160 Kayıt Bulundu.
Giriş
Bize Ali b. Abdullah, ona Süfyân, ona Amr, ona Muhammed b. Cübeyr b. Mut'im, ona da babası (Cübeyr b. Muti'm) şöyle söylemiştir: 'Devemi arıyordum.' (T) Bize Müsedded, ona Süfyân, ona Amr, ona Muhammed b. Cübeyr, ona da babası Cübeyr b. Mut'im şöyle söylemiştir: Bir devemi kaybetmiştim, Arefe gününde onu aramaya gittim. Nebi'yi (sav) Arafat'ta vakfe yaparken gördüm. Vallahi Hz. Peygamber (sav) 'Hums' denilen kimselerdendir. Onun burada işi ne, dedim.
Bize Ali b. Abdullah, ona Süfyân, ona Amr, ona Muhammed b. Cübeyr b. Mut'im, ona da babası (Cübeyr b. Muti'm) şöyle söylemiştir: 'Devemi arıyordum.' (T) Bize Müsedded, ona Süfyân, ona Amr, ona Muhammed b. Cübeyr, ona da babası Cübeyr b. Mut'im şöyle söylemiştir: Bir devemi kaybetmiştim, Arefe gününde onu aramaya gittim. Nebi'yi (sav) Arafat'ta vakfe yaparken gördüm. Vallahi Hz. Peygamber (sav) 'Hums' denilen kimselerdendir. Onun burada işi ne, dedim.
Bize Hasan Hülvânî, ona Yakub, ona babası, ona Salih, ona da İbn Şihab, bu hadisi, Yunus'un ez-Zührî'den rivayet ettiği hadis gibi, sonuna kadar rivayet etti.
Açıklama: Hadisin Metni için M003157 numaralı rivayete bakınız.
Bize Abd b. Humeyd, ona Muhammed b. Bekir; (T) Bize Said b. Yahya el-Emevî, ona babası, ona da İbn Cüreyc bu hadisi, bu isnadla rivayet etmiştir. Muhammed b. Bekir'in rivayeti "(لِهَؤُلاَءِ الثَّلاَثِ)" sözü hariç, İsa'nın rivayeti gibidir. O rivayetinde buna (لِهَؤُلاَءِ الثَّلاَثِ ifadesine) yer vermemiştir. Yahya el-Emevî'ye gelince, onun rivayetinde Kurban kesmeden tıraş oldum, taş atmadan kurban kestim ve benzeri cümleler vardır.
Açıklama: Hadisin Metni için M003160 numaralı rivayete bakınız.
Bize Hasan b. Ali el-Hallâl el-Hüzelî, ona Abdussamed, ona Selim b. Hayyân, ona Mervan el-Asfer, ona da Enes b. Malik (ra) şöyle söylemiştir: Ali (ra) Yemen'den (Mekke'ye) Hz. Peygamber'in (sav) yanına geldi. Hz. Peygamber (sav), Ali'ye: "Hangi niyetle ihrama girip telbiye getirdin?" diye sordu. Ali de, 'Peygamber'in (sav) ihrama girdiği gibi ihrama girip telbiye getirdim' dedi. Hz. Peygamber (sav): "Benim yanımda kurbanlık olmasaydı (Mekke'ye varınca ziyaret tavafı yapıp ve sa'y yaptıktan sonra tıraş olup) ihramdan çıkardım." buyurdu. Muhammed b. Bekir, ona İbn Cureyc, ona da Enes şöyle söylemiştir: Hz. Peygamber (sav), Ali'ye: "Ey Ali! Sen hangi niyetiyle ihrama girip telbiye getirdin?" diye sordu. Ali, 'Hz. Peygamber'in (sav) ihrama girdiği gibi' dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Öyleyse sen kurbanını sevk et ve ihramlı olarak kal."
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Muhammed b. Bekir arasında inkita vardır.
Bize Yahya b. Yahya, ona Malik, İbn Şihab, ona İsa b. Talha b. Ubeydullah, ona Abdullah b. Amr b. As şöyle rivayet etti: "Rasulullah (sav), Veda haccında, Minâ'da durdu, insanlar da ona soru soruyordu. Bir adam gelerek 'ey Allah'ın Rasulü, dalgınlıkla, kurban kesmeden tıraş oluverdim' dedi. Rasulullah (sav) 'Kurbanını kes, bunda bir sakınca yoktur' dedi. Sonra başka bir adam daha geldi ve 'ey Allah'ın Rasulü, dalgınlıkla, taş atmadan kurban kesiverdim' dedi. Rasulullah (sav) ona da 'at, bunda bir sakınca yoktur' buyurdular. Abdullah (ra) der ki: O gün Rasulullah'a (sav), hac ibadetlerinden bir şeyin öne alınması ya da geciktirilmesiyle ilgili ne sorulduysa, her birine 'Yap, bunda bir sakınca yoktur' buyurdu."
