320 Kayıt Bulundu.
Bize Mücâhid b. Musa, Ebû Bekir b. Nadr b. Ebu'n-Nadr ve Harun b. Abdullah, Ebu'n-Nadr'dan, ona Ebu Bekir, ona Ebu'n-Nadr -Hâşim b. Kâsım-, ona Süleyman b. el-Müğîre, ona Sâbit, ona Enes b. Mâlik (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) sabah namazını kıldığı vakit, Medine'nin hizmetçileri içi su dolu kaplarla (O'nun yanına) gelirlerdi. Her hangi bir kap getirildiğinde elini içine daldırırdı. Ona çok defalar sabahın soğuğunda getirdiklerinde de yine elini o kaplara daldırırdı."
Açıklama: Medineli sahâbe Resulullah'ın (sav) mübarek elinin dokunduğu su ile teberrük etmek maksadıyla O'na sabahları su dolu kaplarını gönderirler, Hz. Peygamber (sav) de onları kırmaz, hava soğuk da olsa isteklerini geri çevirmezdi. Bu hadisin olduğu bâba "Nebî'nin (sav) İnsanlara Yakın Olması ve O'nunla Teberrükte Bulunmaları" başlığının seçilmesi de bu manaya işaret etmektedir.
Bize Mücâhid b. Musa, Ebû Bekir b. Nadr b. Ebu'n-Nadr ve Harun b. Abdullah, Ebu'n-Nadr'dan, ona Ebu Bekir, ona Ebu'n-Nadr -Hâşim b. Kâsım-, ona Süleyman b. el-Müğîre, ona Sâbit, ona Enes b. Mâlik (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) sabah namazını kıldığı vakit, Medine'nin hizmetçileri içi su dolu kaplarla (O'nun yanına) gelirlerdi. Her hangi bir kap getirildiğinde elini içine daldırırdı. Ona çok defalar sabahın soğuğunda getirdiklerinde de yine elini o kaplara daldırırdı."
Açıklama: Medineli sahâbe Resulullah'ın (sav) mübarek elinin dokunduğu su ile teberrük etmek maksadıyla O'na sabahları su dolu kaplarını gönderirler, Hz. Peygamber de onları kırmaz, hava soğuk da olsa isteklerini geri çevirmezdi. Bu hadisin olduğu bâba "Nebî'nin (sav) İnsanlara Yakın Olması ve O'nunla Teberrükte Bulunmaları" başlığının seçilmesi de bu manaya işaret etmektedir.
Bize Hişâm b. Ammar, ona Abdulaziz b. Ebu Hâzim, ona babası, Sehl b. Sa’d es-Sâidî’nin şöyle anlattığını rivayet etti: Bir kadın, Hz. Peygamber'e (sav) bir bürde getirdi. –Sehl, orada bulunanlara ‘bürde nedir?’ diye sordu ve sözüne devamla ‘şemledir yani, kendisine sarılıp örtünülen şeydir, pelerindir’ diye sorusunu kendisi cevapladı.- Bürdeydi getiren kadın, “Ya Rasulallah, bu bürdeyi sana giydireyim diye kendi elimle dokudum” dedi. Rasul-i Ekrem (sav) de bürdeyi aldı. Zaten kendisinin böyle bir bürdeye ihtiyacı vardı. Sonra Rasulullah (sav) o bürdeyi izâr (yani belden aşağı vücuduna sarmış) olarak giyip (evden) yanımıza çıktı. Sonra falan oğlu falan (Sehl’in o gün ismini söylediği bir adam; Sa'd b. Vakkas veya Abdurrahman b. Avf) gelerek “Ya Rasulallah, bu bürde ne güzeldir! Bunu bana giydir” dedi. Resul-i Ekrem de (sav) “Peki” dedi. Sonra eve girince bürdeyi dürüp o adama gönderdi. Orada hazır olanlar, adama “Vallahi sen iyi etmedin. Bu bürde Hz. Peygamber’e (sav) ihtiyacı olarak giydirildi. Sonra sen kendisinin bir şey isteyen hiç bir kimseyi reddetmediğini bildiğin halde Ondan bürdeyi istedin” dediler. Adam da (bu yadırgamaya karşılık) “Vallahi ben bu bürdeyi giymek için istemedim. Fakat (öldüğümde) kefenim olsun diye istedim” dedi. Sehl demiştir ki: Sonra bu zatın vefat ettiği gün hakikaten o bürde onun kefeni oldu.
Açıklama: Bürdeyi isteyen sahabenin Sa'd b. Vakkas ve Abdurrahman b. Avf olduğu şerhlerde zikredilmiştir. . bkz. İbn Hacer, Fethu'l-bârî, (Beyrut:Dârü'l-marife, 1379) 3/ 143; Bedrüddin el-Aynî, Umdetü'l-kâri, (Beyrut:İhyaü't-türsi'l-arabî,ts.) 8/ 62