241 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed b. Abdüla‘lâ el-Kaysî, ona Mu’temir, ona babası hadisi bu isnad ile rivayet etti. [Ona Enes b. Mâlik, ona Ebu Hureyre rivayet etti: "Aziz ve celil Allah buyurdu ki: 'Kulum bana bir karış yaklaşırsa ben bir arşın yaklaşırım, bana bir arşın yaklaşırsa ben ona bir kulaç –ya da (kulaç anlamındaki 'bâ’' lafzı yerine aynı anlamda olmak üzere) 'bû’ dedi- yaklaşırım, bana yürüyerek gelirse ona koşarak gelirim.'" [Ama bu rivayetinde: “Bana yürüyerek gelirse ben ona koşarak gelirim” ibaresini zikretmedi.]
Bize Muhammed b. Beşşâr b. Osman el-Abdî, ona Yahya –yani b. Saîd- ve İbn Ebu Adiy, onlara Süleyman –et-Teymî-, ona Enes b. Mâlik, ona da Ebu Hureyre, Nebi’nin (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Aziz ve celil Allah buyurdu ki: Kulum bana bir karış yaklaşırsa, ben ona bir arşın yaklaşırım, bana bir arşın yaklaşırsa, ben ona bir kulaç -ya da (kulaç anlamındaki bâ’ lafzı yerine aynı anlamda) 'bû’' dedi- yaklaşırım, bana yürüyerek gelirse, ben ona koşarak gelirim."
Bize Hakem b. Nafi, ona Şuayb, ona ez-Zührî, ona Said b. Müseyyeb, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: Allah (ac) rahmeti yüz parçaya ayırdı, doksan dokuz parçasını yanında tuttu ve bir parçasını da yeryüzüne indirdi. İşte bu bir parça rahmet sebebiyle mahlukat birbirine merhamet eder. Hatta bu merhamet sebebiyle at, yavrusunu çiğneme korkusuyla ayağını ondan sakınır."
Bize Abdullah b. Mesleme, ona Abdülaziz b. Muhammed, ona da Amr b. Ebu Amr, İkrime'nin şöyle dediğini rivayet etti: Irak halkından bir grup İbn Abbas'a: Ey İbn Abbas! İçinde bulunan emirlerle emrolunduğumuz halde, hiç kimsenin kendisiyle amel etmediği Allah'ın (ac): "Ey müminler! Ellerinizin altında bulunan (köle ve cariyeleriniz) ve içinizden henüz ergenlik çağına girmemiş olanlar, sabah namazından önce, öğleyin soyunduğunuz vakit ve yatsı namazından sonra (yanınıza gireceklerinde) sizden üç defa izin istesinler. Bunlar, mahrem (kapanmamış) halde bulunabileceğiniz üç vakittir. Bu vakitlerin dışında ne sizin için ne de onlar için bir mahzur yoktur..." (Nur, 24/58) ayeti hakkında görüşün nedir? diye sormuşlar. Ka'neb, (Abdullah b. Mesleme, bu ayeti kerimeyi sonunda yer alan) "O, hakkıyla bilendir ve hikmet sahibidir" (kısmına) kadar okudu. Bunun üzerine İbn Abbas cevap olarak şöyle dedi: Allah mü'minlere karşı çok yumuşak ve merhametlidir. Örtünmeyi sever. (Bu ayeti kerime nazil olduğu sıralarda) insanların evlerinde perdeler ve özel hazırlanmış (kilitli) odalar yoktu. Bazen hizmetçiler, çocuklar yahut da adamın (yanında, başkasından) öksüz kalmış kız çocuğu adam hanımı ile cinsi münasebette iken odasına girebiliyordu. İşte bu yüzden Allah (cc) bu açık saçıklık vakitlerinde onlara (içeri girmek için) izin istemeyi emretti. (Sonra da) onlara örtüyü ve birçok nimeti verdi. (Örtü ve nimetler verildikten sonra artık) bununla amel eden bir kimseyi görmedim. [Ebû Davud şöyle dedi: Ubeydullah ile Atâ rivayet ettikleri (bir önceki) hadis, bu hadisi zayıflatmaktadır.]
Bize Muhammed b. İsa b. et-Tabbâ, ona Matar b. Abdurrahman el-A'nak, ona Ümmü Eban bt. el-Vazi' b. Zari', ona Abdülkaysoğullarının heyetinde olan dedesi şöyle nakletmiştir: Medine'ye gelince hayvanlarımızdan inip koşarak Rasulullah'a gidip onun elini ayağını öpmeye başlamıştık. Münzir el-Eşec ise acele etmemiş, eşyalarını koyduğu çantaya gidip iki parçadan oluşan elbisesini giyip Hz. Peygamber'in (sav) huzuruna girmişti. Hz. Peygamber (sav) ona, "sende Allah'ın sevdiği iki özellik var: Yumuşak huyluluk ve ağırbaşlılık" buyurdu. (Bunun üzerine Eş'ec) Ey Allah'ın Rasulü! Ben bunları sonradan mı kazandım yoksa Allah beni böyle mi yaratmış? diye sordu. Hz. Peygamber, "Allah seni bu huylarla yaratmış" buyurdu. Beni kendisinin ve Rasulü'nün sevdiği iki huyla yaratan Allah'a hamd olsun dedi.
Bize Muhammed b. Beşşâr b. Osman el-Abdî, ona Yahya –yani b. Saîd- ve İbn Ebu Adiy, onlara Süleyman –ki o et-Teymî’dir-, ona Enes b. Mâlik, ona da Ebu Hureyre, Nebi’nin (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Aziz ve celil Allah buyurdu ki: Kulum bana bir karış yaklaşırsa ben ona bir arşın yaklaşırım, bana bir arşın yaklaşırsa ben on bir kulaç -ya da (kulaç anlamındaki 'bâ’' lafzını yerine aynı anlamda) 'bû’' dedi- yaklaşırım, bana yürüyerek gelirse ona koşarak gelirim."
Sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için kuluna apaçık âyetler indiren O'dur. Şüphesiz Allah, size karşı çok şefkatli, çok merhametlidir.