِمِثْلِهِ [اطَّلَعْتُ فِي النَّارِ فَرَأَيْتُ أَكْثَرَ أَهْلِهَا النِّسَاءَ وَاطَّلَعْتُ فِي الْجَنَّةِ فَرَأَيْتُ أَكْثَرَ أَهْلِهَا الْفُقَرَاءَ]
Tercemesi:
Açıklama:
Sahih hadistir. Bu isnadı ise Müslim'in şartlarına göre sağlamdır.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, İmran b. Husayn 20094, 6/682
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Racâ İmran b. Milhân el-Utâridî (İmrân b. Teym)
Konular:
Cennet, cennet ehli, fakirler; cehennem ehli, kadınlar
Kadın, ahiretteki durumu
Kadın, cehennemliklerin çoğunun kadınlardan olması
Öneri Formu
Hadis Id, No:
10466, B001462
Hadis:
حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِى مَرْيَمَ أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ جَعْفَرٍ قَالَ أَخْبَرَنِى زَيْدٌ عَنْ عِيَاضِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ الْخُدْرِىِّ - رضى الله عنه - خَرَجَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى أَضْحًى أَوْ فِطْرٍ إِلَى الْمُصَلَّى ثُمَّ انْصَرَفَ فَوَعَظَ النَّاسَ وَأَمَرَهُمْ بِالصَّدَقَةِ فَقَالَ « أَيُّهَا النَّاسُ تَصَدَّقُوا » . فَمَرَّ عَلَى النِّسَاءِ فَقَالَ « يَا مَعْشَرَ النِّسَاءِ تَصَدَّقْنَ ، فَإِنِّى رَأَيْتُكُنَّ أَكْثَرَ أَهْلِ النَّارِ » . فَقُلْنَ وَبِمَ ذَلِكَ يَا رَسُولَ اللَّهِ قَالَ « تُكْثِرْنَ اللَّعْنَ وَتَكْفُرْنَ الْعَشِيرَ ، مَا رَأَيْتُ مِنْ نَاقِصَاتِ عَقْلٍ وَدِينٍ أَذْهَبَ لِلُبِّ الرَّجُلِ الْحَازِمِ مِنْ إِحْدَاكُنَّ يَا مَعْشَرَ النِّسَاءِ » . ثُمَّ انْصَرَفَ فَلَمَّا صَارَ إِلَى مَنْزِلِهِ جَاءَتْ زَيْنَبُ امْرَأَةُ ابْنِ مَسْعُودٍ تَسْتَأْذِنُ عَلَيْهِ فَقِيلَ يَا رَسُولَ اللَّهِ هَذِهِ زَيْنَبُ فَقَالَ « أَىُّ الزَّيَانِبِ » . فَقِيلَ امْرَأَةُ ابْنِ مَسْعُودٍ . قَالَ « نَعَمِ ائْذَنُوا لَهَا » . فَأُذِنَ لَهَا قَالَتْ يَا نَبِىَّ اللَّهِ إِنَّكَ أَمَرْتَ الْيَوْمَ بِالصَّدَقَةِ ، وَكَانَ عِنْدِى حُلِىٌّ لِى ، فَأَرَدْتُ أَنْ أَتَصَدَّقَ بِهِ ، فَزَعَمَ ابْنُ مَسْعُودٍ أَنَّهُ وَوَلَدَهُ أَحَقُّ مَنْ تَصَدَّقْتُ بِهِ عَلَيْهِمْ . فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « صَدَقَ ابْنُ مَسْعُودٍ ، زَوْجُكِ وَوَلَدُكِ أَحَقُّ مَنْ تَصَدَّقْتِ بِهِ عَلَيْهِمْ » .
