160 Kayıt Bulundu.
Bize Abdülaziz b. Abdullah, ona Muhammed b. Cafer, ona Humeyd, ona da Enes (ra) şöyle söylemiştir: "Hz. Peygamber (sav) her hangi bir ay oruç tutmazdı. Biz de O'nu o ayın hiçbir gününde artık oruç tutmayacak zannederdik. Hz. Peygamber (sav) herhangi bir ay o kadar oruç tutardı ki, biz O'nun o ayın tamamını oruçlu geçireceğini zannederdik. Yine Hz. Peygamber'i (sav)gece namazı kılarken görmek istemezsin ama onu muhakkak namaz kılarken görürsün. Uyurken görmek istemezsin fakat onun uyuduğunu görürsün." Süleyman, Humeyd'den onun Enes'e (ra) oruç hakkında soru sorduğunu nakletmiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Süleyman b. Hayyan arasında inkita vardır.
Bize Osman b. Ebu Şeybe ve Muhammed, onlara Abde, ona Hişâm b. Urve, ona babası (Urve b. Zübeyr), ona da Hz. Aişe şöyle söylemiştir: Rasulullah (sav), Müslümanlara olan merhametinden dolayı onlara peş peşe oruç (visal orucu) tutmayı yasakladı. İnsanlar 'Sen peş peşe orucu tutuyorsun' dediler. Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Ben sizler gibi değilim! Rabbim beni yedirir ve içirir." Ebu Abdullah (Buhârî) şöyle demiştir: (Hocam) Osman b. Ebu Şeybe 'Müslümanlara merhametinden dolayı' ifadesini zikretmedi.
Bize Abdülaziz b. Abdullah, ona Muhammed b. Cafer, ona Humeyd, ona da Enes (ra) şöyle söylemiştir: "Hz. Peygamber (sav) her hangi bir ay oruç tutmazdı. Biz de O'nu o ayın hiçbir gününde artık oruç tutmayacak zannederdik. Hz. Peygamber (sav) herhangi bir ay o kadar oruç tutardı ki, biz O'nun o ayın tamamını oruçlu geçireceğini zannederdik. Yine Hz. Peygamber'i (sav)gece namazı kılarken görmek istemezsin ama onu muhakkak namaz kılarken görürsün. Uyurken görmek istemezsin fakat onun uyuduğunu görürsün." Süleyman, Humeyd'den onun Enes'e (ra) oruç hakkında soru sorduğunu nakletmiştir.
Bize Rebî b. Süleyman, ona İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihâb, ona Said b. Müseyyeb ve Ebu Seleme b. Abdurrahman, onlara da Abdullah b. Amr b. Âs şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah'a (sav) benim 'Yaşadığım sürece, geceleri sürekli namaz kılacağım, gündüzleri de oruç tutacağım' sözü ulaştırılmış. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) 'Bunu söyleyen sen misin?' diye bana sordu. Ben de ona 'Evet söyledim yâ Rasulallah!' dedim. Nebî (sav) 'Buna güç yetiremezsin ki! (Gündüzleri) bazen oruç tut, bazen tutma. (Geceleri de) biraz uyu, biraz da namaz kıl. Ayın üç gününü oruçlu geçir. Zira iyilikler, on katı ile mükafatlandırılır ki bu, senenin tamamını oruçlu geçirmek gibidir' buyurdu. Ben 'Bundan daha fazlasını yapabilirim' deyince, 'Öyleyse bir gün oruç tut, iki gün tutma' buyurdu. Ben 'Yâ Rasulallah! Bundan daha fazlasını yapabilirim' dedim. O da 'O halde bir gün oruç tut, bir gün tutma. Bu, Davud (as) orucudur ki, orucun en orta yolu budur' buyurdu. Ben 'Bundan daha fazlasını yapabilirim' dedim. Hz. Peygamber (sav) 'Bundan daha fazla (faziletli) oruç olmaz' buyurdu. (Sonraları) Abdullah b. Amr 'Rasulullah'ın (sav) söylediği üç günü kabul etmiş olmam, bana ailemden ve malımdan daha sevimli gelirdi' diyerek hayıflanmıştır."
Bize Ahmed b. Bekkâr, ona Muhammed b. Seleme, ona İbn İshak, ona Muhammed b. İbrahim, ona da Ebu Seleme b. Abdurrahman şöyle rivayet etmiştir: Ben Abdullah b. Amr'ın yanına girip 'Amcacığım! Rasulullah'ın (sav) sana söylediği şeyi (uyarıyı) bana haber verir misin' dedim. O da şöyle cevap verdi: "Yeğenim! Ben 'Sene boyu oruç tutacağım, her gün de bir kez mutlaka Kur'ân'ı hatmedeceğim' diyerek pek zor bir işe kalkışmıştım. Rasulullah (sav) bunu işitip yanıma geldi, hatta evime kadar geldi ve 'Senin sene boyu oruçlu olacağın ve sürekli Kur'ân okuyacağın sözün bana ulaştı' buyurdu. Ben de 'Evet yâ Rasulullah! Bunu ben söyledim' dedim. Hz. Peygamber (sav) 'Böyle yapma! Her aydan üç gün oruç tut' buyurdu. Ben, 'Bundan daha fazlasını yapabilirim' deyince, 'O zaman pazartesi ve perşembe olmak üzere haftada iki gün oruç tut' buyurdu. 'Bundan daha fazlasını yapabilirim' deyince, Nebî (sav) 'O halde) Davud (as) orucu tut. Zira o, Allah katındaki en faziletli oruçtur. Bir gün oruçlu, bir güç oruçsuz olursun. Davud (as), bir söz verdiğinde caymaz, düşmanla karşılaştığında da kaçmazdı' buyurdu."