Bize Ali b. Haşrem, ona İsa, ona İbn Cüreyc, ona İbn Şihab, ona İsa b. Talha, ona Abdullah b. Amr b. As şöyle rivayet etmiştir: "Peygamber (sav), Kurban Bayramı günü hutbe okurken bir adam kalkarak yanına geldi ve 'ey Allah'ın Rasulü! Ben, falanca ve filânca işin, filân ve filân işten önce yapılacağını sanmıyordum' dedi. Sonra bir başkası gelerek 'ey Allah'ın Rasulü! falanca ve filânca işin, filân ve filân işten önce yapılacağını sanıyordum' dedi. Rasulullah (sav) bu üç kişinin (sıralamadaki hataları) için 'yap, bunda bir sakınca yok' buyurmuştur."
Bize Harmele b. Yahya, ona İbn Vehb, ona Yunus, İbn Şihab, ona İsa b. Talha et-Teymî, ona Abdullah b. Amr b. As şöyle demiştir: "Rasulullah (sav) devesinin üzerinde durdu, insanlar da, kendisine soru sormaya başladılar. Bir tanesi 'ey Allah'ın Rasulü! Ben şeytan taşlamanın, kurban kesmeden önce yapıldığını bilmiyordum. Bu yüzden kurbanımı önce kestim' dedi. Rasulullah da (sav) '(Şimdi) şeytan taşla, bunda bir sakınca yoktur' buyurdu. Bir diğeri 'ben kurban kesmenin, tıraş olmadan önce olduğunu bilmiyordum, onun için kurban kesmeden tıraş oldum' dedi. Rasulullah da (sav) '(Şimdi) kes, bunda bir sakınca yoktur' buyurdu. O gün insanın unuttuğu veya bilmediği şeylerden birini diğerinden evvel yapmak gibi bir şey sorulup da Rasulullah'ın (sav); "bunu yapın, zararı yok" sözünden başka bir şey söylediğini işitmedim. O gün, kişinin unutarak veya bilmeden, hac ibadetlerinden bir şeyin öne alması ya da geciktirmesiyle ilgili, Rasulullah'a (sav) ne sorulduysa, O, her birine '(Şimdi) Yapın, bunda bir sakınca yoktur' buyurdu."
Bize Hasan b. Ali el-Hallâl el-Hüzelî, ona Abdussamed, ona Selim b. Hayyân, ona Mervan el-Asfer, ona da Enes b. Malik (ra) şöyle söylemiştir: Ali (ra) Yemen'den (Mekke'ye) Hz. Peygamber'in (sav) yanına geldi. Hz. Peygamber (sav), Ali'ye: "Hangi niyetle ihrama girip telbiye getirdin?" diye sordu. Ali de, 'Peygamber'in (sav) ihrama girdiği gibi ihrama girip telbiye getirdim' dedi. Hz. Peygamber (sav): "Benim yanımda kurbanlık olmasaydı (Mekke'ye varınca ziyaret tavafı yapıp ve sa'y yaptıktan sonra tıraş olup) ihramdan çıkardım." buyurdu. Muhammed b. Bekir, ona İbn Cureyc, ona da Enes şöyle söylemiştir: Hz. Peygamber (sav), Ali'ye: "Ey Ali! Sen hangi niyetiyle ihrama girip telbiye getirdin?" diye sordu. Ali, 'Hz. Peygamber'in (sav) ihrama girdiği gibi' dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Öyleyse sen kurbanını sevk et ve ihramlı olarak kal."
Bize Abd b. Humeyd, ona Abdürrezzak, ona Mamer, ona Zührî, ona Salim'in rivayet ettiğine göre; "Ebu Bekir, Ömer ve İbn Ömer Abtah'ta konaklarlardı." [Zührî dedi ki: Bana Urve'nin haber verdiğine göre Aişe bunu (Abtah'ta konaklama işini) yapmaz ve şöyle derdi: Rasulullah'ın (sav) orada konaklamasının sebebi ancak yola çıkmak için daha kolay ve elverişli bir yer oluşundan dolayıdır.]