Allah'a iman edip O'na sımsıkı sarılanlara gelince, Allah onları kendinden bir rahmet ve lütuf (deryası) içine daldıracak ve onları kendine doğru (giden) bir yola götürecektir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
53340, KK4/175
Hadis:
فَأَمَّا الَّذِينَ آمَنُوا بِاللّهِ وَاعْتَصَمُوا بِهِ فَسَيُدْخِلُهُمْ فِي رَحْمَةٍ مِّنْهُ وَفَضْلٍ وَيَهْدِيهِمْ إِلَيْهِ صِرَاطًا مُّسْتَقِيمًا
Tercemesi:
Allah'a iman edip O'na sımsıkı sarılanlara gelince, Allah onları kendinden bir rahmet ve lütuf (deryası) içine daldıracak ve onları kendine doğru (giden) bir yola götürecektir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Kur'an, Kur'an-ı Kerim, Nisâ 4/175, /
Senetler:
()
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın kulu ile ilişkisi
Allah İnancı, hidayet ve dalalete sevketmesi
Allah İnancı, kullarına karşı sevecen ve merhametlidir
Allah İnancı, kullarına merhametlidir
İman
İman, Esasları
İman, Esasları, Allah'a İman
İman, Esasları, Allah'a ve Rasulüne iman
İstiaze, Allah'a sığınmak
KTB, İMAN
Müslüman, vasıfları
İşte bunlar, Allah'ın, sana hak olarak okuduğumuz âyetleridir. Allah hiçbir kimseye haksızlık etmek istemez.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
53361, KK3/108
Hadis:
تِلْكَ آيَاتُ اللّهِ نَتْلُوهَا عَلَيْكَ بِالْحَقِّ وَمَا اللّهُ يُرِيدُ ظُلْمًا لِّلْعَالَمِينَ
Tercemesi:
İşte bunlar, Allah'ın, sana hak olarak okuduğumuz âyetleridir. Allah hiçbir kimseye haksızlık etmek istemez.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Kur'an, Kur'an-ı Kerim, Âl-i Imrân 3/108, /
Senetler:
()
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın kulu ile ilişkisi
Allah İnancı, varlığı ve birliği
Hesap/Mizan, Hak Sahibine Hakkının Verileceği, Ahirette
Hz. Peygamber, daveti
KTB, İMAN
Öneri Formu
Hadis Id, No:
12866, M006862
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ فُضَيْلٍ وَأَبُو مُعَاوِيَةَ عَنْ عَاصِمٍ عَنْ أَبِى عُثْمَانَ عَنْ أَبِى مُوسَى قَالَ كُنَّا مَعَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فِى سَفَرٍ فَجَعَلَ النَّاسُ يَجْهَرُونَ بِالتَّكْبِيرِ فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « أَيُّهَا النَّاسُ ارْبَعُوا عَلَى أَنْفُسِكُمْ إِنَّكُمْ لَيْسَ تَدْعُونَ أَصَمَّ وَلاَ غَائِبًا إِنَّكُمْ تَدْعُونَ سَمِيعًا قَرِيبًا وَهُوَ مَعَكُمْ » . قَالَ وَأَنَا خَلْفَهُ وَأَنَا أَقُولُ لاَ حَوْلَ وَلاَ قُوَّةَ إِلاَّ بِاللَّهِ فَقَالَ « يَا عَبْدَ اللَّهِ بْنَ قَيْسٍ أَلاَ أَدُلُّكَ عَلَى كَنْزٍ مِنْ كُنُوزِ الْجَنَّةِ » . فَقُلْتُ بَلَى يَا رَسُولَ اللَّهِ . قَالَ « قُلْ لاَ حَوْلَ وَلاَ قُوَّةَ إِلاَّ بِاللَّهِ » .
