29 Kayıt Bulundu.
Bize Müsedded, ona İsmail, ona Eyyûb, ona Nâfi, ona da İbn Ömer (r.anhuma) şöyle demiştir: Peygamber'e (sav) Yahudilerden, birbiriyle zina etmiş, bir erkekle bir kadın getirildi. Peygamber (sav) Yahudilere "zina edenlere ne yapıyorsunuz?" diye sordu. Onlar da “yüzlerine kömür sürüp kara çalıyor, sonra da rezil kepaze ediyoruz” dediler. Peygamber (sav) "Eğer söylediklerinizde samimi iseniz Tevrat’ı getirin de onu okuyun!" (Âli İmran, 93) dedi. Yahudiler Tevrat'ı getirip kendilerinin razı olduğu kimselerden birine (A'ver'e) “oku, ey A'ver” dediler. O da Tevrat'tan recim ayetine kadar olan yeri okuyup, o ayetin üzerini eliyle kapattı. (Abdullah b. Selâm) “elini onun üstünden kaldır” dedi. O da elini kaldırdı. Bir de baktık ki, orada recim ayeti parlayıp durmaktadır. Bunun üzerine Abdullah b. Selâm “ey Muhammed (sav), bunlara recim cezası vardır, ancak bizler recim ayetini aramızda gizliyorduk” dedi. Bunun üzerine Peygamber (sav) emretti, zina edenlere recim cezası uygulandı. Abdullah der ki: Ben erkek arkadaşını, taşlardan korumaya çalışırken gördüm.
Bize İbrahim b. Münzir, ona Ebu Damre, ona Musa b. Ukbe, ona Nâfi, ona da Abdullah b. Ömer (r.anhuma) şöyle rivayet etmiştir: Yahudiler, içlerinden zina etmiş bir erkek ile bir kadını Hz. Peygamber'e (sav) getirdiler. Peygamber (sav) onlara "Siz içinizden zina edenlere nasıl ceza uyguluyorsunuz?" diye sordu. Yahudiler “biz zina eden erkek ve kadının yüzlerine kömür sürüp karartır ve onları döveriz” dediler. Hz. Peygamber (sav) "Siz Tevrat'ta recmi bulmuyor musunuz?" dedi. Yahudiler “biz Tevrat'ta böyle bir şey bulmuyoruz” dediler. Bunun üzerine Abdullah b. Selâm onlara “yalan söylüyorsunuz, "Doğru sözlü iseniz Tevrat'ı getirip okuyun" (Ali İmran, 93)” dedi. Onlardan, Tevrat'ı okutan âlimleri elini recim ayeti üzerine koyarak ve recim ayetini okumadan, önceki ve sonraki ayetleri okumağa başladı. Abdullah b. Selâm onun elini recim ayetinin üstünden çekti ve “bu nedir?” dedi. Yahudiler bu ayeti görünce “işte bu, recim ayetidir” dediler. Peygamber (sav) emretti, zina edenler, mescidin yanında, cenazelerin konduğu yerin yakınında, recmedildiler. Ben o zina eden erkeği, kadını taşlardan korumak için, kadının üzerine kapanmış halde iken gördüm.
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Malik b. Enes, ona Nâfi, ona da Abdullah b. Ömer (r.anhuma) şöyle rivayet etmiştir: Yahudiler Rasulullah'a gelip içlerinden bir erkekle bir kadının zina ettiğini söylediler. Rasulullah (sav) onlara "Recim hakkında Tevrat'ta ne buluyorsunuz?" diye sordu. Onlar “biz zina edenleri teşhir ederiz ve onlara sopa cezası uygulanır” dediler. Abdullah b. Selâm “yalan söylediniz, Tevrat'ta, recim vardır” dedi. Bunun üzerine Tevrat'ı getirdiler ve kitabı açtılar. Yahudilerden birisi elini recim ayeti üzerine koyup, önceki ve sonraki ayetleri okumağa başladı. Abdullah b. Selâm ona “elini kaldır” dedi. O da elini kaldırınca recim ayeti görünüverdi. Yahudiler “ey Muhammed, Abdullah b. Selâm doğru söylemiştir. Tevrat'ta recim ayeti vardır” dediler. Ardından zinanın sabit olması üzerine Rasulullah emretti, onlar recmedildiler. Abdullah b. Ömer der ki: Ben o Yahudi erkeğini, taşlardan kadını korumak için kadının üzerine kapanıyor hâlde iken gördüm.
Bize Ahmed b. Abdullah, ona Zuheyr, ona Musa b. Ukbe, ona Nâfi, ona da İbn Ömer şöyle rivayet etmiştir: Yahudiler, zina etmiş olan Yahudi bir erkekle bir kadını Rasulullah'a (sav) getirdiler. Hz. Peygamber (sav) "siz içinizden zina eden kimseyi nasıl cezalandırırsınız?" diye sordu. Onlar da “bu konuda (Tevrat'ta) bir hüküm bulamadık” dediler. Abdullah b. Selam “yalan söylediniz. Tevrat'ta recim vardır. "Eğer söylediklerinizde samimi iseniz Tevrat’ı getirin de onu okuyun"” dedi. Bunun üzerine Tevrat'ı getirdiler, Tevrat'ı okuyan kişi, avucunu recim ayetinin üzerine koydu. Abdullah b. Selâm “bu nedir?” diye sordu, oradakiler bu ayeti görünce “bu recim ayetidir” cevabını verdiler. Bunun üzerine Rasulullah (sav) emir verdi, zina eden iki kişi, mescidin yanında, cenazelerin konulduğu yere yakın bir yerde recmedildi. Abdullah der ki: Ben erkek arkadaşını, taşlardan korumak maksadıyla kadının üzerine eğilirken gördüm.