160 Kayıt Bulundu.
Bize Esbağ b. Ferec, ona İbn Vehb, ona Amr b. Haris, ona Katâde, ona da Enes b. Malik (ra) şöyle söylemiştir: "Hz. Peygamber (sav) Muhassab'da öğle, ikindi, akşam ve yatsı namazlarını kıldı. Sonra burada bir süre uyudu. Daha sonra bineğine binip Kabe'ye doğru hareket etti ve veda tavafı yaptı." Leys hadisi nakletmede Amr b. Haris'e mütâbaat etti ve şöyle dedi: Bana Halid, ona Said, ona Katâde, ona da Enes b. Malik Hz. Peygamber'den (sav) nakletmiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Leys b. Sa'd arasında inkita vardır.
Bize Ahmed b. İsâ, ona İbn Vehb, ona Amr b. Hâris, ona Muhammed b. Abdurrahman b. Nevfel el-Kuraşî, ona Urve b. ez-Zübeyr, (hac niyetiyle ihrama giren kimse tavaf ve sa’y ile ihramdan çıkabilir mi, çıkamaz mı meselesini) sorması üzerine şu cevabı vermiştir: "Nebi (sav) hac etti. Âişe’nin (r.anhâ) bana haber verdiğine göre, Mekke’ye geldiği zaman ilk yaptığı iş abdest almak oldu, sonra Kabe’yi tavaf etti, sonra da haccını umreye çevirmedi (ve hac ihramını çıkarmadı). Sonra Ebu Bekir (ra) hac etti, onun da ilk başta yaptığı iş Kabe’yi tavaf etmek oldu, o da haccını umreye çevirmedi (ve hac ihramını çıkarmadı). Daha sonra Ömer (r.a) bunun gibi yaptı, sonra Osman hac etti, onun ilk yaptığını gördüğüm iş Kabe’yi tavaf etmek oldu, sonra o da haccını umreye çevirmedi (ve hac ihramını çıkarmadı). Daha sonra Muaviye ve Abdullah b. Ömer (de aynı şekilde yaptı). Sonra ben babam Zübeyir b. Avvâm ile birlikte hac yaptım, onun da ilk başta yaptığı iş Kabe’yi tavaf etmek oldu, o da haccını umreye çevirmedi (ve hac ihramını çıkarmadı). Sonra ben Muhacirlerin ve Ensar’ın da böyle yaptıklarını gördüm ve onlar da ihramdan çıkmadılar. En son bu işi yaptığını gördüğüm kişi ise İbn Ömer idi. O da haccı bozup umreye çevirmedi. İşte İbn Ömer onların yanında, ama nedense ona bu konuyu sormuyorlar. Öncekilerin hepsi önce Kabe’yi tavaf ettiler, sonra da haccı umreye çevirmedi (ve hac ihramını çıkarmadı). Ben annemin (Esma’nın ) ve teyzemin (Âişe’nin) Mekke’ye geldiklerinde Kabe’yi tavaf etmeden önce hiçbir iş yapmadıklarını, Kabe’yi tavaf ettikten sonra da ihramdan çıkmadıklarını gördüm."
Bize Muhammed b. Müsennâ, ona Abdülvehhab; (T) Bana Halife, ona Abdülvehhab, ona Habib el-Muallim, ona Atâ, ona da Câbir b. Abdullah şöyle söylemiştir: Nebi (sav) ve ashabı hac niyetiyle ihrama girdi. İçlerinden Nebi'nin (sav) ve Talha'nın dışında hiç kimsenin yanında bir kurbanlık yoktu. Hz. Ali de yanında bir kurbanlık ile birlikte Yemen'den geldi ve Nebi (sav) hangi niyetle ihrama girdiyse ben de o niyetle ihrama girdim, dedi. Nebi (sav) ashabından beraberinde kurbanlık bulunmayanlara niyetlerini umre niyetine çevirmelerini, tavaf etmelerini, sonra da saçlarını kısaltıp ihramdan çıkmalarını emretti. Bu sefer onlar, herhangi birimizin erkeklik organından (meni) damlamakta iken Mina'ya mı gideceğiz? dediler. Bu söylenenler Nebi'ye (sav) ulaşınca O, şöyle buyurdu: "Yaşadığımız aynı durumlarla gelecekte karşılaşsam ben hedy kurbanı getirmem. Yanımda kurbanlık bulunmasaydı ihramdan da kesinlikle çıkardım." (Bu sırada) Hz. Aişe hayız oldu. Beyt'i tavaf etmenin dışında hac ibadetlerinin hepsini yerine getirdi. Ay halinden temizlendikten sonra Beyt'i tavaf etti. Ey Allah'ın Rasulü, sizler bir hac ve bir umre yapmış olarak döneceksiniz. Ben ise sadece bir hac yapmış olarak döneceğim deyince, Allah Rasulü "Abdurrahman b. Ebu Bekir'e Âişe ile beraber Tenim'e gitmelerini emretti." Böylece o da hacdan sonra bir umre yapmış oldu.
