Giriş

Bize Hakem b. Musa, ona Yahya b. Hamza, ona Abdurrahman b. Câbir, ona Kasım b. Muhaymira, ona da Ebu Bürde b. Ebu Musa (ra) şöyle rivayet etmiştir: "(Babam) Ebu Musa, hastalanmış ve başı ailesinden bir kadının kucağında iken bayılmıştı. Bu sebeple kadının ağlamasına mani olamamıştı. Kendisine geldiğinde 'Ben, Rasulullah'ın (sav) uzak durduğu kişilerden uzağım. Muhakkak ki Rasulullah (sav) musibetle karşılaşınca feryat figan eden, saçını başını yolan, elbisesini yırtan kişilerden uzaktır' dedi."


Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Hakem b. Musa arasında inkita vardır.

    Öneri Formu
9688 B001296 Buhari, Cenaiz, 37

Bize Said b. Abdurrahman el-Mahzûmî, ona Abdullah b. Velid e-Adenî, ona Süfyan es-Sevrî, ona Ebu Hamza, ona İbrahim (en-Nehaî), ona Alkame (b. Kays en-Nehaî), ona da Abdullah (b. Mesud), Hz. Peygamber'den (sav) önceki hadisin bir benzerini şöyle rivayet etmiştir: "Ölünün arkasından feryat figan etmekten sakının. Şüphesiz feryat figan ederek ağlamak, cahiliye adetlerindendir." [Fakat önceki rivayette râvi (Süfyan es-Sevrî) hadisi Hz. Peygamber'e dayandırmadan, Abdullah b. Mesud'un sözü olarak aktarmıştır. Ayrıca rivayetinde 'en-Na'yü ifadesi, ölen kişinin feryat figan ederek arkasından öldüğünü duyurmak demektir' kısmını da zikretmemiştir. Ebu İsa (Tirmizî) hadis hakkında şu değerlendirmelerde bulunmuştur: Abdullah (b. Mesud)'a isnad edilen bu rivayet, Anbese'nin Ebu Hamza'dan aktardığı hadisten daha sahihtir. Ebu Hamza'nın adı Meymûn el-A'ver olup, hadis ehli nazarında sağlam bir râvi olarak değerlendirilmez. Tirmizî ayrıca Abdullah (b. Mesud) hadisinin hasen-garib olduğunu ve ilim ehlinden bazılarının, ölüm ilanını mekruh gördüklerini de aktarmıştır. İlim ehline göre en-na'yü ifadesi, ölenin cenazesine iştirak etmeleri için insanlar arasında 'Falanca kişi ölmüştür' şeklinde duyuruda bulunmak anlamına gelir. İlim ehlinden bazısı, birinin ölümünü o kişinin yakınlarına ve akrabalarına duyurmada bir sakınca olmadığını söylemiştir. İbrahim (en-Nehaî)'den de 'Ölenin yakınlarına bir kişinin vefat ettiğini duyurmada bir sakınca yoktur' görüşü nakledilmiştir.]


Açıklama: Karşılaştırılan ilgili rivayet için bkz. T000984 numaralı hadis.

    Öneri Formu
15788 T000985 Tirmizi, Cenaiz, 12

Bize Abdân, ona Abdullah, ona da İbn Cüreyc, Abdullah b. Ubeydullah b. Ebu Müleyke'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Osman (b. Affân)'ın bir kızı Mekke'de vefat etti. Bizler de cenazeye katılmak için gelmiştik. İbn Ömer ve İbn Abbas da (r. anhüm) gelmişti. Ben de o ikisinin arasında veya o ikisinden birinin yanında oturuyordum, diğeri gelip benim yanıma oturdu. O esnada Abdullah b. Ömer (r.anhuma), Amr b. Osman'a şöyle dedi: Cenazede ağlanmasını engellemeyecek misin? Zira Rasulullah (sav) 'Şüphesiz ölen kişi, ailesinin ona ağlaması sebebiyle azap görür’ buyurmuştur."


    Öneri Formu
9669 B001286 Buhari, Cenaiz, 32

Bize Abdullah b. Abdülvehhab, ona Hammâd b. Zeyd, ona Eyyüb, ona Muhammed, ona da Ümmü Atiyye şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) bizden biat alırken, ölünün arkasından feryat figan edip ağıt yakmayacağımıza dair de söz almıştı. Fakat beş kadın hariç içimizden hiç biri bu sözüne sadık kalamadı. Bunlar; Ümmü Süleym, Ümmü Alâ, Muaz'ın karısı Binti Ebu Sebra veya Binti Ebu Sebra ile Muaz'ın karısı ve diğer başka bir kadındı."