Bize Muhammed b. Müsennâ, ona Muhammed (b. Cafer), ona Şu'be, ona Ziyâd b. Feyyâd, ona Ebu İyâd, ona da Abdullah b. Amr, Hz. Peygamber'in (sav) kendisine şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Bir gün oruç tut, diğer günlerin sevabını alırsın. Abdullah 'Bundan daha fazlasını yapabilirim' deyince, 'İki gün oruç tut, diğer günlerin sevabını alırsın' buyurdu. Abdullah 'Bundan daha fazlasını yapabilirim' deyince, Nebî (sav) 'Üç gün oruç tut, diğer günlerin sevabını alırsın' buyurdu. Abdullah 'Bundan daha fazlasını yapabilirim' deyince, Hz. Peygamber (sav) 'Dört gün oruç tut, diğer günlerin sevabını alırsın' buyurdu. Abdullah 'Bundan daha fazlasını yapabilirim' deyince, Rasulullah (sav) 'Öyleyse Allah katında en faziletli oruç olan Davud (as) orucunu tut. O bir gün oruç tutar, bir gün tutmazdı' buyurdu."
Bize Osman b. Ebu Şeybe ve Muhammed, onlara Abde, ona Hişâm b. Urve, ona babası (Urve b. Zübeyr), ona da Hz. Aişe şöyle söylemiştir: Rasulullah (sav), Müslümanlara olan merhametinden dolayı onlara peş peşe oruç (visal orucu) tutmayı yasakladı. İnsanlar 'Sen peş peşe orucu tutuyorsun' dediler. Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Ben sizler gibi değilim! Rabbim beni yedirir ve içirir." Ebu Abdullah (Buhârî) şöyle demiştir: (Hocam) Osman b. Ebu Şeybe 'Müslümanlara merhametinden dolayı' ifadesini zikretmedi.
Bize Muhammed b. Abdula'lâ, ona Hâlid, ona Şu'be, ona Habîb b. Ebu Sâbit, ona Ebu Abbas eş-Şâir, ona da Abdullah b. Amr, Hz. Peygamber'in (sav) kendisine şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Ey Abdullah b. Amr! Sen yıl boyunca oruç tutuyor, geceleri de namaz kılıyormuşsun! Bunu yaptığında gözünün feri gider, bedenin de yorgun düşer. Sürekli oruç tutan, hiç oruç tutmamış demektir. Senenin tamamını oruçlu geçirmek; aydan üç gün oruç tutmakla da mümkündür ki ancak bu şekilde senenin tamamı oruçlu geçirilebilir. Ben 'Bundan daha fazlasını yapabilirim' dediğimde, Hz. Peygamber (sav) 'O zaman Davud (as) orucu tut. O bir gün oruç tutar, bir gün tutmazdı. Düşmanla karşılaştığında da kaçmazdı' buyurdu."
Bize Zekeriyya b. Yahya, ona Vehb b. Bakiyye, ona Hâlid (b. Abdullah), ona Hâlid el-Hazzâ, ona Ebu Kilâbe, ona da Ebu Melîh; babası Zeyd ile beraber Abdullah b. Amr'ın yanına girdiklerini ve onun şöyle rivayet ettiğini nakletmiştir: "Rasulullah'a (sav) tuttuğum oruçtan bahsedilmiş. Hz. Peygamber (sav) bunun üzerine yanıma geldi. Ona içi lif dolu, dört köşe bir minder takdim ettim. O ise yere oturdu. Minder de benimle onun arasında kaldı. Nebî (sav) 'Her ay üç gün oruç tutman sana yetmiyor mu?' buyurdu. Ben 'Yâ Rasulullah! (Lütfen)' dedim. O 'Beş gün?' buyurunca, ben 'Yâ Rasulullah! (Lütfen)' dedim. O 'Yedi gün?' buyurunca, ben 'Yâ Rasulullah! (Lütfen)' dedim. O 'Dokuz gün?' buyurunca, ben 'Yâ Rasulullah! (Lütfen)' dedim. O 'on bir gün?' buyurunca, 'Yâ Rasulullah! (Lütfen)' dedim. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) 'Senenin yarısına denk gelen Davud (as) orucunun üzerinde bir oruç yoktur! O da bir gün oruç tutup, bir gün tutmamaktır' buyurdu."