Tercemesi:
Bize İbn Ebu Meryem, ona Muhammed b. Cafer, ona Zeyd b. Eslem, ona İyaz b. Abdullah, ona da Ebu Said el-Hudrî (ra) rivayet etmiştir:
"Rasulullah (sav) bir Kurban ya da Ramazan Bayramı'nda namazgaha çıktı. Namazı bitirdikten sonra döndü, insanlara öğüt verip sadaka vermelerini emretti ve şöyle buyurdu: 'Ey insanlar! Sadaka verin.' Ardından kadınların yanına geldi ve onlara; 'Ey kadınlar topluluğu! Sadaka verin. Şüphesiz ben; siz kadınların, cehennem ahalisinin çoğunluğunu teşkil ettiğinizi gördüm.' Kadınlar; 'Bunun sebebi nedir? Ya Rasulallah!' diye sordular. Rasulullah (sav); 'Çünkü [siz kadınlar, genel olarak] çokça la'net eder ve kocalarınıza nankörlük yaparsınız. Aklı ve dini eksik olan kişilerden olup da kararlı bir erkeğin aklını, sizden çok daha etkili bir şekilde çelebilecek hiç kimseyi görmedim!' buyurdu. Sonra da oradan ayrıldı. Evine gelince (Abdullah) b. Mesud'un (ra) karısı Zeynep (r. anhâ) geldi ve huzuruna girmek için izin istedi. Kendisine; 'Ya Rasulallah! Bu, Zeynep'tir (huzuruna girmek için izin istiyor).' denildi. 'Hangi Zeynep?' diye sorunca '(Abdullah) b. Mesud'un karısı.' diye cevap verildi. Bunun üzerine; 'Evet, kendisine izin verin.' buyurdu ve ona izin verildi. Zeynep (r. anhâ) dedi ki;
- Ey Allah'ın Peygamberi! Bu gün sadaka verilmesini emrettin. Benim de yanımda bir takım vardı. İstedim ki onu sadaka olarak vereyim. Fakat (Abdullah) b. Mesut, bunu sadaka olarak verebileceğim kişiler içerisinde en fazla hak sahibi olan kişilerin kendisi ve oğlu olduğunu iddia etti.
Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav):
- (Abdullah) b. Mesud doğru söylemiş. Kocan ve oğlun, bunu sadaka olarak verebileceğin kişiler içerisinde en fazla hak sahibi olan kişilerdir.
Buyurdular"
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Zekât 44, 1/479
Senetler:
1. Ebu Said el-Hudrî (Sa'd b. Malik b. Sinan b. Sa'lebe b. Ebcer)
2. İyaz b. Abdullah el-Kuraşî (iyaz b. Abdullah b. Abdurrahman b. Mamer b. Abdullah)
3. Ebu Üsame Zeyd b. Eslem el-Kuraşî (Zeyd b. Eslem)
4. Muhammed b. Cafer el-Ensari (Muhammed b. Cafer b. Ebu Kesir)
5. Said b. Ebu Meryem el-Cümehî (Said b. Hakem b. Muhammed b. Salim b. Meryem)
Konular:
Kadın, akıl ve dini eksik mi?
Kadın, cehennemliklerin çoğunun kadınlardan olması
KTB, SADAKA
Nankörlük, kadının kocasına karşı nankörlüğü
Sadaka, paylaşmaya önce yakınlardan başlamak
Sadaka, paylaşmaya teşvik
Öneri Formu
Hadis Id, No:
3297, M002109
Hadis:
حَدَّثَنَا سُوَيْدُ بْنُ سَعِيدٍ حَدَّثَنَا حَفْصُ بْنُ مَيْسَرَةَ حَدَّثَنِى زَيْدُ بْنُ أَسْلَمَ عَنْ عَطَاءِ بْنِ يَسَارٍ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ قَالَ انْكَسَفَتِ الشَّمْسُ عَلَى عَهْدِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَصَلَّى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَالنَّاسُ مَعَهُ فَقَامَ قِيَامًا طَوِيلاً قَدْرَ نَحْوِ سُورَةِ الْبَقَرَةِ ثُمَّ رَكَعَ رُكُوعًا طَوِيلاً ثُمَّ رَفَعَ فَقَامَ قِيَامًا طَوِيلاً وَهُوَ دُونَ الْقِيَامِ الأَوَّلِ ثُمَّ رَكَعَ رُكُوعًا طَوِيلاً وَهُوَ دُونَ الرُّكُوعِ الأَوَّلِ ثُمَّ سَجَدَ ثُمَّ قَامَ قِيَامًا طَوِيلاً وَهُوَ دُونَ الْقِيَامِ الأَوَّلِ ثُمَّ رَكَعَ رُكُوعًا طَوِيلاً وَهُوَ دُونَ الرُّكُوعِ الأَوَّلِ ثُمَّ رَفَعَ فَقَامَ قِيَامًا طَوِيلاً وَهُوَ دُونَ الْقِيَامِ الأَوَّلِ ثُمَّ رَكَعَ رُكُوعًا طَوِيلاً وَهُوَ دُونَ الرُّكُوعِ الأَوَّلِ ثُمَّ سَجَدَ ثُمَّ انْصَرَفَ وَقَدِ انْجَلَتِ الشَّمْسُ فَقَالَ
"إِنَّ الشَّمْسَ وَالْقَمَرَ آيَتَانِ مِنْ آيَاتِ اللَّهِ لاَ يَنْكَسِفَانِ لِمَوْتِ أَحَدٍ وَلاَ لِحَيَاتِهِ فَإِذَا رَأَيْتُمْ ذَلِكَ فَاذْكُرُوا اللَّهَ." قَالُوا يَا رَسُولَ اللَّهِ رَأَيْنَاكَ تَنَاوَلْتَ شَيْئًا فِى مَقَامِكَ هَذَا ثُمَّ رَأَيْنَاكَ كَفَفْتَ. فَقَالَ
"إِنِّى رَأَيْتُ الْجَنَّةَ فَتَنَاوَلْتُ مِنْهَا عُنْقُودًا وَلَوْ أَخَذْتُهُ لأَكَلْتُمْ مِنْهُ مَا بَقِيَتِ الدُّنْيَا وَرَأَيْتُ النَّارَ فَلَمْ أَرَ كَالْيَوْمِ مَنْظَرًا قَطُّ وَرَأَيْتُ أَكْثَرَ أَهْلِهَا النِّسَاءَ." قَالُوا بِمَ يَا رَسُولَ اللَّهِ قَالَ
"بِكُفْرِهِنَّ." قِيلَ أَيَكْفُرْنَ بِاللَّهِ قَالَ
"بِكُفْرِ الْعَشِيرِ وَبِكُفْرِ الإِحْسَانِ لَوْ أَحْسَنْتَ إِلَى إِحْدَاهُنَّ الدَّهْرَ ثُمَّ رَأَتْ مِنْكَ شَيْئًا قَالَتْ مَا رَأَيْتُ مِنْكَ خَيْرًا قَطُّ."
Tercemesi:
Bize Süveyd b. Said, ona Hafs b. Meysera, ona Zeyd b. Eslem, ona Ata b. Yesar, ona da İbn Abbas'tan şöyle rivayet etti: Rasulullah (sav) zamanında güneş tutuldu. Bunun üzerine Rasulullah (sav) cemaatle birlikte namaza durdu. Ama Bakara suresini okuyacak kadar uzun bir kıyam yaptı. Sonra uzun bir rükû' yaptı, sonra başını rükûdan kaldırdı ve uzun uzadıya ayakta durdu. Yalnız bu kıyam birinciden daha kısaydı. Sonra uzun bir rükû' yaptı fakat bu da birinci rükûdan daha kısaydı. Sonra secde etti, sonra (tekrar) uzun bir kıyam yaptı fakat bu da birinci kıyamdan aşağı idi. Sonra uzun bir rükû' yaptı ama bu da birinci rükûdan aşağı idi. Sonra başını kaldırarak uzun bir kıyama durdu. Bu da birinci kıyamdan aşağı idi. Sonra uzun bir rükû' yaptı: Bu da birinci rükûdan aşağı idi. Sonra secde etti, sonra namazdan çıktı. Gerçekten güneş açılmıştı. Müteakiben şunları söylediler; "şüphesiz ki güneş ile ay Allah'ın ayetlerinden iki ayettirler. Bunlar bir kimsenin hayatı veya mematı için tutulmazlar. Siz böyle bir gördünüz mü hemen Allah'a zikredin." Ashap; ya Rasulullah! Şu makamında seni bir şey almak için uzanırken gördük, sonra bundan vazgeçtiğini müşahede ettik dediler. Rasulullah (sav); "Ben, cenneti gördüm de ondan bir salkım üzüm koparmaya el uzattım. Eğer ben o salkımı atmış olsaydım, dünya durdukça siz ondan yerdiniz. Ben cehennemi de gördüm; Bugünkü gördüğüm manzara gibi (şimdiye kadar) hiçbir manzara görmüş değilim. Ekseriyetle cehennemliklerin kadınlar olduğunu da gördüm" buyurdular. Ashap; ne sebeple ya Rasulullah? diye sordular:
"Küfretmeleri sebebi ile" buyurdu. Kadınlar Allah'a küfreder mi? diyenler oldu.
