Öneri Formu
Hadis Id, No:
972, M000404
Hadis:
وَحَدَّثَنِى مُحَمَّدُ بْنُ رَافِعٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ أَخْبَرَنَا مَعْمَرٌ قَالَ قَالَ الزُّهْرِىُّ وَأَخْبَرَنِى عُرْوَةُ عَنْ عَائِشَةَ أَنَّهَا قَالَتْ
"أَوَّلُ مَا بُدِئَ بِهِ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مِنَ الْوَحْىِ."
[وَسَاقَ الْحَدِيثَ بِمِثْلِ حَدِيثِ يُونُسَ. غَيْرَ أَنَّهُ قَالَ فَوَاللَّهِ لاَ يُحْزِنُكَ اللَّهُ أَبَدًا. وَقَالَ قَالَتْ خَدِيجَةُ أَىِ ابْنَ عَمِّ اسْمَعْ مِنِ ابْنِ أَخِيكَ.]
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Râfi', ona Abdürrezzak, ona Mamer, ona ez-Zührî, ona Urve, ona da Aişe (r.anha) şöyle rivayet etmiştir:
"Rasulullah'a gelen vahyin başlangıcı (uykudaki sadık rüya şeklindeydi). "
[Ravi, Yunus'un rivayet ettiği gibi hadisi nakletti. Ne var ki ravi; vallahi, Allah seni asla hüzünlendirmez ve Hatice; amcamın oğlu, kardeşinin oğlunu dinle şeklinde rivayette bulundu.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 404, /85
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Urve Mamer b. Raşid el-Ezdî (Mamer b. Râşid)
5. ُEbu Bekir Abdürrezzak b. Hemmam (Abdürrezzak b. Hemmam b. Nafi)
6. Muhammed b. Râfi' el-Kuşeyrî (Muhammed b. Râfi' b. Sabur)
Konular:
Hz. Peygamber, vahiy geldiğindeki halleri
KTB, VAHİY
Vahiy, başlangıcı
Vahiy, geliş şekilleri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
987, M000408
Hadis:
وَحَدَّثَنِى مُحَمَّدُ بْنُ رَافِعٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ أَخْبَرَنَا مَعْمَرٌ عَنِ الزُّهْرِىِّ بِهَذَا الإِسْنَادِ نَحْوَ حَدِيثِ يُونُسَ وَقَالَ فَأَنْزَلَ اللَّهُ تَبَارَكَ وَتَعَالَى "(يَا أَيُّهَا الْمُدَّثِّرُ)" إِلَى قَوْلِهِ "(وَالرُّجْزَ فَاهْجُرْ)" قَبْلَ أَنْ تُفْرَضَ الصَّلاَةُ - وَهِىَ الأَوْثَانُ - وَقَالَ
"فَجُثِثْتُ مِنْهُ." كَمَا قَالَ عُقَيْلٌ.
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Râfi', ona Abdürrezzak, ona Mamer, ona ez-Zührî aynı isnad ile Yunus'un hadisine benzer şekilde rivayette bulundu. Bunun üzerine Allahu Teâlâ; "ey örtünüp bürünen" ayetinden "pisliği terk et" ayetine kadarki kısmı, namazın farz kılınmasından önce vahyetti.
Ravi, Ebu Seleme'nin rucz, putlar anlamına gelir sözünü de zikretti. Ayrıca Rasulullah'ın (sav); "(Melek'ten) oldukça korktum" sözünü, Ukayl'in rivayet ettiği gibi nakletti.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 408, /86
Senetler:
1. Cabir b. Abdullah el-Ensârî (Cabir b. Abdullah b. Amr b. Haram b. Salebe)
2. Ebu Seleme b. Abdurrahman ez-Zuhrî (Abdullah b. Abdurrahman b. Avf b. Abduavf)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Urve Mamer b. Raşid el-Ezdî (Mamer b. Râşid)
5. ُEbu Bekir Abdürrezzak b. Hemmam (Abdürrezzak b. Hemmam b. Nafi)
6. Muhammed b. Râfi' el-Kuşeyrî (Muhammed b. Râfi' b. Sabur)
Konular:
KTB, VAHİY
Vahiy, başlangıcı
Vahiy, geliş şekilleri
Vahiy, vahyin kesilmesi
وَحَدَّثَنِى أَبُو الطَّاهِرِ أَخْبَرَنَا ابْنُ وَهْبٍ قَالَ حَدَّثَنِى يُونُسُ قَالَ قَالَ ابْنُ شِهَابٍ أَخْبَرَنِى أَبُو سَلَمَةَ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ أَنَّ جَابِرَ بْنَ عَبْدِ اللَّهِ الأَنْصَارِىَّ - وَكَانَ مِنْ أَصْحَابِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم كَانَ يُحَدِّثُ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَهُوَ يُحَدِّثُ عَنْ فَتْرَةِ الْوَحْىِ - قَالَ فِى حَدِيثِهِ
"فَبَيْنَا أَنَا أَمْشِى سَمِعْتُ صَوْتًا مِنَ السَّمَاءِ فَرَفَعْتُ رَأْسِى فَإِذَا الْمَلَكُ الَّذِى جَاءَنِى بِحِرَاءٍ جَالِسًا عَلَى كُرْسِىٍّ بَيْنَ السَّمَاءِ وَالأَرْضِ. قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَجُئِثْتُ مِنْهُ فَرَقًا فَرَجَعْتُ فَقُلْتُ زَمِّلُونِى زَمِّلُونِى. فَدَثَّرُونِى فَأَنْزَلَ اللَّهُ تَبَارَكَ وَتَعَالَى (يَا أَيُّهَا الْمُدَّثِّرُ* قُمْ فَأَنْذِرْ* وَرَبَّكَ فَكَبِّرْ* وَثِيَابَكَ فَطَهِّرْ* وَالرُّجْزَ فَاهْجُرْ)"
[وَهِىَ الأَوْثَانُ قَالَ ثُمَّ تَتَابَعَ الْوَحْىُ.]