Bize Esbağ b. Ferec, ona İbn Vehb, ona Amr b. Haris, ona Katâde, ona da Enes b. Malik (ra) şöyle söylemiştir: "Hz. Peygamber (sav) Muhassab'da öğle, ikindi, akşam ve yatsı namazlarını kıldı. Sonra burada bir süre uyudu. Daha sonra bineğine binip Kabe'ye doğru hareket etti ve veda tavafı yaptı." Leys hadisi nakletmede Amr b. Haris'e mütâbaat etti ve şöyle dedi: Bana Halid, ona Said, ona Katâde, ona da Enes b. Malik Hz. Peygamber'den (sav) nakletmiştir.
Bize Abdullah b. Saîd, ona Ebu Üsâme, ona Ubeydullah, ona da Nâfi şöyle rivayet etmiştir: Abdullah b. Abdullah ve Sâlim, Haccâc’ın İbn Zübeyir’i muhasara ettiği sırada, ama İbn Zübeyir öldürülmeden önceki gecelerden birinde İbn Ömer ile konuşmuş ve “Bu sene hac etmesen sana zararı olmaz. Çünkü senin Beyt’e ulaşmanın engelleneceğinden korkuyoruz” dediler. Abdullah b. Ömer “Bizler Rasulullah (sav) ile birlikte umre yapmak üzere çıktık. Kureyş kâfirleri bizim Beytullah’a ulaşmamıza engel oldular. Bunun üzerine Rasulullah (sav) beraberindeki hediyelik kurbanlıkları kesti, başını tıraş etti, sonra geri döndü. Ben de sizleri bir umre yapmayı niyet ettiğime şahit tutuyorum. Eğer Beytullah’a ulaşmama engel olunmazsa tavaf ederim. Eğer Beytullah’a ulaşmam engellenirse Rasulullah’ın (sav) ben de kendisi ile birlikte iken yaptığının aynısını yaparım” diyerek Zu’l-Huleyfe’den umre niyeti ile ihrama girdi, sonra yola koyuldu, arkasından “Her ikisinin (umre ile haccın) durumu birdir. Sizleri umrem ile birlikte bir hac yapmaya da niyet ettiğime şahit tutarım” dedi. Nâfi der ki: Her ikisi için bir tavaf ve bir sa’y yaptı. Sonra da (Kurban Bayramı birinci günü) olan Nahr günü gelip hediyelik kurbanlığını kesinceye kadar da ihramdan çıkmadı. Ayrıca o “Her kim umre ve haccı bir arada yapmak isteğiyle her ikisi için de niyet edip ihrama girecek olursa Nahr (Kurban Bayramı birinci) günü her ikisinin ihramından çıkacağı vakte kadar ihramdan çıkmasın” derdi.
Bize Muhammed b. Müsennâ, ona Abdülvehhab; (T) Bana Halife, ona Abdülvehhab, ona Habib el-Muallim, ona Atâ, ona da Câbir b. Abdullah şöyle söylemiştir: Nebi (sav) ve ashabı hac niyetiyle ihrama girdi. İçlerinden Nebi'nin (sav) ve Talha'nın dışında hiç kimsenin yanında bir kurbanlık yoktu. Hz. Ali de yanında bir kurbanlık ile birlikte Yemen'den geldi ve Nebi (sav) hangi niyetle ihrama girdiyse ben de o niyetle ihrama girdim, dedi. Nebi (sav) ashabından beraberinde kurbanlık bulunmayanlara niyetlerini umre niyetine çevirmelerini, tavaf etmelerini, sonra da saçlarını kısaltıp ihramdan çıkmalarını emretti. Bu sefer onlar, herhangi birimizin erkeklik organından (meni) damlamakta iken Mina'ya mı gideceğiz? dediler. Bu söylenenler Nebi'ye (sav) ulaşınca O, şöyle buyurdu: "Yaşadığımız aynı durumlarla gelecekte karşılaşsam ben hedy kurbanı getirmem. Yanımda kurbanlık bulunmasaydı ihramdan da kesinlikle çıkardım." (Bu sırada) Hz. Aişe hayız oldu. Beyt'i tavaf etmenin dışında hac ibadetlerinin hepsini yerine getirdi. Ay halinden temizlendikten sonra Beyt'i tavaf etti. Ey Allah'ın Rasulü, sizler bir hac ve bir umre yapmış olarak döneceksiniz. Ben ise sadece bir hac yapmış olarak döneceğim deyince, Allah Rasulü "Abdurrahman b. Ebu Bekir'e Âişe ile beraber Tenim'e gitmelerini emretti." Böylece o da hacdan sonra bir umre yapmış oldu.
