361 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Nadr, ona Kûfeli Ebu İshak el-Eşcaî, ona Amr b. Kays el-Mülâî, ona Hur b. Sayyâh, ona Hüneyde b. Hâlid el-Huzâî, ona da Hafsa şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber'in terk etmediği dört şey vardı: Aşure orucu, zilhicce ayının ilk on günü tutulan oruç, her ayda tuttuğu üç günlük oruç ve öğle namazının (farzından) önceki iki rekatlık namaz."
Bize Ahmed b. Yahya, ona Ebu Nuaym, ona Ebu Avâne, ona Hur b. Sayyâh, ona Hüneyde b. Hâlid, ona hanımı, ona da Nebî'nin (sav) hanımlarından biri şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav); zilhiccenin dokuz günü, aşure günü ve ilki pazartesi, diğerleri de peş peşe gelen perşembe günleri olmak üzere her ayda üç gün oruç tutardı."
Bize İsmail b. Mesud, ona Yezid b. Zürey, ona Şu'be, ona Hakem b. Uteybe, ona Kasım b. Muhaymira, ona Amr b. Şurahbîl, ona da Kays b. Sa'd b. Ubâde şöyle rivayet etmiştir: "Biz önceden aşure orucunu tutuyor ve fıtır sadakası veriyorduk. Ramazan orucu ve zekat farz kılınınca, aşure orucu tutmamız bize ne emredildi ne de yasaklandı. Ancak biz onu yine de tutuyorduk."
Bize Müsedded (b. Müserhed), ona Yahya (b. Said el-Kattân), ona Ubeydullah (b. Ömer), ona da Nafi (Mevla İbn Ömer), Abdullah b. Ömer'in (ra) şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Aşure günü, cahiliye ehlinin oruçlu geçirdiği bir gündü. halkı oruç tutarlardı. Ramazan orucunun farziyetini bildiren ayet nazil olduğunda, Hz. Peygamber (sav), 'İsteyen aşure orucunu tutsun, isteyen de tutmasın' buyurdu."
Bize Abdullah b. Muhammed, ona İbn Uyeyne, ona (İbn Şihab) ez-Zührî, ona da Urve (b. Zübeyr), Âişe'nin (r.anhâ) şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Ramazan orucu farz kılınmadan önce, aşure günü oruç tutulurdu. Ramazan orucunun farziyetini bildiren ayet nazil olduğunda, Hz. Peygamber (sav) 'Dileyen aşure orucunu tutsun, dileyen tutmasın' buyurdu."
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Ğunder (Muhammed b. Cafer), ona Şu'be (b. Haccâc), ona Ebu Bişr (Cafer b. İyâs), ona Said b. Cübeyr, ona da İbn Abbas şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav) Medine'ye geldiğinde, Yahudiler aşure gününde oruç tutuyordu. Onlar 'Bu, Musa'nın (as) Firavun'a galip geldiği gündür' deyince, Nebî (sav) ashabına 'Sizler Musa'nın (as) (hakkını gözetmeye) onlardan daha layıksınızdır. Onun için siz de oruç tutun' buyurdu."
Bize Ali b. Abdullah, ona Süfyân, ona Eyyûb es-Sahtîyanî, ona İbn Saîd b. Cübeyr, ona babası (Saîd b. Cübeyr), ona da İbn Abbâs (r.anhuma) şöyle rivayet etmiştir: "Nebî (sav) Medine'ye geldiğinde, Medinelilerin aşure günü oruç tuttuğunu gördü. (Peygamber bunu sorunca) onlar 'Bu, büyük bir gündür. Bu, Allah'ın Musa'yı kurtardığı ve Firavun hanedanını denizde boğduğu gündür. Musa da Allah'a şükretmek için bu gün oruç tutmuştur' dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) 'Ben, Musa'ya Yahudiler'den daha yakınım' buyurdu ve hem kendisi oruç tuttu hem de (ashâbına) tutulmasını emretti."
Bize Muhammed b. Müsennâ, ona Yahya (b. Said el-Kattân), ona Hişam (b. Urve), ona da babası (Urve b. Zübeyr), Âişe'nin (r.anha) şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Aşure günü, cahiliye döneminde Kureyş'in oruç tuttuğu bir gündü. Hz. Peygamber (sav) de (hicretten önce) aşure orucunu tutardı. Medine'ye geldiğinde de bu orucu tuttu ve (ashâbına da) tutulmasını emretti. Ramazan (ayında oruç tutma emri) inince, ramazan orucu farz oldu, aşure orucu ise terk edildi. Artık aşure orucunu dileyen tuttu, dileyen de tutmadı."
Bize Yakub b. İbrahim, ona Ravh, ona Şu'be, ona Ebu Bişr, ona Saîd b. Cübeyr, ona da İbn Abbas (r.anhuma) şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) Medine'ye geldiğinde, Yahudiler aşure orucu tutuyordu. Rasulullah (sav) onlara neden oruç tuttuklarını sorduğunda, Yahudiler 'Bu, Musa'nın (as) Firavun'a galip geldiği gündür' dediler. Bu cevap üzerine Peygamber (sav) 'Biz Musa'ya (as) Yahudiler'den daha yakınız. Onun için bu gün siz de oruç tutun' buyurdu."