Öneri Formu
Hadis Id, No:
979, M000406
Hadis:
وَحَدَّثَنِى أَبُو الطَّاهِرِ أَخْبَرَنَا ابْنُ وَهْبٍ قَالَ حَدَّثَنِى يُونُسُ قَالَ قَالَ ابْنُ شِهَابٍ أَخْبَرَنِى أَبُو سَلَمَةَ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ أَنَّ جَابِرَ بْنَ عَبْدِ اللَّهِ الأَنْصَارِىَّ - وَكَانَ مِنْ أَصْحَابِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم كَانَ يُحَدِّثُ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَهُوَ يُحَدِّثُ عَنْ فَتْرَةِ الْوَحْىِ - قَالَ فِى حَدِيثِهِ
"فَبَيْنَا أَنَا أَمْشِى سَمِعْتُ صَوْتًا مِنَ السَّمَاءِ فَرَفَعْتُ رَأْسِى فَإِذَا الْمَلَكُ الَّذِى جَاءَنِى بِحِرَاءٍ جَالِسًا عَلَى كُرْسِىٍّ بَيْنَ السَّمَاءِ وَالأَرْضِ. قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَجُئِثْتُ مِنْهُ فَرَقًا فَرَجَعْتُ فَقُلْتُ زَمِّلُونِى زَمِّلُونِى. فَدَثَّرُونِى فَأَنْزَلَ اللَّهُ تَبَارَكَ وَتَعَالَى (يَا أَيُّهَا الْمُدَّثِّرُ* قُمْ فَأَنْذِرْ* وَرَبَّكَ فَكَبِّرْ* وَثِيَابَكَ فَطَهِّرْ* وَالرُّجْزَ فَاهْجُرْ)"
[وَهِىَ الأَوْثَانُ قَالَ ثُمَّ تَتَابَعَ الْوَحْىُ.]
Tercemesi:
Bize Ebu Tahir, ona İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihab, ona Ebu Seleme b. Abdurrahman, ona da Cabir b. Abdullah el-Ensârî, -ki kendisi Rasulullah'ın (sav) ashabındandır- Hz. Peygamber'den (sav) hadis rivayet ederken bilâhere, vahyin kesildiği dönem ile alakalı onun şöyle buyurduğunu rivayet etti:
"Ben yürürken, gökten bir ses duydum. Başımı kaldırdım, Hira'da bana gelen Melek'i gök ile yer arasındaki kürsüye oturmuş bir halde görüverdim. Ondan oldukça korktum ve (evime) döndüm. Beni örtün, beni örtün dedim. Onlar da beni örttüler. Bunun üzerine Allahu Teâlâ; Ey örtünüp bürünen, kalk ve uyar, Rabbini ulula, elbiseni temizle, pislikten uzak dur ayetini indirdi."
[(Ravi Ebu Seleme), (ayetteki rucz), putlar demektedir'' dedi. Ardından vahiy peş peşe gelmeye başladı.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 406, /86
Senetler:
1. Cabir b. Abdullah el-Ensârî (Cabir b. Abdullah b. Amr b. Haram b. Salebe)
2. Ebu Seleme b. Abdurrahman ez-Zuhrî (Abdullah b. Abdurrahman b. Avf b. Abduavf)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Yunus b. Yezid el-Eyli (Yunus b. Yezid b. Mişkan)
5. Abdullah b. Vehb el-Kuraşî (Abdullah b. Vehb b. Müslim)
6. Ebu Tahir Ahmed b. Amr el-Kuraşî (Ahmed b. Amr b. Abdullah)
Konular:
KTB, VAHİY
Vahiy, başlangıcı
Vahiy, geliş şekilleri
Vahiy, vahyin kesilmesi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
994, M000410
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ عُمَرَ أَخْبَرَنَا عَلِىُّ بْنُ الْمُبَارَكِ عَنْ يَحْيَى بْنِ أَبِى كَثِيرٍ بِهَذَا الإِسْنَادِ وَقَالَ
"فَإِذَا هُوَ جَالِسٌ عَلَى عَرْشٍ بَيْنَ السَّمَاءِ وَالأَرْضِ."