Bize Ahmed b. İsâ, ona İbn Vehb, ona Amr b. Hâris, ona Muhammed b. Abdurrahman b. Nevfel el-Kuraşî, ona Urve b. ez-Zübeyr, (hac niyetiyle ihrama giren kimse tavaf ve sa’y ile ihramdan çıkabilir mi, çıkamaz mı meselesini) sorması üzerine şu cevabı vermiştir: "Nebi (sav) hac etti. Âişe’nin (r.anhâ) bana haber verdiğine göre, Mekke’ye geldiği zaman ilk yaptığı iş abdest almak oldu, sonra Kabe’yi tavaf etti, sonra da haccını umreye çevirmedi (ve hac ihramını çıkarmadı). Sonra Ebu Bekir (ra) hac etti, onun da ilk başta yaptığı iş Kabe’yi tavaf etmek oldu, o da haccını umreye çevirmedi (ve hac ihramını çıkarmadı). Daha sonra Ömer (r.a) bunun gibi yaptı, sonra Osman hac etti, onun ilk yaptığını gördüğüm iş Kabe’yi tavaf etmek oldu, sonra o da haccını umreye çevirmedi (ve hac ihramını çıkarmadı). Daha sonra Muaviye ve Abdullah b. Ömer (de aynı şekilde yaptı). Sonra ben babam Zübeyir b. Avvâm ile birlikte hac yaptım, onun da ilk başta yaptığı iş Kabe’yi tavaf etmek oldu, o da haccını umreye çevirmedi (ve hac ihramını çıkarmadı). Sonra ben Muhacirlerin ve Ensar’ın da böyle yaptıklarını gördüm ve onlar da ihramdan çıkmadılar. En son bu işi yaptığını gördüğüm kişi ise İbn Ömer idi. O da haccı bozup umreye çevirmedi. İşte İbn Ömer onların yanında, ama nedense ona bu konuyu sormuyorlar. Öncekilerin hepsi önce Kabe’yi tavaf ettiler, sonra da haccı umreye çevirmedi (ve hac ihramını çıkarmadı). Ben annemin (Esma’nın ) ve teyzemin (Âişe’nin) Mekke’ye geldiklerinde Kabe’yi tavaf etmeden önce hiçbir iş yapmadıklarını, Kabe’yi tavaf ettikten sonra da ihramdan çıkmadıklarını gördüm."
Bize Ahmed b. İsâ, ona İbn Vehb, ona Amr b. Hâris, ona Muhammed b. Abdurrahman b. Nevfel el-Kuraşî, ona Urve b. ez-Zübeyr, (hac niyetiyle ihrama giren kimse tavaf ve sa’y ile ihramdan çıkabilir mi, çıkamaz mı meselesini) sorması üzerine şu cevabı vermiştir: "Nebi (sav) hac etti. Âişe’nin (r.anhâ) bana haber verdiğine göre, Mekke’ye geldiği zaman ilk yaptığı iş abdest almak oldu, sonra Kabe’yi tavaf etti, sonra da haccını umreye çevirmedi (ve hac ihramını çıkarmadı). Sonra Ebu Bekir (ra) hac etti, onun da ilk başta yaptığı iş Kabe’yi tavaf etmek oldu, o da haccını umreye çevirmedi (ve hac ihramını çıkarmadı). Daha sonra Ömer (r.a) bunun gibi yaptı, sonra Osman hac etti, onun ilk yaptığını gördüğüm iş Kabe’yi tavaf etmek oldu, sonra o da haccını umreye çevirmedi (ve hac ihramını çıkarmadı). Daha sonra Muaviye ve Abdullah b. Ömer (de aynı şekilde yaptı). Sonra ben babam Zübeyir b. Avvâm ile birlikte hac yaptım, onun da ilk başta yaptığı iş Kabe’yi tavaf etmek oldu, o da haccını umreye çevirmedi (ve hac ihramını çıkarmadı). Sonra ben Muhacirlerin ve Ensar’ın da böyle yaptıklarını gördüm ve onlar da ihramdan çıkmadılar. En son bu işi yaptığını gördüğüm kişi ise İbn Ömer idi. O da haccı bozup umreye çevirmedi. İşte İbn Ömer onların yanında, ama nedense ona bu konuyu sormuyorlar. Öncekilerin hepsi önce Kabe’yi tavaf ettiler, sonra da haccı umreye çevirmedi (ve hac ihramını çıkarmadı). Ben annemin (Esma’nın ) ve teyzemin (Âişe’nin) Mekke’ye geldiklerinde Kabe’yi tavaf etmeden önce hiçbir iş yapmadıklarını, Kabe’yi tavaf ettikten sonra da ihramdan çıkmadıklarını gördüm."
Bize Abd b. Humeyd, ona Abdürrezzak, ona Mamer, ona (İbn Şihab) ez-Zührî, ona da Salim'in rivayet ettiğine göre; "Ebu Bekir, Ömer ve İbn Ömer Abtah'ta konaklarlardı." [ez-Zührî dedi ki: Bana Urve'nin haber verdiğine göre Hz. Aişe bunu (Abtah'ta konaklama işini) yapmaz ve şöyle derdi: Rasulullah'ın (sav) orada konaklamasının sebebi ancak, yola çıkmak için daha kolay ve elverişli bir yer oluşundan dolayıdır.]