Giriş

Doğu da Allah'ındır batı da. Nereye dönerseniz Allah'ın yüzü (zatı) oradadır. Şüphesiz Allah'(ın rahmeti ve nimeti) geniştir, O her şeyi bilendir.


Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: فَأَيْنَمَا تُوَلُّوا فَثَمَّ وَجْهُ اللّهِ Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: فَثَمَّ وَجْهُ اللّهِ

    Öneri Formu
53532 KK2/115 Bakara, 2, 115

Eğer onlar da sizin inandığınız gibi inanırlarsa doğru yolu bulmuş olurlar; dönerlerse mutlaka anlaşmazlık içine düşmüş olurlar. Onlara karşı Allah sana yeter. O işitendir, bilendir.


Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: فَسَيَكْفِيكَهُمُ اللّهُ

    Öneri Formu
53610 KK2/137 Bakara, 2, 137

Her kim bunu işittikten ve kabullendikten sonra vasiyeti değiştirirse, günahı onu değiştirenleredir. Şüphesiz Allah (her şeyi) işitir ve (her şeyi) bilir.


Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: فَمَن بَدَّلَهُ بَعْدَمَا سَمِعَهُ فَإِنَّمَا إِثْمُهُ عَلَى الَّذِينَ يُبَدِّلُونَهُ

    Öneri Formu
53698 KK2/181 Bakara, 2, 181

Allah, O'ndan başka tanrı yoktur; O, hayydir, kayyûmdur. Kendisine ne uyku gelir ne de uyuklama. Göklerde ve yerdekilerin hepsi O'nundur. İzni olmadan O'nun katında kim şefaat edebilir? O, kullarının yaptıklarını ve yapacaklarını bilir. (O'na hiçbir şey gizli kalmaz.) O'nun bildirdiklerinin dışında insanlar O'nun ilminden hiçbir şeyi tam olarak bilemezler. O'nun kürsüsü gökleri ve yeri içine alır, onları koruyup gözetmek kendisine zor gelmez. O, yücedir, büyüktür.


Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: لاَ تَأْخُذُهُ سِنَةٌ وَلاَ نَوْمٌ

    Öneri Formu
53804 KK2/255 Bakara, 2, 255

Kıyamet vakti hakkındaki bilgi, ancak Allah'ın katındadır. Yağmuru O yağdırır, rahimlerde olanı O bilir. Hiç kimse yarın ne kazanacağını bilemez. Yine hiç kimse nerede öleceğini bilemez. Şüphesiz Allah, her şeyi bilendir, her şeyden haberdardır.


Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: إِنَّ اللَّهَ عِندَهُ عِلْمُ السَّاعَةِ Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: وَمَا تَدْرِي نَفْسٌ بِأَيِّ أَرْضٍ تَمُوتُ

    Öneri Formu
56545 KK31/34 Lokmân, 31, 34

Şüphesiz ki ne yerde ne de gökte hiçbir şey Allah'a gizli kalmaz.


    Öneri Formu
52991 KK3/5 Âl-i İmrân, 3, 5

Eğer onlar barışa yanaşırlarsa sen de ona yanaş ve Allah'a tevekkül et, çünkü O işitendir, bilendir.


    Öneri Formu
53967 KK8/61 Enfâl, 8, 61

Gaybın anahtarları Allah'ın yanındadır; onları O'ndan başkası bilmez. O, karada ve denizde ne varsa bilir; O'nun ilmi dışında bir yaprak bile düşmez. O yerin karanlıkları içindeki tek bir taneyi dahi bilir. Yaş ve kuru ne varsa hepsi apaçık bir kitaptadır.


Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: عِندَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لاَ يَعْلَمُهَا إِلاَّ هُوَ

    Öneri Formu
53938 KK6/59 En'âm, 6, 59

Bunun üzerine Yusuf, kardeşinin yükünden önce onların yüklerini (aramaya) başladı. Sonra da onu, kardeşinin yükünden çıkarttı. İşte biz Yusuf'a böyle bir tedbir öğrettik, yoksa kralın kanununa göre kardeşini tutamayacaktı. Ancak Allah'ın dilemesi hariç. Biz kimi dilersek onu derecelerle yükseltiriz. Zira her ilim sahibinin üstünde daha iyi bilen birisi vardır.


Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: وَفَوْقَ كُلِّ ذِي عِلْمٍ عَلِيمٌ

    Öneri Formu
54816 KK12/76 Yûsuf, 12, 76

Bize Muâviye b. Amr, ona İbrahim b. Muhammed Ebû İshak el-Fezârî, ona el-Evzâî, ona Rabîa b. Yezîd, ona Abdullah b. ed-Deylemî şöyle rivâyet etti: "Abdullah b. Amr'ın (ra) yanına vardım, kendisi el-Veht denilen Tâif'teki bahçesinde oturuyordu. Kureyş'ten şarap içmekle itham edilen bir gencin elini tutmuştu. Ben dedim ki: "- Bana, 'Kim şarap içerse Allah onun kırk gün tövbesini kabul etmez. Bedbaht kişi, annesinin karnında iken bedbaht olandır. Her kim, sadece içinde namaz kılmak niyetiyle Beytülmakdis'e giderse, annesinden doğduğu gündeki gibi günahlarından arınmış olur' şeklinde senin bir hadisin ulaştı." Yanındaki genç, benim şaraptan söz ettiğimi duyunca hemen Abdullah'ın elinden elini çekti ve kaçıp gitti. Sonra Abdullah b. Amr (ra) şöyle dedi: "Söylemediğim bir sözü bana nispet ederek söyleyene asla hakkımı helal etmiyorum. Ben, Allah Rasulü'nün (sav) şöyle dediğini işittim: "Her kim şarap içerse onun kırk gün namazı kabul edilmez. Eğer tövbe ederse, Allah tövbesini kabul eder. Tekrar içecek olursa yine kırk gün namazı kabul edilmez. Yine tövbe ederse, Allah onun tövbesini kabul eder. Adam tekrar içecek olursa -Hz. Peygamber'in (sav) üçüncü seferde mi, yoksa dördüncü seferde mi söylediğini hatırlamıyorum- kıyamet günü ona cehennemliklerin vücudundan akan irinlerin çamurundan içirmesi Allah'ın hakkıdır." Yine dedi ki: Ben Rasûlullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu da işittim: "Azîz ve Celîl olan Allah mahlûkatı bir karanlık içinde yarattı. Sonra onların üzerine kendi nûrunda döktü. O gün Allah'ın nuru kendisine isabet eden, o gün hidâyete ermiştir. Kime isabet etmemişse, o da dalâlete düşmüştür. Bundan dolayı diyorum ki, Azîz ve Celîl olan Allah'ın ilmine uygun şekilde kalem kurumuştur." Rasûlullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu da işittim: "Süleyman b. Davud aleyhisselâm Allah'tan üç şey istemişti. Allah ona ikisini verdi. Biz, üçüncüsünün de ona verileceğini ümit ediyoruz. Hz. Süleyman, vereceği hükmün Allah'ın hükmüne uygun düşmesini istemiş, Allah da bunu ona vermişti. Sonra kendisinden sonra hiç kimseye verilmeyen bir mülk ve saltanat istemiş, Cenâb-ı Hak bunu da ona vermişti. Sonra sadece bu mescitte namaz kılmak niyetiyle yola çıkan kişinin, günahlarından annesinden doğduğu gündeki gibi temizlenmesini istemişti. Biz öyle ümit ediyoruz ki Azîz ve Celîl olan Allah bunu da kendisine vermişti."


    Öneri Formu
59918 HM006644 İbn Hanbel, II, 176