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Müsenna, ona Osman b. Ömer, ona Ali b. Mübarek, ona Yahya b. Ebu Kesir bu isnad ile rivayette bulundu ve (Hz. Peygamber'in (sav) şu sözünü) zikretti:
"Melek, gök ile yer arasındaki bir arş üzerinde oturmaktaydı."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 410, /86
Senetler:
1. Cabir b. Abdullah el-Ensârî (Cabir b. Abdullah b. Amr b. Haram b. Salebe)
2. Ebu Seleme b. Abdurrahman ez-Zuhrî (Abdullah b. Abdurrahman b. Avf b. Abduavf)
3. Ebu Nasr Yahya b. Ebu Kesir et-Tâî (Yahya b. Salih b. Mütevekkil)
4. Ali b. Mübarek el-Hünâî (Ali b. Mübarek)
5. Osman b. Ömer el-Abdî (Osman b. Ömer b. Faris b. Lakît)
6. Muhammed b. Müsenna el-Anezî (Muhammed b. Müsenna b. Ubeyd b. Kays b. Dinar)
Konular:
Hz. Peygamber, vahiy geldiğindeki halleri
KTB, VAHİY
Vahiy, başlangıcı
Vahiy, geliş şekilleri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
981, M000407
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَبْدُ الْمَلِكِ بْنُ شُعَيْبِ بْنِ اللَّيْثِ قَالَ حَدَّثَنِى أَبِى عَنْ جَدِّى قَالَ حَدَّثَنِى عُقَيْلُ بْنُ خَالِدٍ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ قَالَ سَمِعْتُ أَبَا سَلَمَةَ بْنَ عَبْدِ الرَّحْمَنِ يَقُولُ أَخْبَرَنِى جَابِرُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ أَنَّهُ سَمِعَ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ
"ثُمَّ فَتَرَ الْوَحْىُ عَنِّى فَتْرَةً فَبَيْنَا أَنَا أَمْشِى."
ثُمَّ ذَكَرَ مِثْلَ حَدِيثِ يُونُسَ غَيْرَ أَنَّهُ قَالَ "فَجُثِثْتُ مِنْهُ فَرَقًا حَتَّى هَوَيْتُ إِلَى الأَرْضِ."
قَالَ وَقَالَ أَبُو سَلَمَةَ وَالرُّجْزُ الأَوْثَانُ قَالَ ثُمَّ حَمِىَ الْوَحْىُ بَعْدُ وَتَتَابَعَ.
Tercemesi:
Bize Abdülmelik b. Şuayb b. Leys, ona babası (Şuayb b. Leys), ona (Abdülmelik'in) dedesi (Leys b. Sa'd), ona Ukayl b. Halid, ona İbn Şihab, ona Ebu Seleme b. Abdurrahman, ona da Cabir b. Abdullah, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti:
"Ardından bir müddet vahiy kesildi. Ben yolda yürürken..."
Ravi, Yunus'un rivayetine benzer şekilde hadisi rivayet etti ancak, "(Melek'ten) o kadar korktum ki korkudan yere düştüm" cümlesini de ekledi.
Ebu Seleme, (ayetteki) rucz, putlar anlamına gelir dedi. Ardından vahiy çoğaldı ve peş peşe gelmeye başladı.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 407, /86
Senetler:
1. Cabir b. Abdullah el-Ensârî (Cabir b. Abdullah b. Amr b. Haram b. Salebe)
2. Ebu Seleme b. Abdurrahman ez-Zuhrî (Abdullah b. Abdurrahman b. Avf b. Abduavf)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Halid Ukayl b. Halid el-Eylî (Ukayl b. Halid b. Ukayl)
5. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
6. Ebu Abdülmelik Şuayb b. Leys el-Fehmî (Şuayb b. Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
7. Ebu Abdullah Abdulmelik b. Şuayb el-Fehmî (Abdulmelik b. Şuayb b. Leys b. Sa'd)
Konular:
KTB, VAHİY
Vahiy, başlangıcı
Vahiy, geliş şekilleri
Vahiy, vahyin kesilmesi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
991, M000409
Hadis:
وَحَدَّثَنَا زُهَيْرُ بْنُ حَرْبٍ، حَدَّثَنَا الْوَلِيدُ بْنُ مُسْلِمٍ، حَدَّثَنَا الْأَوْزَاعِيُّ، قَالَ: سَمِعْتُ يَحْيَى، يَقُولُ: سَأَلْتُ أَبَا سَلَمَةَ أَيُّ الْقُرْآنِ أُنْزِلَ قَبْلُ؟ قَالَ: "يَا أَيُّهَا الْمُدَّثِّرُ" فَقُلْتُ: أَوِ اقْرَأْ فَقَالَ: سَأَلْتُ جَابِرَ بْنَ عَبْدِ اللهِ أَيُّ الْقُرْآنِ أُنْزِلَ قَبْلُ قَالَ: "يَا أَيُّهَا الْمُدَّثِّرُ" فَقُلْتُ: أَوْ اقْرَأْ قَالَ جَابِرٌ: أُحَدِّثُكُمْ مَا حَدَّثَنَا رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ، قَالَ:
"جَاوَرْتُ بِحِرَاءٍ شَهْرًا، فَلَمَّا قَضَيْتُ جِوَارِي نَزَلْتُ فَاسْتَبْطَنْتُ بَطْنَ الْوَادِي، فَنُودِيتُ فَنَظَرْتُ أَمَامِي وَخَلْفِي، وَعَنْ يَمِينِي، وَعَنْ شِمَالِي، فَلَمْ أَرَ أَحَدًا، ثُمَّ نُودِيتُ فَنَظَرْتُ فَلَمْ أَرَ أَحَدًا، ثُمَّ نُودِيتُ فَرَفَعْتُ رَأْسِي، فَإِذَا هُوَ عَلَى الْعَرْشِ فِي الْهَوَاءِ - يَعْنِي جِبْرِيلَ عَلَيْهِ السَّلَامُ - فَأَخَذَتْنِي رَجْفَةٌ شَدِيدَةٌ، فَأَتَيْتُ خَدِيجَةَ، فَقُلْتُ: دَثِّرُونِي، فَدَثَّرُونِي، فَصَبُّوا عَلَيَّ مَاءً، فَأَنْزَلَ اللهُ عَزَّ وَجَلَّ: (يَا أَيُّهَا الْمُدَّثِّرُ قُمْ فَأَنْذِرْ وَرَبَّكَ فَكَبِّرْ وَثِيَابَكَ فَطَهِّرْ.)" المدثر: 1-4
Tercemesi:
Bize Züheyr b. Harb, ona Velid b. Müslim, ona el-Evzâî, ona Yahya şöyle rivayet etti: Ebu Seleme'ye ilk nazil olan ayeti sordum. O, ''ey örtünüp bürünen'' ayetini söyledi. Ben, peki ya ayeti oku dedim. Bana, bunu Cabir b. Abdullah'a; hangi ayetin önce nazil olduğunu sordum dedi. O, ''ey örtünüp bürünen'' ayeti dedi. Ben, peki ya ayeti oku dedim. O, ben sizlere Rasulullah'ın (sav) bize anlattığı şeyi anlatıyorum dedi ve onun şöyle buyurduğunu rivayet etti:
''Bir ay boyunca Hira'da (itikafta) kaldım. Kalma sürem (itikaf) bitince oradan indim ve vadinin ortasına ulaştım. Derken bana seslenildi. Önüme, arkama, sağıma, soluma baktım ancak kimseyi göremedim. Ardından (yine) bana seslenildi ancak, (yine) kimseyi göremedim. Sonra (yine) bana seslenildi, başımı kaldırdım; Cebrail'i gökte arş üzerinde görüverdim! Beni şiddetli bir korku aldı. Hatice'nin yanına geldim ve ona beni örtün, beni örtün dedim. Üzerime su da döktüler. Bunun üzerine Allahu Teâlâ; ey örtünüp bürünen, kalk ve uyar, Rabbini ulula, elbiseni temiz tut ayetlerini indirdi.''
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 409, /86
Senetler:
1. Cabir b. Abdullah el-Ensârî (Cabir b. Abdullah b. Amr b. Haram b. Salebe)
2. Ebu Seleme b. Abdurrahman ez-Zuhrî (Abdullah b. Abdurrahman b. Avf b. Abduavf)
3. Ebu Nasr Yahya b. Ebu Kesir et-Tâî (Yahya b. Salih b. Mütevekkil)
4. Ebu Amr Abdurrahman b. Amr el-Evzaî (Abdurrahman b. Amr b. Yahmed)
5. Ebu Abbas Velid b. Müslim el-Kuraşî (Velid b. Müslim)
6. Ebu Hayseme Züheyr b. Harb el-Haraşî (Züheyr b. Harb b. Eştâl)
Konular:
Hz. Peygamber, vahiy geldiğindeki halleri
KTB, VAHİY
Vahiy, başlangıcı
Vahiy, geliş şekilleri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
3632, M001004
Hadis:
وَحَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ بْنُ سَعِيدٍ وَأَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ وَإِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ كُلُّهُمْ عَنْ جَرِيرٍ - قَالَ أَبُو بَكْرٍ حَدَّثَنَا جَرِيرُ بْنُ عَبْدِ الْحَمِيدِ - عَنْ مُوسَى بْنِ أَبِى عَائِشَةَ عَنْ سَعِيدِ بْنِ جُبَيْرٍ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ فِى قَوْلِهِ عَزَّ وَجَلَّ "(لاَ تُحَرِّكْ بِهِ لِسَانَكَ)" قَالَ كَانَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم إِذَا نَزَلَ عَلَيْهِ جِبْرِيلُ بِالْوَحْىِ كَانَ مِمَّا يُحَرِّكُ بِهِ لِسَانَهُ وَشَفَتَيْهِ فَيَشْتَدُّ عَلَيْهِ فَكَانَ ذَلِكَ يُعْرَفُ مِنْهُ فَأَنْزَلَ اللَّهُ تَعَالَى "(لاَ تُحَرِّكْ بِهِ لِسَانَكَ لِتَعْجَلَ بِهِ)" أَخْذَهُ "(إِنَّ عَلَيْنَا جَمْعَهُ وَقُرْآنَهُ)" إِنَّ عَلَيْنَا أَنْ نَجْمَعَهُ فِى صَدْرِكَ. وَقُرْآنَهُ فَتَقْرَأُهُ "(فَإِذَا قَرَأْنَاهُ فَاتَّبِعْ قُرْآنَهُ)" قَالَ أَنْزَلْنَاهُ فَاسْتَمِعْ لَهُ "(إِنَّ عَلَيْنَا بَيَانَهُ)" أَنْ نُبَيِّنَهُ بِلِسَانِكَ فَكَانَ إِذَا أَتَاهُ جِبْرِيلُ أَطْرَقَ فَإِذَا ذَهَبَ قَرَأَهُ كَمَا وَعَدَهُ اللَّهُ.