Tercemesi:
Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe, ona Muhammed b. Fudayl ve Ebu Muâviye, onlara Âsım (el-Ahvel), ona da Ebu Osman (en-Nehdî), Ebu Musa (Abdullah b. Kays el-Eşarî)’nin şöyle dediğini rivayet etti:
“Bir seferde Nebi (sav) ile beraberdik. Topluluk sesli tekbir getirmeye başladılar. Bunun üzerine Nebi (sav): «Ey insanlar! Kendinize acıyın; siz ne sağıra dua ediyorsunuz; ne de bir gaibe! Muhakkak sizinle beraber olan; sizi işiten yakın bir zâta dua ediyorsunuz» buyurdu. Ebu Musa: Ben onun arkasındaydım ve güç kuvvet ancak Allah'a mahsustur, diyordum. Bunun üzerine de: «Ey Abdullah b. Kays! Sana cennet hazinelerinden bir hazine göstereyim mi?» dedi. Ben : Evet, Ey Allah’ın Resulü! dedim. «Güç ve kuvvet ancak Allah'a mahsustur, de!» buyurdular.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Zikir ve'd-dua ve't-tevbe ve'l-istiğfâr 6862, /1112
Senetler:
1. Ebu Musa Abdullah b. Kays el-Eş'arî (Abdullah b. Kays b. Süleym)
2. Ebu Osman en-Nehdî (Abdurrahman b. Mül b. Amr b. Adiy b. Vehb)
3. Ebu Abdurrahman Asım el-Ahvel (Asım b. Süleyman)
4. Ebu Abdurrahman Muhammed b. Fudayl ed-Dabbî (Muhammed b. Fudayl b. Ğazvan b. Cerîr)
5. Ebu Bekir İbn Ebu Şeybe el-Absî (Abdullah b. Muhammed b. İbrahim b. Osman)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın kulu ile ilişkisi
Dua, dua ederken sesi kısmak
Dua, dua etme adabı
KTB, DUA
Öneri Formu
Hadis Id, No:
12868, M006863
Hadis:
حَدَّثَنَا ابْنُ نُمَيْرٍ وَإِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ وَأَبُو سَعِيدٍ الأَشَجُّ جَمِيعًا عَنْ حَفْصِ بْنِ غِيَاثٍ عَنْ عَاصِمٍ بِهَذَا الإِسْنَادِ [عَنْ أَبِى عُثْمَانَ عَنْ أَبِى مُوسَى] نَحْوَهُ [كُنَّا مَعَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فِى سَفَرٍ فَجَعَلَ النَّاسُ يَجْهَرُونَ بِالتَّكْبِيرِ فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « أَيُّهَا النَّاسُ ارْبَعُوا عَلَى أَنْفُسِكُمْ إِنَّكُمْ لَيْسَ تَدْعُونَ أَصَمَّ وَلاَ غَائِبًا إِنَّكُمْ تَدْعُونَ سَمِيعًا قَرِيبًا وَهُوَ مَعَكُمْ » . قَالَ وَأَنَا خَلْفَهُ وَأَنَا أَقُولُ لاَ حَوْلَ وَلاَ قُوَّةَ إِلاَّ بِاللَّهِ فَقَالَ « يَا عَبْدَ اللَّهِ بْنَ قَيْسٍ أَلاَ أَدُلُّكَ عَلَى كَنْزٍ مِنْ كُنُوزِ الْجَنَّةِ » . فَقُلْتُ بَلَى يَا رَسُولَ اللَّهِ . قَالَ « قُلْ لاَ حَوْلَ وَلاَ قُوَّةَ إِلاَّ بِاللَّهِ ].
Tercemesi:
Bize İbn Nümeyr, İshak b. İbrahim ve Ebu Said el-Eşecc, onlara Hafs b. Ğiyâs, ona da Âsım (el-Ahvel)'den naklen bu isnadla bu hadîsin benzerini rivayet etti.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Zikir ve'd-dua ve't-tevbe ve'l-istiğfâr 6863, /1112
Senetler:
1. Ebu Musa Abdullah b. Kays el-Eş'arî (Abdullah b. Kays b. Süleym)
2. Ebu Osman en-Nehdî (Abdurrahman b. Mül b. Amr b. Adiy b. Vehb)
3. Ebu Abdurrahman Asım el-Ahvel (Asım b. Süleyman)
4. Ebu Ömer Hafs b. Gıyas en-Nehaî (Hafs b. Gıyas b. Talk b. Muaviye b. Malik)
5. Ebu Abdurrahman Muhammed b. Numeyr el-Hemdânî el-Hârifî (Muhammed b. Abdullah b. Numeyr el-Hemedânî)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın kulu ile ilişkisi
Dua, dua ederken sesi kısmak
Dua, dua etme adabı
KTB, DUA
Öneri Formu
Hadis Id, No:
60931, HM009887
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ جَعْفَرٍ وَحَجَّاجٌ قَالَا حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ زِيَادٍ عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ عَنْ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ حَجَّاجٌ فِي حَدِيثِهِ قَالَ سَمِعْتُ أَبَا هُرَيْرَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَوْ قَالَ أَبُو الْقَاسِمِ
أَنَّهُ قَالَ بَيْنَمَا رَجُلٌ يَمْشِي وَعَلَيْهِ حُلَّةٌ مُرَجِّلًا جُمَّتَهُ تُعْجِبُهُ نَفْسُهُ إِذْ خُسِفَ بِهِ فَهُوَ يَتَجَلْجَلُ فِي الْأَرْضِ إِلَى يَوْمِ الْقِيَامَةِ وَقَالَ حَجَّاجٌ إِذْ خَسَفَ اللَّهُ بِهِ
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Cafer ve Haccac rivayet etti ve şöyle dediler: Bize Şu’be, Muhammed b. Ziyâd’dan, o da Ebu Hüreyre’den (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: (Haccac rivayetinde “Ebu Hüreyre’yi şöyle derken işittim” dedi: Rasulullah veya Ebu’l-Kâsım şöyle buyurdu): “Üzerinde güzel elbiseler olan saçlarını omuzlarına sarkıtmış bir adam kendini beğenmiş halde gururlanarak yürürken yerin dibine geçti. Kıyamete kadar da yerin dibine batmaya devam edecektir”. Haccâc şöyle dedi: “Allah onu yerin dibine batırıverdi”.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Ebu Hureyre 9887, 3/599
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Muhammed b. Ziyad el-Kuraşi (Muhammed b. Ziyad)
3. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
4. Gunder Muhammed b. Cafer el-Hüzelî (Muhammed b. Cafer el-Hüzeli)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın kulu ile ilişkisi
Allah İnancı, azabı çetindir
Kibir, Kibir ve gurur
KTB, LİBAS, GİYİM-KUŞAM
حَدَّثَنَا خَلَفُ بْنُ هِشَامٍ وَأَبُو الرَّبِيعِ قَالاَ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ زَيْدٍ عَنْ أَيُّوبَ عَنْ أَبِى عُثْمَانَ عَنْ أَبِى مُوسَى قَالَ كُنَّا مَعَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فِى سَفَرٍ . فَذَكَرَ نَحْوَ حَدِيثِ عَاصِمٍ [كُنَّا مَعَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فِى سَفَرٍ فَجَعَلَ النَّاسُ يَجْهَرُونَ بِالتَّكْبِيرِ فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « أَيُّهَا النَّاسُ ارْبَعُوا عَلَى أَنْفُسِكُمْ إِنَّكُمْ لَيْسَ تَدْعُونَ أَصَمَّ وَلاَ غَائِبًا إِنَّكُمْ تَدْعُونَ سَمِيعًا قَرِيبًا وَهُوَ مَعَكُمْ » . قَالَ وَأَنَا خَلْفَهُ وَأَنَا أَقُولُ لاَ حَوْلَ وَلاَ قُوَّةَ إِلاَّ بِاللَّهِ فَقَالَ « يَا عَبْدَ اللَّهِ بْنَ قَيْسٍ أَلاَ أَدُلُّكَ عَلَى كَنْزٍ مِنْ كُنُوزِ الْجَنَّةِ » . فَقُلْتُ بَلَى يَا رَسُولَ اللَّهِ . قَالَ « قُلْ لاَ حَوْلَ وَلاَ قُوَّةَ إِلاَّ بِاللَّهِ »].