    Öneri Formu
9744 B001306 Buhari, Cenaiz, 45

Bize Abdurrahman b. Bişr, ona Süfyan (b. Uyeyne), ona Amr (b. Dinar), ona da İbn Ebu Müleyke 'Bizler Ümmü Ebân bt. Osman'ın cenazesindeydik...' demiş ve hadisin devamını nakletmiştir. Ancak Eyyüb ve İbn Cüreyc'in yaptıkları gibi, hadisi ref etmemiş yani hadisi Hz. Ömer tarikiyle Hz. Peygamber'e (sav) dayandırmamıştır. Eyyüb ve İbn Cüreyc'in rivayet ettikleri hadis, Amr (b. Dinar)'ın hadisinden daha tamdır.


Açıklama: İlgili rivayet için bkz. M002150 numaralı hadis.

    Öneri Formu
3613 M002151 Müslim, Cenaiz, 23

Bize Abdullah b. Yusuf, ona Mâlik, ona Abdullah b. Ebu Bekir, ona babası (Ebu Bekir b. Amr), ona Amra bt. Abdurrahman, ona da Hz. Peygamber'in eşi Hz. Âişe (r.anhâ) şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav), yakınlarının başında ağladığı Yahudi kadına ait bir mezarın yanından geçiyordu. Bunu görünce 'Onlar, o kadının mezarı başında ağlıyorlar. Kadınsa kabrinde azap görüyor' buyurdu."


    Öneri Formu
9681 B001289 Buhari, Cenaiz, 32

Bize Muhammed b. Müsennâ, ona Abdülvehhab, ona Yahya, ona Amre, ona da Âişe (r.anhâ) şöyle rivayet etmiştir: "(Mute Savaşı'nda) Zeyd b. Hârise, Cafer (b. Ebu Talib) ve Abdullah b. Ravâha'nın şehit oldukları haberi gelince, Hz. Peygamber (sav) oturdu. Hüznü yüzünden okunuyordu. Bu esnada ben de kapı deliğinden bakıyordum. Derken yanına bir adam geldi ve Cafer'ın ailesinin (çokça) ağladıklarını haber verdi. Hz. Peygamber (sav), adamdan kadınları ağlamaktan men etmesini istedi. Adam gitti ve ikinci kez geri geldi. Kadınlar onu dinlememişlerdi. Hz. Peygamber (sav) tekrar 'Onları ağlamaktan men et!' buyurdu. Adam üçüncü kez geldi ve 'Ya Rasulallah! Vallahi kadınlar bize baskın geldiler' dedi. Hz. Peygamber (sav) adama 'Onların ağzına toprak saç!' buyurdu. Bunun üzerine Âişe adama 'Allah burnunu yere sürtsün! Rasulullah'ın (sav) senden istediği şeyi bir türlü yapamadın. Rasulullah'ı da (sav) sıkıntısından kurtaramadın' diyerek kızdı."


    Öneri Formu
9691 B001299 Buhari, Cenaiz, 40

Bize Muhammed b. Abdullah b. Havşeb, ona Abdülvehhab, ona Yahya b. Said, ona da Amre, Âişe'nin (r.anhâ) şöyle dediğini rivayet etmiştir: "(Mute Savaşı'nda) Zeyd b. Hârise, Cafer (b. Ebu Talib) ve Abdullah b. Ravâha'nın şehit olduğu haberi gelince, Hz. Peygamber (sav) oturdu. Hüznü yüzünden okunuyordu. Bu esnada ben de kapı deliğinden olanları görüyordum. Hz. Peygamber'in (sav) yanına bir adam geldi ve Cafer'in ailesinin (çokça) ağladığından bahsetti. Hz. Peygamber (sav) adamdan kadınları ağlamaktan men etmesini istedi. Adam gitti, sonra geri geldi ve onları men ettiğini ancak kadınların kendisini dinlemediğini söyledi. Hz. Peygamber (sav) adamdan ikinci kez onları men etmesini istedi. Adam gitti ve tekrar gelip 'Vallahi, kadınlar bana (veya bize) -bu tereddüt Muhammed b. Abdullah b. Havşeb'den kaynaklanmaktadır- baskın çıktılar!' dedi. Hz. Peygamber (sav) adama 'Onların ağzına toprak saç!' buyurdu. Bunun üzerine Âişe adama 'Allah, burnunu yere sürtsün! Bir işi beceremedin. Rasulullah'ı da (sav) sıkıntısından kurtarıp rahatlatmadın' dedi."