Tercemesi:
Bize Kuteybe b. Said, Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve İshak b. İbrahim, onlara Cerir -Ebu Bekir tahdisen rivayet edip Cerir b. Abdulhamid demiştir-, ona Musa b. Ebu Aişe, ona Said b. Cübeyr, ona da İbn Abbas; "dilini onu ezberlemek için hareket ettirme" ayeti hakkında şöyle rivayet etmiştir:
Nebî (sav), Cebrail kendisine vahiy getirdiğinde dilini ve dudaklarını (vahyi ezberlemek için) çokça hareket ettirirdi. Zira vahiy ona ağır gelirdi. Bu durum, onun halinden bilinebilirdi. (Bundan dolayı) Allahu Teâlâ, "dilini onu çarçabuk almak için hareket ettirme, -yani vahyi almak için- onu toplamak ve okumak bize aittir -yani onu göğsünde toplamak ve okumak bize aittir ki onu okursun-, biz onu okuduğumuzda okunuşuna tabi ol -yani indirdiğimizde onu dinle-, onu açıklamak bize aittir -yani, onun senin dilin ile açıklamak-" ayetlerini indirdi. (Bundan sonra) Cebrail kendisine geldiğinde susar; gittiğinde ise Allah'ın kendisine vaad ettiği üzere onu okurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Salât 1004, /186
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Abdullah Said b. Cübeyr el-Esedî (Said b. Cübeyr)
3. Musa b. Ebu Aişe el-Hemdânî (Musa b. Ebu Aişe)
4. Ebu Abdullah Cerir b. Abdulhamid ed-Dabbî (Cerir b. Abdülhamid b. Cerir b. Kurt b. Hilal b. Ekyes)
5. İshak b. Râhûye el-Mervezî (İshak b. İbrahim b. Mahled)
Konular:
Hz. Peygamber, Cebraille ilişkisi
Hz. Peygamber, korunmuşluğu
Hz. Peygamber, Kur'ân okuyuşu
Hz. Peygamber, Unutma ve yanılması
Hz. Peygamber, vahiy geldiğindeki halleri
KTB, NAMAZ,
KTB, VAHİY
Kur'an
Kur'ân, ezberlemek/ hafız olmak/ Unutmamak
Kur'ân, güzel/ doğru okumak
Kur'an, öğrenip ezberleyip muhafaza etmek
Kur'an, okumak ve yaşamak
Kur'an, okuyup anlamak
Vahiy, geliş şekilleri
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ بْنُ سَعِيدٍ حَدَّثَنَا أَبُو عَوَانَةَ عَنْ مُوسَى بْنِ أَبِى عَائِشَةَ عَنْ سَعِيدِ بْنِ جُبَيْرٍ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ فِى قَوْلِهِ "(لاَ تُحَرِّكْ بِهِ لِسَانَكَ لِتَعْجَلَ بِهِ)" قَالَ كَانَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم يُعَالِجُ مِنَ التَّنْزِيلِ شِدَّةً كَانَ يُحَرِّكُ شَفَتَيْهِ - فَقَالَ لِىَ ابْنُ عَبَّاسٍ أَنَا أُحَرِّكُهُمَا كَمَا كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يُحَرِّكُهُمَا. فَقَالَ سَعِيدٌ أَنَا أُحَرِّكُهُمَا كَمَا كَانَ ابْنُ عَبَّاسٍ يُحَرِّكُهُمَا. فَحَرَّكَ شَفَتَيْهِ - فَأَنْزَلَ اللَّهُ تَعَالَى "(لاَ تُحَرِّكْ بِهِ لِسَانَكَ لِتَعْجَلَ بِهِ* إِنَّ عَلَيْنَا جَمْعَهُ وَقُرْآنَهُ)" قَالَ جَمْعَهُ فِى صَدْرِكَ ثُمَّ تَقْرَأُهُ "(فَإِذَا قَرَأْنَاهُ فَاتَّبِعْ قُرْآنَهُ)" قَالَ فَاسْتَمِعْ وَأَنْصِتْ ثُمَّ إِنَّ عَلَيْنَا أَنْ تَقْرَأَهُ قَالَ فَكَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم إِذَا أَتَاهُ جِبْرِيلُ اسْتَمَعَ فَإِذَا انْطَلَقَ جِبْرِيلُ قَرَأَهُ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم كَمَا أَقْرَأَهُ.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
3634, M001005
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ بْنُ سَعِيدٍ حَدَّثَنَا أَبُو عَوَانَةَ عَنْ مُوسَى بْنِ أَبِى عَائِشَةَ عَنْ سَعِيدِ بْنِ جُبَيْرٍ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ فِى قَوْلِهِ "(لاَ تُحَرِّكْ بِهِ لِسَانَكَ لِتَعْجَلَ بِهِ)" قَالَ كَانَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم يُعَالِجُ مِنَ التَّنْزِيلِ شِدَّةً كَانَ يُحَرِّكُ شَفَتَيْهِ - فَقَالَ لِىَ ابْنُ عَبَّاسٍ أَنَا أُحَرِّكُهُمَا كَمَا كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يُحَرِّكُهُمَا. فَقَالَ سَعِيدٌ أَنَا أُحَرِّكُهُمَا كَمَا كَانَ ابْنُ عَبَّاسٍ يُحَرِّكُهُمَا. فَحَرَّكَ شَفَتَيْهِ - فَأَنْزَلَ اللَّهُ تَعَالَى "(لاَ تُحَرِّكْ بِهِ لِسَانَكَ لِتَعْجَلَ بِهِ* إِنَّ عَلَيْنَا جَمْعَهُ وَقُرْآنَهُ)" قَالَ جَمْعَهُ فِى صَدْرِكَ ثُمَّ تَقْرَأُهُ "(فَإِذَا قَرَأْنَاهُ فَاتَّبِعْ قُرْآنَهُ)" قَالَ فَاسْتَمِعْ وَأَنْصِتْ ثُمَّ إِنَّ عَلَيْنَا أَنْ تَقْرَأَهُ قَالَ فَكَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم إِذَا أَتَاهُ جِبْرِيلُ اسْتَمَعَ فَإِذَا انْطَلَقَ جِبْرِيلُ قَرَأَهُ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم كَمَا أَقْرَأَهُ.