Öneri Formu
Hadis Id, No:
12872, M006866
Hadis:
حَدَّثَنَا خَلَفُ بْنُ هِشَامٍ وَأَبُو الرَّبِيعِ قَالاَ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ زَيْدٍ عَنْ أَيُّوبَ عَنْ أَبِى عُثْمَانَ عَنْ أَبِى مُوسَى قَالَ كُنَّا مَعَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فِى سَفَرٍ . فَذَكَرَ نَحْوَ حَدِيثِ عَاصِمٍ [كُنَّا مَعَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فِى سَفَرٍ فَجَعَلَ النَّاسُ يَجْهَرُونَ بِالتَّكْبِيرِ فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « أَيُّهَا النَّاسُ ارْبَعُوا عَلَى أَنْفُسِكُمْ إِنَّكُمْ لَيْسَ تَدْعُونَ أَصَمَّ وَلاَ غَائِبًا إِنَّكُمْ تَدْعُونَ سَمِيعًا قَرِيبًا وَهُوَ مَعَكُمْ » . قَالَ وَأَنَا خَلْفَهُ وَأَنَا أَقُولُ لاَ حَوْلَ وَلاَ قُوَّةَ إِلاَّ بِاللَّهِ فَقَالَ « يَا عَبْدَ اللَّهِ بْنَ قَيْسٍ أَلاَ أَدُلُّكَ عَلَى كَنْزٍ مِنْ كُنُوزِ الْجَنَّةِ » . فَقُلْتُ بَلَى يَا رَسُولَ اللَّهِ . قَالَ « قُلْ لاَ حَوْلَ وَلاَ قُوَّةَ إِلاَّ بِاللَّهِ »].
Tercemesi:
Bize Halef b. Hişâm ve Ebu Rabî‘, onlara Hammad b. Zeyd, ona Eyyub (es-Sahtiyânî), ona da Ebu Osman(en-Nehdî), Ebu Musa’nın (Abdullah b. Kays el-Eşarî)şöyle dediğini rivayet etti:
Bir seferde Nebi (sav) ile beraberdik. Topluluk sesli tekbir getirmeye başladılar. Bunun üzerine Nebi (sav): "Ey insanlar! Kendinize acıyın; siz ne sağıra dua ediyorsunuz; ne de bir gaibe! Muhakkak sizinle beraber olan; sizi işiten yakın bir zâta dua ediyorsunuz" buyurdu. Ebu Musa: Ben onun arkasındaydım ve güç kuvvet ancak Allah'a mahsustur, diyordum. Bunun üzerine de: "Ey Abdullah b. Kays! Sana cennet hazinelerinden bir hazine göstereyim mi?" dedi. Ben : Evet, Ey Allah’ın Resulü! dedim. "Güç ve kuvvet ancak Allah'a mahsustur, de!" buyurdular.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Zikir ve'd-dua ve't-tevbe ve'l-istiğfâr 6866, /1112
Senetler:
1. Ebu Musa Abdullah b. Kays el-Eş'arî (Abdullah b. Kays b. Süleym)
2. Ebu Osman en-Nehdî (Abdurrahman b. Mül b. Amr b. Adiy b. Vehb)
3. Eyyüb es-Sahtiyânî (Eyyüb b. Keysân)
4. Ebu İsmail Hammad b. Zeyd el-Ezdî (Hammad b. Zeyd b. Dirhem)
5. Ebu Muhammed Halef b. Hişam el-Bezzar (Halef b Hişam b. Saleb)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın kulu ile ilişkisi
Dua, dua ederken sesi kısmak
Dua, dua etme adabı
KTB, DUA
Öneri Formu
Hadis Id, No:
271411, HM022791-2
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَكْرٍ وَعَبْدُ الْوَهَّابِ قَالَا حَدَّثَنَا سَعِيدٌ عَنْ قَتَادَةَ عَنْ سَالِمِ بْنِ أَبِي الْجَعْدِ عَنْ مَعْدَانَ عَنْ ثَوْبَانَ مَوْلَى رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَنَّهُ قَالَ مَنْ فَارَقَ الرُّوحُ الْجَسَدَ وَهُوَ بَرِيءٌ مِنْ ثَلَاثٍ دَخَلَ الْجَنَّةَ الْكِبْرِ وَالْغُلُولِ وَالدَّيْنِ
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Bekr ve Abdülvehhab rivayet ettiler ve şöyle dediler: Bize Said, Katâde'den, o Sâlim'den, o Ebu'l-Ca'd'dan, o da Hz. Peygamber'in hizmetçisi Sevbân'dan naklettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: “Bir kimsenin ruhu bedeninden üç şeyden uzak olarak ayrılırsa cennete girer: Bunlar kibir, ganimet dağıtılmadan önce ondan almak ve borç."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Sevban b. Bücdüd 22791, 7/464
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Muhammed b. Ziyad el-Kuraşi (Muhammed b. Ziyad)
3. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
4. Ebu Muhammed Haccac b. Muhammed el-Mesîsî (Haccac b. Muhammed)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın kulu ile ilişkisi
Allah İnancı, azabı çetindir
Kibir, Kibir ve gurur
KTB, LİBAS, GİYİM-KUŞAM
Öneri Formu
Hadis Id, No:
67811, HM020271
Hadis:
حَدَّثَنَا عَفَّانُ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ سَلَمَةَ أَخْبَرَنَا أَبُو قَزَعَةَ الْبَاهِلِيُّ عَنْ حَكِيمِ بْنِ مُعَاوِيَةَ عَنْ أَبِيهِ قَالَ
أَتَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَقُلْتُ مَا أَتَيْتُكَ حَتَّى حَلَفْتُ عَدَدَ أَصَابِعِي هَذِهِ أَنْ لَا آتِيَكَ أَرَانَا عَفَّانُ وَطَبَّقَ كَفَّيْهِ فَبِالَّذِي بَعَثَكَ بِالْحَقِّ مَا الَّذِي بَعَثَكَ بِهِ قَالَ الْإِسْلَامُ قَالَ وَمَا الْإِسْلَامُ قَالَ أَنْ يُسْلِمَ قَلْبُكَ لِلَّهِ تَعَالَى وَأَنْ تُوَجِّهَ وَجْهَكَ إِلَى اللَّهِ تَعَالَى وَتُصَلِّيَ الصَّلَاةَ الْمَكْتُوبَةَ وَتُؤَدِّيَ الزَّكَاةَ الْمَفْرُوضَةَ
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Muaviye b. Hayde el-Behzî 20271, 6/726
Senetler:
1. Ebu Hakîm Muaviye b. Hayde el-Kuşeyri (Muaviye b. Hayde b. Muaviye b. Kuşayr b. Kab b. Rabi'a)
2. Hakim b. Muaviye el-Behzî (Hakim b. Muaviye b. Hayde b. Muaviye)
3. Ebu Kaze'a Süveyd b. Huceyr el-Bahilî (Süveyd b. Huceyr b. Beyan)
4. Ebu Seleme Hammad b. Seleme el-Basrî (Hammad b. Seleme b. Dînar)
5. Ebu Osman Affân b. Müslim el-Bahilî (Affân b. Müslim b. Abdullah)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın kulu ile ilişkisi
Din, Allah nezdinde makbul olan din İslam Dinidir
İslam, islam nedir?
Müslüman, vasıfları
Namaz, Farziyeti
Sahabe, İslama girişleri
Zekat, farziyeti
Öneri Formu
Hadis Id, No:
53435, HM003672
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عُبَيْدٍ حَدَّثَنَا أَبَانُ بْنُ إِسْحَاقَ عَنْ الصَّبَّاحِ بْنِ مُحَمَّدٍ عَنْ مُرَّةَ الْهَمْدَانِيِّ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مَسْعُودٍ قَالَ
قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ إِنَّ اللَّهَ قَسَمَ بَيْنَكُمْ أَخْلَاقَكُمْ كَمَا قَسَمَ بَيْنَكُمْ أَرْزَاقَكُمْ وَإِنَّ اللَّهَ عَزَّ وَجَلَّ يُعْطِي الدُّنْيَا مَنْ يُحِبُّ وَمَنْ لَا يُحِبُّ وَلَا يُعْطِي الدِّينَ إِلَّا لِمَنْ أَحَبَّ فَمَنْ أَعْطَاهُ اللَّهُ الدِّينَ فَقَدْ أَحَبَّهُ وَالَّذِي نَفْسِي بِيَدِهِ لَا يُسْلِمُ عَبْدٌ حَتَّى يَسْلَمَ قَلْبُهُ وَلِسَانُهُ وَلَا يُؤْمِنُ حَتَّى يَأْمَنَ جَارُهُ بَوَائِقَهُ قَالُوا وَمَا بَوَائِقُهُ يَا نَبِيَّ اللَّهِ قَالَ غَشْمُهُ وَظُلْمُهُ وَلَا يَكْسِبُ عَبْدٌ مَالًا مِنْ حَرَامٍ فَيُنْفِقَ مِنْهُ فَيُبَارَكَ لَهُ فِيهِ وَلَا يَتَصَدَّقُ بِهِ فَيُقْبَلَ مِنْهُ وَلَا يَتْرُكُ خَلْفَ ظَهْرِهِ إِلَّا كَانَ زَادَهُ إِلَى النَّارِ إِنَّ اللَّهَ عَزَّ وَجَلَّ لَا يَمْحُو السَّيِّئَ بِالسَّيِّئِ وَلَكِنْ يَمْحُو السَّيِّئَ بِالْحَسَنِ إِنَّ الْخَبِيثَ لَا يَمْحُو الْخَبِيث
Tercemesi:
Abdullah b. Mes'ud'dan (Radıyallahü anh): Rasülullah (Sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:
"Allah rızıklarınızı aranızda taksim ettiği gibi ahlakınızı/ huylarınızı da taksim etti. İzzet ve celal sahibi olan Allah, dünyalığı sevdiği-sevmediği herkese verir. Dini ise sadece sevdiği kişilere bahşeder. O halde Allah kime (doğru) din nasib etmişse onu seviyor demektir.