"Evet, onlar kocalarına karşı nankörlük ederler, iyiliğe karşı küfranda bulunurlar, onlardan birine ilelebet iyilik etsen, sonra senden bir şey görse hemen: Senden hiçbir hayır görmedim der" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Kusûf 2109, /353
Senetler:
()
Konular:
Cehennem,
Cehennem, Cehennemlikler
Cennet,
Cennet, Nimetleri
Doğa Tasavvuru, Güneş ve Ay Tutulması
Doğa Tasavvuru, Tabiat hadiseleri karşısında gösterilen tavır
Kadın, cehennemliklerin çoğunun kadınlardan olması
Namaz, Küsuf Namazı Rekatları, Kılınışı
Nankörlük, kadının kocasına karşı nankörlüğü
Öneri Formu
Hadis Id, No:
26365, N001494
Hadis:
أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ سَلَمَةَ قَالَ حَدَّثَنَا ابْنُ الْقَاسِمِ عَنْ مَالِكٍ قَالَ حَدَّثَنا زَيْدُ بْنُ أَسْلَمَ عَنْ عَطَاءِ بْنِ يَسَارٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَبَّاسٍ قَالَ خَسَفَتِ الشَّمْسُ فَصَلَّى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَالنَّاسُ مَعَهُ فَقَامَ قِيَامًا طَوِيلاً قَرَأَ نَحْوًا مِنْ سُورَةِ الْبَقَرَةِ - قَالَ - ثُمَّ رَكَعَ رُكُوعًا طَوِيلاً ثُمَّ رَفَعَ فَقَامَ قِيَامًا طَوِيلاً وَهُوَ دُونَ الْقِيَامِ الأَوَّلِ ثُمَّ رَكَعَ رُكُوعًا طَوِيلاً وَهُوَ دُونَ الرُّكُوعِ الأَوَّلِ ثُمَّ سَجَدَ ثُمَّ قَامَ قِيَامًا طَوِيلاً وَهُوَ دُونَ الْقِيَامِ الأَوَّلِ ثُمَّ رَكَعَ رُكُوعًا طَوِيلاً وَهُوَ دُونَ الرُّكُوعِ الأَوَّلِ ثُمَّ رَفَعَ فَقَامَ قِيَامًا طَوِيلاً وَهُوَ دُونَ الْقِيَامِ الأَوَّلِ ثُمَّ رَكَعَ رُكُوعًا طَوِيلاً وَهُوَ دُونَ الرُّكُوعِ الأَوَّلِ ثُمَّ سَجَدَ ثُمَّ انْصَرَفَ وَقَدْ تَجَلَّتِ الشَّمْسُ فَقَالَ « إِنَّ الشَّمْسَ وَالْقَمَرَ آيَتَانِ مِنْ آيَاتِ اللَّهِ لاَ يَخْسِفَانِ لِمَوْتِ أَحَدٍ وَلاَ لِحَيَاتِهِ فَإِذَا رَأَيْتُمْ ذَلِكَ فَاذْكُرُوا اللَّهَ عَزَّ وَجَلَّ » . قَالُوا يَا رَسُولَ اللَّهِ رَأَيْنَاكَ تَنَاوَلْتَ شَيْئًا فِى مَقَامِكَ هَذَا ثُمَّ رَأَيْنَاكَ تَكَعْكَعْتَ . قَالَ « إِنِّى رَأَيْتُ الْجَنَّةَ أَوْ أُرِيتُ الْجَنَّةَ فَتَنَاوَلْتُ مِنْهَا عُنْقُودًا وَلَوْ أَخَذْتُهُ لأَكَلْتُمْ مِنْهُ مَا بَقِيَتِ الدُّنْيَا وَرَأَيْتُ النَّارَ فَلَمْ أَرَ كَالْيَوْمِ مَنْظَرًا قَطُّ وَرَأَيْتُ أَكْثَرَ أَهْلِهَا النِّسَاءَ » . قَالُوا لِمَ يَا رَسُولَ اللَّهِ قَالَ « بِكُفْرِهِنَّ » . قِيلَ يَكْفُرْنَ بِاللَّهِ قَالَ « يَكْفُرْنَ الْعَشِيرَ وَيَكْفُرْنَ الإِحْسَانَ لَوْ أَحْسَنْتَ إِلَى إِحْدَاهُنَّ الدَّهْرَ ثُمَّ رَأَتْ مِنْكَ شَيْئًا قَالَتْ مَا رَأَيْتُ خَيْرًا مِنْكَ قَطُّ » .