Tercemesi:
Bize Kuteybe b. Said, ona Ebu Avane, ona Musa b. Ebu Aişe, ona Said b. Cübeyr, ona da İbn Abbas; "vahyi acele ile almak için dilini hareket ettirme" ayeti ile alakalı olarak şöyle rivayette bulundu: Nebî (sav), Kur'an'ın nüzulünün şiddetinden dolayı sıkıntıya maruz kalır ve dudaklarını hareket ettirirdi. (Said b. Cübeyr), İbn Abbas ban; ben de onları Rasulullah'ın (sav) hareket ettirdiği gibi hareket ettiriyorum dedi. Said de (Musa'ya), ben de onları İbn Abbas'ın hareket ettirdiği gibi hareket ettiriyorum dedi ve dudaklarını hareket ettirdi. Bu durum üzerine Allahu Teâlâ şu ayetleri indirdi: "Vahyi çabucak almak için dilini kımıldatma. Onu toplamak ve okumak bize aittir." (İbn Abbas) şöyle dedi: "Onu göğsünde toplamak, ardından okumak bize aittir." (Allahu Teâlâ devamında) "Onu okuduğumuzda okunuşuna tabi ol" (ayetini indirdi). (İbn Abbas şöyle) dedi: Dinle ve sus, sonra onu okuman bize aittir. (İbn Abbas yine şöyle) dedi: Rasulullah'a (sav) Cebrail geldiği zaman (onu) dinledi gittiği zaman ise Nebî (sav), onun okuttuğu gibi (vahyi) okudu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Salât 1005, /186
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Abdullah Said b. Cübeyr el-Esedî (Said b. Cübeyr)
3. Musa b. Ebu Aişe el-Hemdânî (Musa b. Ebu Aişe)
4. Ebu Avane Vazzah b. Abdullah el-Yeşkurî (Vazzah b. Abdullah)
5. Ebu Recâ Kuteybe b. Said es-Sekafi (Kuteybe b. Said b. Cemil b. Tarif)
Konular:
Hz. Peygamber, Cebraille ilişkisi
Hz. Peygamber, vahiy geldiğindeki halleri
İlim, Abdullah b. Abbas'ın sahip olduğu ilim
KTB, NAMAZ,
KTB, VAHİY
Kur'ân, ezberlemek/ hafız olmak/ Unutmamak
Kur'an, okumak ve yaşamak
Kur'an, okuyup anlamak
Vahiy, geliş şekilleri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
4228, M002423
Hadis:
حَدَّثَنِى عَلِىُّ بْنُ حُجْرٍ أَخْبَرَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ عَنْ هِشَامٍ صَاحِبِ الدَّسْتَوَائِىِّ عَنْ يَحْيَى بْنِ أَبِى كَثِيرٍ عَنْ هِلاَلِ بْنِ أَبِى مَيْمُونَةَ عَنْ عَطَاءِ بْنِ يَسَارٍ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ الْخُدْرِىِّ قَالَ جَلَسَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَلَى الْمِنْبَرِ وَجَلَسْنَا حَوْلَهُ فَقَالَ
"إِنَّ مِمَّا أَخَافُ عَلَيْكُمْ بَعْدِى مَا يُفْتَحُ عَلَيْكُمْ مِنْ زَهْرَةِ الدُّنْيَا وَزِينَتِهَا." فَقَالَ رَجُلٌ أَوَيَأْتِى الْخَيْرُ بِالشَّرِّ يَا رَسُولَ اللَّهِ قَالَ فَسَكَتَ عَنْهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقِيلَ لَهُ مَا شَأْنُكَ تُكَلِّمُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَلاَ يُكَلِّمُكَ قَالَ وَرُئِينَا أَنَّهُ يُنْزَلُ عَلَيْهِ فَأَفَاقَ يَمْسَحُ عَنْهُ الرُّحَضَاءَ وَقَالَ
"إِنَّ هَذَا السَّائِلَ - وَكَأَنَّهُ حَمِدَهُ فَقَالَ - إِنَّهُ لاَ يَأْتِى الْخَيْرُ بِالشَّرِّ وَإِنَّ مِمَّا يُنْبِتُ الرَّبِيعُ يَقْتُلُ أَوْ يُلِمُّ إِلاَّ آكِلَةَ الْخَضِرِ فَإِنَّهَا أَكَلَتْ حَتَّى إِذَا امْتَلأَتْ خَاصِرَتَاهَا اسْتَقْبَلَتْ عَيْنَ الشَّمْسِ فَثَلَطَتْ وَبَالَتْ ثُمَّ رَتَعَتْ وَإِنَّ هَذَا الْمَالَ خَضِرٌ حُلْوٌ وَنِعْمَ صَاحِبُ الْمُسْلِمِ هُوَ لِمَنْ أَعْطَى مِنْهُ الْمِسْكِينَ وَالْيَتِيمَ وَابْنَ السَّبِيلِ أَوْ كَمَا قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَإِنَّهُ مَنْ يَأْخُذُهُ بِغَيْرِ حَقِّهِ كَانَ كَالَّذِى يَأْكُلُ وَلاَ يَشْبَعُ وَيَكُونُ عَلَيْهِ شَهِيدًا يَوْمَ الْقِيَامَةِ."