Nefsimi elinde tutan Allah'a yemin ederim ki bir kişi dili ve kalbiyle teslim olmadıkça Müslüman olamaz, komşusu onun şerli hareketlerinden emin olmadığı sürece (tam) iman etmiş olamaz."
Dediler ki:
'Ey Allah'ın Rasülü! Nedir bu şerli hareketler?'
"Zulüm ve haksızlıktır. (Mü'min) kul kendisiyle infak ettiği ve hakkında bereketli olması (nı istediği) için haram mal kazanmaz/ kazanmasın. Kabul edilmesi için de (haram malla) tasaddukta bulunmaz. Malını (infak etmeksizin) geride bırakacak olursa, ancak cehenneme götüren bir azık olur. (Dikkat edin,) kötülük kötülüğü silmez, kötülüğü ancak iyilik/ sevap siler. Bir pislik hiçbir zaman başka pisliği temizlemez."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Abdullah b. Mes'ud 3672, 2/38
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesud (Abdullah b. Mesud b. Gafil b. Habib b. Şemh)
2. Mürre el-Hemedanî Mürretü't-Tayyib (Mürre b. Şerahîl)
3. Sabbah b. Muhammed el-Ahmesi (Sabbah b. Muhammed b. Ebu Hazim)
4. Eban b. İshak el-Esedi (Eban b. İshak)
5. Ebu Abdullah Muhammed b. Ubeyd et-Tenafisî (Muhammed b. Ubeyd b. Abdurrahman)
Konular:
Adab, sohbet adabı
Allah İnancı, Allah'ın kulu ile ilişkisi
Allah İnancı, hidayet ve dalalete sevketmesi
Allah İnancı, kullarına karşı sevecen ve merhametlidir
Bereket, rızkın, malın ve ömrün bereketlenmesi
Hak, haksızlık yapmak
İnfak, Bağış
İyilik, iyiliğin kötülüğü gidermesi
Kazanç, haram kazançlar
Komşuluk, komşuluk ilişkileri
Müslüman, güven vermek, insanlara
Müslüman, Sadakat, Güvenilirlik, Hiyanet
Müslüman, vasıfları
Zulüm / Zalim, zulmetmek
حدثنا إسماعيل بن أبى أويس قال حدثني سليمان بن بلال عن معاوية بن أبى مزرد عن سعيد بن يسار عن أبى هريرة أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال :
"خلق الله عز وجل الخلق فلما فرغ منه قامت الرحم فقال: ’مه!‘. قالت: ’هذا مقام العائذ بك من القطيعة‘. قال: ’ألا ترضين أن أصل من وصلك واقطع من قطعك‘. قالت: ’بلى يا رب‘. قال: ’فذلك لك‘". ثم قال أبو هريرة: ’اقرأوا إن شئتم {فهل عسيتم إن توليتم أن تفسدوا في الأرض وتقطعوا أرحامكم}‘.
Açıklama: Bu hadis birinci derecede akrabalık ilişkilerini sürdürmenin ve bu bağdan doğan sorumlulukları yerine getirmenin önemini vurgulamaktadır.
Hadisin yaratma ile ilgisi “akrabalık bağı”dır. Sahip olunan akrabalar tamamen ilâhî takdir sonucu olduğu için akrabalık bağı da yaratılıştan gelir. Hiç kimse annesini-babasını seçme imkânına sahip olmadığı gibi diğer akrabalarını da kendisi seçmemektedir.
