616 Kayıt Bulundu.
Bize Abdülaziz b. Abdullah, ona İbrahim b. Sa'd, ona İbn Şihab'ın kardeşinin oğlu (Muhammed b. Abdullah), ona İbn Şihab, ona Salim b. Abdullah, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Ümmetimin tamamı bağışlanır, ancak (günahlarını) açıktan işleyenler bunun dışındadır. Şüphesiz (açıktan günah işlemekten kaynaklı) pervasızlıktan biri de şudur: Bir kimse geceleyin bir günah işler, sonra sabahlar, Allah onun (günahını) örttüğü halde o kalkıp 'ey filan! Ben dün gece şöyle şöyle yaptım' der. Geceleyin Rabbi onu (günahını) örtmüştür, ama o sabahleyin kalkar ve Allah'ın örttüğünü aşikar kılar."
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: كل أمتي معافى إلاَّ المجاهرين
Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe, ona Muhammed b. Fudayl ve Ebu Muâviye, onlara Asım (el-Ahvel), ona da Ebu Osman (en-Nehdî), Ebu Musa'nın (el-Eşarî) şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Nebi (sav) ile bir yolculukta beraberdik. İnsanlar yüksek sesle tekbir getirmeye başladılar. Bunun üzerine Nebi (sav) 'Ey insanlar! Kendinize çekidüzen verin. Siz ne sağıra ne de olmayan birine dua ediyorsunuz. Muhakkak sizinle beraber olan, her şeyinizi işiten ve size çok yakın birine dua ediyorsunuz' buyurdu. Ben de onun arkasındaydım ve 'Lâ havle velâ kuvvete illâ billâh' diyordum. Bunun üzerine Hz. Peygamber 'Ey Abdullah b. Kays! Sana cennet hazinelerinden bir hazine göstereyim mi?' buyurdu. Ben 'Tabi ki Ey Allah’ın Resulü!' deyince, 'Lâ havle velâ kuvvete illâ billâh (Güç ve kuvvet ancak Allah'a mahsustur) de' buyurdu."
Sizin dininize uyanlardan başka hiçbir kimseye inanmayın." (Resûlüm!) De ki: Doğru yol ancak Allah'ın yoludur. Yine (onlar, kendi aralarında şöyle dediler:) "Size verilenin benzerinin başka herhangi bir kimseye verildiğine, yahut Rabbinizin huzurunda onların size karşı deliller getireceklerine de (inanmayın)." De ki: Lütuf ve ihsan Allah'ın elindedir. Onu dilediğine verir. Allah'ın rahmeti geniştir ve O her şeyi hakkıyla bilir.
Bize İbn Nümeyr, İshak b. İbrahim ve Ebu Said el-Eşec, onlara Hafs b. Ğıyâs, ona da Asım (el-Ahvel) hadisi bu isnadla Ebu Osman (en-Nehdî)'den, o da Ebu Musa (el-Eş'arî)'den benzer şekilde şöyle rivayet etmiştir: "Nebi (sav) ile bir yolculukta beraberdik. İnsanlar yüksek sesle tekbir getirmeye başladılar. Bunun üzerine Nebi (sav) 'Ey insanlar! Kendinize çekidüzen verin. Siz ne sağıra ne de olmayan birine dua ediyorsunuz. Muhakkak sizinle beraber olan, her şeyinizi işiten ve size çok yakın birine dua ediyorsunuz' buyurdu. Ben de onun arkasındaydım ve 'Lâ havle velâ kuvvete illâ billâh' diyordum. Bunun üzerine Hz. Peygamber 'Ey Abdullah b. Kays! Sana cennet hazinelerinden bir hazine göstereyim mi?' buyurdu. Ben 'Tabi ki Ey Allah’ın Resulü!' deyince, 'Lâ havle velâ kuvvete illâ billâh (Güç ve kuvvet ancak Allah'a mahsustur) de' buyurdu."
Bize Halef b. Hişâm ve Ebu Rabî, onlara Hammâd b. Zeyd, ona Eyyub (es-Sahtiyânî), ona da Ebu Osman (en-Nehdî), Ebu Musa’dan Asım hadisinin benzerini şöyle rivayet etmiştir: "Nebi (sav) ile bir yolculukta beraberdik. İnsanlar yüksek sesle tekbir getirmeye başladılar. Bunun üzerine Nebi (sav) 'Ey insanlar! Kendinize çekidüzen verin. Siz ne sağıra ne de olmayan birine dua ediyorsunuz. Muhakkak sizinle beraber olan, her şeyinizi işiten ve size çok yakın birine dua ediyorsunuz' buyurdu. Ben de onun arkasındaydım ve 'Lâ havle velâ kuvvete illâ billâh' diyordum. Bunun üzerine Hz. Peygamber 'Ey Abdullah b. Kays! Sana cennet hazinelerinden bir hazine göstereyim mi?' buyurdu. Ben 'Tabi ki Ey Allah’ın Resulü!' deyince, 'Lâ havle velâ kuvvete illâ billâh (Güç ve kuvvet ancak Allah'a mahsustur) de' buyurdu."
Bize İshak b. İbrahim, ona (Ebu Muhammed Abdülvehhab) es-Sakafî, ona Halid el-Hazzâ, ona Ebu Osman (en-Nehdî), ona da Ebu Musa (el-Eş'arî) 'Hz. Peygamber'le (sav) bir gazvede idik...' diyerek başlamış ve önceki hadisin benzerini şöyle rivayet etmiştir: "Nebi (sav) ile bir gazvede beraberdik. İnsanlar yüksek sesle tekbir getirmeye başladılar. Bunun üzerine Nebi (sav) 'Ey insanlar! Kendinize çekidüzen verin. Siz ne sağıra ne de olmayan birine dua ediyorsunuz. Muhakkak sizinle beraber olan, her şeyinizi işiten ve size çok yakın birine dua ediyorsunuz' buyurdu. Ben de onun arkasındaydım ve 'Lâ havle velâ kuvvete illâ billâh' diyordum. Bunun üzerine Hz. Peygamber 'Ey Abdullah b. Kays! Sana cennet hazinelerinden bir hazine göstereyim mi?' buyurdu. Ben 'Tabi ki Ey Allah’ın Resulü!' deyince, 'Lâ havle velâ kuvvete illâ billâh (Güç ve kuvvet ancak Allah'a mahsustur) de' buyurdu." [Ancak bu rivayette 'Sizin dua etmekte olduğunuz (Allah), her birinize üzerinde olduğu devesinin boynundan daha yakındır' demiş, 'Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh' zikrinden bahsetmemiştir.]