Tercemesi:
Bize Ali b. Hucr, ona İsmail b. İbrahim, ona Hişam -ki ona Sâhibü'd-Destevâî denir-, ona Yahya b. Ebu Kesir, ona Hilal b. Ebu Meymune, ona Ata b. Yesar, ona da Ebu Said el-Hudrî şöyle rivayet etti: Rasulullah (sav) minbere; bizler de onun etrafına oturduk ve şöyle buyurdu:
"Benden sonra sizin için korktuğum şeylerden biri, dünya süsünün ve zinetinin sizlere açılmasıdır." Bir adam hayır, şer getirir mi ya Rasulullah! diye sordu. (Ebu Said), Rasulullah adamın sorusuna cevap vermediğini söyledi. O adama; senin derdin ne, Rasulullah seninle konuşmazken onunla konuşuyorsun denildi. (Ebu Said), ona vahyin indirildiğini gördük dedi. Rasulullah (sav) kendisine geldi, (vahyin şiddetinden boşanan) teri sildi ve ''soru soran zat nerede'' buyurdu. Sanki onu överek sordu ve şöyle dedi:
"Şüphesiz ki hayır, şer getirmez. Şüphesiz ki baharın bitirdikleri, yeşillikleri yiyen (hayvanlar) hariç, öldürür ya da hastalandırır. (Hayvan, onu) yer, midesi dolduğu zaman güneşin karşısında geçer, dışkısını ve idrarını yapar, ardından (yine) otlar. İşte bu mal, yeşil ve tatlıdır. Ondan miskinlere, yetimlere, yolcuya veren müslüman ne güzel kimsedir" -ravi, Hz. Peygamber (sav), ya da buna benzer şeyler söyledi dedi.- "Hakkı olmadığı halde onu alan ise, yiyip doymayan kimse gibidir ki kıyamet günü (o mal), aleyhine şahitlik edecektir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Zekât 2423, /405
Senetler:
1. Ebu Said el-Hudrî (Sa'd b. Malik b. Sinan b. Sa'lebe b. Ebcer)
2. Ebu Muhammed Ata b. Yesar el-Hilalî (Ata b. Yesar)
3. İbn Ebu Meymune Hilal b. Ebu Meymune el-Kuraşî (Hilal b. Ali b. Üsame)
4. Ebu Nasr Yahya b. Ebu Kesir et-Tâî (Yahya b. Salih b. Mütevekkil)
5. Hişam b. Ebu Abdullah ed-Destevâî (Hişam b. Senber)
6. Ebu Bişr İsmail b. Uleyye el-Esedî (İsmail b. İbrahim b. Miksem)
7. Ebu Hasan Ali b. Hucr es-Sa'dî (Ali b. Hucr b. İyas b. Mukatil)
Konular:
Dünya, dünyevileşme
KTB, VAHİY
Mal, mal - mülk hırsı
Vahiy, geliş şekilleri
حَدَّثَنَا شَيْبَانُ بْنُ فَرُّوخَ حَدَّثَنَا هَمَّامٌ حَدَّثَنَا عَطَاءُ بْنُ أَبِى رَبَاحٍ عَنْ صَفْوَانَ بْنِ يَعْلَى بْنِ أُمَيَّةَ عَنْ أَبِيهِ - رضى الله عنه - قَالَ جَاءَ رَجُلٌ إِلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَهُوَ بِالْجِعْرَانَةِ عَلَيْهِ جُبَّةٌ وَعَلَيْهَا خَلُوقٌ - أَوْ قَالَ أَثَرُ صُفْرَةٍ - فَقَالَ كَيْفَ تَأْمُرُنِى أَنْ أَصْنَعَ فِى عُمْرَتِى قَالَ وَأُنْزِلَ عَلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم الْوَحْىُ فَسُتِرَ بِثَوْبٍ وَكَانَ يَعْلَى يَقُولُ وَدِدْتُ أَنِّى أَرَى النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم وَقَدْ نَزَلَ عَلَيْهِ الْوَحْىُ - قَالَ - فَقَالَ أَيَسُرُّكَ أَنْ تَنْظُرَ إِلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَقَدْ أُنْزِلَ عَلَيْهِ الْوَحْىُ قَالَ فَرَفَعَ عُمَرُ طَرَفَ الثَّوْبِ فَنَظَرْتُ إِلَيْهِ لَهُ غَطِيطٌ - قَالَ وَأَحْسِبُهُ قَالَ - كَغَطِيطِ الْبَكْرِ - قَالَ - فَلَمَّا سُرِّىَ عَنْهُ قَالَ