Bununla beraber Yüce Allah akrabalık bağından dolayı insanoğluna yüklediği birtakım sorumluluklar vardır. Bu sorumlulukları yerine getirmeye “sılâ-i rahim” denir.
Rahim, esasen kadının çocuk yapma merkezidir. Yakınlık kaynağı olması nedeniyle akrabalığa da "rahim" denmiştir. (Hak Dîni, VI, 4392).
Hadiste rahimin ayağa kalkması ve konuşması temsilîdir. Bu üslupla “akrabalık bağlarını sıcak tutup sürdürmenin önemi ve sevabı” ile “bu bağları kesmenin günahı” dile getirilmektedir.
Akrabalık bağlarını sürdürmek ve bu bağdan doğan sorumlulukları yerine getirmek anlamına gelen sılâ-i rahim; genel mânâda sevgi ve muhabbetle, gerekli hakları adâlet ve insaf ölçülerinde yerine getirmekle; hususî manada da yakın akrabalara infak etmek, hallerini sorup araştırmak, hatalarını görmezlikten gelmek, kusurlarını bağışlamak, ziyaret ederek hallerini sormak, gerekirse yardımlarına koşmak, uzakta iseler mektup ve selâm göndermek suretiyle aradaki manevî bağın kopmamasına özen göstermektir. Bu bağın kopmasına da “kat-i rahim” denir ki, bu da büyük bir günahtır. [bk. Ahmed Davudoğlu, Sahîh-i Müslim Tercüme Ve Şerhi, X, 496.]
Akrabalık bağını kesmek ise iyilik etmemek ve bu bağdan doğan sorumlulukları yerine getirmemektir.
Burada söz konusu edilen tarzda iyilik, istikamet sahibi olan akrabaya yapılır. Ancak bağlar tamamen koparılmaz. Eğer yakınlar hak yolda olmayan kimseler ise, onlar için daha çok nasihat etmek konusunda gayret gösterilir. Hallerini düzeltmeleri için onlara hem dua edilir, hem gayret sarf edilir.
Akrabalar anne-babadan başlar, eş, evlât, kardeş, amca, dayı, hala ve sair akrabalar, yakından uzağa doğru genişler. Akrabalık görevleri de yakından uzağa doğru farklılık ve çeşitlilik arz eder; konuma göre değişir.
Ebu Hureyre (radiyallahu anh)'in, “isterseniz şu âyeti okuyun”, demesi, akrabalık bağlarını gözetmenin önemine âyet-i kerîmeyi şahit göstermek içindir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
163303, EM000050
Hadis:
حدثنا إسماعيل بن أبى أويس قال حدثني سليمان بن بلال عن معاوية بن أبى مزرد عن سعيد بن يسار عن أبى هريرة أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال :
"خلق الله عز وجل الخلق فلما فرغ منه قامت الرحم فقال: ’مه!‘. قالت: ’هذا مقام العائذ بك من القطيعة‘. قال: ’ألا ترضين أن أصل من وصلك واقطع من قطعك‘. قالت: ’بلى يا رب‘. قال: ’فذلك لك‘". ثم قال أبو هريرة: ’اقرأوا إن شئتم {فهل عسيتم إن توليتم أن تفسدوا في الأرض وتقطعوا أرحامكم}‘.
Tercemesi:
Bize İsmail b. Ebî Üveys nakletti. > Dedi ki bana Süleyman b. Bilâl, Muâviye b. Ebî Mezred’den; o da Saîd b. Yesâr’dan; o da Ebû Hureyre'den nakletti. Ebû Hureyre’nin (radıyellahu anh) bu nakline göre Resûlüllah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Azîz ve Yüce Allah halkı(n ruhlarını) yaratıp da yaratma işini bitirdiğinde rahim/akrabalık bağı ayağa kalktı. Yüce Allah ona, "Dur, sakin ol!" buyurdu. Rahim, şöyle dedi: “Bu kalkış, akrabalık bağlarını kesmekten sana sığınanın kalkışıdır. (Akrabalık bağlarını kesmek ağır bir iştir)”. Yüce Allah: “Sana ilgi gösterip varlığını devam ettirene iyilik etmeme ve senden ilgiyi kesip varlığını devam ettirmeyenden iyiliğimi kesmeme razı olmaz mısın?” buyurdu. Rahim: “Razı olurum, ey Rabbim” dedi. Yüce Allah: “Seninle ilgili hüküm budur.” buyurdu. Sonra Ebû Hureyre; ‘İsterseniz şu âyeti okuyunuz!’ dedi: “Demek ki (Ey Münafıklar!) Siz iş başına gelip yönetimi ele alacak olursanız yeryüzünde bozgunculuk çıkaracak ve akrabalık bağlarınızı keseceksiniz öyle mi?”” (Muhammed, 47/22)
Açıklama:
Bu hadis birinci derecede akrabalık ilişkilerini sürdürmenin ve bu bağdan doğan sorumlulukları yerine getirmenin önemini vurgulamaktadır.
