397 Kayıt Bulundu.
Bize Hibban b. Musa, ona Abdullah, ona Mamer, ona ez-Zührî, ona Urve, ona da Aişe (r.anha) şöyle demiştir: Rifaa el-Kurazî eşini boşadı ve bu boşamayı kesin bir şekilde yaptı. Sonra da o kadınla Abdurrahman b. Zebîr evlendi. Bir süre sonra kadın, Rasulullah'a (sav) gelip şöyle dedi: 'Ey Allah'ın Rasulü (sav), (kendisini kasdederek) bu kadın Rifaa'nın eşiydi. Rifaa da onu üç boşamayla kesin bir şekilde boşadı. Ondan sonra bu kadınla Abdurrahman b. Zebîr el-Kurazî evlendi. Fakat, ey Allah'ın Rasulü vallahi onunki (Abdurrahman'ın erkeklik organı) aynı şu elbisenin saçağı gibidir (iktidarsızdır)' Kadın bu sırada üst elbisesinden sarkan bir püskülü tutup gösterdi. Ravi dedi ki: Bu sırada Ebu Bekir de Rasulullah'ın yanında, Halid b. Said b. As ise kendisine (içeri girmesine) izin verilmesi için kapının kenarında oturuyordu. (Kadının konuştuklarını duyunca) Halid dışarıdan Ebu Bekir'e: 'Ey Ebu Bekir! Şu kadına, Rasulullah'ın (sav) huzurunda açıkça kötü konuşmasını niçin yasaklamıyorsun?' diyerek seslendi. Rasulullah sadece (sav) tebessüm ediyordu ve kadına şöyle buyurdu: "Sanıyorum sen (eski kocan) Rifaa'ya dönmek istiyorsun. Fakat sen (şimdiki kocan) Abdurrahman ile zifafa girmedikçe bu dönüş olmaz."
Bize Muhammed b. Abdülmelik b. Mervan, ona Ebu Numan, ona Hammad b. Zeyd, ona Eyyüb, ona da pek çok kişinin, Tâvûs'tan naklettiğine göre İbn Abbas'a (ra) çok soru soran Ebû's-Sahbâ adında bir adam İbn Abbas'a şöyle dedi: "Rasulullah (sav) ile Hz. Ebu Bekir (ra) döneminde ve Hz. Ömer (ra) döneminin ilk yıllarında, bir adam henüz ilişkide bulunmadan karısını bir defada üç talakla boşadığında, bunun bir talak sayıldığını bilmiyor musun? İbn Abbas (ra) da evet, Rasulullah (sav) ile Hz. Ebu Bekir (ra) devrinde ve Hz. Ömer (ra) döneminin ilk yıllarında, bir adam henüz ilişkide bulunmadığı karısını bir defada üç talakla boşayacak olsa, bunu bir talak sayıyorlardı. Fakat Hz. Ömer halkın bunu sıklıkla yapıp (itiyat haline getirdiklerini) görünce onların aleyhine olmak üzere (birden verilen üç talakın) üçünü de geçerli kıldı dedi."
Bize Ahmed b. Salih, ona Abdürrezzak, ona İbn Cüreyc, ona İbn Tâvus, ona da babası, Ebu's-Sahbâ'nın İbn Abbas'a (ra) şöyle dediğini nakletmiştir: "Sen, Hz. Peygamber (sav) ile Ebu Bekir (ra) devrinde ve Hz. Ömer (ra) döneminin ilk üç yılında bir defada verilen üç talâkın bir talâk sayıldığını biliyor musun? İbn Abbas (ra) da cevaben, evet dedi."
Bize Müslim b. İbrahim, ona Hişam, ona Katade, ona da el-Hasan "senin işin kendi elindedir sözü hakkında bu sözle üç talak vaki olur dedi."
Bize Süleyman b. Davud el-Atekî, ona Cerîr b. Hazım, ona ez-Zübeyr b. Said, ona Abdullah bn. Ali b. Yezid b. Rükane, ona da babası vasıtasıyla dedesinin rivayet ettiğine göre; Rükane karısını kesin bir şekilde boşamıştı. Rasulullah'a (sav) gidip durumu anlatmış, Hz. Peygamber, "sen o boşama sözü ile ne kastettin?" diye sormuş, o da sadece bir talakı kastettim demiş. "Allah'a yemin olsun mu?" deyince de Allah'a yemin olsun karşılığını vermiş. Bunun üzerine Rasulullah (sav), "öyleyse neye niyet ettin ise, odur" buyurmuş. [Ebû Davud dedi ki: Bu hadis Rükane'nin karısını üç talakla boşadığını ifâde eden İbn Cüreyc hadisinden daha sahihtir. Çünkü bunun ravileri, Rükane'nin kendi ev halkıdır, şüphesiz onlar meseleyi başkalarından daha iyi bilirler. İbn Cüreyc ise, bunu Ebu Rafi'nin oğullarından biri vasıtasıyla İkrime'den, o da İbn Abbas'tan rivayet etmiştir.]