"أَيْنَ السَّائِلُ عَنِ الْعُمْرَةِ اغْسِلْ عَنْكَ أَثَرَ الصُّفْرَةِ - أَوْ قَالَ أَثَرَ الْخَلُوقِ - وَاخْلَعْ عَنْكَ جُبَّتَكَ وَاصْنَعْ فِى عُمْرَتِكَ مَا أَنْتَ صَانِعٌ فِى حَجِّكَ."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
8328, M002798
Hadis:
حَدَّثَنَا شَيْبَانُ بْنُ فَرُّوخَ حَدَّثَنَا هَمَّامٌ حَدَّثَنَا عَطَاءُ بْنُ أَبِى رَبَاحٍ عَنْ صَفْوَانَ بْنِ يَعْلَى بْنِ أُمَيَّةَ عَنْ أَبِيهِ - رضى الله عنه - قَالَ جَاءَ رَجُلٌ إِلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَهُوَ بِالْجِعْرَانَةِ عَلَيْهِ جُبَّةٌ وَعَلَيْهَا خَلُوقٌ - أَوْ قَالَ أَثَرُ صُفْرَةٍ - فَقَالَ كَيْفَ تَأْمُرُنِى أَنْ أَصْنَعَ فِى عُمْرَتِى قَالَ وَأُنْزِلَ عَلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم الْوَحْىُ فَسُتِرَ بِثَوْبٍ وَكَانَ يَعْلَى يَقُولُ وَدِدْتُ أَنِّى أَرَى النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم وَقَدْ نَزَلَ عَلَيْهِ الْوَحْىُ - قَالَ - فَقَالَ أَيَسُرُّكَ أَنْ تَنْظُرَ إِلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَقَدْ أُنْزِلَ عَلَيْهِ الْوَحْىُ قَالَ فَرَفَعَ عُمَرُ طَرَفَ الثَّوْبِ فَنَظَرْتُ إِلَيْهِ لَهُ غَطِيطٌ - قَالَ وَأَحْسِبُهُ قَالَ - كَغَطِيطِ الْبَكْرِ - قَالَ - فَلَمَّا سُرِّىَ عَنْهُ قَالَ
"أَيْنَ السَّائِلُ عَنِ الْعُمْرَةِ اغْسِلْ عَنْكَ أَثَرَ الصُّفْرَةِ - أَوْ قَالَ أَثَرَ الْخَلُوقِ - وَاخْلَعْ عَنْكَ جُبَّتَكَ وَاصْنَعْ فِى عُمْرَتِكَ مَا أَنْتَ صَانِعٌ فِى حَجِّكَ."
Tercemesi:
Bize Şeyban b. Ferruh, ona Hemmâm, ona Ata b. Ebu Rabah, ona Safvan b. Ya'la b. Ümeyye, ona da babası (Ya'la b. Ümeyye (ra)) şöyle rivayet etti: Üzerinde cübbe, cübbesinde de hâluk (denen koku) -ravi, sarılık izi de olabilir dedi- olan bir adam Nebî (sav) Cîrane'de iken yanına geldi ve ona umremi nasıl eda etmemi emir buyurursun dedi. (Derken) Nebî'ye (sav) vahiy indirildi, (hemen) bir elbise ile örtüldü. Ya'la, ben kendisine vahiy inerken Nebî'yi (sav) görmek isterdim dedi. Ömer, kendisine vahiy inerken Nebî'ye (sav) bakmak seni mutlu eder mi dedi ve elbisenin bir tarafını kaldırdı. (Ben de) ona baktım, horulduyor gibiydi -ravi, (genç) devenin horuldaması gibi demiş olabilir dedi-. Bu hal ondan gidince (Rasulullah); "Umre hakkında soran nerede? Üzerindeki sarılık izini yıka -ravi, halûk (denen koku) izini demiş de olabilir dedi-, cübbeni çıkar, haccında yaptığını umrende de yap" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Hac, 2798, /464
Senetler:
1. Ya'la b. Meniyye et-Temimî (Ya'la b. Ümeyye b. Ebu Ubeyde b. Hemmam)
2. Safvan b. Ya'la et-Temimi (Safvan b. Ya'la b. Ümeyye b. Ubeyd b. Hemmam b. Haris b. Bekir b. Zeyd b. Malik b. Hanzala)
3. Ebu Muhammed Ata b. Ebu Rabah el-Kuraşî (Ata b. Eslem)
4. Ebu Abdullah Hemmâm b. Yahya el-Avzî (Hemmâm b. Yahya b. Dinar)
5. Şeyban b. Ebu Şeybe el-Habati (Şeyban b. Ferruh)
Konular:
KTB, HAC, UMRE
KTB, VAHİY
Umre
Umre, esnasında uyulacak kurallar
Vahiy, geliş şekilleri