Hadisin yaratma ile ilgisi “akrabalık bağı”dır. Sahip olunan akrabalar tamamen ilâhî takdir sonucu olduğu için akrabalık bağı da yaratılıştan gelir. Hiç kimse annesini-babasını seçme imkânına sahip olmadığı gibi diğer akrabalarını da kendisi seçmemektedir.
Bununla beraber Yüce Allah akrabalık bağından dolayı insanoğluna yüklediği birtakım sorumluluklar vardır. Bu sorumlulukları yerine getirmeye “sılâ-i rahim” denir.
Rahim, esasen kadının çocuk yapma merkezidir. Yakınlık kaynağı olması nedeniyle akrabalığa da "rahim" denmiştir. (Hak Dîni, VI, 4392).
Hadiste rahimin ayağa kalkması ve konuşması temsilîdir. Bu üslupla “akrabalık bağlarını sıcak tutup sürdürmenin önemi ve sevabı” ile “bu bağları kesmenin günahı” dile getirilmektedir.
Akrabalık bağlarını sürdürmek ve bu bağdan doğan sorumlulukları yerine getirmek anlamına gelen sılâ-i rahim; genel mânâda sevgi ve muhabbetle, gerekli hakları adâlet ve insaf ölçülerinde yerine getirmekle; hususî manada da yakın akrabalara infak etmek, hallerini sorup araştırmak, hatalarını görmezlikten gelmek, kusurlarını bağışlamak, ziyaret ederek hallerini sormak, gerekirse yardımlarına koşmak, uzakta iseler mektup ve selâm göndermek suretiyle aradaki manevî bağın kopmamasına özen göstermektir. Bu bağın kopmasına da “kat-i rahim” denir ki, bu da büyük bir günahtır. [bk. Ahmed Davudoğlu, Sahîh-i Müslim Tercüme Ve Şerhi, X, 496.]
Akrabalık bağını kesmek ise iyilik etmemek ve bu bağdan doğan sorumlulukları yerine getirmemektir.
Burada söz konusu edilen tarzda iyilik, istikamet sahibi olan akrabaya yapılır. Ancak bağlar tamamen koparılmaz. Eğer yakınlar hak yolda olmayan kimseler ise, onlar için daha çok nasihat etmek konusunda gayret gösterilir. Hallerini düzeltmeleri için onlara hem dua edilir, hem gayret sarf edilir.
Akrabalar anne-babadan başlar, eş, evlât, kardeş, amca, dayı, hala ve sair akrabalar, yakından uzağa doğru genişler. Akrabalık görevleri de yakından uzağa doğru farklılık ve çeşitlilik arz eder; konuma göre değişir.
Ebu Hureyre (radiyallahu anh)'in, “isterseniz şu âyeti okuyun”, demesi, akrabalık bağlarını gözetmenin önemine âyet-i kerîmeyi şahit göstermek içindir.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 50, /96
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Hubab Said b. Yesar (Said b. Yesar)
3. Muaviye b. Ebu Müzerrid el-Medeni (Muaviye b. Abdurrahman b. Yesar)
4. Ebu Muhammed Süleyman b. Bilal el-Kuraşi (Süleyman b. Bilal)
5. Ebu Abdullah İsmail b. Ebu Üveys el-Esbahî (İsmail b. Abdullah b. Abdullah b. Üveys b. Malik)
Konular:
Akraba, akrabalık ilişkileri, sıla-i rahim
Allah İnancı, Allah'ın kulu ile ilişkisi
İnsan, insanın yaratılış gayesi, yapısı ve saygınlığı
KTB, YARATILIŞ
Yaratılış, Âlemin Yaratılışı