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Seleme, ona İbn'ül-Kasım, ona Malik, ona Zeyd b. Eslem, ona Ata b. Yesar, ona da Abdullah b. Abbas (ra) anlatıyor: 'Güneş tutulmuştu da Peygamber (sav), beraberindekilerle birlikte namaz kılmaya başladı. Kıyamı uzattı, Bakara suresi gibi uzun bir sure okumuştu. Sonra uzunca bir rükû' yaptı sonra kalktı ve yine uzunca kıyamda durdu. Önceki duruşundan biraz kısaydı. Bu duruştan sonra tekrar rükû'a gitti. Önceki rükû' kadar olmayan fakat yine uzunca bir rükû' yaptı. Sonra secdeye vardı. Sonra tekrar tekrar ikinci rekâta kalktı, bu kıyamı öncekinden biraz kısaca idi. Sonra tekrar rükû'a vardı, öncekinden biraz kısa olup yine de uzuncaydı sonra kalktı ve uzunca kıyamda durdu. Önceki kıyamından bu, biraz hafif idi. Sonra tekrar rükû'a gitti uzunluğu öncekinden biraz kısa idi. Sonra secdeye vardı. Namazı bitirince Güneş açılmıştı ve şöyle buyurdu:
"Güneş ve Ay, Allah'ın varlığını ve birliğini bildiren alametlerden birer alamettir. Hiçbir kimsenin doğumu ve ölümü ile tutulmazlar. Bunların tutulduklarını gördüğünüz zaman Allah'ı zikrediniz." Cemaat: 'Ey Allah'ın Rasulü! Bu namazda senin bir şeyi tutmak ister gibi yaptığını sonrada geri çekildiğini gördük' deyince: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu:
"Cenneti gördüm veya Cennet bana gösterildi. Oradan üzüm salkımları koparmak istedim. Eğer onlardan koparsaydım dünyanın sonuna kadar onlardan yerdiniz. Cehennemi de gördüm. Bugünkü gibi hiç görmemiştim. Cehennemin içindekilerin çoğu kadınlardı." 'Niçin kadınlardı' diye sorulunca; Peygamber (sav):
"Gerçekleri örtbas edip küfrettikleri için," buyurdu. Allah'a karşı mı nankörlük edip küfrediyorlar denilince;
"Kocalarına karşı ve her türlü iyiliğe karşı nankörlük ediyorlar. Eğer onlara yıl boyu iyilik etsen daha sonra da senden olumsuz bir şey görseler senden hiçbir iyilik görmedim deyiverirler."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Kusûf 17, /2186
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Muhammed Ata b. Yesar el-Hilalî (Ata b. Yesar)
3. Ebu Üsame Zeyd b. Eslem el-Kuraşî (Zeyd b. Eslem)
4. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
5. Ebu Abdullah Abdurrahman b. Kasım el-Atekî (Abdurrahman b. Kasım b. Halid b. Cünade)
6. Ebu Hâris Muhammed b. Seleme el-Muradî (Muhammed b. Seleme b. Abdullah b. Ebu Fatma)
Konular:
Cennet,
Doğa Tasavvuru, Güneş ve Ay Tutulması
Doğa Tasavvuru, Tabiat hadiseleri karşısında gösterilen tavır
Kadın, cehennemliklerin çoğunun kadınlardan olması