    Öneri Formu
9742 B001305 Buhari, Cenaiz, 45

Bize Muhammed b. Râfi ve Abd b. Humeyd, onlara Abdürrezzâk (b. Hemmâm), ona da İbn Cüreyc, ona da Abdullah b. Ebu Müleyke şöyle rivayet etmiştir: "Osman b. Affan'ın bir kızı Mekke'de vefat etmişti. Biz de cenazeye katılmak için gelmiştik. İbn Ömer ve İbn Abbas da gelmişti. Ben de o ikisinin arasında oturuyordum. Şöyle ki ben onlardan birinin yanına varıp oturmuş, ardından da diğeri gelip benim yanıma oturmuştu. Abdullah b. Ömer, karşısında duran Amr b. Osman'a şöyle dedi: Cenazede ağlanmasını men engellemeyecek misin? Zira Rasulullah (sav) 'Şüphesiz ölen kişi, ailesinin ona ağlaması sebebiyle azap görür' buyurmuştur. İbn Abbas (buna itiraz sadedinde), Ömer'in 'Bir kısım ağlamalar sebebiyle (ölüye azap edilir)' dediğini söyledi. Sonra da şu olayı anlattı: Ömer'le birlikte Mekke'den ayrılarak yola çıkmıştım. Beydâ denilen yere vardığımızda baktım ki bir ağacın altında bir kervan duruyor. Ömer 'Git bak bakalım. Kervandakiler kimlermiş?' dedi Gidip baktığımda gördüm ki Suheyb de orada imiş. Hemen gelip Ömer'e haber verdim. Ömer de 'Onu bana çağır' dedi. Suheyb'in yanına döndüm ve 'Kalk, müminlerin emirine gidiyoruz' dedim. Bir süre sonra Ömer yaralandığında Suheyb yine ağlayarak ve 'Vah kardeşim! Vah arkadaşım!' diyerek geldi. Bunun üzerine Ömer ona şöyle dedi: Ey Suheyb! Rasulullah (sav) 'Şüphesiz ölen kişi, ailesinin ona olan bazı ağlamaları sebebiyle azap görür' buyurmuşken bana mı ağlıyorsun? İbn Abbas sözlerine şöyle devam etti: Ömer vefat edince, bu rivayeti Hz. Âişe'ye söyledim. Bunu duyunca Hz. Âişe şu itirazda bulundu: 'Allah, Ömer'e rahmet etsin. Hayır. Vallahi Rasulullah (sav) 'Şüphesiz Allah, bir kimsenin ağlaması sebebiyle ölen kişiye azap eder' buyurmadı. Fakat o 'Şüphesiz Allah, ailesinin kendisine ağlaması sebebiyle kafirin azabını artırır' buyurmuştur. Hz. Âişe ayrıca 'Size Kur'an'daki şu ayet de bu konuda yeter (Hiçbir günahkâr, bir başkasının günahını yüklenmez) (En'am, 6/164) dedi. İbn Abbas da buna karşı 'Güldüren de ağlatan da ancak Allah'tır' dedi." [İbn Ebu Müleyke 'Vallahi bu durum karşısında İbn Ömer hiçbir şey söylemedi' demiştir.]


    Öneri Formu
3611 M002150 Müslim, Cenaiz, 23

Bize Muhammed b. Süleyman el-Enbari, ona Muhammed b. Ubeyd (et-Tenafisî), ona Yazid b. Keysan (el-Yeşküri), ona Ebu Hazim'in (Selman Mevla Azze) rivayet ettiğine göre Ebu Hureyre şöyle demiştir: Rasulullah (sav), annesinin kabrine geldi, ağladı ve çevresindekileri de ağlattı. Ardından Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Yüce Rabbi'mden onu (annemi) bağışlaması için dua etmek üzere izin istedim; ancak bana izin verilmedi. Bunun üzerine kabrini ziyaret etmek için izin istedim, buna izin verildi. Kabirleri ziyaret ediniz. Kuşkusuz kabir ziyareti, ölümü hatırlatır."


    Öneri Formu
20719 D003234 Ebu Davud, Cenaiz, 75, 77