Namaz, Kusûf namazı
Namaz, Küsuf Namazı Rekatları, Kılınışı
حَدَّثَنَا أَبُو الْوَلِيدِ حَدَّثَنَا سَلْمُ بْنُ زَرِيرٍ حَدَّثَنَا أَبُو رَجَاءٍ عَنْ عِمْرَانَ بْنِ حُصَيْنٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « اطَّلَعْتُ فِى الْجَنَّةِ فَرَأَيْتُ أَكْثَرَ أَهْلِهَا الْفُقَرَاءَ ، وَاطَّلَعْتُ فِى النَّارِ فَرَأَيْتُ أَكْثَرَ أَهْلِهَا النِّسَاءَ » .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
32534, B003241
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو الْوَلِيدِ حَدَّثَنَا سَلْمُ بْنُ زَرِيرٍ حَدَّثَنَا أَبُو رَجَاءٍ عَنْ عِمْرَانَ بْنِ حُصَيْنٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « اطَّلَعْتُ فِى الْجَنَّةِ فَرَأَيْتُ أَكْثَرَ أَهْلِهَا الْفُقَرَاءَ ، وَاطَّلَعْتُ فِى النَّارِ فَرَأَيْتُ أَكْثَرَ أَهْلِهَا النِّسَاءَ » .
Tercemesi:
Bize Ebu Velid (Hişam b. Abdülmelik), ona Selm b. Zerîr, ona Ebu Racâ (İmran b. Milhan), ona da İmran b. Husayn Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu haber vermiştir: Cenneti baktığımda halkının çoğunluğunun fakirler olduğunu gördüm. Cehenneme baktığımda da halkının çoğunluğunun kadınlar olduğunu gördüm.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Bedü'l-Halk 8, 1/847
Senetler:
1. Ebu Nüceyd İmran b. Husayn el-Ezdî (İmran b. Husayn b. Ubeyd b. Halef b. Abdünühüm)
2. Ebu Racâ İmran b. Milhân el-Utâridî (İmrân b. Teym)
3. Ebu Yunus Selm b. Zerîr el-Utaridi (Selm b. Zerîr)
4. Ebu Velid Hişam b. Abdülmelik el-Bahilî (Hişam b. Abdülmelik)
Konular:
Cennet, Cennetlikler, vasfı , sıfatı , yaşamı vs.
Fakir, Yoksul, Fakir ve yoksullar
Kadın, cehennemliklerin çoğunun kadınlardan olması
Öneri Formu
Hadis Id, No:
45025, HM003386
Hadis:
حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ أَخبرنَا أَيُّوبُ عَنْ أَبِي رَجَاءٍ الْعُطَارِدِيِّ قَالَ سَمِعْتُ ابْنًَ عَبَّاسٍ يَقُولُ
قَالَ مُحَمَّدٌ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ اطَّلَعْتُ فِي الْجَنَّةِ فَرَأَيْتُ أَكْثَرَ أَهْلِهَا الْفُقَرَاءَ وَاطَّلَعْتُ فِي النَّارِ فَرَأَيْتُ أَكْثَرَ أَهْلِهَا النِّسَاءَ
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Abdullah b. Abbas b. Abdulmuttalib 3386, 1/898
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Racâ İmran b. Milhân el-Utâridî (İmrân b. Teym)
3. Eyyüb es-Sahtiyânî (Eyyüb b. Keysân)
4. Ebu Bişr İsmail b. Uleyye el-Esedî (İsmail b. İbrahim b. Miksem)
Konular:
Fakir, Yoksul, Fakir ve yoksullar
Kadın, cehennemliklerin çoğunun kadınlardan olması